A Black Helmet [Episode II]

Users who are viewing this thread

Sewerus

Banned

bg-paladin-new.png


rdERlm.png
iç olmadığı kadar epik bir yaklaşım söz konusu olarak Kalradya'nın bilinmeyenleri ile karşı karşıyayız.Kılıç yerini artık diplomasi ve kalem almış durumda ve bir zamanlar toprak sahibi olanlar şimdi sefaletin peşinde.Rodok Krallığı yok,o çok övülen Kerkitler ise çoktan kayaların ardına göç ettiler,durum sadece çöl ve kar ile sınırlı değil,yeraltı ve dağ yamaçları birçok gerçeğe şahit oluyor.Zaman her hikayede olduğu gibi aynı fakat farklı işlemeye devam ediyor.

dqXZ0Q.png


İsim/Doğum Tarihi/Doğduğu Yer

El Cezir:1239-Praven,Sarranidli akıncı,tahsillerini Shariz ve Uxkhal da tamamladı.Eğitimini ise Emir Glusen üstlendi.Zamanla çeşitli muharebelere katıldı namı Kalradya’ya yayıldı.

Cebe Noyan:1237-Ichamur Kerkit casusu,küçük yaşta devletin himayesine alındı.Kılıç kullanma eğitimi aldı.Halen Sancar Han’a bağlıdır.

Razin:1240-Rivached Vaegir gezgini,han sahibi olan Razin bir zaman sonra dükkanı kapattı tüm servetini yanına aldı ve Kalradya’ya maceracı olarak atıldı.

El Gahan:1234-Mawiti (Ümit El-Gahan),Sarranidli hükümdar ve aynı zamanda başkomutan,Tahlen Savaşını kazandı.Kerkite akınlar düzenledi,cesareti ile bilinen devleti için canını veren biri…Sultanlığı yeniden kurmaya yardım etti.

El Zagal:1232-Shariz Sultan Hakim’den sonra gelen sultan,onun dönemi en zorlu dönemdi,bu zamanda Rengoku ve Derayhen muharabelerini kazandı.

Etrosq:1228-Etrosq Rodoklu savaşçı birkaç fedaisi ile Svadya’yı yıkılma eşiğine getirdi.Aynı zamanda Etrosq kalesinin sahibidir.

Yuwan Noyan:1207-Dirigh Aban Kerkitli eski akıncılardan mükemmel ata biner ve yay kullanırdı.Reyvadin kuşatmasında yaralanması sonucu köyüne geri döndü.Sancar Han tarafından birçok kez ödüllendirildi.Eski zamanın namı,şöhreti duyulmuş gazilerdendir.

Yuan Noyan:1207-Dirigh Aban,çiftçidir.Fakat bunun yanı sıra birçok kez gazalara katıldı.Tek yayı ile bir Svadya taburunu devirmiştir.Kılıcını süratli,yayını ise ölümcül kullanırdı.

Dakniseyh:1236-Şibal Zumr Sarranid casuslarından,tahsillerini Durquba’da tamamladı.Eğitimini devlet üstlendi.Zamanla sultanlığın en iyi casuslarından oldu.

Seyduna:1230-Şibal Zumr Ezoterik düşünür,kendisine ait fikirlerine önce kendi halkına sonra civar bölgelere kabul ettirdi.Fedaileri ile Sungetche Kalesi’ne kadar ilerledi.Saltanatı uzun sürmedi Reyvadin bozkırlarında yapılan savaşı kaybetti tekrar kendi topraklarına kaçtı.

Aundus:1237-Suno Svadyalı maceracı,babası Ryibelet Savaşı’nda ölünce intikam almak için kılıcını kuşandı ve kendini acımasız topraklara attı.

Hamdelh:1197-Praven Sarranidli soylu vezir,Praven Sarranid’e bağlı bulunan bir vilayet iken dünyaya gelmişti Hamdelh,tahsillerini Praven ve Suno’da tamamladı.Sarranid akınlarına katıldı.Ordusu ile Halmar’ı zaptetti.Ardından tekrar siyasete geri döndü,Sultan Hakim onun keskin zekasını farkına vardı.Onu vezirliğe kadar yükseltti,daha sonraları kendini ilmi çalışmalara verdi.

Sarranid Akıncıları:

El Dahruneyn:1203-Shariz  akıncı,Shariz’de köle olarak doğan Dahruneyn henüz çocuk yaşta iken devlet himayesine alındı.Bunun nedeni henüz saray arşivlerinde yoktur.Rivayete göre Emir Radoun onun içindeki cesareti ve yiğitliği görmüş efendisinden satın almıştır.Zamanla onu asker olarak yetiştirmiştir.Yetişkin olduğunda Ichamur ve Malayurg kuşatmalarına katıldı.Kerkit ve Vaegir’e sayısız akınlar düzenledi.

El Radahun:1204-Shariz Radoun’un oğlu,babası derebeyi iken kendiside babasının yolunda yürümeye adamıştı.Kendisini savaşlara katılarak geliştirdi.Tam bir akıncı oldu,Sarranid Sultanlık Birliği’ne alındı.

El Safret:1213-Havaha Köyde akrabalarının atlarını beslerken onu civardan geçen bir emir gördü.Seyre daldı,çocuk atları besledikten sonra aralarından iyi cins birini seçti çevikçe bindi ve ileri doğru sürdü.Elinde tahta uzun bir sopa vardı,koltuklayarak kendine ağaçları hedef alıyor sertçe darbeler vuruyordu.Emir çocuğun mükemmel bir süvari olacağını anladı.Ailesinden onu gönüllü olarak satın aldı.Ardından askeri eğitim aldı,zamanla tanınan en iyi akıncılardan oldu.Sayısız muharabelere katıldı.

El Cani Es Sağir:1236-Havaha Sarranid’in yüz karası,eğitimini soylu bir aile üstlendi önceleri yetimdi.Daha sonra devlet adamlarından biri oldu,adamlarını aldı ve ailesini katletti bunların hepsi tahtı ele geçirmek içindi ve muvaffak oldu.Sadece 2 yıl tahtta kaldı bu zaman içerisinde devletin iç sorunlarına hiç çözüm bulmadı zevk ve sefa içinde yaşadı onun zamanı sultanlığın en kara zamanıdır.Acımasızca birçok masum insanı katletti.Bu yüzden halk ona ‘’Cani ve Sağir’’ ünvanını vermiştir.

El Mankışeh:1240-Caraf akıncı,Mankışeh doğuştan savaşçıydı ırkı Kerkit’e dayanır.Amcası onu büyütmüştür.Masum ve zayıfın yanında demirden bir sur olarak bilinir,halk tarafından sevilen biridir.Çok iyi kargı kullanır,çeşitli muharebelere katılmıştır.

El Erat:1234-Caraf Erat kabilesinden genç yaşta sultanlık ordusuna gönüllü yazıldı.Savaşlarda gösterdiği yararlılıklar ile akıncılığa kadar ilerledi.Sultanlık akıncılarından birisi oldu,Kerkit’e akınlar düzenlemiştir.

Kerkit Akıncıları:

Tanhu Han:1220-Tulga Henüz daha kimselerin tanımadığı efsanevi biri…Bir vakinüvüs’e göre 13. asırda Kerkitli bir kahraman gelecek,küçük yaşta eline kargı alacak ve kurak toprağa 6 çizgi çizecek ve bu çizgileri ayağı ile yok edecekti.Bunun anlamı Kalradya’da bulunan 6 devleti sahneden silecek biri idi.
Kargısını daha küçük yaşta Svadyalı bir milise saplamıştı Tanhu….Atını aldı ve Kerkit’i terk etti.
Yayını zalime,hafif çelikten oluşan vücudunu masuma karşı duvar kullanmıştı.Zamanla namı tüm diyara yayıldı.Kerkit’e geri döndü 3 sene onlara yeni kanunları anlattı.3 sene halka kendisini ‘’Han’’ olarak kabul ettirdi.3 sene tüm Kerkit askeri kampına döndü.10 sene var ki bu adam tüm diyarı zaptetti…

Tinggiz Han:1235-Tulga Tanhu Han’ın oğlu akıncı,babası efsaneydi oğlu dünyaya geldiğinde onunda efsane olacağına inandılar.İriydi,bedeni kırmızı teni sarıydı,gözleri tamamen çekik,keskindi.Kafasında tek samur,sırtında yek derisi vardı.Soğukta terler,sıcakta üşürdü.Zaman ile büyüdü ata bindi,yayını aldı,göçerini kuşandı.Akınlara katıldı,babasının sözünü tutacağına and içti.

Motun Han:1224-Orkun Kerkit dışında bir kabileye mensuptu Motun,kımız ve çiğ et yedi.Atını aldı ve aşılamaz Asugan kayalıklarına baktı,burayı tek başına 7 günde aştı.Diyarın içine girdi önüne kurak bir toprak savruldu atını bu topraklar üzerinde sürdü.Daha sonra kabilesinden bazı adamları buraya getirdi.Tulbuk’a yerleştiler,çoğaldılar ve Motun bu yeni kabilenin başı oldu.Orkunların ikinci boyu olan Motun’ların atasıdır aynı zamanda…Kerkit Hanlığı’na sayısız yararlarda bulundular.Motun seferlerine devam etti,yayını asla elinden bırakmadı.

Ahmer Noyan:1234-Reyvadin Kerkit kökenli han,Ahmer Hanlığı’nı kurdu Reyvadin ve Dramug’u zaptetti.Curaw’ı kuşattı daha sonra Kerkit’in emrine girdi.Kerkit ırkının bu topraklara yayılmasını sağladı.

Devzade Mefat Han:1216-Werched Nord topraklarında doğmasına rağmen onun tüm kanı Kerkit olarak akıyordu.60 arşını aşan boyu vahşi görünüşü ile nam salmıştı.Nordların tarafında sayısız savaşta bulundu kral tarafından,birliğe alındı ve Nord Kahramanları ordusuna yazıldı.Nord-Kerkit savaşında taraf değiştirdi ve kendi tebaasına kabul edildi.Kerkit akıncısı olarak seferler düzenledi.

Yugan Han:1199-Yalen Kerkitli başarılı bir akıncı,yaşı küçük olmasına rağmen birçok muharebeye katıldı.Yara almadığı savaş olmadı,at kullanmadı.Mızrağını düşmanına karşı kullandı.

Pang :1230-Bariyye Kerkit asıllı Gelmiş geçmiş en güçlü haydut,biyografisi bir bölümde anlatılmıştı,bunun yanı sıra mükemmel ata biner,kılıç kullanırdı.Bugüne kadar kimse ona karşı üstünlük sağlayamadı.

Tagan Noyan:1223-Dasbigha babası akıncıydı fakat o kendi yolunu çizdi.Tahsillerini İchamur’da tamamladı.Saray erkanına danışman olarak girdi sırası ile bakan ve komiser oldu.Finansı kontrol etti daha sonra saraydan ayrıldı.Kendini savaşa verdi,başarılı bir akıncı oldu.

Sebat Han:1237-Hanun Vaegir asıllı akıncı,ilk öldürdüğü kişi Ichamur valisi idi,onu aradılar fakat o çok uzaklara kaçtı.Kerkitin savaşlarında alt yapısından destek verdi.Onun sayesinde birçok cinayet ve entrika önlendi.Ayrı zamanda belli bir süre halk kahramanı olarak bilindi.

