Ekşisözlüğe yazmıştım ama sanırım henüz daha yazarlığım onaylanmadı buraya da atmak istedim.
Ne kadar yazarsam yazayım tarif edilmesi imkansız olan bir histir. Aşktır. O kusursuz çizgi serileri ve dizileri izleyememek çok büyük bir kayıptır. 94 doğumlu birisi olarak 10 yıldan fazla süredir aramaktayım. Neden neden ailesi'nin VCD'sinin satıldığı dönemlerde almıştım yoksa Victor'un, Bobby'nin o muhtaç sesini bir daha duyamayacaktım. Çok kıymetli dublaj ustalarının çalıştığı bir süreçti. Murat Şen'in gençlik yılları, Ali Ekber Diribaş'ın Jack ve Kene sesiyle kulaklarımızın pasını sildiği tekrarı elzem yıllardı.
Büyük adam olma yolunda ilerlerken zaman zaman unuttuğumu fark edip hatırlamak zorundayım düşüncesi ile beynimi zorladığım bir dönem duş alırken bile aklıma dublajlı replikler ve bölümlerden görüntüler gelirdi.
İyi ama bu kedi değil ki? Bu bir kedi! (Ciyak Kedi'nin Kedi isimli ajanının uçakta Eek ile yer değiştirdiği ve suçluların Eek'i Kedi denilen ajan sandıkları bölümden
Gene bir Ciyak Kedi bölümünden
-Yeşil köpek/ geyik kafalı uzaylı: Ben uzaylıyım, dostum, dünyaya barış getirdim dedikten sonra kırmızı bir yaratığa dönüşmesi ben LORTHAAR! hepinizi yok ediceeem! diye bağırışı
Gene bir Ciyak Kedi bölümünde Anabel ile Eek iki maymun ile uzay mekiğine binerler ve uzaya giderler. Bu sırada da uzay çalışanları ile iletişim halindelerdir.
-maymunların beyni eriyecek dendikten sonra
-Mekiği çok tatlı bir kedi kullanıyor
-Aaaaaaoooouu (sempatik bulma nidası)
-TAM ÜZERİMİZE ÇAKILMAK ÜZERELERRR!!
-AAAAAAAAAAA (sonraki bağırışları)
Başka bir Ciyak Kedi bölümünde Anabel havuzda kaybolur Eek bir deniz araştırma ekibi tutar ve birlikte havuzu araştırırlar şans eseri tıpanın açık olduğu fark edilir ama gene kötü şans eseri ikisi birden içine sürüklenirler. Havuzdan içeri girdiklerinde kendilerini okyanusta ıssız bir adada bulurlar ama oranın yerlilerinin kabile şefi Anabel ile evlenmek için onu kaçırır aslında. Eek bu şef ile yarışa girer ve suda yüzme yarışında şef suya girdiği an yüzme bilmediğinden boğulur Eek galip olur ama kutsal yakutlarını çok tatlı bir sakarlıkla kırdıktan sonra tüm yerlilerin nefretini kazanır ahahahhahahha
En sevdiğim bölümü Eek'in küçük kedi çocuklara çocukken yaşadığı bir anısını anlattığı içinde korsanlar, godzilla(adı bigzilla idi) hazine, kikloplar olan bir bölümdür; Godzilla'ya olan göndermesi sonunda ayağına batan mısırdan dolayı sinirlenip ortalığı yıktığı eleştirisidir. Bölümün sonunda amerikan toplumunun hikaye ve macera yatağı olan ağaç evde çocuklar Eek'e inanmaz ve alıp başlarını giderler. Tam o sırada Bigzilla gelip dostum Eek'i gördünüz mü? diye sorar.
Neyse Eek'in diğer bölümlerini eğer bir gün bir buluşma ayarlanırsa anlatmak isterim sizlere. FoxKids isimli üye özellikle sana. Ruhdaşız bu konuda.
