Dînî Tartışma

Users who are viewing this thread

Fil suresi hakkinda ne dusunuyorsunuz kabaca?
Olay kisaca su, Hristiyan Ebrehe var, Mekke'de putperest musrikler var Kabe'deki putlara tapiyorlar. Ebrehe putperest musriklere savas aciyor Kabe'yi de yikmaya geliyor. Sonra Ebrehe'nin ordusunun ustune kuslarla tas yagiyor ve Ebrehe'nin ordusu telef oluyor.

Bir de derler ki putlar kendini koruyamaz. Ben bu olaya sahit olsam putperestligin yanlis olduguna kimse beni inandiramaz.
 
Konunun profu falan değilim ama bildiğim kadarıyla o kuşlar putları değil, Kabe'yi koruyor. Ebrehe Kabe'yi yıkmak istiyor. O zamanlarda Kabe'nin içinde putlar olsa bile, orası hala Allah'ın evi. Yani ebabil kuşları putlar için değil, Kabe için saldırıyor. Böylece, evet, putlar da korunmuş oluyor.
 
Kabeyi inşa eden putperestler değildi. İlk evvel Hz. Adem, ardından Hz. İbrahim inşa etti. Putperestlerin kutsalı olduğu için olmadı bu olay İslam'a göre. Hristiyanlık meselesine gelince, evet İslam gelene kadar hak din hristiyanlıktı bozulmalara uğramışsa da. Hatta o devre biz fetret devri de diyebiliriz. Zira İslam'ın gelmesinin sebebi Hristiyanlığın bozulmuş olmasıydı. Yani o devirde tevhid inancını benimseyenlerin haktan taraf olduğu aşikardır. Bundan başka neden Hristiyan Ebrehe helak oldu sorusuna gelince, Allah Müslüman dahî olsa zalimleri sevmez. Ebrehe yaklaşık 40 sene sonra ki, olay peygamberin (sav) doğumundan hemen önce oluyor, İslam'ın hâkim olacağı bir kutsal mekanı yıkıp zulmetmeye geliyor. Allah yıkılmasına müsaade edebilirdi de. Sonra tekrar olduğu gibi inşa edilebilirdi kabe. Ama böyle bir ibret var ortada. Öyle takdir edilmiş. 50 sene sonra kabe putlardan temizlenince o ilahların sözde kendi mekanlarını istila eden Müslümanlara karşı bir şey yapamadığına da şahit oldu tarih. O devirdeki putperestler kerameti kendilerinde görmüş olabilir ki bu doğaldır elbette ben de olsam belki böyle kabul ederdim. (ki o devirdeki haniflik inancına mensup olanların da kutsalı Kabe. Ama putperestler izin vermiyor bilindiği üzere haniflerin ibadetine orada.) Ama ilerleyen süreçlerde İslam'ın evi olduğu gerçeği ve senelerdir İslam nişanı olduğu gerçeği değişmiyor...
 
Kabenin kıyamete yakın yıkılacağı hadislerle sabit zaten. Bu olay ibret vesikası. Emeviler döneminde de yeniden inşa edilmek için Müslümanlar tarafından yıkılmıştı Kabe. Hüviyetinden bir şey kaybetti mi, hayır. Mesele bu. O gün belki de herkes kılıçtan geçirilecek, Kabeyi kutsal sayan kimse kalmayacaktı.
 
The White Wolf said:
The Young Wolf's Daddy said:
neden 1979'da peygamber gönderilmedi?
Hazreti Muhammed son peygamber değil mi? Ondan sonra gönderilmeyecek diye biliyordum kıyamete kadar.
Biraz geç geldim özür dilerim :razz: (Şaka yapıyorum bu arada linç yemek istemiyorum)

O değilde en iyisi agnostiklik.Günümüzde hangi dinin doğru olup olmadığını hiç anlayamıyorum bile.
 
Calradianın Bilgesi said:
olumden sonra hayat olacak da, tanri olacak da, simdiye dek benle konusmamis tanri olumden sonra konusmaya karar verecek de ohoo
Allah Resûlü herkesin öleceğini ve bütün ölülerin bir gün diriltilerek hesaba çekileceğini söylüyordu. Bu aklın alacağı, kabul edilebilir bir şey değildi. Binlerce yıl evvel ölmüş, kemikleri dahi yok olmuş insanlar nasıl dirilecekti? Übeyy b. Halef ayağa kalktı ve yüksek sesle şöyle dedi:

- Bu mümkün değil, şimdi Muhammed’e gidecek, bu konuyu tartışacak ve mutlaka O’nu mağlup edeceğim.

Eline çürümüş bir kemik alan Übeyy, Peygamberimizin karşısına çıktı ve kendinden gayet emin bir şekilde sordu:

- Ey Muhammed! Sen Allah’ın şu çürümüş kemiğe yeniden can vereceğini mi söylüyorsun?

Efendimiz hiç tereddüt etmeden cevap verdi:

-Evet, bunu ben söylüyorum.

