Basketbol

Users who are viewing this thread

Balkes

Balex said:
Tekrar yukarılara çıkartalım, 5 Eylül'de Avrupa Şampiyonası başlıyor.
İlk 4 takım çıkıyor gruptan. Ölüm grubu B grubu, yani bizim grup. İspanya ve Sırbistan büyük ihtimalle ilk 2 sırayı alır. 3. sıra için İtalya'dan geride Almanya'dan öndeyiz oyun olarak. Ev sahibi avantajıyla Almanya sıkıntı yaratır ama üst tura çıkmak içim mutlaka yenmemiz gerekiyor. Fikstür de gayet zorlu. İlk 2 maç İtalya ve İspanya ile oynuyoruz. Burdan büyük ihtimalle 2 yenilgi ile devam edip bi de Almanya'ya kaybedince gg deriz turnuvaya.
 
Birkaç yıl boyunca çeşitli spor konularında verdiğim savaşın ardından böyle bir konunun kendi tarafımdan açılmasının daha uygun olacağını düşündüm ve açtım. Umarım yine kendim çalıp kendim oynamam. Tişikkürler Göker :shifty:
 
Birkaç sene önce sürekli oynayıp deli gibi nba takip ederdim. Şimdi çok nadir. Belki bu konudaki muhabbetlerden heveslenip tekrar nba i takip etmeye başlarım diye şurada bir mesajım bulunsun.
 
Ehm, ilk sözü ben alayım.

Bu sene bir ilk olarak Euroleague'deki takım sayımız 4'e çıkmış durumda. Seneye Fenerbahçe ve Efes'in yanında lig şampiyonu olduğu için Karşıyaka ve wild card alan Darüşşafaka katılacak.

Fenerbahçe Olimpiakos'tan Sloukas ile anlaşmış. Zisis'le yapılan sözleşme ne kadar süreliydi bilmiyorum ama Dixon ve Sloukas'ın gelmesinden sonra yollar ayrılır gibi. Her neyse efenim. Tam bir takım oyuncusudur. Stresli anlarda topu eline teslim edebileceğiniz oyunculardan(Galatasaraylılar iyi tanır :mrgreen: :mrgreen: :mrgreen:)  Sadece 25 yaşında son 4 sezonda 3 kez Euroleague finali oynayıp 2 tanesini kazanmış. Olimpiakos'ta sakallı reyizin arkasında kalıyordu biraz. Kendini daha fazla gösterebileceği bir takımı seçmesi iyi olmuş. Ceza şutlarını iyi atan ve ikili oyunlarla Vesely ve Semih'i takıma kullandırabilecek bir oyuncu.

Efes'de de transferler erken başladı. Daha önce Dunston ve Derrick Brown'la anlaşılmıştı. Şimdi de Malaga'dan Granger gelmiş. Dunston'ı 2-3 sezondur Euroleague izleyen çoğu kişi biliyordur. Smaçlarıyla tribünü coşturan, aynı zamanda iyi ribaund alıp blok vurabilen oyuncu tipi. Efes'in savunma takımı modeline uyacak bir oyuncu. Derrick Brown'ın adını daha ilk kez duydum. Kuban'la Eurocup şampiyonu olmuş, onun dışında kayda değer bir şey yok şimdilik. Jayson Granger da Malaga'da kankisi Earl Calloway ile çılgın atan daha çok penetre ve takım arkadaşlarını besleme öncelikli bir guard. Kankisi biraz daha skora yönelik bi guard, haliyle daha iyi iş yapabilirdi ama Granger da gayet iyidir.

Galatasaray için konuşacak fazla bi şey görünmüyor şu an. Düne kadar takımın Avrupa'da nerede oynayacağı belli olmadığı için transfer gündemde yoktu. Bildiğim kadarıyla İsmail Şenol Lasme'ye teklif götürdüklerini yazmıştı, onun dışında bir şey yok. Zaten sezon içinde bir sürü oyuncusunu veremediği ücretler yüzünden kaybeden bir takıma gitmek çok da cazip görünmese gerek yabancılar için.
 