Şunu buraya koyuyorum nostalji güzeldir hele ki konu Fox Kids'se
https://www.youtube.com/watch…
Çılgın Korsan Jack'in dublajları ortaya çıkmadan önce
Lapacı seni az/saman beyinli!
mm mm şey olmalı şey olmalı peynir olmalı..
mmm Boris
Pita pan no bouken'den Kaptan Hook'u, bir parça dal ve tahtaya annesinin kıyafetlerini giydirerek kandırdıkları ve Hook'un anne, seni seviyorum, seni çok özlüyorum, nolursun beni bırakma dediği bölüm
Kashi no ki Mokku'nun çok azınız hatırlayacaktır; çok vahşi bir işleyişi vardır. Pinokyo tatlı bir sincapla boks maçı yaparken kendini kaybedip green street holigans'a döner çizgifilm. Ya da kıskandığı ve sevmediği için arkadaşının evine gizlice girip onun yatağının başında tornavida ile bekleyişi travmatiktir bir çocuk için ki aklımda kalmış. Kontes'i, Cadı'yı, haşhaş kraliçesini, kemanla müzik çalındığında barış gelen ülkeyi unutmak kolay mı?
Aklıma gelen ilk görüntü her gün para veren bir ağaç vardır, köylüler pinokyodan öğrendiğinde tek seferde hepsine sahip olmak için ağacı keserler ve ağaç ölür daha da para vermez. Baltaların ağaca giriş sesleri hala kulağımda..
Sonra da pinokyo burjuva evinde yemeğe gider. Profesör Dubledore dublajlı Gepetto(ki Dubledore'u babacan bulmamın nedeni de bu olsa gerek) da onu merak ettiği için aramaktadır ve eve gelince ona da bir tabak çorba koyarlar. Gepetto ağzını şapırdata şapırdata çorbayı içerken pinokyo babasından utanır ve ona bağırmaya başlar, git, beni utandırıyorsun, arkadaşlarımın önünde küçük düşürüyorsun diye yaşlı ve zavallı babasına bağırmaya başlar. Şuan bile ağladım. Siz düşünün. Ama daha sonra da cezası ağır olur. Pinokyo insani duygulardan uzaklaştıktan sonra bir ot olmuştur. Peri de onu cezalandırmak için gerçek bir saksıda yetişen bir bitkiye dönüştürür sonra da gemi macerası başlar. Neyse ki babası ölürken üç başlı yılanın mağarasına gidip bir çiçeği alıp geri döndüğünde babasını ne kadar sevdiğini biliriz.
Anlıyor musunuz meseleyi arkadaşlar, bu bir insanlık mücadelesidir aslında. Fox Kids geri getirilmelidir ve çocuklar bu şekilde din propagandası yapan saçma sapan çizgi filmlerden uzaklaştırılmalıdır.
Youtube'da fenomen olan JudasGökhan'ı duyduğumda bu ses birine benziyor diyerek çoooooook uzun bir süre düşündüm ve sonunda Kene'nin yaveri olduğunu fark ettim. Sesin yarattığı çağrışım beni Türkçe dublaj bölümlerini izlemeye yönlendirdi. Ve arabada kanalizasyon faresi ile arkadaşı tartışırken "çocuklar lütfen şunu keser misiniz!" diye bağırdığı noktada ses bire bir bu fenomeni andırmış bana.
Geçenlerde gene kulağıma gelen bir ses "seni öldürürler! -anlamadım ne? Seni öldürürler diyorum!" sesiydi ilk aklıma gelen bir Fox Kids çizgifilmi mi düşüncesi oldu elbette. Hayat Güzeldir filmindeki tank yapma sahnesinde arkadaşı Guido'ya söylüyormuş.. İlk düşüncem Fox Kids olduğu için mutluyum.
Yıllar sonra Çılgın Korsan Jack'teki pembe ve tüylü kanişi, fransız - kelt gurme korsanın sesinin Uğur Taşdemir, Peter Parker'ın Murat Şen, Çılgın Korsan Jack'in, Kene'nin Ali Ekber Diribaş, Gepetto gibi yaşlı dedelerin Kaya Akarsu, Lapacı, Rocco, Ciyak Kedi'nin Özgür Özdüral olduğunu fark ettiğimde kendi arkadaş çevrelerinden Ayhan Kahya, Ziya Kürküt, Tarkan Koç, Fatih Özacun gibi değerli isimleri keşfettim.
