Andelion - Krallığa doğru ~Bölüm 10 yayınlandı.~ ~Beyaz Işık Teşkilatı!~

Users who are viewing this thread

Ama güzel fikirler verdim :smile:
Kalradya Sözlük
Kalradya Caps
Ciddileşiyorum :p
Amansız Savaşçılar
Özgürlük İçin Savaş Teşkilatı(bu uzun oldu gibi)

 
çok güzel yazmışsın yine eline sağlık,isim olarak da
Gizli Kahramanlar
Cesur Kurtarıcılar
Kalradya Çocukları (biraz garip oldu gibi)
Saklı Birleştiriciler
başka da gelmedi aklıma gelirse yazarım
 
İsim olarak ilk aklıma gelenleri söylüyorum;

Kan Kardeşliği..
Kara Sancak..
Beyaz Işık..
Işığın Taşıyıcıları yada Işık taşıyanlar..
Gümüş Kalkanlar...

Biliyorum biraz klişe kaçtı...  :lol: :lol:
 
Kızıl $aman said:
İsim olarak ilk aklıma gelenleri söylüyorum;

Kan Kardeşliği..
Kara Sancak..
Beyaz Işık..
Işığın Taşıyıcıları yada Işık taşıyanlar..
Gümüş Kalkanlar...

Biliyorum biraz klişe kaçtı...  :lol: :lol:

Bu adamlar özgür olmak istiyor kan kardeşliği ne yahu :grin:
Beyaz Işık teşkilatını tuttum ancak. Bir gün daha müddet var sonra Beyaz Işık teşkilatı teşkilatın adı olacak :smile:.
 
SkyNuts gibi bişey.Andelionnuts :p
Kalradyanın Onuru İçin Savaşanlar
Valkyrie :grin: :grin:

İmzamda yazdığım hikaye var.Sen çok iyi yazıyorsun.Tavsiyelerini beklerim :smile:
 
ÖNERİLEN TEŞKİLAT İSİMLERİNİ ANKETE SUN  DAHA NET BİR BİLGİYE ULAŞIRSIN SANA KALMIŞ YİNEDE
 
Arkadaşlar teşekkürler içlerinden beyaz ışık teşkilatını seçtim ve 10.bölüm geldi. İnternetimde bir problem olduğundan yayınlayamamıştım. Buyrun iyi okumalar:

Bölüm 10
Bölüm 10

“Efendim bu şerefi bana layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Teklifinizi kabul ediyorum.” Yanında 4 tane noyanda vardı. Bu Noyanlarda kabul töreninde bulunması zorunlu üst rütbe Noyanlardı. Bu Noyanlardan biri Asugan’dı ki Asugan başından beri Andelion’u süzüyordu.  “ Çok güzel bir karar verdin Andelion. Sana Uhhun köyünü tımar olarak bahşediyorum ve her noyana hediyem olan bu altın kaplı kergit miğferini kabul etmeni istiyorum.” Andelion miğferi gördüğünde gözleri büyümüştü. Bu miğfer çok heybetli idi ve takan insana kesinlikle büyük bir saygı uyandırırdı. Fakat bu sınıf ayrılıklarının açık ve somut bir göstergesiydi ve Andelion bunu kabul edemezdi. “ Efendim.  Ben bunu kabul edemem.  Bu bana bahşedilen büyük bir lütuf, fakat bu bana layık değil.” Andelion bunu söylemek istemiyordu. Böyle yaparak kendini küçük düşürmüştü fakat bu miğfer düşüncelerine ters geliyordu. “ Pekala Andelion. Nasıl istersen. Fakat bu miğferi fazlasıyla hak ediyorsun bence. Dışarıda 10 tane kargıcı seni bekliyor. Onlar birliğinin ilk askerleri ve senin özel koruman olacaklar. Şimdi yanımda ayrılabilirsin. Sana tavsiyem ilk olarak Uhhun köyüne gidip kendini tanıtman ve oradan gönüllü toplamandır. Fakat seni altın miğferin olmadın tanıyamayabilirler ve senin bir çapulcu veyahut haydut olduğunu sanabilirler.” Eliyle bir askılığa asılmış bir kergit ağır zırhlarından gösterdi.”  O yüzden şu kağıdı ve zırhı al ve oranın muhtarına kağıdı ilet. Zırhıda savaşmak için kullan. Zırhın o kadar iyi değil o yüzden bu zırhı kabul et. Haydi sağlıcakla.” Andelion mahkum  komutanının yaptığı selamın aynısını amatörce yapmaya çalıştı ve oradan ayrıldı.
                                                              ****