İşin temelinde o var zaten. En basit kavramlardandır onlar. Tek top da yeterli değil iyi bir seviyeye gelmek için. Youtube'da ders gibi falan videolar vardır muhtemelen onları izle başlarda. Über fantastik şeyler için Stephen Curry dribbling yazabilirsin.
 
Fenerin Antic ile anlaşmasına ne diyorsun Balex? Bir de Emir Preldzic ameliyat olacağı için milli takıma gelemeyeceğini falan söylemiş ama sanırım Bobby Dixon'dan dolayı.
 
Ben son 2 senedir maçlara hiç gidemiyorum, başta zamanım olmadı, sonra ise gidesim gelmedi. Lisedeyken 2 sezon boyunca Galatasaray'ın hem Avrupa maçlarına hemde lig maçlarına Abdi İpekçi Arena'ya sürekli gidiyordum, özellikle Avrupa maçlarını kaçırmamaya çalışıyordum. Bu sezon Galatasaray basketbolda bütçe yetersizliğinden maddi olarak çok fena çöktü, ne oyuncu kaldı ne bir şey. Taraftar asıl kötü günde destek olmalıdır diyeceğim ama gidesim hiç gelmiyor maçlara, böyle rezil bir halde takımı görmeye dayanamıyorum.

Euroleague'in şampiyonu Real Madrid'in 2014-2015'de bütçesi ne kadarmış diye araştırdım, yabancı bir sitede 23m € ve başka bir yabancı sitede 27m € diyordu. Sonra Fenerbahçe'nin 2014-2015 bütçesine baktım, 30m € ve tamamı Ülker tarafından karşılanmış. Sanırım Avrupa'nın en şanslı basketbol takımı Fenerbahçe'dir. Şampiyon olan takımdan bile daha fazla bütçen var ve bu bütçenin tamamı tek bir sponsor tarafından havadan geliyor. Bu sezon Ülker'in isim sponsorluğundan çekilmesine rağmen yine de 29m € bütçe ayırdığı söyleniyor, birde 16m €'luk forma sponsorluğu da vereceği söyleniyor.

Bir Galatasaray taraftarı olarak Fenerbahçe'nin basketboldaki havadan tamamı Ülker tarafından gelen karşılıksız bütçesini kıskanmıyorum değil. Yani keşke Galatasaray'ın da böyle sazan bir sponsoru olsa. Ortada başarı yok bir şey yok ama havadan para yağıyor takıma. :roll:
 
Final Four oynadı takım bu başarı değil mi sence?

Özellikle basketbolda futboldaki büyük takımların nerdeyse tamamı sponsor kullanıyordu. Kullanmaya da devam edecekler muhtemelen. Bundan yıllar önce de Cafe Crown, Cola Turka gibi firmalar vardı hatırlarsan. Sonra bi şeyler oldu bunlar desteklerini çekti. Fenerbahçe ile Ülker'in birleşmesi yatırım olarak ülke basketbolunun başına gelen en güzel şeydir. Ülkemizde basketbol zaten 2. spor konumunda kaldığı için ilgi görmüyor. Futbol dışındaki spor dallarının amatör şubeler adı altına toplandığı bir ülkede bu sporların gelişmesi, başarıların kazanılması haliyle çok zor. Çok değil 4-5 yıl önce de Fenerbahçe, Ülker'in büyük katkısıyla Avrupa takımı olabilmek için yola çıktı. Spahija, Pianigiani falan, bu koçlarla başarı sağlanamadı. Gelmeyen başarı neticesinde ne Ülker sponsorluktan çekildi, ne de Fenerbahçe başladığı işi yarım bıraktı. Ondan sonra sağlam bir adım atılıp Avrupa basketbolunun peygamberi sayılabilecek Obradovic getirildi Türkiye'ye. İlk sezonunda o da Top16 seviyesinde kalsa da ikinci, yani bu sezonda takıma F4 oynattı. Sana göre başarı kavramı nedir bilemem, ama ortaya konan büyük bir emek var. Bu sene yakalanan başarı da uzun uğraşlar sonucunda gelen bir başarı. Oyuncu paralarını ödeyemeyen ve taraftarının çıkardığı olaylarla Euroleague'e alınmayan takımın sempatizanı F4'a başarı değil diyor. 2 sezon önce A lisansi, A lisansı diye ağlayan Ergin Ataman şimdi wildcard alamadıkları için ağlıyor.

