Bilim

Users who are viewing this thread

Astendrache said:
Tüm insanların bir nevi renk körü olduğunu düşünmüştüm hep.Bunun hakkında bir bilimsel çalışma var mı bilemiyorum.

Anlamayanlar için şöyle söyliyim; olay yeşil-kırmızı ile alakalı değil.Şuan mesela tişörtünüz beyaz.Bu tişörtün rengi aslında mavi,kırmızı,yeşil,sarı gibi renkler olabilir diye düşünüyordum.Yani zıt renk kesin demiyorum.Yani beyaz gördüğümüz normalde siyah demiyorum.O beyaz tişört mavi de olur kırmızı da siyah da.

Dediğim gibi bilimsel bir çalışma var mı falan çok bilmiyorum.Çalışma yapılmışsa kısa bir bilgi yararlı olabilir.



Edit:

@TuhafAmaGercek ve @bilio_muydunuz konuya bekleniyor asdahsfkljdshf
Görüntü olunca insan beyni her insanda benzer bir tepki veriyor. Aynı bölge çalışıyor ve renkleri her insanın beyninde aynı bölge yorumluyor.
Gözü kapalı bir insanın beyin elektriksel frekansı açık olana göre çok çok az.. Ve uykuda rüya görene kadar bu durum azalıyor. Rüyada ise normal düzeye ulaşıyor beyin dalgalarımız.(dalga = elektriksel aktivite.)
Mavi bir rengi görmen için gözünde bulunan renk reseptörlerinden (kırmızı- yeşil- mavi) mavinin uyarıyı azaltması (üst düzey nöronları alt düzey reseptörlerdeki uyarı azalması aktive ediyor) diğerlerindeki azalma oranlarının ise daha az olması gerekiyor.

simple_retina2.jpg

Burada gözdeki hücre tabakalrı veriliyor.
Rod ve koni(çomak ve koni) hücreleri direk renk reseptörleri iken üst seviylerede karşıt renklerin sistemi bulunuyor. Bu keskin bir renk ayrımına neden oluyor.
Örneğin mavi bir t-shirt gördüğün vakit bu sistem olmadan sadece mavi dersin ona ama bu sistem ile lacivert, açık mavi, turkuaz gibi yorumlar yapabiliyorsun.
Buradan gelen veriler gangliyon hücreleri ve oradan da göz sinirine(optik sinir/CN II) ye ulaşıyor. Optik sinir liflerinin bir kısmı beyinde kendi bölgesine giderken çapraz yaparken bir kısmı yapmıyor.. Sonuçta primer görme merkezine sinyaller iletiliyor.

images

Burada görme yolu ve bu yol hasarı ile ilgili ilginç hastalıkları yer alıyor.
Ardından primer merkezden görme asossiasyon alanına giden sinyaller ile beynimiz bu görüntüyü daha önceki deneyimlerimiz ile birleştiriyor ve görüntü netlik ve renk kazanıyor.

İlginç bir hastalık ver ki görmeyi unutmak diye.. Bir tane adam üç yaşında iken korneasını kaybediyor ve 40 yaşında başarılı bir operasyon ile kornea nakli yapılıyor. Ancak adam gülümseme ne demek gibi kavramları görsel bölgede bilemediği için karısını ve gülümsemesini algılayamıyor. İki nokta arası mesafe ne demek bilmediği için merdivenleri çıkamıyor. Bunlar çok basit ama çok önemli bilgiler.
Bu arada körler bu yüzden rüya göremez.. (doğuştan körler.)
 
İslam'a göre öldükten sonra Araf denilen ayrı bir bölümde toplanacakları, ödül veya ceza almayacakları söylenir.
 
Ben herhangi bir inanca göre değil teorik ya da bilimsel olarak bir bulgu varmı yani hayvanların davranışlarından bir sonuca varmışlar mi? 
 
Psikoloji Bilinci ve bilinçaltını inceler. Bilimsel olarak ruh diye bir şey yoktur, duygular da yanlış hatırlamıyorsam beyine bağlıydı.
 
Limbik sistem denilen muhteşem bir yapı var beyinde. Duygu ve düşünceler aynen beyinle ilgili.. Beynin belli bölgeleri hasarlana insanlar ruh körlüğü yaşamış..
 
Psikoloji senin aklını ve davranışlarını inceler, sen öldükten sonra bedeninden çıkıp başka boyutlara gidecek olan bir ektoplazmayı ortaya koymaz.
 
Şimdi aslında bu konuda Ruh'un kavramı da önemli. Biz Ruh'u insanın içinde duran insan öldüğünde sevimli hayalet casper gibi dışarı çıkıp gezen bir şey olarak düşünürsek saçma olabilir, amma ruhu duyguların bir bütünü olarak düşünürsek , yani ruh halin nasıl dendiğinde mutlu falan diyoruz ya öyle işte, o zaman ruh vardır ve insanın hissettiği duygular bütünüdür.



Düzenleme / Özet: Yani Ruh'u somut bir şey olarak değil de bir kavram olarak kabul etmeliyiz.
 
Evet. Fakat ruh denince insanların aklına gelen şey başka. O yüzden, insanların o aklına gelen şekilde, ruh soyut bir şey oluyor. Meydana gelen duygularımız falan filan da tamamen somut. Salgılanan hormonlar falan filan.
 
Dies Irae said:
Evet. Fakat ruh denince insanların aklına gelen şey başka. O yüzden, insanların o aklına gelen şekilde, ruh soyut bir şey oluyor. Meydana gelen duygularımız falan filan da tamamen somut. Salgılanan hormonlar falan filan.
Şimdi mesela düşünceler de elle tutulabilecek bir şey değil ama düşüncelerimizin olmadığını söyleyemeyiz.
 
Öyle bir teori var.Bende olduğuan inanmıyorum fakat değilse ne onu soruyorm ? ne olabilir ? :smile:
 
action said:
İnsan Öldüğü Anda 21 Gram Hafiflediği Söyleniyor peki bu ne olabilir ?
Akciğerinde doğduğunda alığın ilk hava olan rezidüel kapasite olarak alandırılan havayı ölene kadar akciğerlerinde saklıyorsun ve onu bir anda dışarı veriyorsun.. 21 gram olmaz ama hacimsel olarak 1100 mL.
 
Back
Top Bottom