Andelion Sancar’ın bu kadar kendisiyle ilgileneceğini düşünmemişti. Neydi Sancar’ı Andelion’a çeken? Bu soruları kafasında sorarken birden Asugan Noyan karşısına çıktı ve onu kenara çekti:” Andelion, seni tebrik ederim. Noyanlık herkese nasip olacak bir nimet değil. Göklere şükretmen gerek. Sana söyleyeceğim bir şey var. Bir dakika şuraya gelebilirmisin.” Son cümlesini söylerken eliyle bir fırının içini gösteriyordu. Oraya gittiler ve Asugan devam etti.” Andelion. Dostum senin neden miğferi kabul etmedğini anladım. Miğferi sınıf farklılığı olmasın diye takmadın. Sende bir özgürlükçüsün.” Bu konuşmanın nereye varacağını kestiremedi. Asugan kolunu açtı ve pazu bölgelerini gösterdi. Orada bir işaret vardı. Bir damga. Dört tane kol birbirinin bileğinden tutuyordu. Ortadanda ışığa benzer bir şey çıkıyordu.  Neydi bu? “ Andelion bu Beyaz Işık Loncasının bir simgesidir. Beyaz Işık Loncası Kalradya’nın bölünmesinin başlarından beri Kalradya’nın, köylülerinin, insanlarının özgürlüğünü amaçlar. Bunu başarmak için o zamandan beri çalışır. Soylu ve yarı soylu kısma benim gibi ajanlar gönderir. Böylece plütokratik kesimi içten çökertmeye çalışır. Üstüne köylüleri, vatandaşlarıda yavaş yavaş isyana hazırlar. Bir gün büyük bir gün olacak ve tüm kalradya güzel bir diyar olacak. Savaşın yaşanmadığı, köylerin yağmalanmadığı, emekçilerin acı çekmediği mükemmel bir diyar. İşte amacımız budur.”  Andelion şaşırmıştı. Asugan karşısında durmuş ve Andelion’un kendi fikirlerini sanki Andelion’a tekrar söylüyordu. Bu fikirler tıpatıp Andelion’a aitti. Asugan: “ Yalnız dostum, bir liderimiz daha yok. Bize doğruyu gösteren bir liderimiz olsa o zaman yenilmez olacağız. Sarranid diyarındaki birçok soylu ajanlarımız seni haber verdi. Fikrimizle ne kadar alakadar olduğunu ve ne kadar istekli olduğunu söyledi.” Andelion’un aklına birden Hiwan geldi. Kesinlikle Hiwan’da bu loncanın bir üyesi olmalıydı. Asugan konuşmayı sürdürdü: “ Eğer kabul edersen seninde loncamıza katılıp loncamızı şereflendirmeni istiyoruz.” Andelion multuluktan uçuyordu. Heleşükür kardeşlerim diyebileceği insanlarla tanışmıştı. Bu kardeşliğin uzun sürmesini umut ederek: “ Dostum elbette loncanıza katılmak benim için bir şereftir. Yalnız bir şey soracağım. Sarraniddeki soylu ajanları sayarmısın?” “ Bir düşünelim. Nuwas var, Azadun var birde Hiwan var. “ “Beni size haber veren büyük ihtimal Hiwandı. Değilmi?” “ Evet oydu. Neyse şimdi konumuza dönelim. Ben senin gibi hızlı gelişmiş birinin büyük bir lider olacağını düşünüyorum. Sana güvencim tam. Senin lider olmanı isterim. Loncadaki dostlarımızda lider olmanı istiyor. Kabul edermisin?”  Andelion dahada havaya uçmuştu. Yakında uzaya çıkması muhtemeldi. Mutlu bir ses tonuyla “ Nasıl istemem? Elbette isterim. Bana bu teklifi yaptığınız için size teşekkürlerim sunarım. Meraklanmayın. Yakında bütün Kalradya özgür Kalradya halkının olacak ve bütün diyar Cumhuriyetle yönetilecek!” Bugünkü aldığı ikinci teklifti. Kesinlikle gökler ona yardım ediyordu. Şu andan itibaren Kalradya’ nın kurtuluşu Andelion’un omuzlarındaydı. Bu yük ağırdı elbette fakat Andelion bunu taşımasını becerebilirdi herhalde. Kargıcılarını aldı ve atını Uhhun’a doğru atını sürerek yola çıktı. Kalradya’nın ona ihtiyacı vardı..