Basketbolun bir yerde bütçe olmadığı doğrudur. Çoğu zaman 35-40 milyon euro seviyesinde gezinen bütçesine rağmen CSKA en son 8  yıl önce şampiyon olabildi. Ama bana göre ülkemizde basketbolun gelişmesi için önce takımların maddi güvencede olduklarını hissetmesi gerekiyor. Henüz bir basketbol ülkesi değliiz, bu yüzden de Real Madrid, Pana, Olimpiakos gibi takımlarla bütçe karşılaştırması yapmanı sağlıklı bulmuyorum. Yavaş yavaş geçeceğiz bu yollardan. Anadolu Efes ve Fenerbahçe'nin yanına başka takımlar gelirse neden 4 takımla gitmeyelim F4'a?
 
Balex,

Eminim ki benden daha çok basketbol izleyen ve gelişmeleri takip eden birisin, az çok gözlemleyebiliyorum bunu. Neyin ne olduğunu bildiğini tahmin ediyorum, objektif olup biraz eleştiri yap. Benimde dediklerimde yanlış eleştirilerim ve düşüncelerim elbet vardır, ama üzerinde takım sempatizanlığı yapmadan düşünüyorum.

Cafe Crown'un ya da Cola Turka'nın verdikleri bütçeler 10m €'nun altında ufak bütçelerdi. Ülker'in ise Fenerbahçe'ye sağladığı bütçe tam 30m €. Bak sadece bir sponsordan 30m € alıyorsun, sonra toplam bütçesi 23-25m€ olan takım şampiyon oluyor, sense 3. ya da 4. olmayı başarı sanıyorsun. Bütçen çok daha fazlayken Final Four'da hezimete uğruyorsan bu başarı değildir. Başarı bütçenin el verdiğinin fazlasını yapmaktır, bu kadar fazla bütçeye sahipken şampiyon olamayıp anca ilk 4'e girmek başarı değildir. Sana göre başarı olabilir, ama bana göre ve matematiksel hesaplara göre başarı falan değil.

Taraftarın çıkarttığı olaylar diyorsun, ciddi misin bu konuda? Benim dayım çocukluğundan beri Fenerbahçe'li ve basketbolu da çok seviyor, onun hatırına Fenerbahçe tribününde de defalarca Fenerbahçe'nin farklı basketbol maçlarına gittim. Fenerbahçe taraftarı alakasız her maçta Galatasaray'a küfür ediyor. Bir keresinde Fenerbahçe-Galatasaray maçına gittik, maç boyunca baştan sona aralıksız bir şekilde "Dünyanın en büyük o... çocukları" diye bağırıldı Galatasaray'lı basketbolculara, üstüne bir dolu yabancı madde atıldı takıma, kafalarını korumaktan maç oynayamadı Galatasaray'lı basketbolcular. Şimdi gelip Galatasaray taraftarına dil uzatmaya zerre kadar hakkın yok. O Fenerbahçe taraftarı da kanatsız melek falan değil, her şey yanı başımda oldu. Galatasaray'ın sıkıntısı taraftar değil bütçedir. Evet, Galatasaray taraftarı da tribünde pek hoş hareketler sergilemiyor, ama Galatasaray'ın takımı batıran sıkıntısı sadece bütçe.

