Domination of the Dead-Ölülerin Hakimiyeti-2.Sezon Başladı!

Hikayenin Durumu Nasıl?

  • Bence gayet iyi gidiyor,devam et.

    Votes: 1 25.0%
  • Kararsızım

    Votes: 0 0.0%
  • İyi gidiyor ama yinede final yap.

    Votes: 1 25.0%
  • Başka hikayelerde görmek istiyoruz seni.

    Votes: 2 50.0%
  • Kötü gidiyor.

    Votes: 0 0.0%

  • Total voters
    4

Users who are viewing this thread

Prosperus

Knight at Arms
Domination of the Dead hikayem de isminden de anlaşılacağı gibi Türkçesi:Ölülerin Hakimiyeti.

Türkleri bu konuda affedersiniz ama hep salak olarak gördüler.Hani bir korku filmi (zombi filmi) izledikten sonra şöyle deriz:Oğlum varya izlediğimiz filmdekiler gerçek olsa,bu elimdeki taşla üzerlerine koşarım hiç de korkmam.

İşte artık sizi bu düşünceden kurtarıp,Türklerinde bir zombi filmi çekebileceğini/hikayesini yazabileceğini amatörce de olsa göstereceğim.

Anket eklenmiştir. Ben oy kullanmayacağım.

2.Sezon başlamıştır.Umarım betimlemeleri yeterli düzeyde arttırabilmişimdir.

Konusu   

Yıl 2015di.Rusya,sıcak denizlere inme hayali ile Türkiye'ye savaş açmıştı.Savaş 1.5 yıl sürdü.Ve milyonlarca insan öldü.Gerek Türk-Rus askerlerinden,gerek Türk halkından.Yine de Rusya yüzıllardan beri hayali olan sıcak denizlere inememişti.Zaten önceden de Türklere karşı içinde büyük bir nefret ve kin büyüten Vladimir Putin,yaptığı son savaşı da kaybettiği zaman bu nefret ve kin iki kat daha büyümüş olsa gerek ki,ordularını Türkiye'den çekerken bir virüsü Anadolu'ya yaymıştı.Bu virüs birçok Türk insanı öldürmekle kalmayıp,sadece 2 yıl gibi kısa bir süre içerisinde Dünya'nın yarısını öldürmeyi başarmıştı.Şimdi,Rus bilim adamlarının bu yaptığı felaketin sonuçlarını herkes çekiyor.Geriye kalanlar ise,bir gün bile olsa yaşama tutunmaya çalışıyor...
         

1.Sezon
Hikaye,Gizem ve Ali'nin zombilerden/aylaklardan kaçarak benzin istasyonuna gelmesiyle başlamaktadır.Benzin istasyonundan çıktıktan sonra bir okula giderler ve burada birkaç kişiyle tanışırlar.Okulun 3.katında ki her sınıfında zombiler vardır.Ve bu zombiler bir gün o kapılardan çıkarlar,neye uğradığını şaşıran grup,arkalarında 2 kişiyi ölü olarak bıraktıktan sonra okuldan ayrılırlar.

O saldırıdan kurtulan grup,bir ormanda kamp kurarlar.Fakat bu kamp o kadarda uzun sürmez.Akşam olduğu zaman zombiler etraflarını sararlar ve birkaç kişiyi ısırırlar.

Oradan da ayrılan grup bu sefer radyoda güvenli olan bir yerin adı geçer.Burası:Kartal Kültür Merkezidir.Oraya giderler.Bir akşam kalırlar ve orada ki profesör'ün kazan dairesine bomba yerleştirdiğini öğrenmişlerdir.Gruptan Halfrida ile Jolan,orada kalmaya ve mücadelelerine son vermeye karar verirler.Ve grup kültür merkezi patlayarak yanıp kül olmadan kaçıp kurtulur.

Karakterler

Gizem:26 yaşındadır.Bu olaylar olmadan önce İstanbul da avukatlık yapmaktadır.Olaylar olduktan sonra ise ailesi ve eski arkadaşı Ali ile birlikte hayatta kalmaya çalışır.Fakat Gizem'in ailesi,bir markette zombiler tarafından ısırılır.Ve oda,Aliyle beraber oradan kaçarlar.Ali'den hoşlanmaktadır.

Ali:26 yaşındadır.Savaştan sonra ailesinin yanına dönmüştür.Fakat ailesiyle hasret gideremeden zombiler evlerini basmışlardır.Sadece o kurtulabilmiştir.Ve hoşlandığı kişi olan Gizem ve ailesiyle birlikte yaşamıştır.

Samet:26 yaşındadır.Olaylardan sonra babası ve babasının eski arkadaşının ailesiyle birlikte bir okulda kalmaktadırlar.Kemal ile birlikte Ali ve Gizem'i zombilerden kurtarmışlardır.

Mehmet:58 yaşında birisidir.Samet'in babasıdır.Oğlunun ölümünden Kemal'i sorumlu tutar.

Kemal:Okulda saklananlardan.Olaylar olmadan önce balıkçıdır.Orta yaşlarda birisidir.Samet ile birlikte Ali ve Gizem'i zombilerden kurtarmışlardır.

Acelin:Kemal'in Alman karısıdır.Olaylar olmadan önce veterinerdir.

Junior Kemal:Kemal ve Acelin'in oğludur.Ailesi ona genellikle Kuyt diye seslenmektedir.Fanatik Fenerbahçelidir.

Halfrida:Acelin'in yiğenidir.Kültür Merkezinde ki patlamada ölmüştür.

Jolan:Acelein'in yiğeni,Halfrida'nın kardeşidir.Kültür Merkezinde ki patlamada ölmüştür.

Profesör Yasin:Ailesini,evini,çalışma yerini kaybeden Yasin bir profesördür.Ve artık her şeyden umudunu kaybetmiştir.Ve kültür merkezinin kazan dairesine bir bomba yerleştirmiştir.Ve patladığı zaman ölmüştür.


Bölümler

1.BÖLÜM
                                                                          1.BÖLÜM
                                                                SAVAŞ SONRASI HAYAT
*Gizem Anlatır:
-Yıl 2015di.Rusya,sıcak denizlere inme hayali ile Türkiye'ye savaş açmıştı.Savaş 1.5 yıl sürdü.Ve milyonlarca insan öldü.Gerek Türk-Rus askerlerinden,gerek Türk halkından.Yine de Rusya yüzıllardan beri hayali olan sıcak denizlere inememişti.Zaten önceden de Türklere karşı içinde büyük bir nefret ve kin büyüten Vladimir Putin,yaptığı son savaşı da kaybettiği zaman bu nefret ve kin iki kat daha büyümüş olsa gerek ki,ordularını Türkiye'den çekerken bir virüsü Anadolu'ya yaymıştı.Bu virüs birçok Türk insanı öldürmekle kalmayıp,sadece 2 yıl gibi kısa bir süre içerisinde Dünya'nın yarısını öldürmeyi başarmıştı.Şimdi,Rus bilim adamlarının bu yaptığı felaketin sonuçlarını herkes çekiyor.Biz geriye kalanlar ise,bir gün bile olsa yaşama tutunmaya çalışıyoruz...
-----------------------
-Koş!Ali!Kaç!
Ali,Gizem'e bir kez daha bakar ve son sürat koşmaya başlar.
*Bir el silah sesi duyulur.Ve ikincisi,ve üçüncüsü.
Daha sonra Gizem de koşmaya başlar.Ali benzin istasyonuna varmıştır.Fakat ölüler,tabiri caizse burayı da kuşatmışlardır.Ali önüne çıkan ilk ölünün kafasına sıkmıştır.Daha sonra ikincisine de sıkmıştır.Bu arada Gizem de ona yetişmiştir.
-Gizem!
-Geldim,Ali!Gir içeri,hemen!
Ali,önüne gelen ölüleri öldüre,öldüre benzin istasyonunun marketine girmiştir.Gizem de çevresinde ki ölülere sıktıktan sonra markete girmiştir.Kapıyı,içerde buldukları eşyalarla sağlamlaştırmışlardır.
----------------------------------------
-Çok korkmuştun,dedi gülerek Gizem.
-Kim?Ben mi?Güldürme adamı Gizem.Asıl sen korkmuştun.
-Tabi,tabi canım.Belli oluyordu.
İkisi de güldüler.Daha sonra yiyecek aramaya başladılar.Buldukları yiyecekleri çantalarına koyuyorlardı.Ali,marketin deposuna doğru yürümeye başladı.Yürürken,derin dondurucuların dibinde yatan bir zobmi gördü.
-Bu olaylar hep Ruslar yüzüne oldu,dedi kendi kendine.
Deponunun kapısına vardığı zaman kanlarla yazılmış bir yazı gördü:
KAPIYI SAKIN AÇMAYIN!
Yazıyı okuyunca Ali, depo kapısının camından içeri baktı.Tam o sırada bir zombi cama yapıştı.Ve Ali küfür ederek yere düştü.
------------------------------------
Sesi duyan Gizem,hemen Ali'nin yanına koştu.
-Ne oldu Ali?
-Zombiler her yerde!
-Evet,bunu bende biliyorum.Ama neden durup dururken yere düştün?
-Çünkü,depoda da varlar,diyerek yazıyı gösterir.
Yazıyı okuyan Gizem çok şaşırır.Cama bakar ve zombiyi görür.
-Hemen buradan çıkmamız gerek Gizem.
-Saçmalama Ali.Bir tane zombiden ne olacak sanki?Hem baksana,deponun kapısı demir.Oradan çıkması imkansız.
-Dışarda da zombi olduğunu hatırlatırım sana.
-Haklısın,ama..
-Ama ne Gizem?İki hafta önce olanları unuttun galiba.Yine bir marketteydik ve yine kapıyı bu şekilde sağlamlaştırdık.Ama bir işe yaramadı.Hadi şimdi çantanı al ve gidelim buradan.
Gizem kısa bir şekilde iç geçirdi.Ve:
-Pekala.
Çantalarını alırlar ve kapıya yönelirler.Kapıyı sağlamlaştırdıkları eşyaları atarlar ve kapıyı açarlar.
-------------------------------------
-Üç,iki,bir.Koş!,diye bağırır Ali.
Tüm güçleriyle koşarlar.Önlerine çıkan birkaç zombiyi öldürürler.Yaklaşık 1Km. koştuktan sonra,bir okul görürler.Ve bahçesinde de birkaç araba vardır.Okula girmeye karar verirler.Fakat,sürgülü kapı kapalıdır.Bu yüzden duvarlardan tırmanmaları gerekiyordur.Ama acele etmelidirler,zira yavaş hareket ederlerse zombilere yakalanabilirler.Çünkü,çevreleri zombilerle kaplıdır.Önce çantalarını atıp,daha sonra kendileri çıkmışlardır.Ne yazık ki çıkarlarken Gizem'in ayağını bir zombi yakalamıştır.Gizem bağırıyordur.Zombiler daha da fazlalaşmışlardır.Bunu gören Ali,silahını güçbela belinden çıkarmıştır.Fakat çıkarmasıyla yere düşmesi bir olmuştur.Başını yere çarpan Ali,bayılmıştır. O anda okulun kapısından iki kişi çıkmıştır.Bunlardan birisi Ali ve Gizemle yaşıttır(26 yaşındadır),bir diğeri ise orta yaşlarda birisidir.Yaşça büyük olan,pompalısıyla önce Gizem'in ayağından tutan zombinin kafasına,daha sonrada Ali'nin yanına yaklaşan zombilere sıkmıştır.Gizem hemen duvardan tırmanmıştır.Gizemle yaşıt olan ise Ali'yi okulun bahçesine götürmüştür.Orta yaşlı olanda onun peşinden girmiştir.
                                                                      1.BÖLÜMÜN SONU
 