10.Bölümün Sonu
 
carrier said:
Arkadaşlar teşekkürler içlerinden beyaz ışık teşkilatını seçtim ve 10.bölüm geldi. İnternetimde bir problem olduğundan yayınlayamamıştım. Buyrun iyi okumalar:

Bölüm 10
Bölüm 10

“Efendim bu şerefi bana layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Teklifinizi kabul ediyorum.” Yanında 4 tane noyanda vardı. Bu Noyanlarda kabul töreninde bulunması zorunlu üst rütbe Noyanlardı. Bu Noyanlardan biri Asugan’dı ki Asugan başından beri Andelion’u süzüyordu.  “ Çok güzel bir karar verdin Andelion. Sana Uhhun köyünü tımar olarak bahşediyorum ve her noyana hediyem olan bu altın kaplı kergit miğferini kabul etmeni istiyorum.” Andelion miğferi gördüğünde gözleri büyümüştü. Bu miğfer çok heybetli idi ve takan insana kesinlikle büyük bir saygı uyandırırdı. Fakat bu sınıf ayrılıklarının açık ve somut bir göstergesiydi ve Andelion bunu kabul edemezdi. “ Efendim.  Ben bunu kabul edemem.  Bu bana bahşedilen büyük bir lütuf, fakat bu bana layık değil.” Andelion bunu söylemek istemiyordu. Böyle yaparak kendini küçük düşürmüştü fakat bu miğfer düşüncelerine ters geliyordu. “ Pekala Andelion. Nasıl istersen. Fakat bu miğferi fazlasıyla hak ediyorsun bence. Dışarıda 10 tane kargıcı seni bekliyor. Onlar birliğinin ilk askerleri ve senin özel koruman olacaklar. Şimdi yanımda ayrılabilirsin. Sana tavsiyem ilk olarak Uhhun köyüne gidip kendini tanıtman ve oradan gönüllü toplamandır. Fakat seni altın miğferin olmadın tanıyamayabilirler ve senin bir çapulcu veyahut haydut olduğunu sanabilirler.” Eliyle bir askılığa asılmış bir kergit ağır zırhlarından gösterdi.”  O yüzden şu kağıdı ve zırhı al ve oranın muhtarına kağıdı ilet. Zırhıda savaşmak için kullan. Zırhın o kadar iyi değil o yüzden bu zırhı kabul et. Haydi sağlıcakla.” Andelion mahkum  komutanının yaptığı selamın aynısını amatörce yapmaya çalıştı ve oradan ayrıldı.
                                                              ****

Andelion Sancar’ın bu kadar kendisiyle ilgileneceğini düşünmemişti. Neydi Sancar’ı Andelion’a çeken? Bu soruları kafasında sorarken birden Asugan Noyan karşısına çıktı ve onu kenara çekti:” Andelion, seni tebrik ederim. Noyanlık herkese nasip olacak bir nimet değil. Göklere şükretmen gerek. Sana söyleyeceğim bir şey var. Bir dakika şuraya gelebilirmisin.” Son cümlesini söylerken eliyle bir fırının içini gösteriyordu. Oraya gittiler ve Asugan devam etti.” Andelion. Dostum senin neden miğferi kabul etmedğini anladım. Miğferi sınıf farklılığı olmasın diye takmadın. Sende bir özgürlükçüsün.” Bu konuşmanın nereye varacağını kestiremedi. Asugan kolunu açtı ve pazu bölgelerini gösterdi. Orada bir işaret vardı. Bir damga. Dört tane kol birbirinin bileğinden tutuyordu. Ortadanda ışığa benzer bir şey çıkıyordu.  Neydi bu? “ Andelion bu Beyaz Işık Loncasının bir simgesidir. Beyaz Işık Loncası Kalradya’nın bölünmesinin başlarından beri Kalradya’nın, köylülerinin, insanlarının özgürlüğünü amaçlar. Bunu başarmak için o zamandan beri çalışır. Soylu ve yarı soylu kısma benim gibi ajanlar gönderir. Böylece plütokratik kesimi içten çökertmeye çalışır. Üstüne köylüleri, vatandaşlarıda yavaş yavaş isyana hazırlar. Bir gün büyük bir gün olacak ve tüm kalradya güzel bir diyar olacak. Savaşın yaşanmadığı, köylerin yağmalanmadığı, emekçilerin acı çekmediği mükemmel bir diyar. İşte amacımız budur.”  Andelion şaşırmıştı. Asugan karşısında durmuş ve Andelion’un kendi fikirlerini sanki Andelion’a tekrar söylüyordu. Bu fikirler tıpatıp Andelion’a aitti. Asugan: “ Yalnız dostum, bir liderimiz daha yok. Bize doğruyu gösteren bir liderimiz olsa o zaman yenilmez olacağız. Sarranid diyarındaki birçok soylu ajanlarımız seni haber verdi. Fikrimizle ne kadar alakadar olduğunu ve ne kadar istekli olduğunu söyledi.” Andelion’un aklına birden Hiwan geldi. Kesinlikle Hiwan’da bu loncanın bir üyesi olmalıydı. Asugan konuşmayı sürdürdü: “ Eğer kabul edersen seninde loncamıza katılıp loncamızı şereflendirmeni istiyoruz.” Andelion multuluktan uçuyordu. Heleşükür kardeşlerim diyebileceği insanlarla tanışmıştı. Bu kardeşliğin uzun sürmesini umut ederek: “ Dostum elbette loncanıza katılmak benim için bir şereftir. Yalnız bir şey soracağım. Sarraniddeki soylu ajanları sayarmısın?” “ Bir düşünelim. Nuwas var, Azadun var birde Hiwan var. “ “Beni size haber veren büyük ihtimal Hiwandı. Değilmi?” “ Evet oydu. Neyse şimdi konumuza dönelim. Ben senin gibi hızlı gelişmiş birinin büyük bir lider olacağını düşünüyorum. Sana güvencim tam. Senin lider olmanı isterim. Loncadaki dostlarımızda lider olmanı istiyor. Kabul edermisin?”  Andelion dahada havaya uçmuştu. Yakında uzaya çıkması muhtemeldi. Mutlu bir ses tonuyla “ Nasıl istemem? Elbette isterim. Bana bu teklifi yaptığınız için size teşekkürlerim sunarım. Meraklanmayın. Yakında bütün Kalradya özgür Kalradya halkının olacak ve bütün diyar Cumhuriyetle yönetilecek!” Bugünkü aldığı ikinci teklifti. Kesinlikle gökler ona yardım ediyordu. Şu andan itibaren Kalradya’ nın kurtuluşu Andelion’un omuzlarındaydı. Bu yük ağırdı elbette fakat Andelion bunu taşımasını becerebilirdi herhalde. Kargıcılarını aldı ve atını Uhhun’a doğru atını sürerek yola çıktı. Kalradya’nın ona ihtiyacı vardı..