Galatasaray'ın oyuncu paralarını ödeyememesi üzüntü verici bir durum. Fenerbahçe'de oyuncu paralarını kendi kazandığı para ile ödemediğine göre bence çokta dalga geçilecek bir durum değil bu, bununla dalga geçmeye hakkın yok. Fenerbahçe'nin basketboldan 1 TL karı yok, tüm bütçesi Ülker'den geliyor. Bunu marifet görüp Galatasaray'ı kötülemek doğru değil. Galatasaray 2 sene önce A lisans istiyordu, çünkü oynanan basketbol bunu hak ediyordu ve bir A lisans boştaydı. Galatasaray o zaman o boştaki A lisansı alabilse belki iyi bir sponsor bulabilirdi, bugün bu noktalara gelinmezdi, fakat lisans verilmedi. Bunlar dalga geçilecek şeyler değil, Fenerbahçe'de sonuçta Ülker'in parasını yiyor olmasa 2-3 sezon içerisinde Galatasaray'ın durumundan daha beter olurdu. Yaklaşık 13-14 sene önceydi, ben çocukluğumda Ülkerspor'un basketbol maçlarına giderdim, Fenerbahçe ile birleşmeden önce Ülker tek başına da gayet büyüktü, Efes Pilsen ile çekişirdi. Bugünse Ülker, Fenerbahçe için bulunmaz bir nimettir, çok büyük bir şanstır, bunu kabul etmek lazım.

Türkiye'nin basketbol ülkesi olması pek mümkün değil. Basketbolun seyircisi yok, Fenerbahçe taraftarı ya da Galatasaray taraftarı maçlara gidiyorsa armayı desteklemeye gidiyor, tribünlerde onlarca kişiyle tanıştım, kol kola zıpladık tezahürat yaptık, ortamı çok iyi biliyorum. Bilet fiyatları çok ucuz, buna rağmen çoğu taraftar bilet almıyor. Mesela Abdi İpekçi'de daima sol alt kapıdan yani otopark tarafındaki kapıdan millet biletsiz girer içeri. Ya da taraftar gruplarının başkanları ellerinde koçan koçan biletle gezer stadyumun çevresinde. Durum Fenerbahçe'de de aynı, dayımın oğlan tüm maçlara taraftar grubunun bedava dağıttığı biletle giriyor. Basketbolun taraftarlığı bile bedava bilete bakan arma aşkıyken Türkiye'nin basketbol ülkesi olması ya da basketbolun ülkede değerinin artması çok zor.

Bu ortamda Fenerbahçe'nin, Ülker'den havadan 30m € bütçe alabilmesi bulunmaz nimet, çok büyük bir şans. Ben bir Galatasaray taraftarı olarak Fenerbahçe'yi bu konuda çok şanslı görüyorum. Umarım bir gün böyle bir sponsor bize de nasip olur, ama ne yazık ki bu tarz bir sazan firma daha bulmak pek mümkün olmasa gerek. :grin:
 
M.BARIS said:
Balex,
Cafe Crown'un ya da Cola Turka'nın verdikleri bütçeler 10m €'nun altında ufak bütçelerdi. Ülker'in ise Fenerbahçe'ye sağladığı bütçe tam 30m €. Bak sadece bir sponsordan 30m € alıyorsun, sonra toplam bütçesi 23-25m€ olan takım şampiyon oluyor, sense 3. ya da 4. olmayı başarı sanıyorsun. Bütçen çok daha fazlayken Final Four'da hezimete uğruyorsan bu başarı değildir. Başarı bütçenin el verdiğinin fazlasını yapmaktır, bu kadar fazla bütçeye sahipken şampiyon olamayıp anca ilk 4'e girmek başarı değildir. Sana göre başarı olabilir, ama bana göre ve matematiksel hesaplara göre başarı falan değil.