Fox Kids aynı zamanda bir rehber niteliği de taşımış oldu.
Düğme Burun'un bir bölümü gelir hemen akıllara. Galgameth çocukluğumuzun efsane filmi! Düğme burun aynı heykelciği bulur ve bu heykelcik kasabadaki demirleri yiyerek büyür sonunda devlet kendi arması kendi sancağına düşman kesilmiş olur. Bir devletin kendi düşmanlarını ilahlaştırarak yarattığı eleştirisi ortaya çıkar. Düğme Burun'un da iç sızlatan bir hikayesi vardır. Babasının çilek fabrikası havaya uçar ve Düğme Burun da fantastik bir dünyaya uçmak zorunda kalır. Evinden uzakta hüzünlü hikayeler yaşar durur. Gökyüzünden düşen adam ve arkadaşını yitirdiği bölümleri en hüzün yüklü bölümlerdir.
Gelelim Spiderman'a normalda Marvel, DC hayranı bir adam değilim ama ne gariptir ki gerek evreni (Stan lee ile comic'in binasının çatısında sohbeti) gerek karakterleri (6 unutulmaz savaşçı, Dr. Strange ile Baron Mordo, John Hardesky, Matt Murdock, binalarda kaykayla gezen siyahi çocuk, Peter'ın arkadaşı Brock'un oğlu, bazı kötü karakterlerin kendi özlerine dönüşleri) ile beni büyülemişti Saban'ın Spiderman'ı. Türkiyede son bölümü yayınlandığında izleyebilen sayılı insanlardan biriydim. Marry Jane'i bulmaya gidiyorum diyerek Peter biterdi seri. Saban ile Fox Kids anlaşması bozulduğundan bu şekilde bitirilmiş çok üzücü bir hikayedir Spiderman serüveni.
Fantastik Dörtlü'nün ceza evinden kaçan suçluları yöneten kukla ustası aşçı onları fırında ekmek, kek yapıp sanki bir voodoo büyüsüymüşçesine hareket ettirişi...
Aynı ayarda Creepy Crawlers'ın deney sonucu ortaya çıkan kahramanları ve düşmanları anahtarcı
https://www.youtube.com/watch?v=D2zOXAB1Nu8
Eerie İndia'nın her bir bölümünün etkileyiciliği..
Marshal ve Simon'un maceraları, saklama kabında uyuyan ikizler ve sonsuza dek genç kalmaları, tost makinesinden çıkan banka soygunu yapmak isteyen vahşi batı hayaleti, sürekli para veren bankamatik, kayıp eşyalar bürosu, çizilen her şeyi gerçeğe dönüştüren kurşun kalem, geçmişinde sevdiği kıza mektup veremeden hayatını kaybeden ve onun bir ruh olduğunu sonradan anlayarak tüylerimizi diken diken eden Tobey Maguire, Diş teli sayesinde köpekleri duyabilen ve sonunda onlar tarafından parçalanan şişman çocuk, göz muayenesinde hipnotize olma.
En sevdiğim bölümü kuşkusuz süt kutularının arkasındaki kayıp insanların gittikleri yer. Gece uyumadan önce Marshal saatini geri alır ve bambaşka bir evrende uyanır. Bir sütçü süt kamyonu ile onu alır sonra süt kutusu arkasında kaybolan bir kızdan hoşlanır. Sütçü bunlara yardım eder bölümün sonunda Marshal'ın boynundaki anahtar sütçüde de vardır. Yani paralel evrene dayalı sütçünün aslında Marshal'ın yaşlılığı olduğunu anladığımızda şok geçirmemiz olasıdır.
Şimdilik bu kadar. Yoruldum. Özel olarak isterseniz istediğiniz çizgi filmin hatırladığım bölümlerini sizlerle paylaşırım.
Hafıza denen kavram bazen beni bile ürkütüyor. Kronosa inat savaşıyorum. Umarım pasif direnişlerin de mutlak zafere çıktığı günler gelir. Salamura!