Andelion - Krallığa doğru ~Bölüm 10 yayınlandı.~ ~Beyaz Işık Teşkilatı!~

Users who are viewing this thread

Hepinize teşekkür ederim. Bu aralar işim vardı yakında 8.bölüm gelecek :smile:.
 
Bölüm 8

              Andelion dağılan Rodok kuvvetlerini izlerken içine bir rahatlık çöktü. Başladığı engebeli yolu baştan zor mu bulmuştu yoksa? Askerleri ise mutluydu. 5 dakika önce öleceklerdi ama şimdi galibiyet aldılar. Savaş böyle bir şey di. Askerlerine atlarına binmelerini emretti. Onlara yardım eden Sarranid komutanıyla konuşmak için müttefik orduya doğru at sürdüler.  Emir Hiwan birden ordunun içinden çıkıp atlıların önüne gitti ve durdu. Andelion “ Ben ve askerlerim size minnettarız. Size borcumu nasıl ödemeliyim bilemiyorum. “ “Önemli değil dostum. Aynı ülkenin askerleriyiz. Sende olsan aynısını yapardın.” Askerlerinin yanına döndü ve yanında 5 memlüklüyle Andelion’a geri döndü. “Sana aynı ülkedeniz diye bahsetmiştim ya? Bu memlükler bende veya sende olsun bir önemi yok. Al bu memlükleri. 8 tane atlıyla bu işi kotaracağını düşünemiyorum!”  Son cümlesini gülümseyerek söylemişti. “ Bu adam nasıl bir lord? Benim bildiğim mavi kanlı züppeler kendini düşünür ama bu adam ülkesini düşünüyor. Ben değil biz diyor. Sanırım Hiwan’a yakınlaşmalıyım.” Bunlar Andelion’un düşünceleriydi. Andelion: “ Efendim açıkçası böyle bir iyiliği hiçbir soylunun yapacağını düşünmüyordum.” “ Ben soylu değilim ki!” “Efendim ama emirsiniz. Bu demek ki kanınız mavi.” “ Her kanı mavi olan Emir olmuyor. En azından savaşlar bitene kadar. Krallar, Sultanlar veya Hanlar kendilerine yeni güçler katmak için soylu olmayanlarıda lord yapabiliyor!” Andelion beklediği cevabı almıştı. Krallığa giden ikinci basamağı emirlikti. Sonra Hakim’in tahtını devirecekti. Sarranide adalet, barış ve huzur getirecekti. Hiwan ise en büyük yandaşlarından olmalıydı. Böyle bir fırsatı kaçıramazdı. Düşünceleri neredeyse aynıydı. Hiwanla birlikte ordunun olduğu yere doğru yola koyuldular..