10.Bölümün Sonu
İyi hoşta hocam kısacık olmuş. :sad:
 
carrier said:
Arkadaşlar teşekkürler içlerinden beyaz ışık teşkilatını seçtim ve 10.bölüm geldi. İnternetimde bir problem olduğundan yayınlayamamıştım. Buyrun iyi okumalar:

Bölüm 10
Bölüm 10

“Efendim bu şerefi bana layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Teklifinizi kabul ediyorum.” Yanında 4 tane noyanda vardı. Bu Noyanlarda kabul töreninde bulunması zorunlu üst rütbe Noyanlardı. Bu Noyanlardan biri Asugan’dı ki Asugan başından beri Andelion’u süzüyordu.  “ Çok güzel bir karar verdin Andelion. Sana Uhhun köyünü tımar olarak bahşediyorum ve her noyana hediyem olan bu altın kaplı kergit miğferini kabul etmeni istiyorum.” Andelion miğferi gördüğünde gözleri büyümüştü. Bu miğfer çok heybetli idi ve takan insana kesinlikle büyük bir saygı uyandırırdı. Fakat bu sınıf ayrılıklarının açık ve somut bir göstergesiydi ve Andelion bunu kabul edemezdi. “ Efendim.  Ben bunu kabul edemem.  Bu bana bahşedilen büyük bir lütuf, fakat bu bana layık değil.” Andelion bunu söylemek istemiyordu. Böyle yaparak kendini küçük düşürmüştü fakat bu miğfer düşüncelerine ters geliyordu. “ Pekala Andelion. Nasıl istersen. Fakat bu miğferi fazlasıyla hak ediyorsun bence. Dışarıda 10 tane kargıcı seni bekliyor. Onlar birliğinin ilk askerleri ve senin özel koruman olacaklar. Şimdi yanımda ayrılabilirsin. Sana tavsiyem ilk olarak Uhhun köyüne gidip kendini tanıtman ve oradan gönüllü toplamandır. Fakat seni altın miğferin olmadın tanıyamayabilirler ve senin bir çapulcu veyahut haydut olduğunu sanabilirler.” Eliyle bir askılığa asılmış bir kergit ağır zırhlarından gösterdi.”  O yüzden şu kağıdı ve zırhı al ve oranın muhtarına kağıdı ilet. Zırhıda savaşmak için kullan. Zırhın o kadar iyi değil o yüzden bu zırhı kabul et. Haydi sağlıcakla.” Andelion mahkum  komutanının yaptığı selamın aynısını amatörce yapmaya çalıştı ve oradan ayrıldı.
                                                              ****