2.BÖLÜM
                                                                      2.BÖLÜM
                                                                YENİ ARKADAŞLIKLAR
Ali,yavaş yavaş gözlerini aralamaya başlar.İnsan sesleri duymaktadır.Gözlerini açtıktan sonra üç kere öksürür ve doğrulmaya çalışır.Fakat yanındakiler izin vermeyerek,''Biraz daha dinlenmelisin''derler.Ali,Gamze'yi sorar.Yaşlı adamın sesi duyulur:
-Birazdan gelir.
-Siz de kimsiniz?,diye sorar Ali.Ve yanı başında ki kişi kendini tanıtır:
-Benim adım Samet.26 yaşındayım.
-Ben de Kemal.
-Benim adım da Kemal.Junior Kemal.Ama bana Kuyt da diyebilirsin,diyerek gülümser.Babası Kemal araya girer:
-Fanatik Fenerlidir de,diyerek güler.
Odada ki son kişi olan ve yaşça hepsinden büyük olan Mehmet de Ali'ye kendini tanıtır:
-Ben de Mehmet.Samet'in babasıyım.
-Seni o iğileştirdi,dedi Kemal.
Zarzor konuşarak:
-Benim adım da Ali.Tanıştığıma memnun oldum.Yardım ettiğiniz için teşekkürler.
O sırada diğerleri içeri girerler.Ali'nin uyanık olduğunu gören Gamze,hemen yanıbaşına koşar.
-Ali,uyanmışsın,diyerek iki elini ağızına götürür.
Ali yine zarzor konuşarak:
-Gamze,sen iyi misin?,diye sorar.
-İyiyim.Bizi aylaklardan,Samet ve Kemal Ağabi kurtardı.
-Aylaklar?,diyerek şaşkınlığını belirtti Ali.
Kemal söze yine girerek:
-Evet aylaklar.Ben onlara öyle diyorum.Peki ya sen ne diyorsun?
-Ölüler ya da zombiler.
-Zombiler mi?,diye kahkaha attı Kemal.
-Dostum,sen çok Amerikan filmi izlemişsin galiba.Onlara herkes zombi diyor.
-Oğlum galiba sen hiç kafayı bulmadın.Ya da hiç kafayı bulan birisini görmedin.
-Aslına bakarsan içki kullanmıyorum ve kafayı bulan da görmedim.
Bu cevap karşısında Kemal çok şaşırır.Ve konuşmasına devam eder:
-Onlara neden ''aylaklar'' diyorum biliyor musun?Çünkü onlar hem ağır bir şekilde hem de aynı bir sarhoş gibi yürüyorlar.İşte sebebi bu,dedi.Konuşmayı bitiren Kemal'in karısı Acelin oldu:
-Tamam bu kadar sohbet yeter,diyerek Aliye kendisini tanıtmaya başladı.
-Benim adım Acelin.Bir Almanım ve Kemal'in de karısıyım.
Daha sonra Acelin'in iki yeğeni kendilerini tanıttılar.
-Ben Halfrida.Acelin teyzem olmak,dedi ve Jolan'ı göstererek:
-Bu da kardeşim Jolan.
-Merhaba.
-Bende Ali,tanıştığıma memnun oldum.
                                                                  2.BÖLÜMÜN SONU

3.BÖLÜM
                                                                          3.BÖLÜM
                                                                      OKULA VEDA
Ali artık ayaklanmıştır ve okuldakilere yardım ediyordur.Yanına ilk gittiği Acelin idi.Acelin kantinin yerlerini siliyordu.
-Hey Acelin.
-Hey Ali,dedi ve ikiside güldü.
-Yardıma ihtiyacın var mı?
-Hayır,yaparım.Hem senin dinlenmen gerek.
-Ben yeterince dinlendim.Sen yardım istemediğine emin misin?
-Eminim Aliciğim.Yine de sorduğun için sağol.
Daha sonra spor salonuna bakındı ve Halfrida ile Jolan'ı gördü.Almanca şarkı söyleyerek ortalığı toparlıyorlardı.
-Merhaba gençler.
-Merhaba Ali,dedi ikiside.
-Yardım edebileceğim bir şey varmı?
-Senin yapacağın bir iş olmamak.Sen gitmek ve dinlenmek,dedi Halfrida.
-Aslında senin yapacağın iş olmak.Sen yerleri silmek,dedi Jolan.
-Peki tamam.
-Nein!Senin yapacağın iş olmamak,sen gitmek,dedi önce Ali'ye daha sonra Jolan'a bakarak.
-Tamam.Hadi kolay gelsin.
-Teşekkür Ali
-Teşekkür Ali.
Ali koridorda gezinirken bir anda Kemal yanına geldi.Ve konuşmaya başladı:
-Nasılsın Ali?
-Daha iyiyim.Sen?
-Bende iyiyim.Dinle dostum,sana dün bir pislik gibi davranmış olabilirim.Eğer böyle düşünüyorsan özür dilerim.
-Önemli değil.
-Oh.İyi o zaman.Seni gezdireyim mi?
-Olur.
Ve Kemal,Ali'ye okulu gezdirir.3.kata geldiğinde:
-Bu katta ki sınıfların hepsinde aylaklar var.Dinlersen eğer seslerini duyabilirsin.
İkiside sessizce durdular ve dinlediler.Gerçekten de her sınıftan zombi/aylak sesleri geliyordu.Ve Kemal konuşmaya devam etti:
-İki aydan beri bu okuldayız.Bu kapılar daha ne kadar dayanır bilmem.
-Peki neden onları öldürmediniz?
-Mermilerimiz bitmesin diye tabi ki.Her neyse hadi bahçedekilere yardım edelim.
-Dur biraz.Diğer iki katı neden gezmiyoruz?
-Önemli değillerde o yüzden.Hadi gidelim.
Aşağı indiklerinde Samet ve Junior Kemal'in demirlerle uğraştıklarını görürler.Daha sonra Mehmet'in yanına giderler ve ona yardım ederler.Mehmet arabalarla uğraşmaktadır.Kemal malzemeleri almak için okula girer.Ali ise Mehmetle dışarıdadır.Henüz birkaç dakika geçmişken Samet ve Junior Kemal'in bağırmaları duyulur.Ali ve Mehmet o tarafa baktıklarında iki zombiden birinin Sameti,diğerinin ise Junior Kemal'i yakaladıklarını görürler.Ali hemen onların yardımlarına koşar.İkisinden birini kurtarmak zorundadır ve Ali,Kemal'i kurtarmıştır.Samet ise onu yakalayan zombi tarafından ısırılmıştır.Bağırışmaları duyan Kemal dışarı çıkar ve oğlunun yanına gider.Mehmet de oğlunun yanına gider.Daha bu olayın şokunu atlatamadan okulun içindende bağırışmalar gelir.O tarafa baktıklarında okulda ki herkesin kaçtıklarını görürler.En önde Acelin onun hemen arkasında Halfrida,Jolan ve Gizem vardı.
-Aylaklar!!
-Zombiler!!
-Ölüler!!
Erkeklerin yanına geldiklerinde bir sürü zombi okulun bahçesine çıkmaya başladı.Bunu gören Ali ve Kemal arabaların yanına gidip silah aldılar ve zombileri öldürmeye başladılar.Kapıdaki zombiler azalmaya başlayınca da kapıya koştular ve sağlamlaştırdılar.Kadınlara sürgülü kapıları açmalarını söylediler ve kendileri arabaları çalıştırdılar.Jolan da o sırada Mehmete:
-Hadi Mehmet ağabi,sen kalkmak ve bizimle gelmek.
-Hayır!,diye bağırdı.
-Hadi sen kalkmak Mehmet ağabi.
-Yürü git başımdan seni pis Alman,diye bağırdı.
Daha sonra Jolan da arabalara koştu.Herkes arabaya binmişti.Kapıdan çıkmadan önce camları açıp Mehmet'e:
-Hadi Mehmet ağabi,kalk gidelim burdan hadi!
-Gidin köpekler,gidin!
O sırada bir zombi arabanın camına yapıştı.Ve Kemal arabayı hızla sürdü.Onların ordan gitmesiyle birlikte okulun kapısı kırıldı ve bütün zombiler Mehmet'in üzerine gittiler.Ve onuda kendileri gibi bir zombiye dönüştürdüler.
                                                                  3.BÖLÜMÜN SONU

