Anarşizm

Users who are viewing this thread

Status
Not open for further replies.

Xendor

Knight at Arms
Sözlükten lhun, anarşizm'in akli çerçeveye ilk bakışta oturan, ancak çok değil, biraz kafa patlatınca mantıksızlığa giden bir hayal olduğunu oldukça güzel bir şekilde açıklamış. Okuyalım....

Anarşizmin doğaya aykırı olduğu savunulanilir, Şöyle ki: aynı tür iki memelinin kavgasını düşünelim; çiftleşme, veya doğal kaynaklar üzerine olabilir. bu kavga öldürücü bir kavga değildir, bir ihaledir; zira eğer sadece zayıf olan korkup kaçmayı kabul etmezse, ki bu da güçlerinin birbirine yakın olduğunu ifade eder, kavga gerçekleşir ve herkes iddia ettiği gücün bedelini gerçekten savaşarak ödemek zorundadır. Olgun hemcins kavgalarında amaç öldürmek değildir, zayıf olanı çekip gitmeye ikna etmektir. böylece totalde neslin devamı amacı da korunmuş olur, güçlü olanın doğal kaynakları ve alanını seçebilme önceliği de, bu da totalde güçlü genin hayatta kalması ihtimalini arttırır.

gördüğümüz gibi doğanın özünde de çatışma vardır. bir güçlü olan ve olmayan vardır. anarşizme antitez olan kısmı tam olarak burasıdır; sistematik bir otoriteden gelmese bile, birden çok canlının varlığı sözkonusu olduğu anda bir otorite vardır. dolayısıyla otoritenin reddi veya primitif romantik hayallerin, insan tarafından uydurulmuş kompleks mekanizmaların basit halinden başka birşey olmadığı ve aslında anarşist olmadığı savunulabilir.

dahası, ister primitif ister değil, otoritenin sadece baskı için var olduğu düşünmek, insanların çoklukla şikayetçi olduğu otoritelerle muhattap olmalarının getirdiği bir yanılgı olsa gerek. zira yöneten yönetilen arasında aslında bir görev paylaşımı vardır, otorite sadece taşaklarını yaymak için otorite değildir, çok canlılı sosyal gruplarda grubun yönetilmesi de ayrı bir iştir. bu işin de en güçlüye verilmesi kadar doğal birşey yoktur. yani güçlü bir alfanın altında olmak , alfa olmayanların ama grupta kabul edilenlerin de hayatta kalışını arttırır.

çok hücreli bir organizmada da bu geçerlidir. insan bedenini düşünelim. beyin yönetici fonksiyonu üstlenmiştir. burada *** deliğindeki hücrelerin anarşit takılması düşünülemez. ha ama *** hücreleri, beyinin acılı çiğköfte yeme kararında dil hücrelerini kayırıyor olmasına sonuna kadar isyan edebilir. ama neticede ona kan akışını sağlayan, varlığını bağışlayan beyin ve onun emrettiği diğer sistemlerdir. öyle ki toplamın yaşaması için bir kısmının ölmesi bile göze alınabilir, hatta bu adeta rutin bir iştir.

özetlemek gerekirse, çok hücreli sistemlerin, çok canlılı sistemlerin toplam entropi miktarını kontrol etmek gibi bir problemleri vardır. anarşizm güzel, ama ortada 1 güzel hatun 2 kalkmış pipi varken vicdan ve iyilik ortadan kaybolmak zorundadır. bu allokasyon ve entropi artışı problemi de ancak otorite uygulayan ve otoriteye uyan varlığıyla ortadan kalkabilir.


(kısaltılmıştır)

Yukarıdaki anarşizm antitezine tamamıyla katılıyorum. Ki zaten üzerine söylenecek çok da fazla birşey kalmıyor. İşin felsefik tarafı budur. Şahsi fikrimce basit düşünmenin sulu boya resmi, yahut ergenlik problemlerinin dışa vurumudur.

Peki Türkiye'de anarşizm nası oluşuyor, nerelere yapışıyor?

Çoğunuz lisede okurken böyle tiplerle tanışmışsınızdır. Punk dinler, konvers giyer, saçı başı dağınıktır, tamam. Buraya kadar gayet güzel, zira ben dahil hepimiz benzer şeyler yapardık. Sonra bu genç, gider sokaklarda anarşizmin simgesini, spreyle yazılmış sloganlarını görür. İlgisini çeker, çünkü ergenliğin verdiği agresiflik ve isyankarlık, her şeye karşı çıkmasını gerektirir. Buraya kadar da sorun değil, hepimiz lise yıllarında birşeylere karşı çıktık. Ardından ailesinin ilgilenmediği bu tipler, tanıştığı kızlara bu ideoloji hakkında ahkam keser, bilip bilmediği terimleri kullanır, isyankarlığıyla, asiliğiyle hava atar. Açıkcası olayın düşünsel yanıyla da pek ilgilenmez, zira toplumda kabul görmesinin tek yolu, yine topluma isyan etmenin verdiği o heyecanı kanıtlamaktır. Bu ergen isyankarlığı, bir süre sonra büyüyememesine, kendisini topluma dahil edememesine dönüşür. Tıpkı düşününce imanının bozulacağını, çarpılacağını sananlar gibi, ideolojilerini sorgulayınca arkadaş grubundan atılacaklarına, çevresinde saygı görmesine yarayan tek şeyi yitireceklerine inanırlar. Hatta dikkat ederseniz sizinle yanlızken asla tartışmazlar. Tartışacaklarsa mutlaka bunu etkilemek istedikleri arkadaşlarının, bazen kızların önünde yaparlar. Yanlış anlamayın, tabiki de kimseye sosyologluk taslamak istemiyorum. Ama benim çevremde gördüğüm budur, ki çoğunuz da bunu görmüşsünüzdür.

