Andelion dağılan Rodok kuvvetlerini izlerken içine bir rahatlık çöktü. Başladığı engebeli yolu baştan zor mu bulmuştu yoksa? Askerleri ise mutluydu. 5 dakika önce öleceklerdi ama şimdi galibiyet aldılar. Savaş böyle bir şey di. Askerlerine atlarına binmelerini emretti. Onlara yardım eden Sarranid komutanıyla konuşmak için müttefik orduya doğru at sürdüler. Emir Hiwan birden ordunun içinden çıkıp atlıların önüne gitti ve durdu. Andelion “ Ben ve askerlerim size minnettarız. Size borcumu nasıl ödemeliyim bilemiyorum. “ “Önemli değil dostum. Aynı ülkenin askerleriyiz. Sende olsan aynısını yapardın.” Askerlerinin yanına döndü ve yanında 5 memlüklüyle Andelion’a geri döndü. “Sana aynı ülkedeniz diye bahsetmiştim ya? Bu memlükler bende veya sende olsun bir önemi yok. Al bu memlükleri. 8 tane atlıyla bu işi kotaracağını düşünemiyorum!” Son cümlesini gülümseyerek söylemişti. “ Bu adam nasıl bir lord? Benim bildiğim mavi kanlı züppeler kendini düşünür ama bu adam ülkesini düşünüyor. Ben değil biz diyor. Sanırım Hiwan’a yakınlaşmalıyım.” Bunlar Andelion’un düşünceleriydi. Andelion: “ Efendim açıkçası böyle bir iyiliği hiçbir soylunun yapacağını düşünmüyordum.” “ Ben soylu değilim ki!” “Efendim ama emirsiniz. Bu demek ki kanınız mavi.” “ Her kanı mavi olan Emir olmuyor. En azından savaşlar bitene kadar. Krallar, Sultanlar veya Hanlar kendilerine yeni güçler katmak için soylu olmayanlarıda lord yapabiliyor!” Andelion beklediği cevabı almıştı. Krallığa giden ikinci basamağı emirlikti. Sonra Hakim’in tahtını devirecekti. Sarranide adalet, barış ve huzur getirecekti. Hiwan ise en büyük yandaşlarından olmalıydı. Böyle bir fırsatı kaçıramazdı. Düşünceleri neredeyse aynıydı. Hiwanla birlikte ordunun olduğu yere doğru yola koyuldular..
******
“ Dediğim gibi başta Jamiche kalesini düşüreceğiz. Orası stratejik önem taşımakta.” Emir Nuwas: “Efendim ama ya Kergitler yardıma gelirse?” Sultan Hakim gülümseyerek. “Merak etme onlar Svadya belasından kurtulduktan sonra gelebilir ancak.” İçeriye bir asker girdi “ Efendim Emir Hiwan ve yanında bir paralı asker komutanı izninizi bekliyorlar.” “ Gelsinler.” Az sonra Andelion ve Hiwan içerideydi. Sultan: “ Tüm beylerim, komutanlarım burada olduğuna göre sefer yolu bize gözükür. Herkese son bir kez planı mareşal Nuwas anlatsın. Sonrada yola koyulacağız.”
Nuwas kızarmış ve terlemişti. Belki iyi taktik yapıyordu ama mareşallik için bu yeterli değildi. Konuşurken çok heyecanlanıyordu ve bu onun konuşmasını engelliyordu. “ Öncelikle bildiğiniz gibi Jamiche kalesini aldıkmı Rodok diyarının kapılar bize açılır. O yüzden Öncelikle Jamicheyi işgal etmemiz gerekiyor. Jamichede güçlü bir savunmayla karşılaşacağız ve Rodok kuvvetlerinin nerede olduğuna dair bir istihbarat alamadık. Jamiche kalesinin yakınlarında büyük bir çarpışmaya hazırlanmalısınız.” Andelion içinden “ Tanrım hangi ahmak bu adamı mareşal yaptı? Daha iki cümleyi bir araya getiremiyor.” Üyelerin birçoğunun Emir Azadun u seçmesine rağmen Sultan Nuwası seçmişti. Nedenide belliydi. Nuwas Sultanın köpeklerinden biriydi. Mareşallik gibi bir gücü kazandıktan sonra tahta göz dikemezdi. Sultan hem akıllıca hemde ahmakça bir hamle yapmıştı. Kendini kurtarmıştı ama böyle bir mareşal Emirler arasında bağlılığı zor sağlar ve Emirler arasındaki bağlılığı sağlayamazsa ihtilaflar, hainlikler olur. Sultan bunları düşünemeyecek kadar ahmakmıydı?
Sefer başlamıştı. Çölün yakıcı kumlarını 3500 kişi birden ezip Jamiche’ye doğru ilerliyordu. Bu kadar büyük bir orduya yiyecek bulmak, su bulmak akıl karı değildi. Üstüne bu askerler kergit seferinden yeni dönmüşlerdi. Aileleriyle bir hasret bile gideremeden Rodok Krallığına seferde neyin nesiydi? Neydi bu kadar acele olan? Nitekim askerler daha yolun yarısında homurdanmaya, komutanlarına laf atmaya başlamıştı bile. Yol uzun olsaydı büyük ihtimal Sultan’ın kellesi kalmayacaktı. Fakat yol Jamiche’ ye idi. Ordu 4 saatlik bir yoldan sonra zarda olsa zorda olsa Jamiche’ye vardılar. Kalenin savunma kuvvetleri yaklaşık 350 kişiydi. Ordu bu kalenin 10 katıydı ama kalenin savunma sistemi kalenin işgalini zorlaştırıyordu. Üstüne kuşatma zamanında Rodok ordusunun yardıma gelme ihtimali vardı. Onun için hazırlanılmalı ve hemen bu kale ele geçirilmeliydi. Ama kaleye vardıklarında vakit akşamdı. Sabaha kadar beklemeleri gerekti. O yüzden kalenin önünde heybetli bir kuşatma kampı kuruldu. Askerler yaptığı yolculuklardan o kadar yorgun ve bitap düşmüşlerdi ki bu kaleden gelecek kaynaklarla hem ihtiyaçlarını giderirlerdi hemde bu kalede dinlenerek yorgunluklarını gidereceklerdi. Bu kaleyi çok almak istiyorlardı. Ama bu yorgunluk yüzünden iyi savaşamayacakları aşikardı. Yinede 3500 kişi 350 kişiye ölemezdi değilmi? Böyle bir şey mümkün olamazdı.
******
Adı Asamun olan Bir Sarranid Muhafızı bu savaşın getireceği ölümler, aile faciaları ve yıkımlar için şu anlamlı dizeleri için için ağlayarak ve hem kendi kardeşleri hemde Rodoklu hasımları için bir araya getirdi:
Jamiche’nin önünde.
Dizildik ölüme.
Jamiche cehennemdir.
Bu yiğitlerde yakıtı biline.
Bu dizelerden sonra hem Rodok askerlinin hemde Sarranid askerlerinin içine bir üzüntü çöktü. Bu Muhafız sadece kendi ve silah arkadaşları için dile getirmemişti bu dizeleri. Adı Aleas olan bir Rodok Çavuşuda şu dizeleri bir araya getirdi:
Bu sabah bu kalede,
Kıyamet kopacak.
İki milletin yiğitleri,
Yan yana yatacak.
Askerlerin gözü uyku tutmuyordu. Askerlerin neredeyse hepsi anasını, babasını, sevdiğini düşünüyor ve onlardan ayrılacağını düşünerek uyuyamıyorlardı. Yarın analar kuzularını kaybedecek, askerler sevdiklerinden ayrılacaktı…