4.BÖLÜM
                                                                        4.BÖLÜM
                                                        YENİ GELDİK YİNE GİDİYORUZ
Grup yolda giderken bir ormana rastladılar ve orada konaklamaya karar verdiler.Eşyaları yerleştirdikten sonra Kemal,Ali,Jolan ve Junior Kemal kuş avına çıktılar.Bir poşet dolusu kuş avladıktan sonra kamp yolunu tuttular.Yolda giderlerken çalıların arasından bir çıtırtı sesi duyarlar.Oldukları yerde durarak sesin tam olarak geldiği yere bakmaya başladılar.Junior Kemal:
-Baba!Aylak!,diye bağırarak parmağıyla karşısını gösteriyordu.
Ali,Kemal ve Jolan,Junior Kemal'in gösterdiği yere doğru baktılar.Küçük Kemal haklıydı,orada bir zombi vardı.Muhtemelen kuş avlarlarken silah sesine gelmiş olmalıydı.
-Sessiz olun,dedi Kemal.
Bıçağını kabzasından çıkararak hızla zombinin üzerine yürüdü ve zombinin tam kafasına sapladı.
-Hadi hemen gidelim buradan,dedi Ali.
-Tamam ama kadınlara birşey söylemeyeceğiz,dedi ve Junior Kemal'a dönerek tekrarladı.
Sonra yollarına devam ettiler.
-Alın bakalım,sizin için topladık,dedi Kemal.
-Aferin size o zaman,diye karşılık verdi Acelin.
Bu cevap üzerine Kemal önce kaşlarını çattıysa da,Acelin de kaşlarını çatınca,bir anda yüz ifadesi güler yüze dönüştü.Bunu gören diğerleri çaktırmadan gülüyorlardı.
-Hadi baylar,gelinde size birşey anlatayım,dedi Kemal.
Ali ve Jolan birbirlerine baktıktan sonra Kemal'in peşinden çadıra girdiler.
-Ne anlatacaksın Kemal ağabi?dedi Ali.
-Birşey filan anlatmayacağım.
-E o zaman sen bizi niye çağırmak?,dedi Jolan.
-Çünkü,yarın akşamdan itibaren nöbet tutalım diyecektim.
-Zombi yüzünden mi?
-Evet.
-Peki son nöbeti ben tutabilmek?
-Bakarız.
-Peki Kemal ağabi neden bu akşam başlamıyoruz?
-Ne bileyim?Bu akşam laflarız diye düşünmuştüm.
-Tamam anladım.
-Hadi çıkalımda kadınlar şüphelenmesinler.
Akşam olmuştur,ateş yakmışlardır ve başında oturup sohbet ediyorlardır.Yarım saat sonra zombiler kampın etrafını sarmışlardır.Fakat gruptakilerin haberi yoktur.Taki Junior Kemal'in tuvaleti gelinceye kadar.Küçük Kemal tuvaletini yapmak için çimlerin arasına gitmiştir.Gittiği zaman ise üzerine zombi gelmiştir ve Junior Kemal'i yakalamıştır.Kemal Jr. bağırıp kaçmaya çalışsa da başaramamıştır ve zombi onu ısırmıştır.Sesi duyan gruptakiler Kemal Jr.'nin olduğu yere koşmuşlardır.Kemal silahıyla Kemal Jr.'yi ısıran zombiyi öldürmüştür.Acelin hemen oğlunun yanına koşmuştur.Ona sarıldığı zaman ise diğer bir zombi de onu yakalamış ve boynundan ısırmıştır.
-Hayır!!Acelin!!,diye bağırmıştır Kemal.
Ve karısını öldüren zombiyi de öldürmüştür.Bir anda çevrelerini bir sürü zombi sarmıştır.Elinde silah olanlar zombilere ateş ediyorlardır.Kemal Jr. tekrar ısırılmıştır.Bu sefer iki zombi tarafından ve hem kolundan hem de boynundan ısırılmıştır.Bunu gören  Kemal daha da çok sinirlenmiştir ve önüne gelen zombilerle yetinmeyip arkadaşlarının önüne gelen zombileri de öldürmüştür.
-Hadi Kemal ağabi,arabaya,dedi Ali.
-Siz gidin,benim bu aylaklarla bir hesabım var.
-Yapma ağabi,hadi!
-Olmaz!!
Ali son çare olarak Kemal'in kolundan tutarak arabaya götürmüştür.Ali,Gizem,Kemal,Jolan ve Halfrida oradan hızla uzaklaşmışlardır.
                                                                      4.BÖLÜMÜN SONU

5.BÖLÜM
                                                                  5.BÖLÜM
                              ''BEN YAŞADIĞIM SÜRECE,DAHA DA FAZLA İNSAN ÖLECEK''
Grup üzgün bir şekilde yola devam etmektedir.
-Benim yüzüme,benim yüzüme..,diye mırıldanıyordu Kemal.
-Hayır senin yüzüne değil Kemal ağabi,senin yüzüne değil,diye teselli etmeye çalışıyordu Ali,Kemali.
-Benim yüzüme!,diye yüzüne karşı bağırdı Ali'nin ve devam etti:
-Her şeyi yanlış planlıyorum.Eğer nöbete dün akşam başlasaydık belki de,duraksadı ve kafasını önüne eğdi.
Herkes suskundu.Ortamda ki sessizliği yine Kemal bozdu:
-2 günde benim yüzüme tam tamına 3 insan öldü.Hatta 4.Mehmet ağabi orada uzun süre yaşayamaz.Mutlaka ölmüştür.Ve bu 4 insandan ikisi karımla,çocuğum,diyerek sessizce ağlamaya başladı.
Birkaç dakika sonra radyonun çalışıp çalışmadığını denerler.Olmaz.İkinci kere ve üçüncü kere denerler olmaz.Fakat umutla bir daha denerler ve bu sefer çalışır.
*Radyoda ki ses:
Beni duyan var mı?Hayatta kalan ve beni duyan var mı?Eğer oradaysanız ve hayattaysanız size sesleniyorum.Yakında veya uzakta olmanız fark etmez.Nerede olursanız olun sizi bekliyorolacağım.Eğer beni duyuyorsanız Kartal Kültür Merkezine gelin.Orada sizi bekliyor olacağım.Birlikten kuvvet doğar.Size yatacak bir yer,yiğecek,içeçek,giyecek şeyler sunabilirim.Yeter ki buraya gelin.Ben Profösör Yasin.Buradayım ve sizi bekliyorum.
-Bunu duydunuz mu?,diye sordu Gizem.
Hepsi aynı anda ''Evet'' dediler.
-Oraya gitmemiz gerek,dedi Ali.
-Bana fark etmez.Artık hiçbirşey umurumda değil.Yani şuraya beni bıraksanız,size ne kızarım ne de küfür ederim.
Ali arabayı durdurur ve bir iç geçirdikten sonra elini Kemal'in omzuna koyar ve konuşmaya başlar:
-Bak Kemal ağabi.Sana ihtiyacımız var ve sensiz hiçbir yere gitmeyiz.Biz insanları yarı yolda bırakmayız,aksine onları yanımıza alırız.Lütfen bunu kendine yapma,olan oldu artık.
-Yanılıyorsun Ali.Sizin bana ihtiyacınız filan yok.Benim bu gruba yararım filan yok,aksine zararım var.
-Hayır zara..,Kemal,Alinin sözünü keserek:
-Ben yaşadığım sürece,daha da fazla insan ölecek,dedi.
-Hayır!Hayır Kemal ağabi!Seni bırakmıyoruz,bırakmayacağız da.Sen bu grubun ihtiyaç duyduğu bir kişisin.Şimdi kültür merkezine gideceğiz.
-Bence orası pek güvenli olmamak,dedi Jolan.
-Ne olursa olsun daha da çoğalırız.Adamın dediği gibi birlikten kuvvet doğar,diyerek son noktayı koydu Gizem.
Ve yönlerini Kartal Kültür Merkezine çevirdiler.
                                                                      5.BÖLÜMÜN SONU