1 Mayıs'da ne oldu?

Hepimiz haberlerde takip ettik. Başlangıç itibariyle Taksim'e giremeyecek gibi görünen sendikalar, sakin sakin, polisle diyalog içinde meydana yürüdüler. Ulaştıklarında ise çok geçmeden bariyerler açıldı, Taksim'de 1 Mayıs'ı idrak etmelerine, kutlamalarına ve ölenlerini anmalarına izin verildi. İki tarafın da haklı olduğu bir mücadele, iki taraf için de mutlu sonla bitti. 1 Mayıs 2009'un buraya kadarki kısmı oldukca insancıl, çağdaş ve olması gerektiği gibi. Sonlara doğru başlayan ufak kavgalar vs. önemli değil, taksim konusunda polis de sendikalar da nispeten daha iyi bir sınav verdiler, gelecekteki 1 Mayıs'lara da bir umut yarattılar.

Fakat iş ara sokaklara gelince kendilerine anarşist diyen bazı kanıbozuklar, yüzlerini gözlerini bağlayıp dün ekmek aldıkları bakkalın camını kırdılar, devletten gelen burslarını çektikleri ATM'leri parçaladılar, okullarına gitmek için otobüs bekledikleri durakları yıktılar. Bu insan müsvetteleri, evelsi gün ders kitaplarını koydukları sırt çantalarına, bu kez molotof kokteylleri doldurdular. Bu şişeleri dükkanlara, arabalara, sokaklara attılar. Sadece bizim vergilerimizle yapılmış, senin benim malım olan kamu mallarını tahrip etmekle kalmadılar, bu kriz döneminde yine işcinin, emekcinin ,esnafın borç harç aldığı dükkanları yağmaladılar. Belki de bu insanları ödeyemeyecekleri borçlara soktular, belki de ocaklar söndürdüler. Sokakta gördükleri, sahiplerini bile tanımadıkları arabaları hurdaya çevirdiler, yaktılar. İşcinin emekcinin haklı bayramında, sadece işciye emekciye değil, bütün topluma düşmanlıklarını kustular. Üstelik bütün bunları kameralara oynaya oynaya yaptılar. Daha doğrusu toplum düşmanlığının reklamını yaptılar. Taptığı düşüncesini bile iki kelime ile savunamayıp hemen hakarete, şiddete başvuran bu köpekler, yüzlerini gözlerini bağlayınca sokak terörizminin reklamı olmaktan çekinmediler.

Terörizm, bir düşünceyi, bir hedefi gerçekleştirmek için, sivillere ve yönetimlere şiddet, baskı uygulamaktır. Terörizmin amacı düşüncesini oturup konuşmak, haklılığını kanıtlamak değildir, terörist halkı korkutur, sindirir, yıldırır ve nihayetinde düşüncesini egemen kılar. Bunu yapmak için her fırsatta halkın güvenliğini tehtid eder, halkın malına ve canına her türlü saldırıyı mazur görür. Şimdi tutup da kendilerine anarşist diyen bu insan bozuntularının terörist olmadığını iddia etmek de aymazlık olur. Sadece televizyonları açıp şöyle bir 1 Mayıs haberlerine baksanız bile, yüzünü gözünü bağlamış bir takım adilerin, ekmek yedikleri vatanın malına nasıl zarar verdiğini, halkı nasıl evlerinden çıkamaz hale getirdiğini, korkuttuğunu, sokakları savaş alanına çevirip toplumunun huzurunu nasıl tehtid ettiğini görürsünüz. Anarşizmin her türlü otoriteye karşılığını, topyekün topluma saldırarak eyleme geçiren bu hainlere terörist denmez de ne denir?

Daha önce bu forumda polisleri çok eleştirdim. Şahsi olarak polis teşkilatının çoğu mensubundan hazzetmem. Yanlış hareketlerine yanlış, pişkinliklerine pişkinlik, şerefsizliklerine de şerefsizlik derim. Fakat nihayetinde, polis de bir memurdur. İç güvenlik teşkilatları devleti, dolayısıyla halkı temsil eder. Her ne kadar polisi eleştirsek de, o atılan taş, bu milletin öğretmenine, avukatına, doktoruna, iş adamına, fakirine, zenginine, herkese atılmıştır. Kısaca polise durduk yere saldırmak, topluma saldırmaktır.

Evet bu 1 Mayıs'da polisin de hataları olmuştur. Yer yer yakalanan teröristler bile dövülmüştür. Halbuki hiç birşey için olmasa bile toplumumuzun kültürü gereğince bu insanlık dışı. Tarihte bizim kültürümüz, savaş esirini bile namus sayar. Düşman bile sana teslim olduktan sonra, onun başına gelecek her şey senin sorumluluğundadır. Kaldı ki yakalananların bazıları ertesi gün serbest bırakıldı. O dövülen çocukların da her ne kadar yediği dayağı hakettiğini düşünsen bile bir ailesi, bir annesi var. Neticede o da bir evlat, demeye dilim varmasa da o da bir insan. Ona o muameleyi yapmak, sadece insanlığa değil, kültürüne, ahlaki değerine de aykırıdır. Savunulamaz.