Ceng Noyan:1242-Tulga babası sıradan bir esnaftı,bir zaman sonra kılıcını kuşandı ve orduya yazıldı.Birçok akınlara katıldı yaşı genç olmasına rağmen namı fazlasıyla yayıldı.

Svadya Fedaileri:

Tankred:1212-Ryibelet ‘’Aziz Tankred’’ olarak da bilinir.Şüphesiz Svadya tarihinin en iyi generaliydi.Daha genç denecek yaşta bir avuç adamı ile Reyvadin,Dramug ve Ryindiar’ı fethetti.700 kişilik demirden ordusuyla Halmar’ı ve Jameyyed’i ele geçirdi.Shariz’i kısa bir süre vergiye bağladı.Veluca ve Cheaza’yı topraklarına kattı.Kral Reakel onu başkomutanı daha sonra general yaptı.Yaptığı yararlılıklar sonucu Suno’nun bazı bölgeleri kendisine bahşedildi.

Bekeleus:1229-Etrosq Svadyalı haydut,babası asil bir şövalye idi.Yalen Kuşatması’nda öldü,ailesi sokaklarda sürünmeye başladı bunlardan biride Bekeleus’dur.Daha sonra haydutlara katıldı.Kılıç kullanmayı öğrendi.Gerçek profesyonel askerlerden oldu fakat hayduttu Rodokların yanında savaşmaya başladı.Telgrod’un en iyi adamlarından biri oldu.


Max Frang:1234-Uxkhal savaşçı olarak birçok seferlerde bulundu.Geçmişi hakkında pek bir bilgi yoktur.Daha çok suikastçiliği ile tanınırdı.Sirius,Sultan Hakim,Kont Faarn gibi önemli isimlere başarılı olarak suikast düzenlemiş fakat bir netice alamamıştır.Svadya Krallık Birliği’nde komiser olarak bulunmaktadır

Patric Kahn:1200-Tihr Svadyalı komutan,arbalet kullanmakta diyarda üstüne yoktur.Birçok adamına keskin nişancılığın temellerini öğretti.’’Kundak Ve Çelik’’ kitabını yazmıştır.Onun kaynaklarından birçok nişancı faydalanmıştır.Arbaletin ustası olarak bilinir.Rodok halkı ona ‘’Kahn’’ ünvanını vermiştir.

Fang Kojheit:1210-Tulbuk Svadyalı süvari olarak atıldı savaş meydanına, nice nam salmış şövalyeleri öldürdü.Zırhı kalın memlüklere ölüm saldı ona ‘’Memlük Şeytanı’’dediler.Rüzgarı arkasına alır düşmanlarına mızrağı ve seher yıldızı ile ölüm saçardı.Svadya Praven Birliği’nde komutan olarak bulunmaktadır.

Apox:1220-KOS Knıght Of Swan Akademisi’nin ilk adamlarından sayılır.Mükemmel çiftelli kılıcını kullanmasıyla tanınır.Hafif zırhı olsa dahi düşman saflarına cesaretle atılır.Şimdiye kadar sayısız savaş yarası almıştır.Akademide bulunmaktadır.

Elraen:1220-KOS Knıght Of Swan’ın kurucusu, birkaç fedaisi ile Svadya uğruna kanını dökmeye yemin etti.Tüm ırkları düşman bildi,bunun geçmişte olanlar yüzünden oluştuğu bilinmektedir.Arşivlerde geçmişine ait çok nadir bulunan yazılar vardır.
Elde kalan gümüşleri ile efsane olacak namı yayılmamış diyar bırakmayacak Knıght Of Swan’ı kurdu.İlk öğrencileri diyarda sefalet içinde yaşayan Svadya halkı olmuştur.Herkesi profesyonel bir asker gibi yetiştirdi.Aralarında bunlara yürekten bağlı olanları seçti,bu adamlar KOS Birliği’ne katılan ilk askerlerdi.Elraen, Svadya’yı yeniden eski savaşçı benliklerine kavuşturdu.Ulus kahramanı olarak seçildi.

Leonadaes:1232-KOS Vaegir asıllı Svadyalı akıncı,küçük yaşta KOS’a alındı.Mükemmel bir savaşçı olarak yetişti,ardından sırasıyla Reveran,Etrosq ve Bariyye muharebelerine katıldı KOS’u temsil etti.Namı ve şöhreti duyulmadık yer bırakmadı.Malayurg civarında haydutlar tarafından esir alındı.Bir süre sonra sağ eli kesildi ve serbest bırakıldı.

Arkadian:1226-KOS,Svadyalı akıncı,’’Nord Katili’’ olarak bilinir.Çevik at kullanması ve hafif silahları tercih etmesi onu her zaman hızlı savaşçı olarak kıldı.KOS’a bağlı Svadyalı komutan olarak bulunmaktadır.

Rodok Çavuşları:

Telgrod:1215-Shapeste Ünlü Rodok haydutu,küçük yaşta bir grup Svadyalıyı öldürdü.Bu sayede hemen onu orduya aldılar.Svadya’nın ‘’Aslan Seferleri’’ sonucu Rodok çöküş sürecine girince adamlarını aldı ve ordudan ayrıldı.Haydut olarak Svadya ile savaşmaya başladı.Bir süre sonra Kerkitliler tarafından karargahı ele geçirildi.Tekrar Rodok Krallığı’na katıldı.

Dranton:1232-Mawiti,Meşhur ‘’Bozayı’’ adıyla nam saldı.Irkçı ‘’Rodok Tüccarları’’ adında kiralık katillerden oluşan bir birlik kurdu.Birkaç yıl içerinde binlerce Svadyalı ve Kerkitli insan öldürüldü.Yüzlerce dükkan yağmalandı ve yıkıldı,bunların tüm yöneticisi şüphesiz Dranton idi.Kalradya’ya masonik gruplaşmaları örgütledi birçok yönetimi eline geçirdi.Diyardaki halklar tarafından birçok unvan almıştır bunlardan birkaçı ‘’Kanlı Satır’’,’’Kuzeyli Darkos’’ ve ‘’Lucıfer’’ en ünlü olanlarıdır.

Vetan:1241-Buvran Rodok akıncısı,elinde bulunan arbaleti ile birçok kuşatmada düşmanlarına ölümcül olarak karşı koydu.Satırı ile sayısız kafa kesti.Zırhına değmedik iz bıraktırmadı.Rodok Krallık Ordusu’nde bulunmaktadır.

Dimitar:1232-Sungetche Kerkit asıllı Rodoklu savaşçı,genç yaşlarında Kerkit akınlarına katıldı.Daha sonra bir soylu suikastinden sorumlu tutuldu,Rodok’a kaçtı ve orduya yazıldı.Kuşatmaları yönetti,muharebelere katıldı.

Kurq Fenr:1192-Zendar Vaegir asıllı Rodok çavuşlarından,genç iken orduya alındı.Haydutlara karşı savaştı,onun sayesinde haydut saldırıları azaldı zamanın ‘’Kelleci Reisi’’dir fakat tek farkı adalete teslim etmek yerine baltasını kullanmasıdır.
Yaşı geçtikten sonra ordudan alındı ‘’Gazi’’ ünvanını aldı fakat o buna razı olmadı.Savaşların en kızıştığı Rodok topraklarına gitti.Eski namına yeniden kavuştu, orduya alındı…En iyi çavuşlardan biri oldu katıldığı muharebelerde hiçbir zaman mağlubiyet almadı.Bunu krallık en iyi şekilde ödüllendirdi ona ‘’Ölümsüz’’ (Kurq) ünvanını verdiler.Rodok Veluca Kraliyet Ordusu generalidir.

Vaegir Savaşçıları:

Sirius:1220-Veluca Nelag Destanı’nı yazan müthiş savaşçı,namı yayılmamış diyar bırakmadı.Şöhreti uzun süre yaşadı.Onun zamanı ‘’Büyük Kurt Devri’’ olarak bilindi.’’Nelag Zaferi’’ ile tanındı.
Babası ‘’Aziz Porter’’ adında Vaegir derebeyi idi.Sirius küçük yaşta babasından kılıç talimleri eğitimini aldı.En iyi nişancılar ile ok talimleri yaptı.Zamanla iyi bir savaş yiğidi oldu,genç olduğu zamanlarda babası Kral Yaroglek tarafından öldürüldü.Bunun intikamını almak üzere birçok bölgeden gönüllü topladı büyük bir ordu ile Reyvadin’e doğru yola çıktı.Önünde ki her şeyi yakıp yıktı.Kral Yaroglek bunu önceden sezmiş olacak ki kendi ordusuyla onun karşısına çıktı.Aralarında tarihe geçecek bir diyalog geçti daha sonra Sirius civardaki kaleleri ele geçirdi bununla yetinmeyip Kont Faarn’ın üstüne yürüdü yanına birçok derebeyi çekti.Werched,Tihr ve Sargoth’u tek bir ordu ile ele geçirdi.Burayı özerk haline getirdi,’’Persian Krallığı’’ nı kurdu.Ryindiar,Reindi,Dhirim’i ele geçirdi.Svadya’dan feragat eden bazı güçlü lordlar Sirius’un tarafına geçti bunlardan ‘’Kont Klargus,Kont Stamar,Kont Ryis’’ dir.Güçlenen Persian Krallığı,Suno ve Uxkhal’ı kendi topraklarının içine aldı.Sirius,Tagen Üçlüsü olarak adlandırılan Dramug yolu üzerindeki kalelere saldırdı.Fakat derebeyleri yanında olmasına rağmen  ordusuyla, üstüne gelen Vaegir Krallık Ordusu’nu yendi ve Dhirim kuşatmasını dağıttı.Birçok Vaegirli lordu esir aldı,bu zamanda Kerkit Hanlığı ona savaş ilan etti.Sirius kaleleri kuşatırken arkadan Kerkitliler saldırdı.Kaleleri yeni aldığından tam olarak koruyamayan Sirius esir alındı.Derebeyleri kaçarak mülklerine sığındı,esaretten kaçtı fakat kimse ondan haber alamadı.Onun öldüğü sanıldığından krallığın başına geçmeye kimse cesaret edemedi,Persian Krallığı son alınan darbe ile Kerkitliler ve Svadyalılar tarafından yıkıldı.Sirius’a ‘’Kara’’ (Black) ünvanı verildi.Nerede olduğu bilinmemektedir.Vaegir’de olduğu rivayet edilmektir.

Aegean:1230-Ayn Assuadi,’’Kızıl Göz’’,geçmişi hakkında pek fazla bilgi yoktur.Sirius ve yakın dostları ile Sarranid Sultanlığı’na ağır bir darbe vurmuşlardır.Onu destekleyenler şüphesiz Sirius ve Mirim idi.İhtilal Çağı’nı başlattı.Kral Yaroglek’i öldürdü.Muharebelerde bulundu.Sayısız akınlara katıldı.Bir zaman sonra kendisinden haber alınamadı.