                ******
              “ Dediğim gibi başta Jamiche kalesini düşüreceğiz.  Orası stratejik önem taşımakta.” Emir Nuwas: “Efendim ama ya Kergitler yardıma gelirse?” Sultan Hakim gülümseyerek. “Merak etme onlar Svadya belasından kurtulduktan sonra gelebilir ancak.” İçeriye bir asker girdi “ Efendim Emir Hiwan ve yanında bir paralı asker komutanı izninizi bekliyorlar.” “ Gelsinler.” Az sonra Andelion ve Hiwan içerideydi. Sultan: “ Tüm beylerim, komutanlarım burada olduğuna göre sefer yolu bize gözükür. Herkese son bir kez planı mareşal Nuwas anlatsın. Sonrada yola koyulacağız.”
Nuwas kızarmış ve terlemişti. Belki iyi taktik yapıyordu ama mareşallik için bu yeterli değildi. Konuşurken çok heyecanlanıyordu ve bu onun konuşmasını engelliyordu. “ Öncelikle bildiğiniz gibi Jamiche kalesini aldıkmı Rodok diyarının kapılar bize açılır. O yüzden Öncelikle Jamicheyi işgal etmemiz gerekiyor. Jamichede güçlü bir savunmayla karşılaşacağız ve Rodok kuvvetlerinin nerede olduğuna dair bir istihbarat alamadık. Jamiche kalesinin yakınlarında büyük bir çarpışmaya hazırlanmalısınız.” Andelion içinden “ Tanrım hangi ahmak bu adamı mareşal yaptı? Daha iki cümleyi bir araya getiremiyor.” Üyelerin birçoğunun Emir Azadun u seçmesine rağmen Sultan Nuwası seçmişti. Nedenide belliydi. Nuwas Sultanın köpeklerinden biriydi. Mareşallik gibi bir gücü kazandıktan sonra tahta göz dikemezdi. Sultan hem akıllıca hemde ahmakça bir hamle yapmıştı. Kendini kurtarmıştı ama böyle bir mareşal Emirler arasında bağlılığı zor sağlar ve Emirler arasındaki bağlılığı sağlayamazsa ihtilaflar, hainlikler olur. Sultan bunları düşünemeyecek kadar ahmakmıydı?
Sefer başlamıştı. Çölün yakıcı kumlarını 3500 kişi birden ezip Jamiche’ye doğru ilerliyordu. Bu kadar büyük bir orduya yiyecek bulmak, su bulmak akıl karı değildi. Üstüne bu askerler kergit seferinden yeni dönmüşlerdi. Aileleriyle bir hasret bile gideremeden Rodok Krallığına seferde neyin nesiydi? Neydi bu kadar acele olan? Nitekim askerler daha yolun yarısında homurdanmaya, komutanlarına laf atmaya başlamıştı bile. Yol uzun olsaydı büyük ihtimal Sultan’ın kellesi kalmayacaktı. Fakat yol Jamiche’ ye idi. Ordu 4 saatlik bir yoldan sonra zarda olsa zorda olsa Jamiche’ye vardılar. Kalenin savunma kuvvetleri yaklaşık 350 kişiydi. Ordu bu kalenin 10 katıydı ama kalenin savunma sistemi kalenin işgalini zorlaştırıyordu. Üstüne kuşatma zamanında Rodok ordusunun yardıma gelme ihtimali vardı. Onun için hazırlanılmalı ve hemen bu kale ele geçirilmeliydi. Ama kaleye vardıklarında vakit akşamdı. Sabaha kadar beklemeleri gerekti. O yüzden kalenin önünde heybetli bir kuşatma kampı kuruldu. Askerler yaptığı yolculuklardan o kadar yorgun ve bitap düşmüşlerdi ki bu kaleden gelecek kaynaklarla hem ihtiyaçlarını giderirlerdi hemde bu kalede dinlenerek yorgunluklarını gidereceklerdi. Bu kaleyi çok almak istiyorlardı. Ama bu yorgunluk yüzünden iyi savaşamayacakları aşikardı. Yinede 3500 kişi 350 kişiye ölemezdi değilmi? Böyle bir şey mümkün olamazdı.

              ******
               
                Adı Asamun olan Bir Sarranid Muhafızı bu savaşın getireceği ölümler, aile faciaları ve yıkımlar için şu anlamlı dizeleri için için ağlayarak ve hem kendi kardeşleri hemde Rodoklu hasımları için bir araya getirdi:
Jamiche’nin önünde.
Dizildik ölüme.
Jamiche cehennemdir.
Bu yiğitlerde yakıtı biline.
Bu dizelerden sonra hem Rodok askerlinin hemde Sarranid askerlerinin içine bir üzüntü çöktü. Bu Muhafız sadece kendi ve silah arkadaşları için dile getirmemişti bu dizeleri. Adı Aleas olan bir Rodok Çavuşuda şu dizeleri bir araya getirdi:
Bu sabah bu kalede,
Kıyamet kopacak.
İki milletin yiğitleri,
Yan yana yatacak.
Askerlerin gözü uyku tutmuyordu. Askerlerin neredeyse hepsi anasını, babasını, sevdiğini düşünüyor ve onlardan ayrılacağını düşünerek uyuyamıyorlardı. Yarın analar kuzularını kaybedecek, askerler sevdiklerinden ayrılacaktı…
 
Onatcan3 said:
carrier, şiir kısmına bayıldım doğrusu. Beni benden aldı çok ciddiyim. Seni tebrik ederim.

En çok dörtlüklerden korkuyordum :smile:. Demekki başarmışım :razz:. Çok sağol.

ealpays said:
çok güzel yazıyorsun devamı kısa sürede gelir inşalah

Sağolasın. Bugünlerde biraz meşgulüm biraz gecikmeli olsada bölümler geliyor. :smile:

oyasar1 said:
Firentis uçtu mü bu bölümde güzel olmuş ama hikaye herzamanki gibi ve ilk ben :twisted: :twisted:

Uçmadı. Kafamda çok güzel planlar var. 9.bölümde Firentisle çok karşılaşacaksın :smile:.
 