Şimdi yukarıda söylediklerim bi kenarda dursun. Kolundan tuttuğun, zaten yakaladığın adama copla vurmayı ve daha önceki 1 mayıslarda işciye uygulanan şiddeti bu diyeceklerimin dışında tutuyorum. Fakat bu 1 Mayısta sokak aralarındaki gençlere orantısız güç kullanıldı diyenler, pardon ama ne yapılmalıydı? "OOoo gençler, buyrun buyrun, şu dükkan yanmamış biraz da buraya atın, şu arabanın da bi farı sağlam" mı denmeliydi? Polisin görevi, kanunu çiğneyen herkesi yakalamak, en yakın hakimin önüne koymaktır. Bunu yapmak için zor kullanması da, polisin yöntemleri arasında mecburen mevcuttur. Zira yakalanmamak için size zor kullanana adama, yakalamak için siz de zor kullanmak zorundasınızdır. Şimdi polise kaldırım taşı, misket (evet, bildiğiniz bilyeyi mermi gibi sapanla attılar) hatta molotof atan adama copla karşılık vermek, ne orantısız güce girer, ne de yasadışılığa.

Bu yazdıklarımdan sonra eminim forumun ipsiz sapsız anarşistleri ilişecek, fütursuzca laf sokma çabalarına gireceklerdir. Ya da daha önce dedikleri gibi, "yancısın sen yancı, faşistsin olum sen faşosun" ayarında saçma sapan laflar, söz enkazları dizeceklerdir. Bunları beceremezlerse hakaret edeceklerdir. Çok çok büyük ihtimalle de vatandaşın, halkın malına zarar vermeyi mazur göstermeye çalışacaklardır. Ama üzgünüm, tanımadığın bir insanın malına zarar vermenin, toplumun huzurunu, sokakların güvenliğini yerle bir etmenin, ekmek yediğin eli ısırmanın mazur görülecek bir tarafı yok.

Okuyan herkese teşekkürler...
 
Tam konuyu açıyodum ha gerçek bence iyi anlatmışın derdini özellikle 1 mayıs bölümü  8-)
 
Hepsini okudum, biraz genelleme yapmışsın gibi geldi bana. yani komple "anarşistler" diyince 1 mayısa gelen gelmeyen, olay çıkaran çıkarmayan bütün anarşistleri aynı yere koymuşsun gibi olmuş.

Polislerin ara sokaklarda yaptığı da hiçbir şekilde mazur görülemez. İsterse adam 5 tane araba yakmış olsun, yine de polisin o insanı tamamen etkisiz hale getirdikten sonra yere yatırıp coplamasının, tekmelemesinin hiçbir haklı sebebi olamaz.

Yakıp yıkma konusunda seninle hemfikirim. Bundan önce sıhhiye'deki gösterilerde de aynı şey oldu. Hatta disk falan zor durumda kalmıştı olayla hiçbir alakaları yokken.
 
Koyurtang said:
Hepsini okudum, biraz genelleme yapmışsın gibi geldi bana. yani komple "anarşistler" diyince 1 mayısa gelen gelmeyen, olay çıkaran çıkarmayan bütün anarşistleri aynı yere koymuşsun gibi olmuş.
Yanlış anlaşılma olmasın, düşüncesini bu şekilde eyleme döken anarşistleri kastediyorum. Yoksa proudhon'un ne suçu var.


Koyurtang said:
Polislerin ara sokaklarda yaptığı da hiçbir şekilde mazur görülemez. İsterse adam 5 tane araba yakmış olsun, yine de polisin o insanı tamamen etkisiz hale getirdikten sonra yere yatırıp coplamasının, tekmelemesinin hiçbir haklı sebebi olamaz.

Evet ben de bunu belirttim zaten. İsterse seri katil olsun, yakaladıktan sonra o adama yapacağın muamele hem yasalara saygını, hem onurunu ölçer.
 
anarşistlerin çoğu gerçek anarşizmin ne olduğunu bilmeyen,özenti yüzüne bile bakılmayacak tiplerdir koyun sürüsü gibidirler ve oldukça gereksiz silik tiplerdirler yaptıkları tek şey kamu mallarına zarar vermek ve oraya buraya anarşizmin sembolünü karalamaktır genelde 1 mayısta ortaya çıkarlar duraklar kaldırım taşları vs ne bulurlarsa sökerler kırarlar zarar verirler bu liste de uzadıkça uzar
+forumumuzda bu gereksiz insancık türünün birkaç örneğine rastlamak mümkündür
dedikten sonra
Evet bu 1 Mayıs'da polisin de hataları olmuştur. Yer yer yakalanan teröristler bile dövülmüştür. Halbuki hiç birşey için olmasa bile toplumumuzun kültürü gereğince bu insanlık dışı. Tarihte bizim kültürümüz, savaş esirini bile namus sayar. Düşman bile sana teslim olduktan sonra, onun başına gelecek her şey senin sorumluluğundadır. Kaldı ki yakalananların bazıları ertesi gün serbest bırakıldı. O dövülen çocukların da her ne kadar yediği dayağı hakettiğini düşünsen bile bir ailesi, bir annesi var. Neticede o da bir evlat, demeye dilim varmasa da o da bir insan. Ona o muameleyi yapmak, sadece insanlığa değil, kültürüne, ahlaki değerine de aykırıdır. Savunulamaz.
kesinlikle katılıyorum
 
