%50-%50 olsa öpüp başımıza koyalım Ama nesnel olasılıktan bahsetmiyorum çünkü dine nesnel açıdan yaklaşmıyorum. Bu öznel bir olasılık. Daha önce de söylediğim gibi potansiyel fayda arttıkça yeterli olasılık azalır. Yani bir seçeneği seçmek için kafi gelecek öznel olasılık azalır. Potansiyel fayda sonsuzsa, yeterli olasılık sıfıra yakındır. Bu durumda o seçeneği seçmek rasyonel olur. Bu seçeneğin ne hakkında olduğunun önemsiz olduğundan bahsetmiştim. İsterse parmak şıklatmak olsun. Evet, saçma fakat potansiyel faydası sonsuz olduğu için rasyoneldir.
--
Yargılar rasyonellik içerir. Yargılar, nesnel ve öznel olarak ikiye ayrılır. Dolayısıyla rasyonellik de nesnel ve öznel olarak ikiye ayrılır.
(A, B'dir. A, C'dir. B, C'dir.)
Nesnel rasyonelliğin ölçüsü deney ve gözlemdir. Öznel rasyonelliğin ölçüsü faydadır.
Bir dine inanıp inanmamak bir yargı içerdiğinden dolayı rasyonellik içerir. Ancak buradaki yargı, deney ve gözleme dayanmadığı için öznel yargıdır.
Dine inanmanın, inançsızlıktan daha fazla potansiyel faydası vardır. Öznel rasyonelliğin ölçüsü fayda olduğu için, dine inanmak, inançsızlığa göre rasyoneldir.
(Öznel rasyonelliğin bir de olasılık ölçüsü vardır ama onu şimdilik yok saydım. Öncelikle, öznel rasyonelliğin olduğu ve bunun ölçüsünün fayda olduğu konusunda bir uzlaşalım.)
(Ha bir de, nesnel rasyonelliğin bir ölçüsü de biçimsel mantıktır ama konumuz dışında olduğu için belirtmedim.)
DÜZELTME:
Bu, nesnel olasılık olmadığı gibi öznel bir olasılık da değil. Dinin veya Tanrı'nın varlığının nesnel ve öznel olasılıkları belirsizdir. Nesnel olasılık deney ve gözleme dayandığı gibi öznel olasılık da kişinin deney ve gözlemlerine dayanır. Ancak dinin veya Tanrı'nın varlığı deney ve gözlemle sınanamayacağından dolayı öznel olasılıkla da belirlenemez.
Biçimsel mantıktan, yani mantıksal doğruluktan nesnel doğruluk çıkmaz tabii ki. Nesnel rasyonellikle kastettiğim şey bir önermenin biçimsel mantık açısından doğru olmasıdır. Bunu hiç yazmadım kabul edin zaten konumuz dışındaydı.
Yeterli faydası ve yeterli olasılığı olan bir seçeneği seçmek mantıklıdır.
Fayda büyüdükçe yeterli olasılık azalır.
Faydası sonsuz büyüklükte olan bir seçeneğin, sıfıra en yakın yeterli olasılığı vardır.
İmkansız olmayan bir şeyin, en azından sıfıra en yakın olasılığı vardır. Bu onu mümkün yapar.
Tanrı'ya inanmanın potansiyel faydası sonsuz büyüklüktedir.
Tanrı'nın var olması mümkündür.
O halde Tanrı'ya inanmak mantıklıdır.
--
Bir daha yazıyorum.
--
Akılcı seçim, fayda ve olasılığı ölçü alır.
Buna göre, fayda ve olasılığı yeterli düzeyde olan bir seçim akılcıdır.
Bir seçimin potansiyel faydası ne kadar büyükse, yeterli olasılığı o kadar azdır.
Buna göre, potansiyel faydası sonsuz büyük olan bir seçimin akılcı olması için, olasılığın sıfırdan büyük olması yeterlidir.
Mümkün varlıkların olasılığı sıfırdan büyüktür. (Bunu söyleyebilmek için deney ve gözlem yapmış olmak gerekmez. Mantığın zorunlu bir çıkarımıdır.)
Tanrı mümkün varlıktır. Yani var olma olasılığı sıfırdan büyüktür.
Tanrı'ya inanmanın potansiyel faydası sonsuz büyüktür.
O halde Tanrı'ya inanmak akılcıdır.
DÜZELTME:
Mümkün varlıkların var olma olasılığı sıfırdan büyük değildir. Büyük olsaydı zorunlu olarak var olmaları gerekirdi. Doğrusu, mümkün varlıkların var olma olasılığı belirsizdir.
NOT: Argümanımı yeniden düzenleyeceğim.
Argümanın tamamen kendi varsayımlarını kabul etmen üzerine kurulmuş ve sürekli dönüp dolaşıp kendini doğruluyor. Ancak dediğim gibi temelleri eksik kurulduğu için ne kadar mantıklı ve akılcı gibi gözükse de göze, hiçbir değeri yok.
Farklı bir örnek üzerinden gidelim.
İçinde %1 olasılıkla 1000 tl bulunan bir kutu düşün. Parayı bulursan senin olacak ve kutuyu açmanın maliyeti yok.
Kutuyu açar mıydın?
Şöyle değiştirsek bu soruyu nasıl olurdu acaba, "İçinde %1 olasılıkla 1000 tl bulunan bir kutu var. Para çıkarsa senin olacak, kutu boş çıkarsa bir sorun yok. Ancak kutudan(bir nesne sallıyorum) ataş çıkarsa ben senden 1000 tl alacağım. Kutuyu açar mısın?"
%99 ihtimalle bir sıkıntı yok ama o %1 olumsuz ihtimal çoğu kişiyi uzun süre düşünmeye iter bu saatten sonra.
Senin sunduğun bu örneğin tanrıya inanmaya bağlanacağını artık biliyoruz, yine eeen başta eleştirdiğim gibi sanki tanrıya inanmanın hiçbir maliyeti yokmuş gibi sunuyorsun bu argümanı, merak etme inançsızlar bu argüman tipine çok alışkın. Baştan tekrar edeceğim. İlk mesajımdaki gibi, argümanı dayandırdığın temelleri eksik atarsan veya kendi savunduğun kısmın kayıpsız olduğunu varsayıp argümanını bu şekilde ortaya koyarsan, sadece youtube'daki "Ateistleri dumur eden x tane argüman" gibi videolara uyar bu argüman.