Matrusqa:1234-Odın Kalradya dışında doğmasına rağmen Vaegir asıllıydı.Kadın olduğuna bakmadan baltasını ve kalkanını yanına aldı.Orduya yazıldı,muharebelere ve kuşatmalara katıldı.Vaegir Curaw Ordusu’nda başkomutan olarak bulunmaktadır.

Reznov:1212-İsmirala Zamanın en büyük askeri ve firarisi.Daha genç yaşta orduya alındı Reznov,Vaegir’e yıllarca hizmet etti.Çeşitli savaşlara,suikastlere,propangadalara katıldı.Namını duymayan yer kalmadı,bir zaman sonra vatana ihanetten Rivached yakınlarında ki Zendar Zindanı’na sürgün edildi.Burada uzun bir zaman esir hayatı yaşadı.Yoldaşlarını topladı ve zindandan firar etti birçok esir insan bu özgürlük hareketinde öldü.Reznov kaçtı,çevik ve hızlı Vaegir atlıları dahi ona yetişemedi.Onun bu başarısından sonra Vaegirliler ona ‘’Büyük Yoldaş’’ ünvanını verdi.Gizli olarak Vaegir casusluğu yapmaktadır.

Bekaleyev:1218-JOR Meşhur askeri talimci,KOS’dan sonra en iyi talim alanı olan ‘’Jaquars Of  Rivached’’ JOR’u kurdu.Yüzlerce asker yetiştirdi.Orduya büyük faydaları oldu.Yeni silah ve zırhları orduya kazandırdı.Rivached Milis Birliği’nde komutan,JOR’da ise usta olarak bulunmaktadır.

Dotrakan:1242-JOR Rodok asıllı nişancı,JOR tarafından yetiştirildi.En iyi askerlerden biri oldu.Nişancı yeteneği ile nam saldı,Reyvadin’i kuşatan Svadya,ilk hücumda bir tabur asker Dotrakan tarafından öldürüldü.Ona ordu tarafından ‘’Kızıl Yay’’ ünvanını verdiler.JOR’da akıncı olarak bulunmaktadır.


Kurnonski:1234-Rivached Vaegir Ordusu’nda bulunan güçlü mızrakçı birliğinin komutanı,askerleri ile Malayurg’u zaptetti.Kral Yaroglek’in emirlerine karşı gelmesi ile mızrağı kırıldı.Ordudan uzaklaştırıldı,buna rağmen Curaw Milis Birliği’nde casus olarak bulunmaktadır.

Çaykovski:1187-Reyvadin Ünlü düşünür ve filozof,Vaegir’de uzun süre bilimci olarak bulundu.Yeni bir çay türü geliştirdi.Orduda kullanmak üzere ‘’Kafein Çayı’’ nı krala ulaştırdı.Bu sıvı sayesinde asker daha saldırgan ve cesaretli oldu,aynı zamanda bağımlılık yapması sonucunda birçok asker ‘’Damar Patlaması’’ olarak adlandırılan korkunç ölüme yakalandı.Çaykovski bunu önlemek amacıyla daha hafif  olan Curaw kahve çekirdeğini kullandı.Orduda olumlu sonuç alınınca kral bunu sadece özel birliklerde kullanılmasını istedi.
Adı ‘’Kovski’’ olan filozofa ‘’Çay’’ ünvanı verildi.Ayrıca yerçekimini hakkında kitaplar yazdı.Bazı yazılı kaynaklar göre Curaw’ı kuşatmaya gelen Kerkitlilere karşı elinde yalın balta ile hücum ettiği ve savaştığına dair yazılar vardır.

Çehov:1193-Khudan Yazar ve savaşçı,küçük yaşlardan beri onlara anlatılan efsane ve öyküleri farklı bir biçimde yazmaya başladı.Genç yaşında ‘’Kurzo’’ adında halk efsanelerini içeren kitabını yazdı.Kalradya’ya yeni mahla çeşidi getirdi.Şiirlerini bu mahlaya göre yazan şairler onu hep desteklediler.Bunun yanı sıra birkaç büyük milis kuvveti ile Kerkit ve Nord birliklerine karşı koyduğu söylenir.



Nord Savaşçıları:



Varyag:1224-Suno Svadya asıllı Nord savaşçı,küçük yaşlarda ailesi Kral Harlaus tarafından öldürüldü.O anı hayatı boyunca unutmadı,intikam hissi ile yaşamaya başladı.Nord’a sürgün edildi.Orduya yazıldı sayısız muharebelere katıldı kralın yardımcılarından biri oldu.Tanhu Han ile akrabalıkları olduğu düşünülmektedir fakat Ichamur Vakünivislerine göre hiçbir bağları olmadığı ortaya çıkmıştır.
Kralın yardımcısı olduktan sonra sıkı bir taraf tutucu oldu.Letwin ,onbinlerce adamı ile Nord’un üstüne yürüyünce o birkaç bin asker ile buna cesaretle karşı koydu.Letwin’in ordularını dağıttı,savaşta yaralandı uzun bir süre ondan haber alınamadı.Bazı söylentilere göre Chalbek’e bağlı bir çiftlikte yaşamını sürmektedir.


48 Karakter

Adı geçen karakterlerin gerçekte hiç kimse ile ilgisi yoktur.Bahsi geçen isimler sadece isimden ibarettir.

Bu hikayeye 24.12.2011 tarihinde başladım.O zamanlarda yayınlayamamın sebebi bazı teknik sorunlar ve forum yönetimi ile aramda ki ilişki yüzündendi.Şimdi bu meseleler çoktan halloldu fakat imla yanlışları halen kol geziyor,bu yüzden herhangi bir hata veya anlatım bozukluğu ile karşılaşırsanız bunu bildirmeniz hem okuyucunun yararına hemde hikayenin gidişatına etki edecektir.Teşekkürler.

KOS Mevzusu
KOS'u kullanmak için Elraen ile Gezi Parkı Dönemi'nde Steam üzerinden konuşmuştum.Bir bölümü incelemek istedi,dosyayı ona verdim fakat uzun bir süre cevap alamadım. KOS konusunda anlaştık.

''A Dark Helmet olmalıydı!''
İngilizceye en uygun ''Black Helmet''tı ve böyle olsun istedim.Gramere sadık kalmak zorunluluğu yok ve nasıl ''Kara Miğfer'',''Kara Tolga'' olup anlam kaybetmiyorsa burda da herhangi bir renk kayması söz konusu değil.


Code:
[url=http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,314333.0.html][IMG]http://i.hizliresim.com/Dk34Dz.png[/IMG][/url]

4RMqqL.png
''Han''
1257 Kalradya

Praven Hanında,

-Pekala dostum bu son olsun!
İki iriyarı asker handa bilek güreşi yapıyordu.Birisi Ehlerdarlı esmer biriydi diğeri Elberlli beyaz tenli güçlü bir adamdı.İkiside bir türlü birbirlerini yenememişlerdi.Biraz dinlendikten sonra tekrar başladılar.Etraflarında bulunan handakiler çoktan bahisleri açmışlardı.Han sahibi kazanana otuz dinarı garanti ediyordu.Bu para için kim olsa vargücüyle bileğe asılırdı,
-Lanet olsun!
-Ne o dostum yoruldun…Herhalde..!
İkisininde alınlarından terler süzülüyordu.Han sahibi ödülü biraz daha artırdı:
-40 dinar!
İki asker birbirlerine karşı çok büyük güç sarfediyorlardı.Tam o sırada hana siyah giyimli biri girmişti herkes müsabakayı seyrettiğinden onu fark etmemişlerdi.
Yavaşça içeri doğru ilerledi boş ve isli bir masaya oturdu.Hancıya seslendi fakat onu duymayınca yanına gitti,askerlerin bilek güreşini görünce o da seyretmeye başladı.Han sahibi sürekli ödül miktarını artırıyordu.En sonunda bu iki adamın namı yayılmış güçlü ve iradeli adamlar olduklarını anladı.Kesesindeki şişliğin ağırlığından bıkmıştı hemen bir bahis koydu:
-60 dinar!
Herkes adama döndü,siyahlar giymiş birinin kim olduğu hakkında en ufak bir fikirleri dahi yoktu içlerinden biri:
-Bu adam gökten inmiş olmalı verdiği miktara bakın! Dedi ve kahkaha atmaya başladı ardından herkes kahkaha atıp alaycı bir tavırla adamı süzdüler tekrar seyre daldılar.
Han sahibi izlemeyi bırakıp adamın yanına gitti:
-Hey yolcu! Nereden geliyorsun adın ne?
Siyahlı adam:
-Ben Kerkitliyim Tulbuk’dan geliyorum.Adım Cebe Noyan.Gezginim.
Han sahibi:
-Memleketinden uzaktaysan paraya ihtiyacın vardır evlat! Paranı bu lanet olasıca kumarlara harcamamalısın.Sana iş verebilirim uzun zamandır yardımcım yok.Çırağım vardı fakat bozguncu Rodoklar tarafından öldürüldü.
Cebe Noyan:
-Rodoklar halen bozguna geliyorlar mı?
Han sahibi:
-Evlat,her kim olsa aynısını yapar aklı sıra intikam almaya çalışıyorlar.Bunda sonuna kadar haklılar.Neyse bu konuyu kapatalım.Eh ne diyorsun teklifime?
Cebe:
-Pekala,sana yardımcı olacağım hanında çalışacağım.Ne kadar ücret vereceğin beni ilgilendirmez.Yarın işe başlayabilirim Suno dan gelene kadar 2 at çatlattım.Yorgunum..
Han sahibi,adamın yorgun olduğunu ilk halinden anlamıştı ona temiz bir oda verdi ardından masaya sıcak bir çorba ve taze ekmek koydu.Sessizce dışarı çıktı.Müsabaka bitmişti,kural gereği kaybedenin elinin avucu rakibi tarafından hançerle delinmişti.Orada bulunan topluluk han sahibine:
-Hey adam şu yüksek teklif veren adama ne oldu!? Müsabaka bitti.Kazanana ödülünü ver şimdi!
Han sahibi tezgahına giderken kazanan Ehlerdarlı hancının kolundan tutup:
-Para falan istemiyorum,bana iyisinden bir Veluca Şarabı gönder.
Han sahibi şarap fıçısını almak için kilere gitti.