SaldıraY said:
anarşistlerin çoğu gerçek anarşizmin ne olduğunu bilmeyen,özent yüzüne bile bakılmayacak tiplerdir koyun sürüsü gibidirler ve oldukça gereksiz silik tiplerdirler yaptıkları tek şey kamu mallarına zarar vermek ve oraya buraya anarşizmin sembolünü karalamaktır genelde 1 mayısta ortaya çıkarlar duraklar kaldırım taşları vs ne bulurlarsa sökerler kırarlar zarar verirler bu liste de uzadıkça uzar
+forumumuzda bu gereksiz insancık türünün birkaç örneğine rastlamak mümkündür
+1 :D Herkes konu açıyor yok Hümanizim yok Faşizm yok Anarşizm bende Komunizim diye açıcam forumun the best tartışmalı konusu olacak (bkz: olur=kip kayması=gelecek zaman=geniş zaman)
 
koçum ekmek kavgasını anlıyoruz da başkalarını köpeği olmak neden? anarşistler toplanmaz, anarşistlerin efendisi yoktur ya da efendilik yapmazlar, anarşistlerin bayrağı, simgeleri yoktur.
 
Tamamını okudum her bir tespitin yerli yerinde bize yazacak ekleyecek bir şey bırakmamışsın. En acısıda şu ki neyi neden savunduklarını bilmiyorlar. Amaçları sadece toplumun büyük çoğunluğunun kabul ettiği gerçeklere bir kanıt, bir sebep göstermeden sadece çıkıntılık yapmak için itiraz etmeleri.
 
Fusuy said:
koçum ekmek kavgasını anlıyoruz da başkalarını köpeği olmak neden? anarşistler toplanmaz, anarşistlerin efendisi yoktur ya da efendilik yapmazlar, anarşistlerin bayrağı, simgeleri yoktur.
koçum yazdıklarımı güzelce oku ondan sonra cevap ver yazdıklarım çakma anarşistler için geçerlidir mesela
koyun sürüsü gibidirler
simgeleri yoktur demişsin bu ne peki
2.jpg
 
Xendor said:
1 güzel hatun 2 kalkmış pipi( kısaltılmıştır :D)
En çok burayı beğendim  :mrgreen:
şaka şaka  :twisted:
SaldıraY said:
simgeleri yoktur demişsin bu ne peki
2.jpg
Çarşı bu Çarşı :D Çarşı her yerde laaaan diyen tipler zaten anarşistler.Beziktaşlı değilim Allah göstermesin.Aslında çarsı ve tipleri her yerde değil hep yerde
 
Siz anarşizmi eleştirmek için muhatap olarak karşınıza "kızlara hava atmak için anarşist takılan liseli genç" koyarsanız tabii ki yerden göğe kadar haklısınız. Ama önce karar verin, anarşist olmadığı halde "anarşist takılanları" mı eleştiriyorsunuz yoksa "gerçek anarşizm"i mi?

İkincisi, polisten dayak yiyen herkesin "terörist" olduğuna neye göre karar verdiniz? Yargı organı siz misiniz? Dayak yiyen herkesin 10 dakika önce ne ile meşgul olduğunu kayıt mı ettiniz? Onu geçtim, "yakalanmamak için zor kullanma" gibi makul görünen bir bahaneyi nasıl oluyor da 5 tane polisin apartman girişinden birilerini ensesinden tutarak yere yatırması ve sokak ortasında dövmesiyle bağdaştırabiliyorsunuz? Bir araba dolusu polis yerde yatan adamın kafasına tekme atmasa o adam "yakalanmamak için zor kullanacak" veya kaçacak öyle mi?
 
Ativan said:
Siz anarşizmi eleştirmek için muhatap olarak karşınıza "kızlara hava atmak için anarşist takılan liseli genç" koyarsanız tabii ki yerden göğe kadar haklısınız. Ama önce karar verin, anarşist olmadığı halde "anarşist takılanları" mı eleştiriyorsunuz yoksa "gerçek anarşizm"i mi?
İkisini de,
Anarşist takılanları tahmin edebileceğin gibi savundukları ideoloji hakkında hiçbir fikirleri olmadığı için eleştriyorum. Ki dün bu olayları çıkaran provakatör itlerin de çoğu o anlattığım kökten gelme. Anarşistleri ise savudukları ideolojinin pratiğine dair öngörüsüz oldukları için eleştriyorum.

Ativan said:
İkincisi, polisten dayak yiyen herkesin "terörist" olduğuna neye göre karar verdiniz? Yargı organı siz misiniz? Dayak yiyen herkesin 10 dakika önce ne ile meşgul olduğunu kayıt mı ettiniz? Onu geçtim, "yakalanmamak için zor kullanma" gibi makul görünen bir bahaneyi nasıl oluyor da 5 tane polisin apartman girişinden birilerini ensesinden tutarak yere yatırması ve sokak ortasında dövmesiyle bağdaştırabiliyorsunuz? Bir araba dolusu polis yerde yatan adamın kafasına tekme atmasa o adam "yakalanmamak için zor kullanacak" veya kaçacak öyle mi?