Tek sezon üstünden sponsorluk desteği değerlendirmesi yapmak saçma olur. O zaman Fener'e verilen para yine 30 milyon değildi. Fener ne alıyorsa Beşiktaş da Galatasaray da en kötü o civarlarda alıyordur muhtemelen. O zamanki sponsorluk anlaşmalarına bakmanı öneririm.

M.BARIS said:
Taraftarın çıkarttığı olaylar diyorsun, ciddi misin bu konuda? Benim dayım çocukluğundan beri Fenerbahçe'li ve basketbolu da çok seviyor, onun hatırına Fenerbahçe tribününde de defalarca Fenerbahçe'nin farklı basketbol maçlarına gittim. Fenerbahçe taraftarı alakasız her maçta Galatasaray'a küfür ediyor. Bir keresinde Fenerbahçe-Galatasaray maçına gittik, maç boyunca baştan sona aralıksız bir şekilde "Dünyanın en büyük o... çocukları" diye bağırıldı Galatasaray'lı basketbolculara, üstüne bir dolu yabancı madde atıldı takıma, kafalarını korumaktan maç oynayamadı Galatasaray'lı basketbolcular. Şimdi gelip Galatasaray taraftarına dil uzatmaya zerre kadar hakkın yok. O Fenerbahçe taraftarı da kanatsız melek falan değil, her şey yanı başımda oldu. Galatasaray'ın sıkıntısı taraftar değil bütçedir. Evet, Galatasaray taraftarı da tribünde pek hoş hareketler sergilemiyor, ama Galatasaray'ın takımı batıran sıkıntısı sadece bütçe.

Hacı, şimdi yıllardır olan olayları burda bizim tartışmamızın bi anlamı yok. Ben Fenerbahçe taraftarı olay çıkarmaz falan demedim en başta. 2 takım arasında olan olaylar malumun. Karşılıklı taraftar olayı yazmamız sidik yarıştırmak olur. O yüzden hiç girmeyelim bu olaylara.

Euroleague yönetimi sezon içinde Galatasaray'ın önümüzdeki sene için davet edilmeyeceğini az çok belli etmişti. Nedenler ise mali yetersizlik ve TARAFTARIN NEDEN OLDUĞU OLAYLAR. Hatırlarsan Sırp bir taraftar öldürüldü İstanbul'da. Üstüne ise Alba Berlin maçında çıkan olaylar da var. Şimdi bana burda gelip mağdur edebiyatı yapma. Fenerbahçe taraftarı da olaycı falandır filandır ama paşa gibi gelip maçını izleyip gidiyor. Ne taraftar öldürüyorlar, ne de deplasmanda olay çıkarıyorlar. Avrupa daha farklı bir yer ve 2 takım arasında geçmişte yaşanmış olayları bana burda itelemen Galatasaray'ın Euroleague'e alınmama sebeplerini değiştirmiyor.

M.BARIS said:
Galatasaray'ın oyuncu paralarını ödeyememesi üzüntü verici bir durum. Fenerbahçe'de oyuncu paralarını kendi kazandığı para ile ödemediğine göre bence çokta dalga geçilecek bir durum değil bu, bununla dalga geçmeye hakkın yok. Fenerbahçe'nin basketboldan 1 TL karı yok, tüm bütçesi Ülker'den geliyor. Bunu marifet görüp Galatasaray'ı kötülemek doğru değil. Galatasaray 2 sene önce A lisans istiyordu, çünkü oynanan basketbol bunu hak ediyordu ve bir A lisans boştaydı. Galatasaray o zaman o boştaki A lisansı alabilse belki iyi bir sponsor bulabilirdi, bugün bu noktalara gelinmezdi, fakat lisans verilmedi. Bunlar dalga geçilecek şeyler değil, Fenerbahçe'de sonuçta Ülker'in parasını yiyor olmasa 2-3 sezon içerisinde Galatasaray'ın durumundan daha beter olurdu. Yaklaşık 13-14 sene önceydi, ben çocukluğumda Ülkerspor'un basketbol maçlarına giderdim, Fenerbahçe ile birleşmeden önce Ülker tek başına da gayet büyüktü, Efes Pilsen ile çekişirdi. Bugünse Ülker, Fenerbahçe için bulunmaz bir nimettir, çok büyük bir şanstır, bunu kabul etmek lazım.