6.BÖLÜM(SEZON FİNALİ)
                                                                    6.BÖLÜM
                                        ''BELKİ DE GÜVENLİ OLAN SON YER BURASIDIR''
Kültür Merkezine varmışlardır.Fakat binanın girişi zombilerle doludur.Grubun işi zor olacaktır ama onlar buraya girmeyi kafalarına koymuşlardır bir kere.Arabada ki işine yarayan eşyaları alıp indiler ve kültür merkezine doğru yürümeye başladılar.Onları gören ilk zombi,üzerlerine doğru gelirken,Kemal bıçağıyla birlikte onun üzerine koştu ve kafasına sapladı.Fakat koşarken bağırdığı için diğer zombilerinde dikkatlerini üzerlerine çekmeyi başarmıştı.Yapacak birşeyin kalmadığını gören grup önüne gelen zombileri öldürmeye başladı.En sonunda kapıya kadar gelmeyi başarmışlardı.Bu olanları kültür merkezinin üst katından şaşkınlıkla izleyen Profösör Yasin,koşa koşa aşağı kata,kapının oraya geldi ve sağlamlaştırdığı eşyaları kenara koyarak kapıyı açtı,grubu içeri aldı.Son olarak Halfrida içeri girdikten sonra kapıyı hızla kapattı ve kenara koyduğu eşyaları tekrardan yerlerine yerleştirdi.Daha sonra bekleme salonun da konuşmaya başladılar.Konuşmayı başlatan Profösör Yasindi:
-Bu olanlara inanamıyorum.Yani..Yaşayan birilerini en az iki haftadır görmüyordum.
-İki haftadır mı?,diye şaşkınlığını belirtti Gizem.
-Ah,evet.En az iki hafta önce çalışma arkadaşlarımı ve çalışma yerimizi kaybettim.Yürüyenler çalışma yerimizi bastılar ve arkadaşlarımı öldürdüler.Sadece ben kaçabildim.Hemde bir kültür merkezine.İnanabiliyor musunuz?Ben ya ben,bir profösör olarak bir kültür  merkezine sıkışıp kaldım.
-Evet biz senin profösör olduğunu bilmek.Zaten radyo da duymak,dedi Halfrida.
Yüz ifadesinden şaşırdığı anlaşılıyordu profösörün.
-Kendimi tanıtmadım.Ben Yasin.Bir profösörüm.
-Ben Ali.
-Ben Kemal.
-Ben Gizem ve bunlarda Alman arkadaşlarımız Halfrida ve Jolan.
-Merhaba,dedi Halfrida ve Jolan aynı anda.
-Tanıştığıma memnun oldum.Hadi gelin size kalacağınız yerleri göstereyim.
Yasin gruptakilerin kalacak yerlerini gösterdikten sonra duş almak istediklerini düşünerek,banyo yaptığı yeri gösterdi ve duş alabileceklerini söyledi.Herkes duş aldıktan sonra yemek yediler ve dinlenmek için odalarına çekildiler. Ali ile Gizem,Halfridayla da Jolan birlikte aynı odalarda kalıyordu.Kemal ise tek başınaydı.Ali ve Gizem aralarında konuşuyorlardı:
-Buraya gelmemiz iyi oldu bence.He,iyiymiş dimi burası?
Gizem dalmıştı,birşeyler düşündüğü her halinden belli oluyordu.
-Gizem?,diye dürttü Ali.
-Özür dilerim.Dalmışım.
-Ne düşünüyordun?Yine ailen mi?
-Evet,dedi ve ağlamaya başladı.
Ali de Gizem'in kafasını göğsüne yatırdı.Gizem hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Ali ise susmaktan başka birşey yapamıyordu.Gizem'in ağlaması bittikten sonra doğruldu ve gözyaşlarını sildi.Ve konuşmaya başladı:
-Belki de güvenli olan son yer burasıdır.
-Bence öyle değil.
-Nasıl yani?
-Bence dışarıda hala binlerce insan var.
-Binlerce mi?Ali,güldürme insanı.Herkes öldü,ölmeye de devam ediyorlar.
-Tamam ama...
-Aması filan yok Ali.Belkide bizde o profösör gibi burada sıkışıp kalacağız.
Ali iç geçirdi ve kendi kendine,Gizem'in duymayacağı bir şekilde ''Belki de..'' dedi ve ikisi de yattılar.
--------------------------------------
Ertesi gün Ali ile Gizem;Kemal,Halfrida ve Jolan'ın Yasinle bağırışmalarına uyandılar ve hızla onların yanına gittiler.
-Ne oluyor burada?,diye sordu Ali.
-Bu adam kazan dairesine bomba koymuş,dedi Kemal.
-Ne?,diye bağırdı Gizem.
-Bakın sonumuz böyle olacaktı zaten.Peki durum böyleyken hayatta kalmaya çalışmak niye?
-O zaman neden radyodan insanları yanına çağıyorsun be adam?,diye çıkıştı Ali.
-Artık umudumu kesmiştim ve yarın akşam kazan dairesine bomba koyacağım ve bu iş burada bitecek diye yemin etmiştim.
-Sen delirmişsin be adam!,diye bağırdı Kemal.
-Hey,bakın ben İmanlı bir insanım.Yeminimde duracağım.Ve sizde benimle birlikte öleceksiniz!
Bunu dedikten sonra Kemal,Yasin'e bir yumruk attı.
-Burdan gidiyoruz,dedi Ali.
Ve Gizemle birlikte odaya gitti.Onların peşinden Kemal de odasına gitti.Birazdan eşyalarını almış ve giyinmiş bir şekilde geldiler.Halfridayla Jolan'ın halen orada oturduğunu görünce Ali:
-Siz hala neyi bekliyorsunuz?Hadi çıkıyoruz buradan.
-Adam haklı olmak Ali,dedi Halfrida.
Jolan da onu kafasıyla onayladı.
-Siz burada kalmak istediğinize emin misiniz?
-Evet,dedi ikiside aynı anda.
-Peki.Gidelim o zaman.Gizem,Kemal ağabi hadi çıkalım bu cehennemden.
-Hani biz kimseyi bırakmazdık?,dedi Kemal.
-Onlar yaşamlarına son vermek istiyorlar.Hemde bombayla.
-Bende son vermek istemiştim.
-Ama sen intikam alarak son verecektin.İntikamını hayatta kalarakta alabirsin.Hadi,şimdi gidiyoruz.
Ve böylelikle arkalarında Halfridayla Jolanı bırakarak üçüde kültür merkezinden ayrıldılar.Onlar arabayla oradan gittikten hemen sora bina içindekilerle birlikte feci bir şekilde patladı.Böylece Halfrida,Jolan ve profösör Yasin mücadelelerine kendi rızalarıyla son verdiler.
                                                                        6.BÖLÜMÜN SONU