Bölüm 9:

Bölüm 9

“Efendim ordumuz kuşatma sırasında baskın yapmak için hazır. Emirlerinizi bekliyoruz.” Bu konuşan Sancar Han’ın en güvendiği Noyanlarından Tonju idi. “ Ordumuzun durumu hakkında malumat ver.” “Dörtbin tane yiğidiniz ülkesi ve Han’ı uğruna ölmek için can atıyorlar. Atları eşkin ve kılıçları keskin.” Han bu haberden sonra rahatladı. Bir hafta önce bir Rodok ulağı Sancar Han’a ulaşmış ve Jamiche’ye yardım isteyen mektubu vermişti. Rodok ordusu Svadya seferine çıkmıştı ve Graveth, müttefiği Sancar’dan yardım istemişti. Sancar önüne sunulan bu nimeti kaçıramazdı. Sarranid ordusunu yenip Sarranid’i kolsuz bırakacak ve böylece Sarranid bölgesini daha çabuk işgal edecekti. Bunun için ordusunu hazırlamıştı. “Sabah vakti Jamiche önlerinde Sarranid ordusuna sürpriz yapacağız. Orduya ve tüm komutanlara yola çıkılacağını söyle. “
                                                                  ****
Firentis Andelion’un başına gelip tedirgin bir bakışla“ Andelion bunu görmen gerekebilir.” Firentis’le beraber çadırdan çıkınca binlerce tavşanın üstlerine akın ettiklerini gördüler.  Bu tavşanlar muhtemelen başka bir sürüden kaçıyorlardı. Ya üstlerine binlerce at yada binlerce atlı geliyordu…
                                                                ****
Sabah şafak vakti askerler uyandırıldı ve mancınık mühendisleri yerlerini aldı. Kalenin duvarlarında bir gedik açılacaktı. Merdivenlerde kale duvarlarını işgal etmek için yerini alacaktı. Sonra teker teker kuleler alınacak, kalenin meydanıda alınıp bu savaş bitecekti. İlk taşların duvarları dövmesiyle beraber bir savaş borusu tüm alanı inletti. Sonra kergitlerin oklarıyla kuşatma ordusuna büyük ve heybetli bir karşılama yapılmıştı. Rodok askerleride kapılardan fırlamış ve ordunun önünü kapatmıştı. Ordu tamamen kuşatılmıştı. 3500 kişinin neredeyse tamamı tam 35 dakikada toprakla buluştu. Geriye yüze yakın çaresiz bir esir grubu kalmıştı. Bu esirler ya öldürülecek yada orduya alınacaktı.  Bu esirlerin içinde Andelion ve Firentiste bulunuyordu…
                                                              ****
-Kegelde! Kegelde! (Kes sesini! Kes sesini!)
Andelion bu seslerlerle beraber uyandı. Bu dil kergit diliydi. Yanında Firentis vardı. Tulga’nın esir kampındaydılar. Bu esir kampı çok ilkel ve basitti. Koğuşlar hasırdan veya çalı çırpıdandı. Bir asker gelip  bir hayvanı azarlarmışçasına “ Qeld! Qeld! (Kalk! Kalk!) ” diye bağırdı. Biraz sonra kampın meydanında tüm esirler toplanmıştı. Bu esirlerin içinde çeşitli ülkelerden savaşçılar, komutanlar, köylüler, tüccarlar vs. idi. Bir asker gelip tüm esirlere selam verdi. Bu asker bir komutandı. Birçok kergitli gibi bayağı gürbüz ve heybetli birisiydi. Yanında ise çelimsiz bir asker vardı. Bu askeri herhalde çevirmen olarak kullanacaklardı. O dönemde Kalradyanın hepsi Svadyan dilini uluslararası amaçla kullanırdı. Andelion şanslı olacakki bu diyara geldikten sonra öğrendiği iki dilden birisi Sarannid dili diğeride Svadya dili idi.
Komutan:  Tallen. Noma a sapark an Qal. Nun Mona ine allen! A ull sapark Kergit!
Çevirmen: Selam. Bugün, kendi dilinizi kullanıyorsunuz. Fakat yarın ve ondan sonraki her gün! Kergitçe konuşacaksınız!
Sonra komutan bir rapor okudu ve:
Komutan: Andelion alk ront!
Çevirmen: Andelion öne çık!(Öne çıkar)
Komutan: An Qhan laynen e. Null!
Çevirmen: Hanımız seni bekliyor. Takip et!
Andelion şaşırmıştı. Han kendisini neden istiyordu ki? Hanın ne çıkarı olabilir kendinden? Komutanla beraber Tulganın sokaklarından geçip saraya vardılar. Tulga Shariz’e göre bayağı bakımlı, alımlı ve göz alıcıydı. Sokakları temiz, yapılı idi. Halk açlık sıkıntısı çekmiyordu. Ve Tulga Tuzu ve Baharatı yüzünden bir ticaret merkeziydi. Buraya gelen tüccarlar bu şehri daha zengin ve refah sahibi yapıyordu. Saraya girip Hanın odasına vardılar. Sancar Han kirli sakalı olan, zeki bakışları olan heybetli ve gürbüz biriydi. Komutan Han’ın odasında dizini yere vurup selam verdi ve Andelion’u takdim etti. “Kelende (gidebilirsin)” Sancar Han döndü ve Andelion’a baktı. Çok etkileyici idi. Heybeti önündeki birçok kişiyi korkutabilirdi. “Hoş geldin Andelion.” “ Hoş buldum değerli Hanım”-Bunu söylemek zorunda olduğundan söylemişti. Sancar Han hakkında değerli bir şey hissetmiyordu. Nasıl olsa Köylülerin sırtından geçinen, küçük dağları tek başına yarattığını sanan, egoistin tekiydi.- “ Andelion. Senin Kurnias karşısında yaşadığın zaferden ve ne kadar değerli bir komutan olduğundan haberim var. Eğer kabul edersen sana Noyan olmanı teklif ediyorum. Senin ordumun bir kısmını çok ustaca yöneteceğinden kuşkum yok Andelion. Unutma, bu değerli teklifi sayılı kişilere yaparım. Ve o kişide sensin. Cevabın nedir?” Andelion birden şoke oldu. Bu işin bu kadar çabuk olacağını zannetmiyordu. İstediği şeyler ayaklarına kadar gelmişti. Acaba gökler ona yardımmı ediyordu?..