Rodok Krallığından arda kalan Jelkala surları güneşin batışını izliyordu.Surlardan çekilen o yakıcı sıcaklık şimdi yerini serin esintiye bırakıyordu.Kalede bulunan zerre kadar morali olmayan paraya bağlı muhafızlar çoktan uykularına dalmışlardı.
Kral Graveth umutsuzca saraydan dışarı çıktı yanına Sarranidli dostu Emir Glusen’i almıştı.Şarap ve bira kokan sokaklarda sohbet ederek yürüyorlardı.
Kral Graveth,Sultan Hakimden gelecek yardımı Emire sordu:
-Glusen,Sultan Hakim bize erzak takviyesi yapacağını haber verdi.Bunu bir ay önce demişti.Fakat 2 ay oldu ortalıkta herhangi bir erzak bile yok.Bu durumdan haberin var mı?
Emir Glusen:
-Sultan Hakim’den gelecek yardım biliyorsun ki Svadya ile ilişkilerini etkiliyecektir.Daha Kerkitliler ile olan savaşımızı yeni bitirdik.Barış anlaşmamız yeni imzalandı.Svadya ve Kerkit müttefikken,bizim size yardım etmemiz bu iki devletin bize tereddütsüz saldıracağına nedendir.Bu yüzdendir ki size gizlice yardım etmenin imkansızlığı yanında ayrı zamanda küçük bir yardımın büyük bir savaşın fitilinide ateşleyeceğini göz önünde bulundurmak lazım.
Kral Graveth:
-Sultan Hakim,Kerkit ile yeniden savaşa girme ihtimali gözünü korkutuyor.Bunda haklı fakat Kerkitliler ona savaş açmışken onun savunma yerine saldırıya geçmesi ona ve devletine büyük zaiyat verdi.Bunda strateji hatası var.Neyse bizim konumuz Sarranid ve Kerkit savaşı değil.Anladığım kadarıyla bize yardım etmeniz;Svadya’nın Rodok ve Sarranid in müttefik olduğunu sanması bunun yanı sıra Kerkit Hanlığını’da savaşa sokarak bize de ağır darbe vurmaya çalışması.Harlaus,sinsi adamdır bilirim fakat toprak açlığı ona bir zaman sonra zarar verecektir.
Emir Glusen:
-Graveth,eski zamanlardan beri Rodoklar ve Sarranıdler birbirlerine karşı ezeli düşmandırlar.Bu durumda bizim yardımı kabul ettiğimiz taktirde halk neder? Bizi biz yapan halk değilmidir?
Kral Graveth:
-Bu durumda bize sadece gönüllü sağlayın,sadece gönüllü.Devlet yozlaşmış olabilir fakat bağlılık yemininden dışarı çıkmamış komutanlarımız ve komiserlerimiz var.
İki gölge hızlıca saraya geri döndü.​
''Dağ''
''Muharebe''
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,314333.0.html
''Ölüm''
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,314333.0.html
''Kurtuluş''
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,314333.0.html
''Sohbet''
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,314333.0.html

gLWVV3.png
''Bardaq''
''Lonca''
''Kitap''
''Karargah''
''Güneyliler''
 
Açılış gereği iki bölüm daha yayınlıyorum;

''Dağ''
Telgrod,önüne getirilen adamı süzdü ve:
-Kerkitlimisin?
Cebe soluk soluğa kalmıştı sırtı halen ağrıyordu cevap vermedi.
Telgrod acıyarak güldü:
-Senin gibi Kerkitliler bu palanın ucunda öldüler.Şimdi sana bir fırsat veriyorum;bize katıl! Kararın için sana 2 gün süren var şimdi biraz dinlen kısa bir süre tutsağımız olacaksın.

-Nerde kaldı bu pislik herif!
Razin,yarasını çoktan sarmıştı,Cebe’nin dönmesini bekliyordu uzun zaman olmuştu.Haydutlar onu yakalamış olabilirdi.Tek başına oraya tekrar gidemezdi,Dirigh Aban Köyü’ndeki koruyucuları çağırmalıydı.’’Ehlerdar Köyü sınırındaki bir haydut çetesi kardeşimi kaçırdı’’ evet öyle demeliydi , hemen atına atlayıp köye doğru gitti.

Cebe,kendine geldiğinde ellerini ve bacaklarını bağlı halde buldu.İçmesi için bir tas su koymuşlardı.Ne acımasız insanlardı bunlar, hem ellerinin bağlıyor hem de önüne içmesi için su koyuyorlardı,daha doğrusu kafasız demek daha doğru olurdu. Tasa doğru uzandı,suyu hemen bitirdi.Etrafını süzmeye başladı,mağarada olduğunu ilk andan itibaren anlamıştı.Kapkara cevherden oluşmuş bir mağara…Duvarda asılı duran yırtık,kanlı ve eskimiş Rodok sancağı duruyordu üstündeki kara kumaş işlemeli boz ayı tozdan bembeyaz görünüyordu.Bunun haricinde bir şey yoktu.Sıkılmıştı kararını çabuk vermeliydi.Biraz daha sabretmeyi düşündü,’’Razin çoktan civar bir köye gidip yardım istemiştir ‘’diye düşündü.

Köyde merkezinde yere kurulmuş üç yaşlı adam sohbet ederlerken,uzaklardan gelen bir at nalı sesleri duydular.Kim olduğunu görebilmek için ayağa kalktılar,dikkatlice baktıklarında üstünde deri bir urba ile yolcu olduğunu anlamışlardı.Omzundaki kırmızılığa gelince yarası açıkça belli oluyordu.Neyse ki gelmesini beklediler.Razin,onların yanına hızlıca atını sürdü,çevik bir hareketle atından atladı.Adamlar onun kollarına girdiler bir minderin üstüne oturttular.Hava güneşliydi palmiye yapraklarını ona gölge yaptılar,buz gibi kuyu suyu verdiler.Razin,kendine biraz olsun gelmişti hemen olanları anlattı,yaşlılar biraz düşündüler ve:
-Pekala kardeşinin kurtulması içi yardım edeceğiz.15 adamımız var hepsinde yalın Kerkit Yayı ve iyi bilenmiş göçer kılıçları bulunuyor.Eğer kazanırsak namımız yayılacak bu durumda senide ödüllendireceğiz ama kaybedersek..Neyse bunu sonra anlarsın.

O gün köylüler bunun Tanrı’nın bir yardımı olduğu düşündüler.Eğer bu adam gelip de onlara cenk teklif etmeseydi,gün geçtikçe Han’ın gözünden daha da düşeceklerdi.Bu onlar için çok büyük bir fırsattı.

Razin hemen atına atladı.Ağır işlemeli baltasını yokladı diğer askerleri peşine taktı ve o bölgeye doğru atlarını sürdüler

-Evet,orada bir hareket gördüm! Lanet olasıca herifler oradalar! Razin eliyle tepeyi gösterdi.
Diğer askerler atlarından indiler yaylarına ok yerleştirdiler ve ilk atışlarını yaptılar ardından seri olarak devam ettiler.Haydutlar orada gözcülük yapıyordu,gölgeliğe uzanmış dinlenirken gökyüzünde üstlerine gelen karaltıları görmüş daha ne olduklarını anlayamadan isabetli ve şiddetli okların onları öldürmesiyle bu vaka bitmişti.Geriye hayatta kalan iki haydut haber vermek için hızlıca karargahlarına koştular…

-Pislik herifleri dağıttık!
Razin,atını biraz daha öne sürdü:
-Henüz değil…Sen Yuan Amca yanına 4 adam al Cruso Tepesi’ne git ve orada haydutları gözle,bize aniden saldırabilirler.
Yuan Noyan denen adam yaşı epey geçmiş hayatını Kerkit’in savaşlarına adamış biriydi.Vücudunda ok değmemiş,mızrak kesmemiş,kılıç yarası almamış yeri yoktu.Çok iyi yay kullanabilen her türlü silahın kullanılmasını bilen mükemmel bir savaşçıydı.Razin’in emirlerine uydu yanına en iyi seçme 4 askerini aldı dediği tepeye doğru atını sürdü.
Razin,haydutların kalabalık olacağını hesaba katmıştı.Ok ve cida hatlarını yarmalı bunun için intihar saldırısı gerekliydi.Reng Noyan denilen bir savaşçıyı savunmaya aldı geriye kalan tek yaşlı Yuwan Noyan da Razin ile birlikte hücuma geçti.Haydutların kalabalık sayıları uzaktan seçilebiliyordu…

''Muharebe''
1257 Crusoder Tepeleri

-Hadi okçular atış serbest!
Yarım düzine Kerkitli Okçu yaylarını sertçe gerdiler.Karşılarında duran Crusoder tepelerine doğru oklarını bıraktılar.Rüzgarın etkisiyle hızla hedeflerine düşen oklar haydutlara ağır zaiyat verdi.Ard arda gelen ok yağmurundan dolayı kalkanlarını yukarı doğru tutmaya başladılar.Bunu fırsat bilen Razin hemen kendi bölüğüne diğerlerine atış emri verdi.Üstlerine giden sadak oklar haydutları teker teker yere serdi.Yuwan bunu fırsat bilerek kendi adamları ile hücuma geçti.Bunu gören Razin de Reng ile birlikte hücuma kalktı.Üstlerine gelen savaşçıları fark eden haydutlar cidalarını kullanmaya başladılar.Ağır fakat sert gelen cidalar birkaç Kerkitliyi yaraladı.Kerkitlilerde kalkan yoktu bu yüzden açıkta kaldıklarından daha hızlı hücuma ettiler.Nihayet göğüs göğüse savaş başladı.Razin önüne gelen ilk deri zırhlı haydutu karnından yaraladı ardından kafasına sertçe bir darbe indirdi baltasını iyi kullanıyordu fakat karşı saldırları boşa çıkarmada oldukça yavaştı…

Reng Noyan’a bakacak olursak yaşına aldırmadan göçer kılıcını öylesine hızlı ve çevik kullanıyordu, önüne gelen hayduta savurduğu darbeden kaçmış olacak ki kılıç yanında bulunan kayanın büyük bir kısmını parçalamıştı.Önüne gelen haydutu birkaç darbede yere seriyor ardından geleni yumruk ve tekmelerle rakibini fena hırpalıyordu.Yuwan ise uzaktan savaşı seyrediyor haydutların arkadan gelen takviye birliklerine oklarıyla ağır zaiyat veriyordu.

Yuan Noyan,mızraklı askerlerini savunmaya pozisyonuna geçirmişti fakat haydutların gerilediğini görünce o da hücum emri vermişti.Tek başına haydutların zırhlarını dağıtıyor,gövdelerine ağır yaralar açıyor,deşiyordu.Ustaca mızrak kullanması askerlerinin ona karşı hayranlığını birkaç kat daha artırdı.Üstünde bulunan sade Kerkit Zırhı ona karşı gelen hafif saldırıları oldukça iyi koruyordu.Savaş kanlı geçiyordu,Kerkitliler fazla zaiyat vermemişlerdi 11 Kerkitli nerdeyse 30’a yakın haydutu saf dışı etmişti .Arka savaş meydanı da ok tarlasına dönmüştü vücutlarını paramparça eden haydutlar acıyla kıvranarak yardım istiyordu…

Telgrod,olanları duymuştu hemen kendisine ölümüne bağlı 3 adamını aldı birisi Bukeleus’du diğerleri namı ve şöhreti yayılmış haydutlardı.
Telgrod hemen yarım zırhını giydi ardından sağ ve sol kınına iki satır yerleştirdi.Sırtına çelik kalkanını taktı,kafasına saf demir Vaegir Miğferini yerleştirdi,deriden örme ince zırh Sarranıd botlarını giyerek karargahından dışarı çıktı onu gören haydutların gözleri kamaştı.Telgrod hemen sözü aldı:
-4 adam, tutsağı Jelkala’ya götürsün.Geriye kalan 21 adam karargahı korusun,benimle gelecek olan 15 adamın üçü benimle birlikte bulunacaktır.Diğerleri hemen hücuma geçsinler,bize yardıma gelecek olan kaçaklarıda karargahı savunmaları için görevlendirin! Haydi Selametle,yiğitliğinizi harmanlamayı unutmayın! Dedi ve adamlarını alarak savaş meydanına yürüdü.