7.BÖLÜM 
                                                                    2.SEZON 1.BÖLÜM
                                                                          (7.BÖLÜM)
                                                                      GİZEMLİ KADIN
Soğuk bir Kasım akşamında vakit gece yarısından biraz önceydi.Dar ve karanlık yolda,sis içerisinde arabayla ilerleyen Ali ve Kemal suskunlardı.Biraz sonra arabanın ön tekerleklerinden biri yolun kenaranda ki hendeye saplanmıştı.Tam bu sırada arabanın hafiften sarsılmasıyla Gizem uyanmıştı:
-Ne oluyor ya?,diye uykulu bir şekilde sorarken bir taraftanda gözlerini ovalıyordu.
-Kahretsin!Bir bu eksikti,dedi Ali.
-Ne yapacağız?,diye sordu Kemal.
Ali de bir taraftan arabayı hendekten çıkarmak için çabalıyordu.Çıkaramayınca cevapladı:
-Yapacak birşey yok.İnip itmeyi deneyeceğiz.
-Ya,hala bana burada neler olduğunu söyleyen olmadı?,diye çıkıştı Gizem.
-Birşey yok Gizem.Tekerlek hendeğe saplandı.Arabayı hendekten kurtarmaya çalışıyoruz,dedi arabadan inerken Ali.
Ali ve Kemal,arabadan indikten sonra itmeyi denediler fakat tekerlek bir türlü çıkmak bilmiyordu.Bunun üzerine Kemal,öneride bulundu:
-Bu olaylar olmadan önce,bir keresinde buradan geçtiğimi hatırlıyorum.Yanılmıyorsam şu tepeye doğru çıktıkça bir ev gözüküyordu.Hala orada varmıdır bilmiyorum ama şansımızı denemekte fayda olabilir.Belki yeni bir arabada bulabiliriz.
-Yani,başka yapacak birşey gözükmüyor.Şansımızı deneyelim,diyerek Kemal'i onayladı Ali.
İkiside arabadan işlerine yarayacak olan eşyaları alırken bir tarafdan da Gizem'e toparlanmasını söylüyorlardı.Eşyaları aldıktan sonra hızla tepeyi çıkmaya başladılar.Kemal haklıydı,gerçekten de orada bir ev vardı.Yaklaşık 10-15 dakika sonunda evin önüne gelmişlerdi.Bu ev iki katlı,boyası eskimiş ve ahşaptan yapılmış dublex bir evdi.Kapıyı açmayı deneselerde bir işe yaramamıştı.Bu yüzden kendileri bir giriş yapmak zorundaydılar.Hemen yerde bir taş aradılar ve buldular.O taşı giriş kattakı camı kırmak için kullandılar.Kendilerinin sığabilecekleri genişlikte camı kırarak içeri girmeyi başardılar.İçerisi karanlıktı.Gizem ve Kemal fenerlerini yaktılar ve grup ilerlemeye başladı.Merdivenin başına gelmişlerdi.Merdiveni çıktıktan sonra uzunca bir koridor karşılarına çıkmıştı.Ve bu koridorda birçok odaya açılan kapı bulunuyordu.En önde Ali,arkasında Gizem ve en arkada da Kemal ilerlemeye devam ettiler.Sırasıyla bu kapılara bakmaya başladılar.İlk kapıyı açtıkları zaman,oda da bir gardrop,çift kişilik bir yatak ve zorda olsa yolu görmeyi sağlayan bir pencere bulunmaktaydı.Daha sonra ilerlemeye devam ettiler.İkinci kapıyı açtıkları zaman önlerine birkaç envanter dolabı çıkmıştı.Bu envanter dolaplarının kapaklarını açıp yiğecek almak istiyorlardı.Kemal,elini bir konserveye uzattığı anda koridordan ayak sesi geldi.Üçüde  korido hızlı bir bakış attıktan sonra kapıdan çıktılar ve kendilerine silah doğrultan bir kadın gördüler.
-------------------------------------------
-Evime izinsiz girdiniz!Evime izinsiz girdiniz!,diye bağırıyordu kadın.
-Hey,sakin ol tamam mı.Sakin ol.Aşağı ki yold...,diyerek açıklama yapmaya çalışırken,kadın sözünü kesti Ali'nin:
-Sizde onlardansınız.Beni öldürmeye ve kendiniz gibi bir ölüye dönüştürmeye çalışacaksınız değil mi?,dedi.Anlaşılan kadın bu olaylardan çok etkilenmiş ve sonunda delirmişti.
Grup onu yatıştırmaya çalışıyordu.Ve tam tamına 25 dakika içinde onu yatıştırmayı başardılar.Hemen ardından hikayelerini anlattılar.Sakinleşen kadın onların konuşmalarının bitmesini bekliyordu.Sırasıyla konuştuktan sonra,kendisi de hikayesini anlattı.Tam ayağa kalkacakken tepenin diğer tarafından geldiği belli olan sesler duydular.Bu sesler silah seslerinden başka bir ses değildi.
-Bu silah sesleride ne?,diye sordu Gizem.
-Aşağıda bir kasaba var.Eğer oraya giderseniz size yardım ederler.Yiğecek,içecek,giyecek hatta dostluk verebilirler.
-Kasaba mı?,diye şaşkınlığını belirtti Kemal.
-İnsanlar mı?,diyerek Ali de Kemal'e katıldı.
-Evet.İnsanlar var.Barikat kurmuşlar.Evlerinin dört tarafına da duvar örmüşler.Herşeyleri var.
-Peki ya sen neden onlarla değilsin?,diye sordu Gizem.
-Hikayemi anlattım ya,diyerek hafif bir gülümseme oluştu yüzünde.
-Oraya gitmeliyiz.Yardım edebilirlermiş baksanıza,dedi arkadaşlarına dönerek Ali.
Kemal ile Gizem başlarıyla onu onayladılar.
-Haydi sende gel,diyerek gruplarına çağırdı Ali,kadını.
-Hayır!,diyerek tekrardan sinirlenmeye başladığını belirtti kadın.
-Peki tamam.O zaman sana hayatta kalma konusunda başarılar,diyerek hızla evden çıkarak kasabaya ilerlediler.
Camdan arkalarına bakan kadın:
-Size de başarılar!,diye mırıldandı.Ardından kısa ve sessiz bir şekilde kahkaha attı.
                                                                    7.BÖLÜMÜN SONU

8.BÖLÜM
                                                                    2.SEZON 2.BÖLÜM     
                                                                          (8.BÖLÜM)
                                                            KALINACAK YENİ BİR YER
Ali,Gizem ve Kemal tepeden aşağı bayağı bir yürümüşlerdi.Sonunda ''Gizemli Kadın''ın bahsettiği kasabaya geldiler.Giriş kapısına yöneldiler.Tam o anda duvarların üstünde ki nöbetçiler silahlarını 3 kahramanımıza doğrulttular.Bir nöbetçi,tam nişan alıp ateş edecekti ki Ali ellerini havaya kaldırarak onu durdurdu:
-Durun,durun!Biz normal insanlarız.Burada insanlara yardım ettiğinizi duyduk ve geldik,Ali bu sözleri söylerken Gizem ve Kemal de ellerini havaya kaldırdılar.
İki nöbetçi de birbirlerine baktılar ve kapıyı açtılar.Grup içeri girerken,Ali nöbetçilere teşekkürlerini sunuyordu.Nöbetçiler silahlarıyla ilerlemelerini işaret ediyorlardı.Grup ilerledikçe çevrelerine bakıyorlardı.Ahşap evlerin koyu renkleri sönük görünmesine rağmen,beton evlerin gece karanlığı olsa dahi bembeyaz rengi göze çarpıyordu.Binalar bir veya iki katlıydı.Zorda olsa üç katlı ev bulunuyordu.Üstlerinde asılı tabelaların yazıları yağmurla silinmişti.Bu tabelaların birinde,kırmızı puntolarla bir terzinin ismi ''Ahmet''; diğerinde ise ayakkabıcı ''Bulgar Göçmen Aleksandur Stoichkov'' ismi göze çarpıyordu.Bir başkasında ise,iki oyuncunun arasında bir poker masası resmi dikkat çekiyor ve bu resmin altında da: ''Her şeyden uzak,kafa dağıtıcı,eskiden zenginlerin oyunu olan,kasabanın en iyi poker oynatan kahvehaneyi halen görmediniz mi?'' cümlesi okunuyordu.Kaldırımları bozuk yerlerde ise küçük esnaf dükkanları devam ediyordu.En sonunda boş bir dükkanın önünde durdular ve içeri sokuldular.
-Bura da bekleyin.Birazdan sizinle ilgilenilecek,dedi nöbetçilerden biri ve kapıyı grubun üzerine kapattıktan sonra çıktılar.
Biraz sonra kapı aniden açıldı ve içeriye, geniş alınlı,siyah saçlı,kahverengi gözlü,biraz kısa burunlu ve en az bir hafta önce sakal tıraşı olduğu belli olan uzunca bir adam içeri girdi ve grubun etrafında bir tur döndükten sonra nöbetçilere kafasıyla çıkmalarını işaret etti.Yine bir tur döndükten sonra grubun önünde durdu.Birkaç dakikalık sessizlik olduktan sonra adam konuşmaya başladı:

-Öncelikle hoş geldiniz.Ben General İbrahim Yıldırım.Olaylardan sonra,burayı kurdum ve insanları korumaya çalıştım.Galiba sizde buranın bir sığınak veya başka bir değişle kasaba olduğunu ve yardım edildiğini duyarak geldiniz.
-Merhaba,ben Ali.Bunlarda Gizem ve Kemal.Evet,yukarıda ki tepede bir ev var.Orada ki kadın bize bura...,derken General sözünü kesti Ali'nin:
-Tepede ki kadın mı?
-Evet.Orada ki kadın bize burada insanlara yardım edildiğini söyledi.Biz de yardım etmeniz umuduyla geldik.
-Orada ki kadın size ne söyledi?
-Dedim ya,burada yard...,General yine sözünü kesti Ali'nin:
-Hayır!Başka ne söyledi?
Ali tereddüt ederek cevapladı:
-Kocasının onu terk ettiğini ve kendisini ölüme mahkum bıraktığını,onun nerede olduğunu bilmediğini ve tek başına ailesinin evine yani tepede ki eve geldiğini,o evin kendisi için önemli olduğu ve bu yüzden oradan çıkmadığını söyledi.
General bir an duraksadı ve konuşmaya devam etti:
-Kadın doğru söylüyor.
-Onu tanıyor musun?
-Hayır o anlamda demek istemedim.Yardım konusunda haklı.Burada insanlara yardım ettiğimizi söylemiştim.
-Bize de yardım eder misiniz?,diye sordu Gizem.
-Tabi ki hanımefendi.Ama bir şartla.
-Nasıl yani?İnsanlara şart koşarak mı yardım ediyorsunuz?,diye şaşkınlığını belirtti Kemal.
-Evet,bize yarlı olurlarsa onları bu küçük sığınağımıza alıyoruz.
-Peki ne şartıymış bu?,diye sordu Ali.
-Bu zombi olayları yetmiyormuş gibi bir de normal hastalarla uğraşıyoruz.Bu kötü zamanlar da insan kaybedemeyiz.Yanımıza aldığımız insanları yarı yolda da bırakamayız.Birde ilaç sıkıntımız var.Kasabamız dışında bir hastane var.İlaçlarımızı oradan temin ediyorduk.Fakat orası da kullanılmaz hale geldi.Anlarsınız ya,zombiler orayı da bastılar.Neyse ki,bu koca İstanbul da birçok hastane var.Sizden isteğim,Taksim'deki Alman Hastanesi'nden gerekli ilaçları almanız.Eğer kabul ederseniz size ilaç listesini vereceğim ve sizde yarın sabah ilk iş olarak hastaneye gidip ilaçları alacaksınız.
-Peki,onca askerin veya özel adamın varken bizi neden gönderiyorsun?,diye çıkıştı Ali.
-Çünkü siz sığınacak bir yer arıyorsunuz ve bende size bunu sunabilirim.Dediğim gibi,bura da kalmanız için bu şartı yerine getirmeniz gerek.
-Bize nasıl güvenebilirsin.Yani ne bileyim,belki ilaçları alıp kaçarız,dedi Gizem.
-Benim için sıkıntı yok.Eğer siz giderseniz,belki de iki gün sonra ölürsünüz ve ilaçların size faydası olmaz.Ama şartı yerine getirirseniz burada emin olun ki,iki günden fazla yaşarsınız.Üstelik güvenliğiniz için,yanınıza iki adamımı vereceğim.Düşünmeniz için bir dakikanız var,diyerek odadan ayrıldı.
Grup arasında konuşup şartı kabul etmeyi kararlaştırdılar.Az sonra General içeri girdi:
-Düşündünüz umarım.
-Evet,dedi Ali.
-Peki,cevabınız nedir?
-Şartını kabul ediyoruz General.
-Güzel.Adamlarım size kalacağınız yeri gösterirler.İyi geceler,diyerek bir eli cebinde odadan ayrıldı.
                                                                        8.BÖLÜMÜN SONU                                               
 
Tanıtım yazısını okuyunca çok iyi bir öyküyle karşı karşıya olduğumu sanmıştım ama- ne yazık ki- yanılmışım. Sadece diyaloglarla ilerliyorsunuz. Betimlemeler, detaylar ve karakter analizlerine yer vermeniz gerekiyor. Olayları çok düz anlatıyorsunuz yani. Ayrıca bazı diyaloglar samimiyetten uzaktı, daha gerçekçi diyaloglar yazabilmelisiniz.

Bunlar bir yana, büyük bir heves görüyorum sizde. Aslında bu, size, kendinizi ve öykünü geliştirmek için yeter de artar bile. Yazmaya mutlaka devam edin. Yukarıda yazdıklarımı da dikkate alın. Olayları anlatırken detay verin. Beş duyu organını kullanın yani. Olaylar hızlı ilerlemesin, yavaş olun; ama hızlanması gereken yerlerde de hızı artırın.

Şimdiden başarılar ve kolay gelsin hocam. Daha iyi bölümler okuyacağımızı umut ediyorum. 
 
Homerøs said:
Tanıtım yazısını okuyunca çok iyi bir öyküyle karşı karşıya olduğumu sanmıştım ama- ne yazık ki- yanılmışım. Sadece diyaloglarla ilerliyorsunuz. Betimlemeler, detaylar ve karakter analizlerine yer vermeniz gerekiyor. Olayları çok düz anlatıyorsunuz yani. Ayrıca bazı diyaloglar samimiyetten uzaktı, daha gerçekçi diyaloglar yazabilmelisiniz.

Bunlar bir yana, büyük bir heves görüyorum sizde. Aslında bu, size, kendinizi ve öykünü geliştirmek için yeter de artar bile. Yazmaya mutlaka devam edin. Yukarıda yazdıklarımı da dikkate alın. Olayları anlatırken detay verin. Beş duyu organını kullanın yani. Olaylar hızlı ilerlemesin, yavaş olun; ama hızlanması gereken yerlerde de hızı artırın.

Şimdiden başarılar ve kolay gelsin hocam. Daha iyi bölümler okuyacağımızı umut ediyorum.
Yorumun için teşekkürler.Eğer bütün bölümleri okuduysan elimden geldiği kadarınca betimleme yapmaya çalıştım.Fakat haklısın,betimlemeyi çok kullandığım söylenemez.Zaten bazı hikayemler de bu eleştiriye maruz kalıyordum.Tavsiyelerini dikkate alacağım.Yorumun için tekrardan teşekkür ederim.
 
Ali Benim Adım Kemal'de arkadaşımın adı Tevafuğ'a gel (:
Öykülerin çok güzel. Keşke DörtYol Hanı Eskisi Gibi Aktifliğini Kazanabilsede Iyi Öykü Yazanların Değerini Bilseler...
[Ve Gizem]
 
kordonfb said:
Ali Benim Adım Kemal'de arkadaşımın adı Tevafuğ'a gel (:
Öykülerin çok güzel. Keşke DörtYol Hanı Eskisi Gibi Aktifliğini Kazanabilsede Iyi Öykü Yazanların Değerini Bilseler...
[Ve Gizem]
Yorum için teşekkürler :grin:
 
Homerøs said:
Tanıtım yazısını okuyunca çok iyi bir öyküyle karşı karşıya olduğumu sanmıştım ama- ne yazık ki- yanılmışım. Sadece diyaloglarla ilerliyorsunuz. Betimlemeler, detaylar ve karakter analizlerine yer vermeniz gerekiyor. Olayları çok düz anlatıyorsunuz yani. Ayrıca bazı diyaloglar samimiyetten uzaktı, daha gerçekçi diyaloglar yazabilmelisiniz.

Bunlar bir yana, büyük bir heves görüyorum sizde. Aslında bu, size, kendinizi ve öykünü geliştirmek için yeter de artar bile. Yazmaya mutlaka devam edin. Yukarıda yazdıklarımı da dikkate alın. Olayları anlatırken detay verin. Beş duyu organını kullanın yani. Olaylar hızlı ilerlemesin, yavaş olun; ama hızlanması gereken yerlerde de hızı artırın.

Şimdiden başarılar ve kolay gelsin hocam. Daha iyi bölümler okuyacağımızı umut ediyorum. 


Sanırım Benimde Hızlanamama Sorunum Var, Hikaye Çok Yavaş Gidiyor Maalesef, Bu İyi Bir Şey mi Bilemiyorum. Okursanız Sevinirim Yorumlarınızı Bekliyorum.

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,335707.0.html

 
alparslan123456 said:
İlginç.Zombili şeyleri pek sevmem ama bu  hoşuma gitti devam başarılar  :smile:

Nogay.San said:
Homerøs said:
Tanıtım yazısını okuyunca çok iyi bir öyküyle karşı karşıya olduğumu sanmıştım ama- ne yazık ki- yanılmışım. Sadece diyaloglarla ilerliyorsunuz. Betimlemeler, detaylar ve karakter analizlerine yer vermeniz gerekiyor. Olayları çok düz anlatıyorsunuz yani. Ayrıca bazı diyaloglar samimiyetten uzaktı, daha gerçekçi diyaloglar yazabilmelisiniz.