Burda ciddi anlamda güldürdün beni. Neymiş efendim Fenerbahçe'deki oyuncuların parası kendi kazandıkları para ile ödenmiyormuş. Aahahaha şaka mısın sen ya.

Önlerindeki sezonları düşünmek, gelir-gider tablosunu iyi oturtabilmek kulüplerin sorumluluğunda. Yanlış anlama, Fenerbahçe, Ülker olmasa bu giderleri karşılayacak güçteydi diye bir şey iddia etmiyorum. Sen Türkiye liginde amacı şampiyonluk olan bir kadro kurmuşsan bu kadronun ne kadar gelir gideri olacağını dikkate alman gerek. Zamanında bazıları tarafından dikkate alınmamış ki, maaşlarını alamayan oyuncular oldu. Gidince de takımı sattı oluyor. Sen oyuncuya sözleşme imzalatarak bilmem kaç yıl bende oyna ben de sana şu kadar para vereyim demişsin. Sen parayı veremeyince oyuncunun oynamasını istiyorsun, ama oyuncu canı istemezse oynamıyor diye bir olay yok. Arroyo, Erceg başta olmak üzere bir çok oyuncu aylardır parasını alamadan oynadı. Sen paranı alamadığın yerde işini yapmaya devam eder misin? Sene başında karşılıklı çıkar için sözleşme imzalatmışsın oyuncuya. Sen ona çıkarını vermezsen oyuncu da mal değil ki, beleşe oynasın takımda. Endoğan Adili'dir, Ontivero'dur sanki transferleri başka takım yaptı. Yeni oyuncu alacağına önce takımındakilerin ücretlerini vereceksin. Sene başında bütçem bu bu deyip transferini ona göre yaptıysan sponsora bu noktada ihtiyacın da olmamalı. Sponsor bulmak kulübün yükümlülüğünde ek olarak. Fenerbahçe, Ülker sponsor olmadan da takımı işletiyordu ve oyuncular takımdan ayrılmıyordu. Planlı bir bütçe vardı çünkü.

Sonuç olarak senin takımın oyuncularına para ödeyemiyor, çünkü parayı başka yerlere savurdu. Sonra sponsor yok diye ağlamak insanları güldürür sadece. Başka takımlara örnek vereceksek Royal Halı Gaziantep ve NSK Eskişehir basket gibi 2 takım söyleyeyim sana. Galatasaray'ın Liv Hospital ile yaptığı anlaşma bu 2 anlaşmanın kat be kat üstündedir. Ama 2 takımdan da sezon içinde oyuncu ayrılmıyor. Paranı idareli kullanacaksın, olay bu.

Son olarak son 4 takım arasına kalmayı başarı olarak görmemene yorum yapmıyorum. Siz de oralara gelirseniz ileride konuşuruz belki.

 
Konuyu canlandırayım biraz.

Euroleague ve Eurocup için grup kuraları çekildi birkaç gün önce. Fenerbahçe ve Efes her halükarda çıkacağı için onları es geçiyorum. Karşıyaka C grubunda Barcelona, Pana, Zalgiris, Kuban ve Zielona Gora ile eşleşti. İlk 2 takımı bir kenara koyarsak takımımızın üst tura çıkma olasılığı çok yüksek. Zalgiris ve Kuban Karşıyaka ile neredeyse eşit takımlar. Justin Carter ve 2-3 isim daha gelirse ilk senesindeki misyonunu yerine getirmiş olur. İçeride oynanacak Pana ve Barça maçlarından da en az 1 galibiyet bekliyorum ben.