Übeyy kemiği ufalamaya ve tozlarını Peygamberimize doğru üflemeye başladı. Sonra alaycı bir şekilde yeniden sordu:

- Şimdi Sen bunun dirileceğine gerçekten inanıyor musun? Biz ölüp kemiklerimiz bu hale geldikten sonra bizim yeniden hayat bulacağımızı mı söylüyorsun? Bunu kim yapacak, Allah mı bizi yeniden diriltecek?

Übeyy ve arkadaşları gülüyor, Efendimizle alay ediyorlardı. Zaten Efendimizden en fazla nefret eden, müminlere en çok işkence edenlerin başında o ve ağabeyi Ümeyye geliyordu.

Allah Resûlü, Übeyy’in suratına baktı ve şu cevabı verdi:

- Evet, Allah seni öldürecek, bu kemik gibi olduktan sonra seni diriltecek ve cehennemine sokacak.

İbn Hişam, es-Sîre, I, 387; Belâzurî, Ensabu’l-Eşraf, I, 137; Ebu’l-Fidâ, III, 581.

77. İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
78. Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor.
79. De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.
80. Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz.

Bedeviler ağaçları birbirine sürterek ve yakarak ateş elde ederlerdi. Yemyeşil ağaçtan ateş çıkarmaya muktedir olan Allah çürümüş kemikleri diriltmeye de kadirdir. Ayette buna işaret edilmektedir.

81. Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.
82. Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.
83. Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.

Yasin Suresi
Allahu Teala zaten seninle kitabı aracılığıyla konuşmaktadır. Buna hadis-i şeriften de örnek getirelim: "Allah -celle celâlühû- ile konuşmak isteyen Kur’ân-ı Kerîm okusun.” Ha illa ki sen ses olarak benimle konuşsun istiyorsan üzgünüm ki sınav olma açısından böyle bir şey mümkün değil. Allah Teala'nın varlığı inkar etmek şuan kainattaki bütün atomlara İlahlık sıfatını vermeye benzer. Siz bütün atomlara ilah derken dolaylı yoldan biz direkt olarak onları irade olarak elinde tutan zâta Allah diyoruz.

Agnostlikliği seçmek isteyen arkadaş dinin doğruluğunu Kur'an-ı Kerim'in mucizelerine bakarak anlayabilirsin. Örnek olarak: Demirin gökten indirilmesi, insanın göğe çıktıkça basınçtan dolayı göğsünün sıkışması, kainatın günden güne genişlemesi, ay'ın kendi ışığı olmaması güneşin ışığını yansıtması vs vs. Bir çok ayet ile mucizeler sayılabilir. 1400 Sene önce birisinin bilmesinin imkansız olacağı şeyler.
 
Yani şimdi hangi birisine yazayım ki? Ayın kendi ışığını değil güneş ışığını yansıttığını Kuran'dan 1100 sene önce bulunduğunu mu, uçakta yaşadığı göğüs sıkışmasından dolayı doktora gitmesi gerektiğini mi, hangisi?
 
Antik dönemdeki insanların bilgi birikimini küçümsemeyin. Dünyanın yaklaşık büyüklüğü, sesin hızı gibi ölçümler o dönemde yapıldı.

Kara Bey said:
Benim bildiğim 50'li yıllarda keşfediliyor. 1100 yıl önce kim buldu? Bilmediğimden soruyorum.

Ay'ın Güneş ışıklarını yansıttığını iddaa eden ilk insan milattan önce 5. yy'da - yani İslam'ın ortaya çıkmasından 1100 yıl önce - yaşamış Anaksagoras diye bir abimiz. Söylediklerinin kanıtı olarak da Güneş ve Ay tutulmalarını sunuyor.


 
Allah'ını seversen ortaya attı diyorsan Hz. Muhammed o kadar şey varken uyduracak bunu uydurmuş öyle mi? İnandırıcı gelmiyor.

50'li yıllarda keşfediliyor Ay'ın Güneş ışığını yansıttığı.
 
Erozbey said:
Yani şimdi hangi birisine yazayım ki? Ayın kendi ışığını değil güneş ışığını yansıttığını Kuran'dan 1100 sene önce bulunduğunu mu, uçakta yaşadığı göğüs sıkışmasından dolayı doktora gitmesi gerektiğini mi, hangisi?
Senin bu söylediğinin Kur'an-ı Kerim'den öncesinde bulunmasına da cevap verebilirim ancak senin bunu kabul edeceğini zannetmiyorum daha Kur'an-ı Kerim'in Allah kelamı olduğunu inkar ederken onu kabul edeceğini hiç zannetmiyorum fakat bu söylediğin şeyler bulunsa dahi Kur'an-ı Kerim'de daha çok mucizeler var hepsini böyle teker teker çürüttükten sonra konuşmamıza başlayabiliriz, çürütebilirseniz tabii ki.

"Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir. En'am Suresi (125)"

"Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmaktaydı. Eğer o insanları görseydin dönüp kaçardın ve gördüklerin yüzünden içini korku kaplardı. (Kehf Suresi 1:cool:

Her nasıl oluyorsa 1400 yıl önce insanlar, insan hiç hareket etmezse vücudunda çeşitli rahatsızlıklar çıkacağını, vücudun çüreyeceğini bilmişler aynı zamanda köpekler için bunun geçerli olmadığını, köpeklerin vücutlarının altında bir bez ile salgıladığı salgının vücudunu yıllar boyunca hiç çevirmese sabit dursa bile çürümeyeceğini de bilmişler. Kur'an'da Allah Teala insanları çevirdiğinden bahsedip aynı şekilde köpek için böyle bir şey kullanmamış ön ayaklarını uzatmış yatmakta olduğunu belirtiyor.
 
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler Kuran ile başlamadı.Senin mucize dediklerin ağdalı bir üslupla yazılmış rahatlıkla gözlemlenebilen bilimsel gerçekler.Ayrıca gönderdiğin hadisten ne anlam çıkarmam gerektiğini anlayamadım.İnanmadığım için cehenneme gideceğimi söylüyor bu mudur?
 
Kara Bey said:
Allah'ını seversen ortaya attı diyorsan Hz. Muhammed o kadar şey varken uyduracak bunu uydurmuş öyle mi? İnandırıcı gelmiyor.

50'li yıllarda keşfediliyor Ay'ın Güneş ışığını yansıttığı.

Ne alaka. Ben kimsenin birşeyi "ortaya attığını" söylemiyorum. Bilgi istiyorsun, insanlar bilgi verince de kabul etmeyip, saçmalıyorsun.

Buyur:
http://www-groups.dcs.st-and.ac.uk/history/Biographies/Anaxagoras.html

İngilizcen yoksa çevireyim.

"Anaxagoras proposed that the moon shines by reflected light from the "red-hot stone" which was the sun, the first such recorded claim. Showing great genius he was also then able to take the next step and become the first to explain correctly the reason for eclipses of the sun and moon."

"Ay'ın 'kırmızı-sıcak taş' yani Güneş'in ışıklarını yansıtarak parladığının ilk kayıtlı iddiası Anaksagoras tarafından ortaya atılmıştır. Bu iddiasını Ay ve Güneş tutulmalarının sebebi olduğunu anlatmak için kullanması büyük bir dahi olduğunu gösterir."

Yani ne bu Anaksagoras'ı mübarek yapar, ne de senin inancına engel olabilecek birşey ama tarihi gerçek.
 
Nattens Madrigal said:
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler Kuran ile başlamadı.Senin mucize dediklerin ağdalı bir üslupla yazılmış rahatlıkla gözlemlenebilen bilimsel gerçekler.Ayrıca gönderdiğin hadisten ne anlam çıkarmam gerektiğini anlayamadım.İnanmadığım için cehenneme gideceğimi söylüyor bu mudur?
Kimse Kur'an'dan önce bilimsel ve teknolojik gelişme yoktu demedi ki. "Benim" mucize dediklerim rahatlıkla gözlemlenebilen bir şeyse artık sana diyecek bir şey yoktur. Gözlerini ellerinle kapatıp "Ben güneşin varlığına inanmıyorum kimse inandıramaz" diyorsun. Senin bileceğin iş kimse kimseyi zorlayacak değil güneşin var olduğu hakikatini anlattıktan ve kanıtladıktan sonra.

Düzenleme: Bildiğiniz gibi bütün şeriatlar haktı bozulmalarından önce. İlk kitap Tevrat indiği zaman M.Ö. 1312 Yılıydı. Anaksagoras'ın keşfetmesinin de öncesi. Mucizelerin de Kur'an-ı Kerim ile başlamadığını bilmek lazım.
 
Deneme said:
Nattens Madrigal said:
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler Kuran ile başlamadı.Senin mucize dediklerin ağdalı bir üslupla yazılmış rahatlıkla gözlemlenebilen bilimsel gerçekler.Ayrıca gönderdiğin hadisten ne anlam çıkarmam gerektiğini anlayamadım.İnanmadığım için cehenneme gideceğimi söylüyor bu mudur?
Gözlerini ellerinle kapatıp "Ben güneşin varlığına inanmıyorum kimse inandıramaz" diyorsun. Senin bileceğin iş kimse kimseyi zorlayacak değil güneşin var olduğu hakikatini anlattıktan ve kanıtladıktan sonra.
Verdiğin cevap çok alakasız.Tam tersi olarak sen 1500 sene önce yazılmış bir kitap sana öyle buyurduğu için gözlerini kapatıp o güneşin varlığına inanıyorsun.Ben o güneşin var olduğunu akıl ve mantık çerçevesinde sorgulayarak bulmaya çalışıyorum.Şu gözlemlenemeyen muhteşem mucizelere birkaç örnek verebilir misin? Diyecek bir şey yok diyerek hemen kestirip atmışsın. Ayrıca bu mucizeler,hak dini falan neden Mezopotamya'da ortaya çıkmış?
 
Back
Top Bottom