Andelion Sancar’ın bu kadar kendisiyle ilgileneceğini düşünmemişti. Neydi Sancar’ı Andelion’a çeken? Bu soruları kafasında sorarken birden Asugan Noyan karşısına çıktı ve onu kenara çekti:” Andelion, seni tebrik ederim. Noyanlık herkese nasip olacak bir nimet değil. Göklere şükretmen gerek. Sana söyleyeceğim bir şey var. Bir dakika şuraya gelebilirmisin.” Son cümlesini söylerken eliyle bir fırının içini gösteriyordu. Oraya gittiler ve Asugan devam etti.” Andelion. Dostum senin neden miğferi kabul etmedğini anladım. Miğferi sınıf farklılığı olmasın diye takmadın. Sende bir özgürlükçüsün.” Bu konuşmanın nereye varacağını kestiremedi. Asugan kolunu açtı ve pazu bölgelerini gösterdi. Orada bir işaret vardı. Bir damga. Dört tane kol birbirinin bileğinden tutuyordu. Ortadanda ışığa benzer bir şey çıkıyordu.  Neydi bu? “ Andelion bu Beyaz Işık Loncasının bir simgesidir. Beyaz Işık Loncası Kalradya’nın bölünmesinin başlarından beri Kalradya’nın, köylülerinin, insanlarının özgürlüğünü amaçlar. Bunu başarmak için o zamandan beri çalışır. Soylu ve yarı soylu kısma benim gibi ajanlar gönderir. Böylece plütokratik kesimi içten çökertmeye çalışır. Üstüne köylüleri, vatandaşlarıda yavaş yavaş isyana hazırlar. Bir gün büyük bir gün olacak ve tüm kalradya güzel bir diyar olacak. Savaşın yaşanmadığı, köylerin yağmalanmadığı, emekçilerin acı çekmediği mükemmel bir diyar. İşte amacımız budur.”  Andelion şaşırmıştı. Asugan karşısında durmuş ve Andelion’un kendi fikirlerini sanki Andelion’a tekrar söylüyordu. Bu fikirler tıpatıp Andelion’a aitti. Asugan: “ Yalnız dostum, bir liderimiz daha yok. Bize doğruyu gösteren bir liderimiz olsa o zaman yenilmez olacağız. Sarranid diyarındaki birçok soylu ajanlarımız seni haber verdi. Fikrimizle ne kadar alakadar olduğunu ve ne kadar istekli olduğunu söyledi.” Andelion’un aklına birden Hiwan geldi. Kesinlikle Hiwan’da bu loncanın bir üyesi olmalıydı. Asugan konuşmayı sürdürdü: “ Eğer kabul edersen seninde loncamıza katılıp loncamızı şereflendirmeni istiyoruz.” Andelion multuluktan uçuyordu. Heleşükür kardeşlerim diyebileceği insanlarla tanışmıştı. Bu kardeşliğin uzun sürmesini umut ederek: “ Dostum elbette loncanıza katılmak benim için bir şereftir. Yalnız bir şey soracağım. Sarraniddeki soylu ajanları sayarmısın?” “ Bir düşünelim. Nuwas var, Azadun var birde Hiwan var. “ “Beni size haber veren büyük ihtimal Hiwandı. Değilmi?” “ Evet oydu. Neyse şimdi konumuza dönelim. Ben senin gibi hızlı gelişmiş birinin büyük bir lider olacağını düşünüyorum. Sana güvencim tam. Senin lider olmanı isterim. Loncadaki dostlarımızda lider olmanı istiyor. Kabul edermisin?”  Andelion dahada havaya uçmuştu. Yakında uzaya çıkması muhtemeldi. Mutlu bir ses tonuyla “ Nasıl istemem? Elbette isterim. Bana bu teklifi yaptığınız için size teşekkürlerim sunarım. Meraklanmayın. Yakında bütün Kalradya özgür Kalradya halkının olacak ve bütün diyar Cumhuriyetle yönetilecek!” Bugünkü aldığı ikinci teklifti. Kesinlikle gökler ona yardım ediyordu. Şu andan itibaren Kalradya’ nın kurtuluşu Andelion’un omuzlarındaydı. Bu yük ağırdı elbette fakat Andelion bunu taşımasını becerebilirdi herhalde. Kargıcılarını aldı ve atını Uhhun’a doğru atını sürerek yola çıktı. Kalradya’nın ona ihtiyacı vardı..

10.Bölümün Sonu

Gene çok güzel yazmışsın ama Andelion'u biraz erken lider yapmadılarmı ?
 
larten said:
carrier said:
Arkadaşlar teşekkürler içlerinden beyaz ışık teşkilatını seçtim ve 10.bölüm geldi. İnternetimde bir problem olduğundan yayınlayamamıştım. Buyrun iyi okumalar:

Bölüm 10
Bölüm 10

“Efendim bu şerefi bana layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Teklifinizi kabul ediyorum.” Yanında 4 tane noyanda vardı. Bu Noyanlarda kabul töreninde bulunması zorunlu üst rütbe Noyanlardı. Bu Noyanlardan biri Asugan’dı ki Asugan başından beri Andelion’u süzüyordu.  “ Çok güzel bir karar verdin Andelion. Sana Uhhun köyünü tımar olarak bahşediyorum ve her noyana hediyem olan bu altın kaplı kergit miğferini kabul etmeni istiyorum.” Andelion miğferi gördüğünde gözleri büyümüştü. Bu miğfer çok heybetli idi ve takan insana kesinlikle büyük bir saygı uyandırırdı. Fakat bu sınıf ayrılıklarının açık ve somut bir göstergesiydi ve Andelion bunu kabul edemezdi. “ Efendim.  Ben bunu kabul edemem.  Bu bana bahşedilen büyük bir lütuf, fakat bu bana layık değil.” Andelion bunu söylemek istemiyordu. Böyle yaparak kendini küçük düşürmüştü fakat bu miğfer düşüncelerine ters geliyordu. “ Pekala Andelion. Nasıl istersen. Fakat bu miğferi fazlasıyla hak ediyorsun bence. Dışarıda 10 tane kargıcı seni bekliyor. Onlar birliğinin ilk askerleri ve senin özel koruman olacaklar. Şimdi yanımda ayrılabilirsin. Sana tavsiyem ilk olarak Uhhun köyüne gidip kendini tanıtman ve oradan gönüllü toplamandır. Fakat seni altın miğferin olmadın tanıyamayabilirler ve senin bir çapulcu veyahut haydut olduğunu sanabilirler.” Eliyle bir askılığa asılmış bir kergit ağır zırhlarından gösterdi.”  O yüzden şu kağıdı ve zırhı al ve oranın muhtarına kağıdı ilet. Zırhıda savaşmak için kullan. Zırhın o kadar iyi değil o yüzden bu zırhı kabul et. Haydi sağlıcakla.” Andelion mahkum  komutanının yaptığı selamın aynısını amatörce yapmaya çalıştı ve oradan ayrıldı.
                                                              ****

Andelion Sancar’ın bu kadar kendisiyle ilgileneceğini düşünmemişti. Neydi Sancar’ı Andelion’a çeken? Bu soruları kafasında sorarken birden Asugan Noyan karşısına çıktı ve onu kenara çekti:” Andelion, seni tebrik ederim. Noyanlık herkese nasip olacak bir nimet değil. Göklere şükretmen gerek. Sana söyleyeceğim bir şey var. Bir dakika şuraya gelebilirmisin.” Son cümlesini söylerken eliyle bir fırının içini gösteriyordu. Oraya gittiler ve Asugan devam etti.” Andelion. Dostum senin neden miğferi kabul etmedğini anladım. Miğferi sınıf farklılığı olmasın diye takmadın. Sende bir özgürlükçüsün.” Bu konuşmanın nereye varacağını kestiremedi. Asugan kolunu açtı ve pazu bölgelerini gösterdi. Orada bir işaret vardı. Bir damga. Dört tane kol birbirinin bileğinden tutuyordu. Ortadanda ışığa benzer bir şey çıkıyordu.  Neydi bu? “ Andelion bu Beyaz Işık Loncasının bir simgesidir. Beyaz Işık Loncası Kalradya’nın bölünmesinin başlarından beri Kalradya’nın, köylülerinin, insanlarının özgürlüğünü amaçlar. Bunu başarmak için o zamandan beri çalışır. Soylu ve yarı soylu kısma benim gibi ajanlar gönderir. Böylece plütokratik kesimi içten çökertmeye çalışır. Üstüne köylüleri, vatandaşlarıda yavaş yavaş isyana hazırlar. Bir gün büyük bir gün olacak ve tüm kalradya güzel bir diyar olacak. Savaşın yaşanmadığı, köylerin yağmalanmadığı, emekçilerin acı çekmediği mükemmel bir diyar. İşte amacımız budur.”  Andelion şaşırmıştı. Asugan karşısında durmuş ve Andelion’un kendi fikirlerini sanki Andelion’a tekrar söylüyordu. Bu fikirler tıpatıp Andelion’a aitti. Asugan: “ Yalnız dostum, bir liderimiz daha yok. Bize doğruyu gösteren bir liderimiz olsa o zaman yenilmez olacağız. Sarranid diyarındaki birçok soylu ajanlarımız seni haber verdi. Fikrimizle ne kadar alakadar olduğunu ve ne kadar istekli olduğunu söyledi.” Andelion’un aklına birden Hiwan geldi. Kesinlikle Hiwan’da bu loncanın bir üyesi olmalıydı. Asugan konuşmayı sürdürdü: “ Eğer kabul edersen seninde loncamıza katılıp loncamızı şereflendirmeni istiyoruz.” Andelion multuluktan uçuyordu. Heleşükür kardeşlerim diyebileceği insanlarla tanışmıştı. Bu kardeşliğin uzun sürmesini umut ederek: “ Dostum elbette loncanıza katılmak benim için bir şereftir. Yalnız bir şey soracağım. Sarraniddeki soylu ajanları sayarmısın?” “ Bir düşünelim. Nuwas var, Azadun var birde Hiwan var. “ “Beni size haber veren büyük ihtimal Hiwandı. Değilmi?” “ Evet oydu. Neyse şimdi konumuza dönelim. Ben senin gibi hızlı gelişmiş birinin büyük bir lider olacağını düşünüyorum. Sana güvencim tam. Senin lider olmanı isterim. Loncadaki dostlarımızda lider olmanı istiyor. Kabul edermisin?”  Andelion dahada havaya uçmuştu. Yakında uzaya çıkması muhtemeldi. Mutlu bir ses tonuyla “ Nasıl istemem? Elbette isterim. Bana bu teklifi yaptığınız için size teşekkürlerim sunarım. Meraklanmayın. Yakında bütün Kalradya özgür Kalradya halkının olacak ve bütün diyar Cumhuriyetle yönetilecek!” Bugünkü aldığı ikinci teklifti. Kesinlikle gökler ona yardım ediyordu. Şu andan itibaren Kalradya’ nın kurtuluşu Andelion’un omuzlarındaydı. Bu yük ağırdı elbette fakat Andelion bunu taşımasını becerebilirdi herhalde. Kargıcılarını aldı ve atını Uhhun’a doğru atını sürerek yola çıktı. Kalradya’nın ona ihtiyacı vardı..