-Gelecekler…dedi Razin kamp ateşine ellerini uzattı sırtında bulunan baltasını çıkardı.
Yuwan Noyan:
-Baltanı ateşe koy evlat,bugün olan savaş bizim lehimize idi fakat bu bir düzine adam ile savaşmak bu andan itibaren intihar olur.
Razin:
-Vaegir’den 20 adam gelecek,bir ulak ile haber verdim olumlu cevap geldi.
Yuwan Noyan:
-Vaegirliler ile olan bu samimiyetin nereden gelmektedir.İçimden bir his bunun bir yalan olduğunu anlatmaya çalışıyor.Bunun yerine civar köylerden adam toplamak daha akıllıca olur.
Razin:
-Bize yardım edecek olan Vlad,Lord Vlad acımasız biri olarak bilinebilir.Ama harpe olan ilgisi buna yanıtsız kalmayacaktır.
Yuwan Noyan,Reng’e döndü:
-Sen nedersin karındaşım?
Reng yerinden doğruldu ve ayağa kalktı:
-Ben Kerkitlilerden adam toplamaya gidiyorum.Vaegir’e güven olmaz!

-En fazla toplayacağı 20 adam ve bu oldukça az…
Konuşan Razin’di,Yuwan:
-Reng eskiden beri tanınan bir savaşçı onlarca adam toplayabilir.
Razin:
-Önemli olan sayımız değil Yuwan amca,Reng Vaegir ırkını daha tanımıyor konuştukları biraz zoruma gitti.
Onun bu cümlesi orada bulunanların Razin’in Vaegirli olduğu düşüncelerini biraz daha kurcaladı.
Yuwan:
-Evlat,Reng daha önceleri Vaegir insanı ile omuz omuza savaşmış biri,başından geçen bir hadise sonucu bu ırka güveni azaldı.Bakma öyle dediğine bir Vaegirli olmanın asilliğini,mertliğini çok iyi bilir.Ölüme çabuk atılan bu ırk daha çok bana bizim savaşçı ruhumuzu hatırlatıyor.
Uzun bir süre sohbet ettiler ve savaş planları yaptılar yorgundular herkes çadırına çekildi.

Karanlıktı hiçbirşey görmüyordu.Artık iyice havasız kalmıştı ona asker olduğu dönemlerde öğretilen bir tekniği hatırladı:grin:uymak ile görmek,başından beri buna konstre olamamıştı çok az zamanı vardı birazdan gün doğacak ve kardeşinin çabaları boşuna olacaktı.
Yavaş yavaş ruhunu serbest bıraktı evet duyuyordu dışarıdan hafiften ince bir yel esiyordu,ayağa kalkmaya çalıştı halatlarını biraz gevşetmişti uzun zamandır onunla ilgilenen birileri olmamıştı.İleri attı kendini gündüz gördüğü heryeri ezberlemişti neyin nerede olduğu iyi biliyordu fakat mağara yukarı daha sonra ileri gittiğinden çıkışın nerede olduğu bilmiyordu.Biraz üstte bulunan geniş delikten nasıl geçecekti? Düşünüyordu.Orada bulunan boş bir sandığı deliğin önüne itti.Ardından geçen uzun bir süre sonucu deliğe tırmandı önünde kısa bir geçit bulunuyordu bundan sonra kolaydı fakat önünde duran kalın tahta kapıyı atlayacaktı? Bekliyordu…
 
Yeni Bölüm;
''Ölüm''
Reng Noyan,otuza aşkın tümü Kerkitli ve Tulbuk’ludan oluşan bir ordu toplamıştı.Diri,canlı ve çevik siyah atları ile arkalarında hafif bir toz bulutu bırakıyorlardı.Razin’in çıkardığı sonuç mükemmeldi,Yuwan’da haklı çıkmıştı şimdi cenk vaktiydi.

Razin,Reng’in yanına koştu ve elini öptü:
-Seni yanlış tanıdım Reng Amca hadi artık şu bozgunculara günlerini gösterelim!
Reng hafifçe tebessüm etti bu yarı Kerkit yarı Vaegirli delikanlı gence ne diyebilirdi? Neyse ki arkasına aldığı kuvvetle bu haydut inini kolayca dağıtabilirdi.Atından indi ve haydutların bulunduğu tepeye baktı:
-Kırosoder midir nedir,şu lanet olasıca tepe bugün kızıla boyanacak.Yüzyıllarca Aban’lı köylülerin bu haydutları nasıl ortadan kaldırdıkları dilden dile yayılacak ne mutlu bize! Razin denilen herif bizim başımıza bu derdi açtı ama yine biz karlı çıkacağız.Haydi hayrola…diye söylenerek tekrar atına bindi.Cidalarını ve oklarını son kez kontrol etti savaş meydanına doğru atını sürdü askerleride onu takip etti.

Razin savaş planını anlattı:
-Yuwan Noyan yanında 7 adam ile yeniden Crusoder Tepeleri’ni tutacak haydutların bu bölgeye daha çok ağırlık vermesi bekleniyor.Yaralı olanlar bu tepeye gitsinler ve yay kullansınlar.Reng Noyan,benim ile birlikte hücuma geçecek 20 adamımız ile bu işi yapacağız.
Geriye kalan 13 asker de Yuwan Noyan’ın komutasında olacak bu birlik takviye birliği olarak bilinsin.Geriye çekilmek yok! Emir verilmeden atış yapmak veya hücuma geçmek yok bu böyle bilinsin! Dedi ardından moral verici birkaç cümle daha söyledi.Herkes muharebe yerlerini aldı.

Yuwan,Razin’in yanına gitti ve ona:
-Senin şu Vaegir desteği ne oldu,anlaşılan fena yalan söylediler.Dedi ve ardından güldü,
Razin,ise tebessüm etti, ihtiyar olacakları bilmiyordu…

Telgrod,hücuma hemen geçti ardından gelen 20 ye yakın haydut onunla birlikte hareket ediyordu fakat kendisine bağlı 3 adamı onunla birlikte omuz omuza savaşacaktı.Herhangi bir menzilli silahları yoktu bu yüzden yakın dövüş silahlarına biraz daha ağırlık verdiler.

-Evet, sandığımızdan çok daha çabuk ve hızlı davrandılar.Hemen okçular atışa başlasın kalkanları yok intihar saldırısına kalkışıyorlar.Bu sefer yine biz galibiz!
Razin hemen okçulara haber verdi.Ok atışları başladı,başta hızlı giden haydutlar teker teker yere düşmeye başladılar.Telgrod’a birkaç ok gelmişti ama kalın demir zırhı onu çok iyi korumuştu ona gelen okların ucu kırılıyor kimisi kendiliğinden geri tepiyordu.
Kerkitlilerden biri:
-Adamın kalın zırhı var ok ona işlemez,boğaz boğaza halledilmeli!
Razin hemen öne çıktı:
-Ben hallederim! Dedi

Razin,baltası elinde savaş meydanına koşuyordu hatta o kadar hızlı koştu ki önüne gelen hayduta hızından istifade sert bir tekme attı.3-4 adım öteye düşen haydut kalkamadan Razin çevikçe bir hareketle baltasını hayduta indirdi.Gözleri Telgrod’u arıyordu görmüştü onu fakat şimdi göremiyordu.Geri çekilmiş olabilirdi öylece oturmuş gümüş zırhlı haydutu gözlüyordu birden arkasından bir acı hissetti birkaç adım ileri yuvarlandı gözlerini açtığında önünde güneşin ona veren ışıltısı sonucu zırhındaki parlaklık gözlerini kamaştırıyordu.Kimdi bu hatırlamalıydı çok az bir zamanı vardı birden ses duydu:
-Beni mi arıyordun melez! Dedi ve kahkaha ile güldü haydutlar ilerlemeye başlamışlardı önünden birkaç haydut geçmiş hücum ediyorlardı baltasını az ötede de gördü uzanmaya çalışacaktı öncelikle rakibini şaşırtmalıydı ve dedi ki:
-Kimsin sen?!
Telgrod:
-Kim olduğumu bilirsin sen…Ve umulmadık bir anda Razin’in baltasını aldı ona doğru uzattı:
-İlk defa Vaegirli öldüreceğim..
Razin kendinden emin:
-Umarım bu son olur…Baltayı düşmanının elinden aldı…

Reng Noyan,haydutlara aman vermiyordu her darbesi bir haydutun yere serilmesine neden oluyordu.Önüne demir örme zırhlı bir haydut çıktı onun darbesini ustaca blokladı.Daha sonra öyle bir darbe savurdu ki haydutun zırhının gövdesi dağıldı demir parçaları havada uçuştu,ardından koyu kan gelmeye başladı.Reng,tam son darbeyi savuracakken karşıdan kendisine gelen bir karaltı gördü ardından kundaklı oku olduğunu hemen anladı yavaşça gelen oka göğsünü gerdi ardından gelen ok omzuna bir demir gibi saplandı.Okun ucundaki çelik ne kadar da soğuktu…önündeki haydut ölmüşe benziyordu,son bir kez etrafına baktı…Şuan içinde bulundukları muharebe Kerkitlilerin savaşıydı.Bu savaşta ölmeye hazırdı,önceki muharebelerini hatırladı,onlarca kez ölmeden savaşan bir gaziydi o…Nihayet savaş ölümünü tatmıştı ona bu ölümü tattıran Tanrı’yı hatırladı,onurlu bir ölümdü,her bozkır insanının isteyeceği türden….Bir savaşçı daha bu kanlı ve acımasız topraklara gömülüyordu.
 
Emek vermişsin güzele benziyor boş bir zamanımda okuyacağım.
 
Teşekkürler Paradox.

Yeni Bölümler;

''Kurtuluş''
-Darbelerin hiç iyi değil Vaegirli.
Razin ard arda baltası ile rakibine karşı hamleler yapıyor fakat tecrübeli ve kurnaz olan rakibine bir türlü hedefi tutturamıyordu.Onun elinde iki kanlı satır vardı,birkaç kez onun çevik saldırılarından kurtulmuştu.
Razin:
-Seni öldürmek biraz pahalıya neden olacak.dedi ve güldü.
Telgrod,hafifçe tebessüm etti rakibi bir acemiye göre fena değildi.Çift elli ağır baltasını gayet iyi kullanıyordu,fakat hiç düşenmeden hamlelere kalkışması onun zayıflığı gösteriyordu.Ona yardımcı olabilirdi yada köle pazarında iyi para ederdi.Ölüsü değil,dirisi lazımdı.
Razin,rakibinin düşüncelere daldığını sandı ardından hızlıca gövdesine baltasını savurdu fakat etkili olamayan hamle demir zırhta hafif bir kıvılcım çıkardı.

Telgrod,iki satırı ile saldırıya geçti önce gövdesine daha sonra kafasına savurdu.Razin,bu yavaş saldırıları bloklamada gecikmedi.Ardından Telgrod sert bir tekme indirdi kuşağındaki bozdoğanı çıkardı vakit kaybetmeden Razin’in kafasına indirdi…

-Haydi aslanlarım geri çekilmekteler!
Yuwan’ın mızrağının ucunda en az 20’ye yakın haydut can vermişti.Kerkitlilerin çevik saldırıları ile çoktan karargaha girilmiş orada bulunan tüm haydutlar Kerkit okları ile öldürülmüştü.Zafer onlarındı fakat savaşın kahramanı olan Reng Noyan bir Kerkitlinin elinde ölmüştü aynı zamanda bir düzine adam kaybetmişlerdi.Karargah denilen geniş ve derin mağaradaki tüm ganimetleri el koydular koca bir ganimeti savaş meydanının ortasına yığdılar.