Darüşşafaka Doğuş'un grubu nispeten sürprize daha açık bir grup. Maccabi, CSKA ve Malaga üçlüsünün çıkması garanti gibi. Son sıra için 3 takımın da şansı var bence. Yanlış hatırlamıyorsam Brose Baskets Almanya şampiyonu olarak geldi. Daha önceden de tecrübeleri var. Sassari de biraz daha zayıf olmasına rağmen onlar da daha önce mücadele ettiler. Darüşşafaka Doğuş,  Jamon Gordon, Oğuz Savaş, Kerem Gönlüm gibi tecrübeli oyuncuları kadrosuna kattı. Kulüp olarak olmasa da oyuncu açısından bu 2 takımdan geride değil. Taraftar sıkıntısını aşabilirlerse gruptan çıkmak için kadro olarak 1 adım önde görüyorum. 4 takımlı bir Top16 için çok ümitliyim ben.

 
Tekrar yukarılara çıkartalım, 5 Eylül'de Avrupa Şampiyonası başlıyor.
İlk 4 takım çıkıyor gruptan. Ölüm grubu B grubu, yani bizim grup. İspanya ve Sırbistan büyük ihtimalle ilk 2 sırayı alır. 3. sıra için İtalya'dan geride Almanya'dan öndeyiz oyun olarak. Ev sahibi avantajıyla Almanya sıkıntı yaratır ama üst tura çıkmak içim mutlaka yenmemiz gerekiyor. Fikstür de gayet zorlu. İlk 2 maç İtalya ve İspanya ile oynuyoruz. Burdan büyük ihtimalle 2 yenilgi ile devam edip bi de Almanya'ya kaybedince gg deriz turnuvaya.





 
Ekstra bir galibiyet kovalayıp grubu 3. sırada bitirmeye bakmak lazım, böylece diğer turda Fransa'nın rakibi olmayız. Resmen grup aşaması bizim için diğer turlara nazaran daha zorlu geçecek, umarım milli takım gruplarda fazla hırpalanıp ritmini kaybetmez olası bir üst tur biletinde.

Doğuş Balbay'ın süpriz sakatlığı baya bi kötü etkileyecek diyorlar, özellikle savunma yapacağımız zamanlarda oyunu sertleştiren takıma çok büyük katkısı olan bir oyuncu. Cedi'yi iyi gördüm dünkü antremanda zaten kendisi de dedi bi problemim yok şuan diye. Umarım İtalya karşısına daha fazla fire vermeden çıkarız, kendi oyunumuzu oynayıp, savunmamızı yapıp güzel bir galibiyet ile başlarız turnuvaya.

Bu arada şu hazırlık turnuvalarında olan son çeyrek sorununun devam edeceğini sanmıyorum. Cedi'nin pili bitiyor o zamana kadar fakat Kartal'a daha fazla süre verip falan o rotasyonu tutturması lazım Ergin Ataman'ın. Tabi Oğuz ve Semih'in alacakları rol çok önemli ve bence takımın kilit oyuncuları. Onlar kötü olduğu zaman maç kazanmamız zora giriyor. Balex, Oğuz'u seversin sen, bakalım neler yapacak. :razz:
 
İtalya'ya karşı yıllardır bi şanssızlığımız var abi. Onlara yakın oynayabiliyoruz ama klasik son 5 dakika problemimiz yüzünden kaybediyoruz çoğu maçı. Ben yine kazanabileceğimizi düşünmüyorum ama umarım yarın gece milli takım yanıltır beni. Bize ne kadar ters oyuncu profili varsa hepsi İtalya'da var. Takımdaki 2-3 kişi dışında herkes dış atışlardan sayı bulabiliyor. Oyunun iyice dış atışlara kaymasıyla bu çok büyük bir lüks. ex aşklarımız Gentile, Hackett, ve Datome üçlüsüne dikkat etmek lazım.
 
Muhammed veya Ali isimli biri yok takımda. Karıştırdın heralde.
 
Back
Top Bottom