Okurken bazı yerleri kaçırmışsın sanırım;

Evet bu 1 Mayıs'da polisin de hataları olmuştur. Yer yer yakalanan teröristler bile dövülmüştür. Halbuki hiç birşey için olmasa bile toplumumuzun kültürü gereğince bu insanlık dışı. Tarihte bizim kültürümüz, savaş esirini bile namus sayar. Düşman bile sana teslim olduktan sonra, onun başına gelecek her şey senin sorumluluğundadır. Kaldı ki yakalananların bazıları ertesi gün serbest bırakıldı. O dövülen çocukların da her ne kadar yediği dayağı hakettiğini düşünsen bile bir ailesi, bir annesi var. Neticede o da bir evlat, demeye dilim varmasa da o da bir insan. Ona o muameleyi yapmak, sadece insanlığa değil, kültürüne, ahlaki değerine de aykırıdır. Savunulamaz.

Buradan nasıl oldu da yakalanan herkes teröristtir sonucunu çıkardın? "Yakalanan teröristler dövüldü" cümlesi yakalanan herkesin terörist olduğu anlamına mı gelir? Bazılarının serbest bırakıldığını da yazdım, orayı atlamışsın, bu ne demek; bazıları suçsuzdu demek. Ayrıca paragrafta açıkca kaçamayacak durumda veya etkisiz hale getirilmiş birine zor kullanmanın (hatta kafasına tekme atmanın vs.) kabul edilemez olduğunu belirttim. Hayır illa karşı çıkacak bir yer mi arıyorsun anlamadım.
 
o değilde polis olsam 900tlyi nasıl çatur çutur harcayıp pankart astılarını anlatan gençleri döverdim.
 
Anarşizmin doğaya aykırı olduğu savunulanilir, Şöyle ki: aynı tür iki memelinin kavgasını düşünelim; çiftleşme, veya doğal kaynaklar üzerine olabilir. bu kavga öldürücü bir kavga değildir, bir ihaledir; zira eğer sadece zayıf olan korkup kaçmayı kabul etmezse, ki bu da güçlerinin birbirine yakın olduğunu ifade eder, kavga gerçekleşir ve herkes iddia ettiği gücün bedelini gerçekten savaşarak ödemek zorundadır. Olgun hemcins kavgalarında amaç öldürmek değildir, zayıf olanı çekip gitmeye ikna etmektir. böylece totalde neslin devamı amacı da korunmuş olur, güçlü olanın doğal kaynakları ve alanını seçebilme önceliği de, bu da totalde güçlü genin hayatta kalması ihtimalini arttırır.

düşünelim iki memelinin kavgasını anacım, ama memeli kavgasıyla politik görüş çürütmek ne demek oluyor, izninle ben önce bi onu açıklayım.

gerçi entelektüel birikimi "klasikler"in ötesinde olan insanlar tarafından ekseriyetle biliniyor bu yapacağım eleştiri.  bakın, kabul ediliyor demedim; biliniyor.  ve bilen adam en azından kendini bu eleştiriye göre yontuyor ve öyle diyor ne dicekse.  ama böyle şeyleri burada beklemek hayal tabii.  biz yine karşı görüşün en vulgar haliyle uğraşalım bakalım.

bakın bi sanat galerisindeki videonun tanıtım yazısı:

Liselot van der Heijden, Predators and Prey, 2008, 2:00 min.
Wildlife documentaries reveal more about human beings, culture and dominant ideology than about nature itself. Completely removed from their "real place," the electronic images of animals are used in a spectacular and melodramatic narrative to explain, justify and naturalize capitalist ideology and war.

Liselot van der Heijden, Avcılar ve Av, 2008, 2:00 min.1
vahşi yaşam belgeselleri doğanın kendisinden çok insanları, kültürü ve baskın ideolojiyi ortaya koyar.  hayvanların "gerçek mekan"larından tamamen koparılmış elektronik görüntüleri göz alıcı ve melodramatik bir anlatıyla kapitalist ideolojiyi ve savaşı açıklamak, meşrulaştırmak ve doğallaştırmak için kullanılır.

yani bi sanat galerisine gittiğinizde dahi karşılaşabilirsiniz bu eleştiriyle.  "doğa" gibi içinde sonsuz mikrokozmos, habitat vs. barındıran bir kategorinin "özü"nün bilinmesi, bilindiğinin idda edilmesi nedir?  böyle bir sonsuz durum ve ilişki dünyasının tanımlanabilir bir özü olduğunu söylemek nedir?  argumentum ad naturam nedir?  kameranın "memeli hayvanlara" doğrultulup çatışma görmesi doğayı ne kadar enterese eder?  doğadaki mutualist vs. başka bir ton ilişkiyi es geçmek nedir?  söyleyim nedir, bilgiyi tekel altına almaktır.  varmak istediği sonucu görmektir. tanrının düzeninden bahseden rahipten, doğanın özünü açıklayan bilimadamına geçmektir, aydınlanmadır. 

zaten,

kürşat kızıltuğ said:
“doğa”nın kendisinin de yaşadığımız toplumun bize taktığı gözlüklerle kurulmuş kültürel bir “inşa” olduğunu; Lukacs’ın tabiriyle “doğa’nın da kültürel bir kategori” olduğunu görmek bu kadar mı zor?2

gördüğümüz gibi doğanın özünde de çatışma vardır.

evet, üç cümlede doğanın özünü gördük ve anladık ki özünde çatışma vardır.

bir güçlü olan ve olmayan vardır.