10.Bölümün Sonu

Gene çok güzel yazmışsın ama Andelion'u biraz erken lider yapmadılarmı ?

Aslında ben daha uzatacaktım ama kafamda daha başka hikaye fikirleri belirince bunu hemen bitirip ona geçmek için heyecan yaptım :smile:. Ben böyleyim bir hikayenin fikri gelince ilhamı gelince yazıyorum. İlham yok, hikaye yok :razz:.
 
carrier said:
larten said:
carrier said:
Arkadaşlar teşekkürler içlerinden beyaz ışık teşkilatını seçtim ve 10.bölüm geldi. İnternetimde bir problem olduğundan yayınlayamamıştım. Buyrun iyi okumalar:

Bölüm 10
Bölüm 10

“Efendim bu şerefi bana layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Teklifinizi kabul ediyorum.” Yanında 4 tane noyanda vardı. Bu Noyanlarda kabul töreninde bulunması zorunlu üst rütbe Noyanlardı. Bu Noyanlardan biri Asugan’dı ki Asugan başından beri Andelion’u süzüyordu.  “ Çok güzel bir karar verdin Andelion. Sana Uhhun köyünü tımar olarak bahşediyorum ve her noyana hediyem olan bu altın kaplı kergit miğferini kabul etmeni istiyorum.” Andelion miğferi gördüğünde gözleri büyümüştü. Bu miğfer çok heybetli idi ve takan insana kesinlikle büyük bir saygı uyandırırdı. Fakat bu sınıf ayrılıklarının açık ve somut bir göstergesiydi ve Andelion bunu kabul edemezdi. “ Efendim.  Ben bunu kabul edemem.  Bu bana bahşedilen büyük bir lütuf, fakat bu bana layık değil.” Andelion bunu söylemek istemiyordu. Böyle yaparak kendini küçük düşürmüştü fakat bu miğfer düşüncelerine ters geliyordu. “ Pekala Andelion. Nasıl istersen. Fakat bu miğferi fazlasıyla hak ediyorsun bence. Dışarıda 10 tane kargıcı seni bekliyor. Onlar birliğinin ilk askerleri ve senin özel koruman olacaklar. Şimdi yanımda ayrılabilirsin. Sana tavsiyem ilk olarak Uhhun köyüne gidip kendini tanıtman ve oradan gönüllü toplamandır. Fakat seni altın miğferin olmadın tanıyamayabilirler ve senin bir çapulcu veyahut haydut olduğunu sanabilirler.” Eliyle bir askılığa asılmış bir kergit ağır zırhlarından gösterdi.”  O yüzden şu kağıdı ve zırhı al ve oranın muhtarına kağıdı ilet. Zırhıda savaşmak için kullan. Zırhın o kadar iyi değil o yüzden bu zırhı kabul et. Haydi sağlıcakla.” Andelion mahkum  komutanının yaptığı selamın aynısını amatörce yapmaya çalıştı ve oradan ayrıldı.
                                                              ****