Bunlar bir yana, büyük bir heves görüyorum sizde. Aslında bu, size, kendinizi ve öykünü geliştirmek için yeter de artar bile. Yazmaya mutlaka devam edin. Yukarıda yazdıklarımı da dikkate alın. Olayları anlatırken detay verin. Beş duyu organını kullanın yani. Olaylar hızlı ilerlemesin, yavaş olun; ama hızlanması gereken yerlerde de hızı artırın.

Şimdiden başarılar ve kolay gelsin hocam. Daha iyi bölümler okuyacağımızı umut ediyorum. 


Sanırım Benimde Hızlanamama Sorunum Var, Hikaye Çok Yavaş Gidiyor Maalesef, Bu İyi Bir Şey mi Bilemiyorum. Okursanız Sevinirim Yorumlarınızı Bekliyorum.

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,335707.0.html
Yorumlar için teşekkürler. :smile:
 
Betimlemeler yeterli uzunlukta olmalı, fakat çok da sıkmamalı diye düşünüyorum. Birkaç örnek hikaye okuduktan sonra yazmaya devam etmenin yararlı olacağı görüşündeyim, başarılar:wink:
 
Afa Potter said:
Betimlemeler yeterli uzunlukta olmalı, fakat çok da sıkmamalı diye düşünüyorum. Birkaç örnek hikaye okuduktan sonra yazmaya devam etmenin yararlı olacağı görüşündeyim, başarılar:wink:
Yorum için teşekkürler.Tavsiyene uyacağım.
 
The Walking Dead İzlemişsin,

Şu Profosör Hem İmanlı Olup Hem Nasıl İntihar Ediyor?

(Nein!Senin yapacağın iş olmamak)  Cümlesinde ''Yapacağın'' Kelimesinde, ''Yap'' Kökü, -a -cak -ın Eklerini Almış, ve Halfrida, Ünsüz Yumuşamasını Bile Ekleyerek Söylemişse, ''Senin yapacağın İş Yok'' Cümlesini Bir Yıldır Kurabiliyor Demektir.
 
Nogay.San said:
The Walking Dead İzlemişsin,

Şu Profosör Hem İmanlı Olup Hem Nasıl İntihar Ediyor?

(Nein!Senin yapacağın iş olmamak)  Cümlesinde ''Yapacağın'' Kelimesinde, ''Yap'' Kökü, -a -cak -ın Eklerini Almış, ve Halfrida, Ünsüz Yumuşamasını Bile Ekleyerek Söylemişse, ''Senin yapacağın İş Yok'' Cümlesini Bir Yıldır Kurabiliyor Demektir.
Evet izledim

Profesörün imanlı olma konusunu atlamışım.

Halfrida da Alman olduğu için öyle konuşuyor.
 
Mr.Dead said:
Nogay.San said:
The Walking Dead İzlemişsin,

Şu Profosör Hem İmanlı Olup Hem Nasıl İntihar Ediyor?

(Nein!Senin yapacağın iş olmamak)  Cümlesinde ''Yapacağın'' Kelimesinde, ''Yap'' Kökü, -a -cak -ın Eklerini Almış, ve Halfrida, Ünsüz Yumuşamasını Bile Ekleyerek Söylemişse, ''Senin yapacağın İş Yok'' Cümlesini Bir Yıldır Kurabiliyor Demektir.
Evet izledim

Profesörün imanlı olma konusunu anlamışım.

Hfrida da Alman olduğu için öyle konuşuyor.

Neyse Artık Konuşamıyor Zaten öldü  :grin:  :cool:
 
Nogay.San said:
Mr.Dead said:
Nogay.San said:
The Walking Dead İzlemişsin,

Şu Profosör Hem İmanlı Olup Hem Nasıl İntihar Ediyor?

(Nein!Senin yapacağın iş olmamak)  Cümlesinde ''Yapacağın'' Kelimesinde, ''Yap'' Kökü, -a -cak -ın Eklerini Almış, ve Halfrida, Ünsüz Yumuşamasını Bile Ekleyerek Söylemişse, ''Senin yapacağın İş Yok'' Cümlesini Bir Yıldır Kurabiliyor Demektir.
Evet izledim

Profesörün imanlı olma konusunu anlamışım.

Hfrida da Alman olduğu için öyle konuşuyor.

Neyse Artık Konuşamıyor Zaten öldü  :grin:  :cool:
Aynen :grin:
 
Son yazdığınız bölümleri de okudum. Şimdilik iyi gidiyor, takipteyim.
 
9.Bölüm:
2.SEZON 3.BÖLÜM​
                                                                               
(9.BÖLÜM)​
                                                         
ÇOK YAKIN,AMA BİR O KADAR UZAK​
Uzaktan bir arabanın geldiği gözüküyordu.Biraz sonra kasabanın kapısına epeyce yaklaşmıştı.
-Geliyorlar!,dedi nöbetçilerden biri.
Kapılar açıldı ve kasabanın kapısından,içerisin de 3 kişi olan bir Mazda 3 model arabayla içeri girildi.O sırada generale haber verilmişti ve birkaç dakika sonra general de oradaydı.General arabanın durduğu yere geldiği zaman,güler yüzle ve kollarını açmış bir şekilde gelenlere ''hoşgeldiniz'' demeye hazırlanıyordu.Fakat arabadan inen kişi sayısını görünce bir anda yüz ifadesi değişti...
*5 Saat Önce...
-İşte alınacak ilaç listesi,diyerek general,elindeki listeyi Ali'ye verdi ve konuşmasına devam etti:
-Dün akşam konuştuğumuz gibi,yanınıza iki adamımı vereceğim.Bu,Osman bu da Mahmud.Size yardımcı olacaklar,dedi ve Ali'nin kulağına da şu sözleri ekledi:
-Eğer onlardan birinin kılına zarar gelirse emin ol ki sizinde kılınıza zarar gelir,diyerek gülümsedi ve kafasını aniden geriye iterek onlara kendilerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.Arabayı Ali kullanacaktı,onun yanında Mahmud,arkada ise Gizem,Kemal ve Osman oturacaktı.Bir saat sonra Alman Hastanesi'ne gelmişlerdi.Arabadan ilk inen arkadakiler oldu.Gizem etrafına şöyle bir bakınınca ailesi aklına geldi,hüzünlenmişti.Kemal de bunu görerek Gizem'in iki kolundan tuttu ve:
-Üzülme Gizem bizide üzüyorsun böyle yaparak.Hem senin ayakta kalman gerek.Eğer  sende düşersen biz de düşeriz,diyerek Gizem'i motivasyon etmeye çalıştı ve bunda da başarılı oldu.Daha sonra beşi de hastanenin girişinin yolunu tuttular.Hastanaye girmeden önce  bir-iki tane zombi gördüler ama görmezden gelerek yollarına devam ettiler.Kapıya varmışlardı ama kapı açılmıyordu.Ali göz ucuyla diğer tarafda ki kapı koluna baktı.Kalasla açılmamasını önlemeye çalışmışlar ama belliki bu yetmemiş ve iki sıra halinde üst üste sandalyelerle de kapıyı tutturmuşlar.Şimdi ise grubun acele etmesi lazımdı,yoksa silahlarını kullanmak zorunda kalıp birçok zombiyi etraflarına çekeceklerdi.O yüzden yanlarında ki ağır eşyalar ile camları kırmaya başladılar.Sonunda başardılar ve üst sıradaki sandalyeleri devirerek içeri girdiler,sonra sandalyeleri tekrar yerine koydular.Hemen hastanede ne kadar varsa ilaç depolarını aradılar ve alabildikleri kadar ilaç aldılar.Hastanenin kantinine de gitmeyi planlamışlardı,hatta gittiler ama maalesef kapı zincirlenerek ''SAKIN GİRMEYİN'' yazısı yazıyordu.Bu Ali'ye benzin istasyonunu oda okulu oda orada bıraktıkları Mehmet ve kaybettikleri insanları aklına getirmişti.Onu bu dalkınlıktan kurtaran ses Gizem'e aitti:
-Ali,ne yapacağız?Ali!
-Pardon,ne dedin?Bir daha tekrarlar mısın?
-Kapı kapalı Ali ve bizimde yemek almamız gerekiyor.Ne yapacağız diyorum.
-Benzin istasyonunu hatırladın mı Gizem?
-Evet de konumuzla ne alakası var şi...,devamanı getirmedi anlaşılan onunda aklına gelmişti.Sessizliği bu sefer bozan Osman dı:
-Ne benzin istasyonu?
Ali ve Gizem diğer üç kişiye bakıyorlardı,onlarda kendilerine bakıyorlardı.
-Boşverin,dedi Ali ve devam etti:
-Buraya giremeyiz.
-Nedenmiş o?,diye çıkıştı Mahmud.
-Çünkü içeride zombiler var.
-Sen nereden biliyorsun?,diye Mahmud'a katıldı Osman.
-Biliyorum işte.Buradan gitmeliyiz yolda yemek buluruz.
-Hayır!Ben bir de ev ev yemek arayamam,diye bağırdı Mahmud ve elindeki pompalı silahının kabzası ile zinciri kırmaya çalıştı.Ali onu durduymaya çalıştığı zamanda yine silahın kabzasıyla Ali'nin suratına vurdu.Bunu gören Gizem,Mahmud'u itti.Osman derhal Gizem'e karşı silahını tuttu.Kemal de Osman'a,Mahmud Kemal'e ve yerde yatan Ali de Mahmud'a silah tuttu.Bağırışmalar havada uçuşuyordu,biri diyor ''sen bırak'' öteki de ona ''sen bırak'' diyordu.En sonunda Kemal,Osman ve Mahmud'un kendisine bakmadığı sırada göz ucuyla Ali'ye baktı ve Ali de kafası ile Kemal'e onayladığını belirtti.Kemal birkaç adım geriye gitti,bunu gören Mahmud tekrardan Kemal'e nişan aldı.Ali'nin önü boşalmıştı sonunda.Osman'a nişan almıştı.Ve bir anda bir el silah patlaması oldu.Mahmud sağ tarafına baktığı zaman Osman'ın vurulduğunu gördü.Daha ne olduğunu anlayamadan kendiside vurulmuştu.Gözler şimdi de Kemal'in üzerine çevrilmişti.Osman ve Mahmud sırasıyla yerlere yığıldılar.Ali olduğu yerden kalktı,tek tek Osman ile Mahmud'un silahlarını ve erzak çantasını yerden alarak:
-Buradan hemen gitmeliyiz.Birazdan hastane zombi kaynayacak,dedi.Ve böylece hızlı bir şekilde hastaneden kaçtılar.
*5 Saat Sonra...
Uzaktan bir arbanın geldiği gözüküyordu.Biraz sonra kasabanın kapısına epeyce yaklaşmıştı.
-Geliyorlar!,dedi nöbetçilerden biri.
Kapılar açıldı ve kasabanın kapısından,içerisin de 3 kişi olan bir Mazda 3 model arabayla içeri girildi.O sırada generale haber verilmişti ve birkaç dakika sonra general de oradaydı.General arabanın durduğu yere geldiği zaman,güler yüzle ve kollarını açmış bir şekilde gelenlere ''hoşgeldiniz'' demeye hazırlanıyordu.Fakat arabadan inen kişi sayısını görünce bir anda yüz ifadesi değişti.Arabadakiler teker teker indiler,bu sırada general inenleri izliyordu.Üç kişide arabadan inince adamlarının olmadığını fark etti:
-Adamlarım nerede?
-...
-Adamlarım nerede dedim!,diye bağırdı general.
-Adamların hastane...,Ali zor konuşuyordu.Cümlesini tekrarladı ama sözünü Kemal kesti:
-Adamların hastanede yemek ararken aylaklar tarafından ısırıldılar.General sinirliydi,burnundan soluyordu.Askerlerine,üçünüde getirmelerini emretti.Önde general,arkasında Ali,Gizem ve Kemal,onların arkasında da birkaç asker.Kasabaya geldikleri ilk akşamki dükkana götürüldüler.Yine aynı sandalyelere oturtuldular ama bu sefer sandalyelere bağlıydılar.General grubun etrafında yine döndü ve arkalarında durdu:
-Sizin yanınızda iki tane adamım vardı.İkisi de öldü.Nasıl öldükleri meçhul ama bu demektirki iki insana karşılık iki insan.Sizce o iki insan kim?
                                                                                 