ciddi olamazsın! 

zaten adalet arayışı da buradan doğar.  bunu "güçlü/güçsüz" gibi tanımdan, eşitsizliğe taşıyalım: iki şeyin olduğu yerde bir "şey" ötekinden daha "şey"dir.  bu kaçınılmazdır ve bu durum olmasa zaten adalet arayışı olmazdı.

dahası, ister primitif ister değil, otoritenin sadece baskı için var olduğu düşünmek, insanların çoklukla şikayetçi olduğu otoritelerle muhattap olmalarının getirdiği bir yanılgı olsa gerek.

anarşizme antitez olan kısmı tam olarak burasıdır; sistematik bir otoriteden gelmese bile, birden çok canlının varlığı sözkonusu olduğu anda bir otorite vardır.

evet, vardır.  otorite olmasa mesela bilgi diye birşey olmazdı, olması imkansız olurdu çünkü doğrulanamazdı.  ama anlaşılmayan bir durum var sanırım.  anarşizm zaten bu bağlamda otoritenin olmadığını/olamayacağını/olmaması gerektiğini söylemiyor.  zira anarşizm otoriteryenlik karşıtlığıdır.  diğer adı anti-otoriteryenizmdir, liberteryenizmdir.  yani bu bağlamdaki otoritenin karşıtı değildir, ortadaki bariz durumu reddetmek değildir anarşizm.  anarşizm güce değil iktidara karşıdır.

arasındaki farkı umarım analayabilmişsinizdir.3

dolayısıyla otoritenin reddi veya primitif romantik hayallerin, insan tarafından uydurulmuş kompleks mekanizmaların basit halinden başka birşey olmadığı ve aslında anarşist olmadığı savunulabilir.

hah ben de tam onu dicektim.  şu yapılan tanım buraya anarşizm reddiyesi olarak yapıştırılmış ama zaten "primitif romantik hayaller" yani ilkelci anarşizmin "insanlar tarafından uydurulmuş kompleks mekanizmaların basit halinden başka birşey olmadığı ve aslında anarşist olmadığı" savunulabilir, mesela ben çok uzun süredir savunuyorum!

ve bu yüzden bu yazının nasıl beni hedefleyerek yazıldığına hayret ediyorum.  kürşat kızlıtuğ da hayret ediyordur.2

otorite sadece taşaklarını yaymak için otorite değildir, çok canlılı sosyal gruplarda grubun yönetilmesi de ayrı bir iştir. bu işin de en güçlüye verilmesi kadar doğal birşey yoktur. yani güçlü bir alfanın altında olmak , alfa olmayanların ama grupta kabul edilenlerin de hayatta kalışını arttırır.

otorite derken gücü değil de, bir kişiyi anlamasından (özneye bakın) zaten bu bölüm hepten sıçar.  evet çok canlılı sosyal grupların yönetilmesi ayrı bir iştir ve konumuz insan olduğunda, bu yönetim tarafından kaderi etkilenen her canlının bu otoritede payı olmalıdır, bu otorite ona hesap vermelidir, ve bu otorite yeri geldiğinde feshedilmelidir.  alfa male fantazileri kuranlar gidip kurt sürüleriyle yaşayabilir, bütün dişileri doyasıya düzebilir.  ya da bence en iyisi şehirde kalıp bunların hayaliyle otuzbir çeksin.  pençeler, dişler keser adamı.

madem otorite aynı zamanda ağır bir yüktür (belki de bu satırların sahibine göre yönetilmekten daha bile zordur), niçin insanlar buna ulaşmak için bir yerlerini yırtmaktadır?  madem bu kadar zor otorite olmak, tüm muktedirleri anarşizm bayrağı altına davet ediyoruz!  buyrun!

"karakollar yıkılsın, polislere özgürlük" sloganını hatırlatmıyo değil.

çok hücreli bir organizmada da bu geçerlidir. insan bedenini düşünelim. beyin yönetici fonksiyonu üstlenmiştir. burada *** deliğindeki hücrelerin anarşit takılması düşünülemez. ha ama *** hücreleri, beyinin acılı çiğköfte yeme kararında dil hücrelerini kayırıyor olmasına sonuna kadar isyan edebilir. ama neticede ona kan akışını sağlayan, varlığını bağışlayan beyin ve onun emrettiği diğer sistemlerdir. öyle ki toplamın yaşaması için bir kısmının ölmesi bile göze alınabilir, hatta bu adeta rutin bir iştir.

evet en iyi bölüm geliyor, pozitivizmi daha nereye kadar taşıyabiliriz derken, olay vücuda geldi.  doruk noktası!

bir insanın bunu entelektüel bir argüman olarak 2009 senesinde ortaya rahatlıkla (değincem) ortaya koyabilmesinin tek nedeni buranın (türkiye'nin) entelektüel bir taşra olmasından kaynaklanmaktadır.  ilk argüman da biraz öyleydi, ama bu sınırları gerçekten çok zorluyor, çünkü august comte çu sosyoloji için söylenebilecek en hafif şey arkaik olmasıdır, bugün flojiston u savunmak gibi birşeydir pozitivistlerin anlayacağı dilde söylersek eğer.