İkindi vaktiydi.Herkes payına düşecek olan gümüşü almış silahlarını kuşanıp atlarına atlayarak topraklarına dönmüşlerdi.Yuwan cesetleri bir kenara topluyor.Yuan’da Razin’i arıyordu.İleri doğru gitti tüm tepeleri aradı o adamı bulmadan gitmemeye kararlıydı.

-Hadi kardeşim kurtuldun sayılır!
Razin,Cebe’nin omuzlarından tutarak kendine çekti onu dışarıya çıkardı sağ kınına aldığı sade dövüş kılıcı ile Cebe’nin kalın ve sert iplerini kesti.Cebe rahatlamış olması ile :
-3 Gün bana 3 yıl gibi geldi,dedi ikiside güldüler ihtiyarların yanına yürüdüler.

-Demek kardeşim dediğin yiğit bu,dedi Yuwan Noyan.Cebe saygıda kusur etmedi ve iki ihtiyarında ellerine sarıldı ve:
-Bizde ki vatan sevgisi olduğu sürece bizi kimse yıkamaz sağolun ölenlerin adına; herkesten...

İhtiyarlar hüzünlü bir tebessüm etti.Paylarına düşen ganimeti aldılar,atlarına bindiler ve doğuya doğru dörtnala ilerlediler.

-Bu kadar.
Cebe ganimetleri gördüğünde hiç umursamadı Razin’e:
-Bunu benim için yapmış olmana gerçekten şaşırdım.
Razin:
-Senin için değildi Cebe,eğer öyle olsaydı seni kendim kurtarırdım.Şimdilik bunu sana söylemeyeceğim.Hadi ganimetleri alıp Halmar’da biraz dinlenelim daha sonra Sarranıd’e gideriz…Bu gümüşler bize uzun bir süre yeter.

''Sohbet''
Halmar Hanı

-Pekala bana bütün bir Kerkit ordusunu çağırmanın sebebini açıklayacakmısın?
Razin,birasında bir yudum aldı ve:
-Lanet olsun Cebe,bütün her şey bir planın parçasıydı.
Cebe:
-Bu da ne demek oluyor?
Razin:
-Benim baştan beri Vaegirli olduğumu biliyorlardı,seninle o tuzağa düşmemiş meğer planın parçasıymış.O gün Telgrod beni öldürebilirdi ama yapmadı,köylüler bana neden hemen yardım etti? Ulak olarak gönderdiğim Kerkitli sence gerçekten yardım istedi mi? Bence bizi kullanmak isteyen birileri var.Sirius’un yemininden vazgeçmek çok daha akıllıca olacaktır.
Cebe:
-Sirius,bizi kurtardı.Bizde onun yemini kurtarmalıyız.Svadya’da işler çok kötü gidiyor,Rodok’a gelince ülke bozguncuların elinde ne yapacağız bilmiyorum.Neden biz seçildik bunu halen kendi kendime sorguluyorum.Bana göre yeminden vazgeçilmeli ben çoktan unuttum bile…
Razin:
-Unutulmuş bir yemini daha kim tutabilir.Pekala buradan sonra ne yapacağız?
Cebe,deri kadehine biraz daha bira doldurdu Razin’e:
-Ben muharebe adamıyım Razin, dedi hafifçe güldü ‘’Nabudkezar’ın birliğine yazılmayı düşünüyorum.Bu ganimeti uzun süre kullanmayacağım.
Razin:
-Senin yoluna engel olmamam.Bu para ile Shariz’de han açmayı düşünüyorum.
Cebe:
-Pekala Razin umarım hayatta kalırsın.
İkiside güldü biralarını bitirdiler ve odalarına çekildiler.

Ertesi Gün

-Yolumuz ayrılıyor kardeşim.
-Evet,haydi selametle!

İki atlı birisi doğuya diğeri batıya atlarını zıt yönlere, dörtnala tozu dumana katarak atlarını sürdüler…

1257 Mart 24 Veluca Svadyalılar Tarafından Ele Geçirildi
1257 Mayıs 7 Veluca’da bulunan 3000 Rodoklu Svadyalılar Tarafından Katledildi
1257 Haziran 12 Chaeza Köyü Svadyalılar Tarafından Yok Edildi
1257 Eylül 28 Etrosq Kalesi Svadyalılar Tarafından Ele Geçirildi
1257 Ekim 3 Reveran Çavuşları Praven Şehri’e baskın düzenledi
1257 Kasım 24 Kerkitliler Rodok Bozguncularına karşı galibiyet aldı.Bozguncular Svadya topraklarından dışarı çıkarıldı

I.Sütun sonu.
 
II.Sütun

''Bardaq''
Bardaq Kalesi Hanı

-Bana o adi herifi bul lanet olasıca!
-Bak Bekeleus bu işin içinde Memlükler bunu hemen halledeceğimi sanmıyorum.
-Memlük hah beni bununla mı geçiştirmeye çalışıyorsun? Öl it herif!
Sarranidli esmer iri yapılı adam karşısında duran harami görünümlü adama sertçe bir yumruk indirdi ardından gövdesine tekme attı.Sarığından tutarak:
-Burası çöl evlat,burada gümüş bir işe yaramaz! Şimdi beni dinle doğruca atına atla ve Durquba’ya git Emir Hayyam’a ondan ne kadar nefret ettiğimi söyle!
Sarığını tuttu ve onu ileri savurdu,adam afallamış olacak ki ağzından şu sözler çıktı:
-Crahask,cehenneme kadar yolun var!
Crahask denen adam güldü ve hanın karanlık koridoruna daldı.

Sarranid Sultanlığı topraklarının Rodok’dan bir farkı yoktu.Yolsuzluk,sefalet bu topraklarada uğruyordu.Haramilerden ve haydutlardan geçilemeyen yola tek bir kervan dahi uğramıyordu.Caraf’ın arkası bu haldeydi geriye kalan tek sağlam yerler Shariz ve civar köyleriydi.Kerkit akınlarının ardı arkası kesilmiyor,bozguncular her gün başka bir isyan çıkarıyorlardı.Sultanlığın başında El Zagal adında namı yayılmış şöhreti duyulmuş bir gaza komutanı vardı.Fakat tahta yeni oturduğundan bunu fırsat bilen rakipleri onu hiç boş bırakmayacaklardı.

Durquba Şehrinin kapısına hızla gelen bir atlı görünüyordu.Uzaktan onun bir harami olduğu anlaşılıyordu ama sırtındaki ulak heybesini görünce kale muhafızları yaylarını tekrar boşaltmak zorunda kaldılar.

-Kapıyı açın girmem gerek!
Muhafız,atlıyı durdurmuştu kim ve ne için geldiğini anlamaya çalışıyordu.
-Nereden geliyorsun yolcu?!
Adam,susuzluktan bayılacak haldeydi önemli bir işi olduğu anlaşılıyordu.
-Emir Hayyam’a jurnal getirmem istendi!
Muhafızlar bunu duyar duymaz kapıyı açtılar.Sabırsız adam hemen içeri daldı kaleye doğru atını sürdü.

-Hımm bana bu jurnali yazan yolsuz Nabud olmalı.
Emir Hayyam,tahtına biraz daha dik yerleşti.
-Bana ait herhangi bir şey söyledi mi?
Adam:
-Efendim diyeceğim tek şey bana size bu jurnali getirmem için gümüş teklif ettiği aksi halde öldüreceğini söylediğidir.Baştan beri bu adi herife uymakta hata ettim.Şuan adam topluyor..
Emir Hayyam:
-Kafi…Çıkabilirsin.

Nabud,uzunca bir koridordan geçti.Bardaq Zindanındaydı,bir tutsağı kurtarması gerekliydi…İşi teklif edenden bir hayli gümüş ve rüşvet almıştı bununda bir karşılığı olması amacı ile görevini yapıyordu.Meşaleler karanlık ve havasız ortamı yeterince aydınlatıyordu,birkaç ses geldiğini duydu oysa ki daha yeni kafese sokulmuş birkaç haydut ona kurtarması için yalvarıyordu.Bu zindanları iyi bilirdi az mücadele vermemişti bu cehennem batığında önce içeri tıkarlar ardından biraz ekmek ve su verirlerdi sonraları biraz daha geç verilirdi daha fazla dayanamayanlar kafeslerden toplanır toplu ölü bölgesine gömerlerdi.Nabud,buradan tam iki kere kurtulmuştu her defasında ayakta kalmayı başarmıştı.Dışarıda üç adamı zindan kapısını tutuyordu,kendisi işi halletmeliydi…
Gelmişti önünde sultan zindanı duruyordu.Hemen içeri girdi burası diğerlerine göre çok daha iyiydi,hiç olmazsa su için bir kuyu ekmek için birkaç fırın deliği vardı.Demir parmaklıların arasına bakarak geçiyordu nihayet birini gördü ardından ona seslendi ‘’Lord Nelag!’’
Adam başını kaldırdı karşısında duran adamın hayal olduğu sandı birkaç kez kafasını taşa vurdu fakat adam halen orada bekliyor kendisine sesleniyordu:
-Efendim hadi sırası değil kapının yanından çekilin!
Nabud,sırtında duran Kelleci Reis Balyozunu demir parmaklığın kilidine sertçe savurdu.Daha ilk hamlede kilit kırıldı,Nabud içeri girdi ihtiyar adamı sırtladı ardından geldiği yoldan tekrar geri dönmeye koyuldu.

-Amacımız haramileri tek çatı altında toplamak öyle değil mi Vukar?
Haramilerin başı olan Vukar ses çıkarmadan minderinde oturuyordu.Konuşan Ehud,tekrar konuşmasını sürdürdü:
-Sayımız 600’e yaklaşıyor bu çok iyi bir rakam,talimlerimiz at üstü ve yaya olmak üzere çetin ve mükemmel geçiyor,ele geçirdiğimiz köylerin sayısı giderek artmakta bu gidişle Sarranid’in yarısını ele geçericeğiz!
Ardından tüm haramiler yakıcı sıcaklığı altında tekbir getirmeye başladılar.Vukar,doğduğundan bu yana böyle insanları sevmezdi.Lanet olasıca birkaç haydut güçlü fakat yolsuz Sarranid’i devirecek öyle mi? Devlet ölmüş olabilir ama halk daha ölmemişti…

Sarranid’de durum içler acısından daha beterdi.Devlete darbe vurmaya çalışan daha niceleri  vardı.Kimisi El Zagal’ın tarafını kimisi Vukar’ın kimisi başka bir belanın,gün geçtikçe katliamlar artıyordu.Durum Rodok Krallığı’ndan daha beter bir hal alıyordu.O gün ne zaman gelecekti? Çaresiz halk bekliyordu…
 
Kardeşim, bence hikaye beklentileri karşılayamamış. Birkaç konuda da sıklıkla şu cümlenin üzerinde durdun. "Bu hikayeye 2011 yılında başladım. Aradan üç sene geçti." Şimdi bizde bunu okuyunca daha uzun bölümler ve kolay anlaşılması açısından basit bir hikaye olacağını ama zevkli olacağını, bizi sürükleyip yeni bölüm geldiğinde hemen konu sayfasına kilitleyeceğini düşünmüştük. En azından benim düşüncem böyleydi.