Lütfen yorum atmadan kapamayın şu sayfayı.
 
Beyler bayanlar yakında dershane sınavlarım olduğundan, ondan sonrada dershanem başlayacağından ineklemeye başlayacağım. Hikaye askıda.
 
carrier said:
Beyler bayanlar yakında dershane sınavlarım olduğundan, ondan sonrada dershanem başlayacağından ineklemeye başlayacağım. Hikaye askıda.
Çok bekletme :grin:
Şaka bir yana, ilk önce dersler tabii ki de, kendine dikkat et...
 
Onatcan3 said:
carrier said:
Beyler bayanlar yakında dershane sınavlarım olduğundan, ondan sonrada dershanem başlayacağından ineklemeye başlayacağım. Hikaye askıda.
Çok bekletme :grin:
Şaka bir yana, ilk önce dersler tabii ki de, kendine dikkat et...

Sağolasın :smile:.
 
Bayanlar baylar dersane sınavlarım ertelendiğinden hikayeme devam edeceğim. Yakında yeni bir bölüm geliyor yalnız o yeni bir bölümden önce sizden bir fikir almak istiyorum. Hikayenin ilerisinde bir teşkilat ortaya çıkacak. Bu teşkilat kalradyaya özgürlük getirmek için kurulmuş olacak ve insan ayrımı yapmayan, sınıf ayrımı olmayan bir kalradya için savaşacak. Bu teşkilatın ismi sizce ne olsun? (Kızıllıkla veya komünizm dışında her türlü fikre açığım. )
 
Ozan000 said:
Mükemmel,harika.İneklikten zaman kalırsa( :!:) devam et  :mrgreen:

Bir isim örneği vermeyecekmisin? :sad:. Arkadaşlar gerçekten çok düşündüm ama bulamadım sizinde yardımcı olmanızı istiyorum. Nasıl olsa siz okuyorsunuz hikayeyi.
 
Özgür Kalradya Ordusu :razz:
Kalradya Savaşçıları
Mason Locaları Kalradya Şubesi
buhm9[1].jpg
 
Ozan000 said:
Özgür Kalradya Ordusu :razz:
Kalradya Savaşçıları
Mason Locaları Kalradya Şubesi
buhm9[1].jpg
citizen_cane.gif

Özgür kalradya ordusu değilde teşkilatı fena değil. Fakat klişe değilde biraz daha farklı birşey arıyorum. Sanırsam ondan bulamadım birşey :grin:
 
Back
Top Bottom