"rahatlıkla" diyorum çünkü birçok farklı görüşün olması kaçınılmaz ve hepsi her an her yerde ortaya çıkabilir.  ancak bu görüşlerin ortaya çıkması tamamen rastlatısal değildir.  her biri bir bağlamda genellik, geçerlilik ve daha da önemlisi, anlam kazanır.  bu tartışmada august comte tan bahsedebilmeniz için, onun üstüne söylenmiş binlerce şeyden ya bi haber olmanız, ya da taşrada yaşamanız gerekmektedir. bakın alıntı yapmayın, ya da kullanmayın demiyorum.  ama toplumsal hayatı "kafa, gövde, kollar" şeklinde organik bir şeklide tanımlamak, toplumu tıbbı bilgil ile açıklamak, august comte un ana tezini değiştirmeden tekrar etmektir.  ve bunu açık açık söyleyebiliyorsanız, bunun açık açık söylenebildiği bir yerde yaşıyorsunuz demektir.  ama merak etmeyin, genelkurmay başkanının bile auguste comte u alıntıladığı bir yerde, sanatçılarınn çıkıp "askeri darbe artık şart oldu" dediği bir yerde çok şaşırılacak birşey değil.

bu yaklaşımın neden çok problemli olduğunu açıklamayacağım ama birisi az önce doğada şu vardır, bu vardır diye özcü kanaatlerini ortaya sıçıyoken, ben bir ses duydum, onu söylücem.  evet, sanki biri "doğa da çatışma ve otorite vardır, bu yüzden anarşizm saçmadır" diye gaz kaçırdı.  peki bu kaçan gaz aynı şekilde bu "organik" toplum tahayyülü için ne diyor?

aa, pardon.  bu seferki kaynağımız tanrının doğanın tümü değil bir yarıtanrı altdoğa olan insan vücudu.  özür dilerim, unutmuşum.

özetlemek gerekirse, çok hücreli sistemlerin, çok canlılı sistemlerin toplam entropi miktarını kontrol etmek gibi bir problemleri vardır. anarşizm güzel, ama ortada 1 güzel hatun 2 kalkmış pipi varken vicdan ve iyilik ortadan kaybolmak zorundadır. bu allokasyon ve entropi artışı problemi de ancak otorite uygulayan ve otoriteye uyan varlığıyla ortadan kalkabilir.

yani, kurtuluş itaatte!  bu sonuca nedense hiç şaşırmadım...

ortaokuldaki ilk "gerçek" kızarkadaşımın kankası birgün bana (ilerde anladım ki aslında tamamen yanlış terminolojilerle) kendisinin kapitalist olduğunu çünkü doğanın "kapitalist" olduğunu söylemişti. şimdi çok salakça gelse de, o gün kafama takılmıştı bu; doğru görünüyordu argümanı ama çok rahatsız edici birşey vardı içinde.  o zamandan beri on sene geçti, allaha şükür okuduk ettik, biraz ondan biraz bundan.  ve sosyal darwinizm konusunda eminim o orta 2 ye giden kız bu noktadan çok ileriye taşımıştır kendisini.

başkalarına da nasip olması dileğiyle.


1 http://www.sarameltzergallery.com/events.php?year=2008&event=parnes_6-25-08
2 http://www.anarkotopya.com/yazi/zerzan%E2%80%99a-bir-bakis---kursad-kiziltug
3 farklı düşünen elbette çıkacaktır çünkü anarşizm çok dallı budaklı bir ideolojidir.  kendisine anarşist diyen iki insanın hayat görüşleri birbirine çok zıt olabilir.  eleştirilerinizi anarşizmin ortak noktalarına doğrultursanız daha hayırlı olur.



SaldıraY said:
anarşistlerin çoğu gerçek anarşizmin ne olduğunu bilmeyen,özenti yüzüne bile bakılmayacak tiplerdir koyun sürüsü gibidirler ve oldukça gereksiz silik tiplerdirler yaptıkları tek şey kamu mallarına zarar vermek ve oraya buraya anarşizmin sembolünü karalamaktır genelde 1 mayısta ortaya çıkarlar duraklar kaldırım taşları vs ne bulurlarsa sökerler kırarlar zarar verirler bu liste de uzadıkça uzar
+forumumuzda bu gereksiz insancık türünün birkaç örneğine rastlamak mümkündür

bak, daha öncede kendi lisendeki anarşist olduğunu idda eden herifi örnek vererek nereye vardığını anlamadığım bir argümanla gelmiştin.  senin yaşadığın o paralel evrende, ve senin o kısıtlı beyninin ve gözlem kümenin oluşturduğu örnek kümesiyle forumdaki kime nasıl laf anlatıyosun?  evet bütün anarşistler "özentidir".  niye?  çünkü büyük türk düşünürü saldıray bunu tv de izlediği 1 mayısa ve lisesinde gördüğü bir lavuğa dayandırmaktadır.