Hikayede 48 karakter var :roll: Yani şimdi ben 48 karakterinde geçmişini okuyup, x kişisinin adı bir bölümde geçince onu hatırlamakta haliyle güçlük çekerim. Hikayenin konseptini ve genişliğini, oyunda daha fazla alana hakim olmak amacıyla bu kadar karakter ekleme ihtiyacı duyduğunu tahmin ediyorum. Sadece belli bir taraftan anlatıp diğer tarafları hiç göstermemeyi istemiyorsun. Ya da okuyucuları sadece a krallığında değil, b krallığında da ne olup bittiğinden haberdar etmek istiyorsun.

Dediğim gibi bölümler beklentimin aksine kısa ve sanki özensiz yazılmış gibi geldi. Hikayeyi sanırım ortalamışsın. Spoileri açınca görünen manzara göze hitap etmiyor ve onu düzeltmeni öneririm. Biraz daha dengeli ve uzun yazmanı da tavsiye ederim. Bilemiyorum, belki hikayen bu forum için çok büyük ve iyi bir konsepte, konuya sahip, belki de dediğim gibi bekleneni karşılayamadı.

Neyse, çok uzun yazmışım :grin: Konuyu takip edeceğim. Başarılar.
 
SERKAN865 said:
Kardeşim, bence hikaye beklentileri karşılayamamış. Birkaç konuda da sıklıkla şu cümlenin üzerinde durdun. "Bu hikayeye 2011 yılında başladım. Aradan üç sene geçti." Şimdi bizde bunu okuyunca daha uzun bölümler ve kolay anlaşılması açısından basit bir hikaye olacağını ama zevkli olacağını, bizi sürükleyip yeni bölüm geldiğinde hemen konu sayfasına kilitleyeceğini düşünmüştük. En azından benim görüşüm böyle.

Hikayede 48 karakter var :roll: Yani şimdi ben 48 karakterinde geçmişini okuyup, x kişisinin adı bir bölümde geçince onu hatırlamakta haliyle güçlük çekerim. Hikayenin konseptini ve genişliğini, oyunda daha fazla alana hakim olmak amacıyla bu kadar karakter eklemeyi düşündüğünü tahmin ediyorum. Sadece belli bir taraftan anlatıp diğer tarafları hiç göstermemeyi istemiyorsun. Ya da okuyucuları sadece a krallığında değil, b krallığında da ne olup bittiğinden haberdar etmek istiyorsun.

Dediğim gibi bölümler beklentimin aksine kısa ve sanki özensiz yazılmış gibi geldi. Hikayeyi sanırım ortalamışsın. Spoileri açınca görünen manzara göze hitap etmiyor ve onu düzeltmeni öneririm. Biraz daha dengeli ve uzun yazmanı da tavsiye ederim. Bilemiyorum, belki hikayen bu forum için çok büyük ve iyi bir konsepte, konuya sahip, belki de dediğim gibi bekleneni karşılayamadı.

Neyse çok uzun yazmışım :grin: Konuyu takip edeceğim. Başarılar.
Evet böyle bir yorum gelmesini bekliyordum,iyi oldu.Öncelikle evet hikayeyi önceden birkaç kez tanıttım,fakat şunu da göz önünde bulundurmak gerek,aradan epey bir zaman geçti ve imla hatalarını kontrol edecek vakit bulamadım.Bazı teknik aksaklıklar meydana gelmişti,bu zaman içerisinde hikaye ile pek ilgilenemedim ve bir köşede kaldılar öylece.Belli zaman aralıklarında tekrardan yazmaya devam ettim.İmla konusuna gelince bayağı yanlışım var bunu kabul ediyorum ve not kısmında açıkladım.Benim beklentim daha fazla gösterim sayısı veya yorum değil.Önemli olan bu konuyu bir şekilde icra etmek,geriye dönüp bakıldığında ardımızda emek verilmiş çalışmalar görmek istiyorum,övgüler veya eleştiriler değil.
Hikayenin ilk bölümünü ortaladım,burada diğerlerine bakmamışsın demek oluyor.Konsepte gelince,elimden geldiğince görselliği zenginleştirmeye çalıştım fakat asıl önemli olan burada hikaye yazımı ve sen bunu gayet iyi açıkladın diyebilirim.Karakterler konusunda biraz yanılmışsın,oradakiler belli bir bölümde yer alan karakterler,onlar hakkında bilgi edinmek istiyorsan kısaca biyografilerini inceleyebilirsin.''Hepsini ezberle sonra hikayeyi oku'' diye bir kuralım yok.

Hikaye devam edecek.Teşekkürler.
 
EP II|II.Bölüm

''Lonca''
Bariyye Loncası

-Devlet günden güne düşüyor.Bunu biliyorsunuz…Ne çare gerek?
Sarranid Bariyye Tüccar Locası sağanak yağmurlu bir akşamda gizli toplantı yerlerinde toplanmışlardı.Sultanlık hakkında görüşlerini ileri sürüyorlardı,hiç kimse konuşmuyordu bir an aralarında yaşlıca biri tozlu minderinden kalktı ve konuşmaya başladı:
-Evet,devlet günden güne düşüyor,insanlarımız ölüyor çareyi bozgunculara katılmakta buluyorlar.Sizce niye? Eski ihtişamını yitirmiş ordu halkı gasp ediyor.Dükkanlar soyuluyor,depolar ateşe veriliyor.Buda yetmezmiş gibi lonca üyeleri paralı asker kiralıyor ardından kendi birliğini kurarak diğerlerine saldırıyor.Haydutlar sokaklarda liderliğini ilan ediyorlar.Şimdi de buna çözüm arıyorsunuz! Yazıklar olsun sizin gibilerine! Ben artık loncadan çıkıyorum,ne haliniz varsa görün!

-Ehren kardeşimiz haklı…hepimiz dağılmalıyız en son çözüm bu.
Diğerleri lonca başkanı Mahud’un fikrini herkes olumlu karşıladı 1258 Mart 12 Sabahı ile Bariyye ve Durquba loncaları dağıldı.

Loncaların dağılması sonucu militan birlikleri oluşmaya başladı çete liderleri değişik bölgelerde despotluğunu ilan etti.Geriye sultanlığın iki mülkü kaldı;Shariz ve Caraf.

Bozguncular,haydutlar,militanlar,milisler,kaçaklar ve daha ülkeyi tamamen devirmek isteyenlerin çoğu…Hepsi toplanıyordu…El Zagal,buna direnecekti,direnmeliydi…

Mawiti Çölü Tahnel Savaşı 1258 Şubat 10

-Beni iyi dinleyin birazdan Nabud’un çapulcu ordusu ile savaşacağız.Okçularımız Kahan Tepesi’nde yer alacak atışlarınızı emir verildikte sonra yapacaksınız.Kılıçlı ve milis birlikleri ise benim yanımda yer alacak.Savunma hattımız yok! Geri çekilmek yok! İşaretim ve emirlerim ile saldırıya geçilecek sadece ileri gideceksiniz.Ateşli silah bulunduranlar savaşta olmayacak daha sonra onlara ihtiyacımız olacak.Hadi herkes pozisyonunu alsın!

1500 kişilik ordu tek emir ile pozisyonunu aldı.Karşılarında onları izleyen 2000’e yakın bir haydut ordusu vardı.Mawiti ve Nabud’un ordusu birbirlerine karşı savaşacaklardı.
Mawiti ordusunun komutanı olan Gahan,karargah çadırından dışarı çıktı.Sağ kınında memlük kılıcı belinde ise çift elli Sarranid kılıcı duruyordu üstünde süvari zırhı vardı,güçlü ve çevik biriydi.Mawiti’nin lideriydi,Durrin’i kuşatmak için ordusu ile yol alırken önüne aniden haydut ordusu çıkmıştı.Fazla seçeneği olmadığından muharebeye karar verdi,şimdi ise alacakaranlıkta ordusunu seyrediyordu.Haydut tarafı sayıca üstündü fakat uzun sürmeden galibiyet alacağından emindi.

Haydut Saflarında

Nabud denen, haydut ordusunun lideri adamlarını çağırdı onlara birkaç taktik verdi ardından yalın satırını sağ kınına yerleştirdi.Muharebe safına doğru ilerledi…


-Ne yapacağımız hakkında bir fikrin var mı?
Konuşan El Cezir’di tanınmış bir akıncıydı.Samara hanında Emir Glusen ile birlikte konuşuyorlardı.
Emir Glusen,uzun zaman önce mülkünü ve ailesini kaybetmişti.Ardından birkaç yakın dostu ile hayatta kalmak için birlik kurmuşlardı.Samara’yı ele geçirmişlerdi fakat civar köyleri haydutların elindeydi.Ordu toplamak için herhangi bir kazançları veya hazineleri yoktu bu yüzden gümüş bulmanın yolunu arıyorlardı.
Emir Glusen:
-Dinarımız azalıyor yakın zaman sonra buradan çekileceğiz.Sarranid’den ayrılmam imkansız,beni dış topraklarda ilk gören öldürür.Bütün devletler bize savaş ilan etti.Eğer diğerleri buraya gelip haydutları yok etse bile ele geçirdikleri topraklar onların olacak bu durumda Sarranid Sultanlığı diye bir şey kalmayacak,eğer halen eskisi gibi olmak istiyorsak buna kendimiz bir çözüm bulmalıyız.
El Cezir:
-Geri çekilmeyeceğiz! İlerlemek yerine geri çekilmek çok daha berbat bir fikir! Glusen,eğer sultanlığa geri dönersek burada haydutlar daha beter bir hal alacak bırak direnelim!
Emir Glusen:
-Mawiti ve Nabud’un ordusu harbe tutuştu bundan haberin var mı?
El Cezir:
-Evet haberim var.En son gelen haberlere göre Mawiti üstünlüğü haydutlara kaptırmış durumda…Glusen,onlara yardım edeceğimizi söyleme Mawiti burayı kuşatmaya gelen ilk ordular arasında..
Emir Glusen:
-Onlarda sultanlığın yanında El Cezir, bizi henüz fazla tanımıyorlar.Eğer onlara yardım edersek bizim ile müttefik olabilir.Ellerinde çok sayıda adam var,çıkarlarımız doğrultusunda biz karlı çıkacağız.Şimdi yanına 40 adam al ve haydut karargahına baskın düzenle,sancağımızı al.Hadi!
El Cezir verilen bu ani Emire uymak zorunda kaldı en iyi adamlarını aldı.Atına atladı ve muharebe alanına dörtnala sürdü.