Andelion Sancar’ın bu kadar kendisiyle ilgileneceğini düşünmemişti. Neydi Sancar’ı Andelion’a çeken? Bu soruları kafasında sorarken birden Asugan Noyan karşısına çıktı ve onu kenara çekti:” Andelion, seni tebrik ederim. Noyanlık herkese nasip olacak bir nimet değil. Göklere şükretmen gerek. Sana söyleyeceğim bir şey var. Bir dakika şuraya gelebilirmisin.” Son cümlesini söylerken eliyle bir fırının içini gösteriyordu. Oraya gittiler ve Asugan devam etti.” Andelion. Dostum senin neden miğferi kabul etmedğini anladım. Miğferi sınıf farklılığı olmasın diye takmadın. Sende bir özgürlükçüsün.” Bu konuşmanın nereye varacağını kestiremedi. Asugan kolunu açtı ve pazu bölgelerini gösterdi. Orada bir işaret vardı. Bir damga. Dört tane kol birbirinin bileğinden tutuyordu. Ortadanda ışığa benzer bir şey çıkıyordu.  Neydi bu? “ Andelion bu Beyaz Işık Loncasının bir simgesidir. Beyaz Işık Loncası Kalradya’nın bölünmesinin başlarından beri Kalradya’nın, köylülerinin, insanlarının özgürlüğünü amaçlar. Bunu başarmak için o zamandan beri çalışır. Soylu ve yarı soylu kısma benim gibi ajanlar gönderir. Böylece plütokratik kesimi içten çökertmeye çalışır. Üstüne köylüleri, vatandaşlarıda yavaş yavaş isyana hazırlar. Bir gün büyük bir gün olacak ve tüm kalradya güzel bir diyar olacak. Savaşın yaşanmadığı, köylerin yağmalanmadığı, emekçilerin acı çekmediği mükemmel bir diyar. İşte amacımız budur.”  Andelion şaşırmıştı. Asugan karşısında durmuş ve Andelion’un kendi fikirlerini sanki Andelion’a tekrar söylüyordu. Bu fikirler tıpatıp Andelion’a aitti. Asugan: “ Yalnız dostum, bir liderimiz daha yok. Bize doğruyu gösteren bir liderimiz olsa o zaman yenilmez olacağız. Sarranid diyarındaki birçok soylu ajanlarımız seni haber verdi. Fikrimizle ne kadar alakadar olduğunu ve ne kadar istekli olduğunu söyledi.” Andelion’un aklına birden Hiwan geldi. Kesinlikle Hiwan’da bu loncanın bir üyesi olmalıydı. Asugan konuşmayı sürdürdü: “ Eğer kabul edersen seninde loncamıza katılıp loncamızı şereflendirmeni istiyoruz.” Andelion multuluktan uçuyordu. Heleşükür kardeşlerim diyebileceği insanlarla tanışmıştı. Bu kardeşliğin uzun sürmesini umut ederek: “ Dostum elbette loncanıza katılmak benim için bir şereftir. Yalnız bir şey soracağım. Sarraniddeki soylu ajanları sayarmısın?” “ Bir düşünelim. Nuwas var, Azadun var birde Hiwan var. “ “Beni size haber veren büyük ihtimal Hiwandı. Değilmi?” “ Evet oydu. Neyse şimdi konumuza dönelim. Ben senin gibi hızlı gelişmiş birinin büyük bir lider olacağını düşünüyorum. Sana güvencim tam. Senin lider olmanı isterim. Loncadaki dostlarımızda lider olmanı istiyor. Kabul edermisin?”  Andelion dahada havaya uçmuştu. Yakında uzaya çıkması muhtemeldi. Mutlu bir ses tonuyla “ Nasıl istemem? Elbette isterim. Bana bu teklifi yaptığınız için size teşekkürlerim sunarım. Meraklanmayın. Yakında bütün Kalradya özgür Kalradya halkının olacak ve bütün diyar Cumhuriyetle yönetilecek!” Bugünkü aldığı ikinci teklifti. Kesinlikle gökler ona yardım ediyordu. Şu andan itibaren Kalradya’ nın kurtuluşu Andelion’un omuzlarındaydı. Bu yük ağırdı elbette fakat Andelion bunu taşımasını becerebilirdi herhalde. Kargıcılarını aldı ve atını Uhhun’a doğru atını sürerek yola çıktı. Kalradya’nın ona ihtiyacı vardı..

10.Bölümün Sonu

Gene çok güzel yazmışsın ama Andelion'u biraz erken lider yapmadılarmı ?

Aslında ben daha uzatacaktım ama kafamda daha başka hikaye fikirleri belirince bunu hemen bitirip ona geçmek için heyecan yaptım :smile:. Ben böyleyim bir hikayenin fikri gelince ilhamı gelince yazıyorum. İlham yok, hikaye yok :razz:.

Peki o zaman öteki hikayeni bekliyorum benimde bir hikaye projem var dizime ara verince yayınlamayı düşünüyorum  :grin:
 
Back
Top Bottom