Çoğunuz lisede okurken böyle tiplerle tanışmışsınızdır. Punk dinler, konvers giyer, saçı başı dağınıktır, tamam. Buraya kadar gayet güzel, zira ben dahil hepimiz benzer şeyler yapardık. Sonra bu genç, gider sokaklarda anarşizmin simgesini, spreyle yazılmış sloganlarını görür. İlgisini çeker, çünkü ergenliğin verdiği agresiflik ve isyankarlık, her şeye karşı çıkmasını gerektirir. Buraya kadar da sorun değil, hepimiz lise yıllarında birşeylere karşı çıktık. Ardından ailesinin ilgilenmediği bu tipler, tanıştığı kızlara bu ideoloji hakkında ahkam keser, bilip bilmediği terimleri kullanır, isyankarlığıyla, asiliğiyle hava atar. Açıkcası olayın düşünsel yanıyla da pek ilgilenmez, zira toplumda kabul görmesinin tek yolu, yine topluma isyan etmenin verdiği o heyecanı kanıtlamaktır. Bu ergen isyankarlığı, bir süre sonra büyüyememesine, kendisini topluma dahil edememesine dönüşür. Tıpkı düşününce imanının bozulacağını, çarpılacağını sananlar gibi, ideolojilerini sorgulayınca arkadaş grubundan atılacaklarına, çevresinde saygı görmesine yarayan tek şeyi yitireceklerine inanırlar. Hatta dikkat ederseniz sizinle yanlızken asla tartışmazlar. Tartışacaklarsa mutlaka bunu etkilemek istedikleri arkadaşlarının, bazen kızların önünde yaparlar. Yanlış anlamayın, tabiki de kimseye sosyologluk taslamak istemiyorum. Ama benim çevremde gördüğüm budur, ki çoğunuz da bunu görmüşsünüzdür.

savunma makamı teslim olmuştur hakim bey.


dayanamıcam editi:  saldıray a yazdığım "örnek kümesi" problemini geçtim, ama bu yaşta nasıl hala "kızlara hava atmak, ilgi çekmek, arkadaş edinmek" gibi amaçları (pfft) bir düşünceye reddiye olarak sürebilirsin ya?!  yani kimse mi ağzının payını vermedi ki senin?  başkasına yaptığında itin ****** sokmadımı seni ki, hala bu argümanlarla gelebiliyosun?  birisi bile demedi mi sana "arkadaş senin bu öne sürdüğün şey, bi sayıyı bire bölmek gibi birşey. bir insanın yaptığı her hareket için idda edilebilir, her insan, her düşünce için söylenebilir, motivasyon amacı olarak gösterilebilir.  ve bu yüzden bir tartışmadaki entelektüel intiharındır."  demedi mi?!  sonra şöyle devam etmedi mi:  "hadi diyelim doğru, bu onun düşüncesini nasıl yanlışlar?  yani bir adam bir şeyi çıkar (kızlar, para, ün) için söylüyosa, söylediği şey yanlış mı oluyo otomatikman?  sen birisinin (sözde kendisinin dahi farkında olmadığı) bir motivasyonunu ifşa ettiğinde, bu adamın düşüncesine nasıl bir halel gelmektedir?"

demedi mi?

edit 2:  ekşi sözlükte bu yazıyı buldum.  yazı bariz bir şekilde primitivist anarşizme karşı yazılmış, hatta sanırım direkt olarak ömer naci soykan ın söyledikleri üzerinden gidilmiş.  tabi başından kıçından bölümler kırpılarak alıntı yapılır ve belirtilmezse (mesela "..." kullanılarak) olacağı bu.  linkini verdiğim yazı zerzan dan yola çıkarak bundan çok daha düzgün bir eleştirisini yapmış zaten bu ekolün.

söyleyim:  bu eleştiri beni hiç ama hiç bağlamıyor.  ama iyi antrenman oldu.
 
dalai pasha said:
dayanamıcam editi:  saldıray a yazdığım "örnek kümesi" problemini geçtim, ama bu yaşta nasıl hala "kızlara hava atmak, ilgi çekmek, arkadaş edinmek" gibi amaçları (pfft) bir düşünceye reddiye olarak sürebilirsin ya?!

cevabını buldum oğlum!

eğer ergenlikten yeni çıktıysan ve bunu herkese kanıtlama niyetindeysen, sanırım böyle bir semptom yaşıyosun.  yani herkesi ergen olmakla suçlama semptomu.  bir nevi ispat hali, bir nevi etrafını suçlayarak bu suçlardan kendini dışlama, azade etme eylemi.

bahis olsa paramı basarım, aklıma yattı epey.
 
senin için gerçekten çok üzülmeye başladım.

allah iflah etsin, iflah olcak gibi değilsen bildiği gibi yapsın birader...

ayrıca geçmiş olsun.  başkasının yazdığı yazıyı "aynen katılarak" buraya yapıştırıp, cevabını aldığında karşılık verecek durumda olmamak çok zor olsa gerek.  istersen ekşisözlük yönetimine başvur, çocuğa bi mail at, sana bi cevap hazırlayıverir.
 
dalai pasha said:
senin için gerçekten çok üzülmeye başladım.

allah iflah etsin, iflah olcak gibi değilsen bildiği gibi yapsın birader...

ayrıca geçmiş olsun.  başkasının yazdığı yazıyı "aynen katılarak" buraya yapıştırıp, cevabını aldığında karşılık verecek durumda olmamak çok zor olsa gerek.  istersen ekşisözlük yönetimine başvur, çocuğa bi mail at, sana bi cevap hazırlayıverir.

Karşılık vermemem veremeyecek olmamdan değil moruk, laflarının mantıksız ve şahsi fikirden ibaret olduğu için, çıkmadağın yerden hakaret ile çıkmaya çalıştığın için, çakamadığın şeyden ahkam kestiğin için ve senden daha önemli işlerim olduğu için. Anladın mı kestane? Seni mümkünse muhtelif emo forumlarında görmek istiyorum. O laflara anca orada itimat edilir.
 
Status
Not open for further replies.
Back
Top Bottom