9.BÖLÜM SONU​

10.Bölüm:
2.SEZON 4.BÖLÜM​
                                                                                     
(10.BÖLÜM)​
                                                                         
''BİR KARAR VERMELİSİNİZ.''​
Ali'nin bacakları titriyordu,Gizem ağlamamak için kendisini zor tuturoydu,Kemal ise tüm ciddiyetini korumuş bir halde bu konuşmanının sonucunu tahmin etmeye çalışıyordu.General:
-Korkmayın,korkmayın.O iki kişiyi ben seçmeyeceğim,siz seçeceksiniz!,diye alaycı bir ifadeyle konuştu.
-Bizi ne için öldürebilirsin ki?Adamlarını biz mi öldürdük sanki?,diye sert çıktı bir anda Kemal.
-Sayın ....,afedersiniz isminiz neydi acaba?,diye alaycı tavrını sürdürerek konuşuyordu general.Bir-iki saniye sonra konuşmasına:
-Heh,Kemal.Kemal Bey,diyerek devam etti ve bir anda sesinin tonu değişerek ciddi bir tavır aldı:

-Adamlarımı siz mi öldürdünüz,zombiler mi ısırdı yada ne bileyim üstüne birşey mi düştü bilmiyorum ama ben onları sizi kollamaları,gözetlemeleri için yanınıza vermiştim.Adamlarım sizin bir taraflarınızı korurken siz neden onların aynı taraflarını koruyamadınız?Daha bir grup olmayı beceremezken,ben sizi burada nasıl tutabilirim?Söyle bana,hadi söyle!Sizin buraya yararınızdan çok zararınız dokunur.
-Ne yani,şimdi bizi canlı canlı öldürecek misin?,diye lafa daldı Ali.Genaral,yavaş yavaş kafasını Ali'ye çevirdi daha sonra doğrularak Ali'nin önüne gitti ve durdu:
-Önce yakıp mı organlarınızı alayım,yoksa önce sizi lime lime doğruyarak,organlarınızı aldıktan sonra mı yakayım?,diyerek Ali'yi susturmayı başarmıştı.Cevap gelmeyince:
-O zaman kişileri siz seçin bende şeklini seçeyim.
-Sende hiç mi vicdan yok?,dedi Gizem,ağlayarak.General,sesi duyunca Gizem'e keskin bir bakış attı.Hemen sonra Gizem bu sefer hem bağırarak hemde ağlayarak:
-Sende hiç mi vicdan yok?
-Sakin ol Gizem,diye mırıldandı Kemal.General hızlı adımlar atarak Gizem'in yanına geldi ve yüzünün iki tarafından sıkarak:
-Bana bak kızım.Benim vicdanımı sorgulayacak en son kişilerdensin bu bir.İkincisi,ben siz seçmeden de sizi öldürebilirim.O yüzden o sesinin ayarını düzelterek konuş benimle.
-Bırak lan kızı!,diye bağırdı Ali.General,Ali'ye döndü ve bir yumruk attı.Sonra ikincisi geldi ardından üçüncüsü.Kemal,sandalyesende kızgınlıkla sallanıyordu,kan beynine sıçramıştı,bağırıyordu.General,Kemal'i susturmak için birkaç yumruk da ona attı.
-Tamam,tamam.Dur artık,bunun başka bir çözüm yolu vardır elbet,diye General'i durdurmaya çalıştı Gizem.Sesi çok kötü geliyordu.
-Evet,evet.Aslında bir yol var.İlaçlar yetmez,başka şeylerde bulmanız lazım.
-Ne peki?,diye sordu Gizem.
-Araba,fener veya herhangi bir ışık kaynağı ve yiyecek.Eğer kabul ederseniz size hepsinden ne kadar getirmenizi söyleyeceğim.
Üçüde birbirlerine baktılar.Cevap gelmeyince general:
-Bir karar vermelisiniz.Ölüm mü,yaşam mı?

Bunun üzerine Ali:

-Peki biz sana onları getirdik diyelim.Daha sonra bizi öldürmeyeceğin ne malum?
-Söz sözdür.O iki adamımın hesabını böylede görebilirim ve bu olayda burada kapanır.Kimse kimseyi öldürmez.
Bunun üstüne üçüde biraz daha düşündükten sonra generalin teklifini kabul ettiler.General gülümsüyordu,askerleri üçünün ellerini çözmeleri için çağırdı ve kapıya yöneldi.Tam yanlarından geçerken durdu ve bir-iki adım geri gelerek Gizem'e baktı:
-Ağlamak sana hiç yakışmıyor.Gülümserken daha da güzelsin.
Kapıdan çıkmadan öncede,bu gece iyi uyumalarını yarın onlar için zor bir gün olacağını söyledi ve odadan ayrıldı.
                                                                       
10.BÖLÜM SONU​

Hikayeye tam gaz devam beyler,bayanlar :smile: 10.Bölüm çok mu kısa olmuş ne :shifty:

Üst üste ileti attığım için özür diliyorum.
 
Güzel bir hikaye fakat, Savaş yerine daha ölümcül bir mikrop yapabilirsin karışmak gibi olmasında; Sanırsam The Walking Dead fanatiğisin :smile: . Başarılar napalım.
 
Back
Top Bottom