-Lanet olsun El Cezir!
-Uzun zaman oldu Nabud, akıttığın kanı durdurma vakti geldi sanırım.
El Cezir kınından hızlıca Şemşir’ini çıkardı.Hızlıca Nabud’un üstüne atıldı,Nabud’un yanında sadece paslı bir satırı vardı ama yinede karşı koymaya  hazırdı.El Cezir çevik hamleleriyle rakibini omzundan ve kolundan yaraladı.Kan kaybeden Nabud fazla geçmeden yere yıkıldı.El Cezir,karargahın önünde bulunan haydut sancağını yere düşürdü yerine efendisinin –Emir Glusen’in-sancağını dikti.Ardından adamlarını topladı ve Samara’ya doğru atını sürdü.

-Demek Emir Glusen bizim ile ittifak yapmak istiyor.Gerçekten kurnaz adam,elindeki mülk eğer elimize geçerse sultanlığı birleştirmek için yolumuz açılmış olur.Samara önemli bir merkezi yer,oradan Durquba’ya ve Jameyyed’e hükmedebiliriz.Siz nedersiniz dostlarım?

Mawiti komutanı Gahan’ı dinleyen tüm savaş meclisi bu müttefikliği onayladılar.Bunun üzerine Samara’ya Mawiti ulağı gönderildi.Tahlen Savaşı bu anlaşma ile son buldu…

-El Cezir,yaptığın hizmetlerden dolayı hazinemin ağzı sonuna kadar açık yalnız senden son iki ricam olacak.
El Cezir,yorgun değildi efendisi uğruna ölmeyi göze alırdı.
-Dinliyorum efendim.
Emir Glusen:
-Halmar Şehri ordusu yakın zaman önce civar köylerimize baskınlar düzenledi.Bozguncular yetmezmiş gibi birde bu Kerkitliler başımıza bela sararsa yok oluruz.Yanına büyük bir ordu al ve şehre bir gece baskın düzenle ardından sancağı kale önüne dik.Böylece bu tehlikeyi atlatmış oluruz.Bir süre susacaklarından eminim.Hadi selametle!

El Cezir hemen kale garnizonundan seçme 400 adam aldı.Ertesi gün Halmar’a doğru yola çıktı.

Shariz Şehri

Sharizde sabah vakti çok serin geçer,hafiften bir rüzgar eser ardından palmiyelerin ağır yaprak hışırtısı,fırınlardan dumanlar yükselmeye başlar.Demircilerin metale vurma sesleri hafif yankılanır sokaklarda…Tam bu zamanda şehir kapısından bir atlı girdi.Atını öylesine hızlı sürüyordu ki,hedefine vardığı zaman zavallı hayvan yorgunluktan yere yığılmıştı.Atını kaldırmaya lüzum göstermeyen adam hemen kaleye doğru koştu.Muhafızlar elindeki jurnali gördükten sonra hızlıca kapıyı açtılar.İçeri girdi,mermer ikiyüz merdivenden acele acele çıktı yorulmuştu.Sultan odasına yöneldi oradan taht odasına geçti.Önünün açıklığının sebebi jurnaldi iyi iş görüyordu.Sarranid Sultanı El Zagal adamı gördü hemen yanına çağırttırdı.Adam eğilerek elindeki rulo parşömeni açarak okumaya başladı:
-1258 Şubat 14 Mawiti Hükümdarı aynı zamanda başkomutanı Ümit El-Gahan,Nabud Kezar El-Sağir ile yaptığı savaşı kazanmış olup.Aab ve Fisara mülklerini ele geçirmiştir.Aynı zamanda Bariyye ve Durquba lonca ahalisi dağılmış olup mühürlerini geri göndermişlerdir.Buna nazaran El-Gahan sultanlığı desteklediğini bozgunculara karşı verdiği savaşta Emir Glusen’e ait Samara Despotluğu ona müttefik olarak katılmıştır.Bunun yanında sultanlığa bazı mülkleri devretmiştir sırası ile Şibal Zumr ardından kendilerine ait Fisara’yı özerk olarak sultanına bağlamıştır.Derin saygılarını ve hürmetini sunar.Mawiti Surltanlığı mührünüde kanıt olarak size getirmiştir.

El Zagal,durumdan gayet memnundu nihayet sultan taraftarı çıkmıştı.Fakat ileride başına ne tür güçlükler açacağını biliyordu Mawiti’nin… Bu yüzden ileride orayı imha edecekti.

Sarranid Sultanlığı,Tahlen Savaşı ile yeni bir devire girdi.Böylece sultanlık yavaş yavaş güçlenmeye ve gelişmeye başladı.

Olaylar sonraki zamanlarda çok daha kanlı,ihanetli ve acımasız olarak devam edecek..
 
Emir Timur said:
Takipteyim bende yavaştan başladım hikayeyi okumaya ,eline sağlık.
Teveccühünüz.

''Kitap''
-Ne? Ne oldu ne istiyorsunuz benden? Siz kimsiniz?
İçlerinden biri:
-El Cezir,seni tüm Kalradya cengaverliğin ile tanır.Fakat Kralımız Harlaus senin kelleni istiyor.

Sarranid topraklarında namı yayılmış,şöhreti tüm herkes tarafından bilinen bir haydut vardı;Pang Cheng.Kerkitli,güçlü,çevik,dayanıklı muhteşem biriydi aynı zamanda acımasızlığı da bilinen bir yanıydı.Bu haydut daha çok küçük yaşta ailesini kaybetmişti yada hiç olmamıştı.Sokaklarda sürten bir ayyaştı.Onu çok önceleri zengin bir lonca başkanı gördü çocuk ile konuştu çok parlak bir zekası ve güçlü pazuları vardı.İşine yarayabilirdi,çocuğu yanına aldı zamanla ona ilim hakkında bildiği her şeyi öğretti.Kılıç kullanmayı ve ok atmayı tanınmış ustalardan öğrendi.Keşiflere çıktı Kalradya’yı tanıdı,kendini geliştirdi mükemmel bir savaşçı oldu.Bir zaman sonra efendisi olan Tegan adındaki lonca başkanı devletin topraklarını el altından sattığını,köylere çıkarları için baskın düzenlediğini anladı.Bir gece efendisinin odasına gitti,ardından onu hırpaladı.Kınındaki şemşiri çıkardı ve gövdesini deşti.Efendisi can verirken kulağına ileride unutulmayacak bir söz söyledi:
-Yeterince yaşadın ahbap,hemde ülkeni satarak.Haydi selametle…


El Cezir elinde ki kitabı bıraktı.Gotik satırların etkisindeydi,bu adam halen yaşıyordu.En son Vaegir’de bulunduğu duymuştu.Gece oldukça soğuktu yanında atından başka kimse yoktu,hayvan yorgunluktan sahibinin yanına serilmişti.El Cezir,kılıcını kızgın ateşten aldı ardından bir kapta ki tuzlu suya koydu.Kızgın çelik suda hafiften cızırtı çıkardı.El Cezir,heybesinde ki jurnali kontrol etti sonra atının karnına yaslandı ve gözlerini kapadı…

Çölün ortasından üç süvarinin kendisine doğru geldiğini gördü.Hemen kumlara gömüldü ve gelenleri seyre daldı.Zırhlarından Svadya Şövalyesi oldukları açıkça belli oluyordu.Bu durumda hemen kılıcını çekti.Şemşirini kullanmayı aradan az bir süre geçsede özlemişti.Nihayet kendi dişine göre rakipleri çıkmıştı, peki ne için geliyorlardı? Kılıcını tekrar kınına soktu ayağa kalktı atına bindi onlara doğru sürdü.Yanlarına geldiğinde içlerinden biri elindeki bir parşömene baktı.Hem kağıda hem de El Cezir’e bakıyordu en sonunda bağırarak:
-Aradığımız adam bu!
El Cezir ağır bir Suno aksanıyla:
-Ne için?! Dedi hiddetle.
Şövalye:
-Orası bizi ilgilendirmez! Dedi ve ağır seher yıldızını atının üzerinden El Cezir’e savurdu.Hafif bir sıyrık aldı ardından kılıcını hızlıca çekti elinde parşömen olan şövalyenin üstüne atıldı.Adam sarhoştu El Cezir’in ani saldırısını anlayamadan zırhının bir kısmı çizildi.
El Cezir ise şaşırmıştı ‘’10 arşın kalınlığında zırha yeni bilenmiş çelik nasıl işlemedi? Nasıl ben buradan sağ çıkacağım?’’diye düşündü üstünde sadece Sarranid Süvari Zırhı vardı.
Kılıcına daha fazla ağırlık verdi.Şövalyelerin ağır atları El Cezir’in çevik ve hızlı atına yetişemiyorlardı.Şimdi yayına davranma sırasıydı önce yayının kirişine büyük sadak ok yerleştirdi sonra hedefinden emin olduktan sonra onunla konuşan şövalyeye attı.Ok hem hızlı hem de sert gitmişti.Kalın zırha aldırmadan şövalyenin omzunu parçaladı.Darbenin tesiriyle adam yere düştü.El Cezir diğerlerini halletmeliydi.Kendisine seher yıldızı ile gelen diğer şövalyeyi gördü ona zıt yönde ileri atıldı.Şemşirini sol omzunun arkasına aldı rakibine ters saldıracaktı.Yaklaştılar ardından şövalye tam saldıracak iken zarif Sarranid Şemşiri zırhını boğazından ayağına kadar kesti.Her yerinden kan gelmeye başlamıştı,kısa süre sonra o da atından düştü ve yere yığıldı.El Cezir çok iyi bir hamle savurmuştu,yerde ölüm ile pençeleşen adama son kez kılıcını savurdu.Rakibinin omzuna saplanan oku tam çıkaracağı sırada kellesi de sıcak çöl kumlarına düştü.Geriye içkili olanı kalmıştı hantal atı ile kaçtığını görünce El Cezir tekrar yayına davrandı birkaç atışta onu da yere serdi…

Olanları hemen efendisine ardından sultanlığa ulaştırmalıydı.Bu kışkırtmadan başka bir şey değildi.
 
Aradan biraz zaman geçti.Yine her zamanki gibi iki bölüm yayınlıyorum.Umarım keyifle okursunuz.Hataları bana özelden belirtin lütfen.

''Karargah''
Sarranid Beytül Min-El Karargahı

-Duyduklarıma göre Emir Radoun,Sultan Hakim’e yemininden azat edileceğini söylemiş.Bu durumda onu kendi tarafımıza çekmeliyiz.
-Hayır Pang,Nabudkezar öldü.Eğer o olsaydı Emir Radoun vakit kaybetmeden bizim tarafımıza geçerdi.El Cezir ve El Gahan önümüzde engel olarak göründüğü sürece hiçbir emir yanımıza gelmeyecektir.

Pang Cheng ve Arkadian,karargah çadırının içinde çürük bir sedire oturmuş ülkenin durumu hakkında konuşuyorlardı.Durum içler acısı idi..El Zagal tahttan indirilmiş yerine Sultan Hakim yeniden getirilmişti,bunu fırsat bilen bazı emirler ise El Zagal’ı ortadan kaldırmak için tüm ordularını Shariz üzerine sevk etmişlerdi.El Zagal ya taht uğrunda ölecek yada diyarı terk edecekti.Çok az bir zamanı vardı…

-El Zagal’a yardım etmeli ama nasıl?
Arkadian:
-Pang,El Zagal’ın emrinde Ümit El Gahan var.Ne kadar Mawiti Hükümdarı olsa dahi Sarranid taht sahibine saygısı ve desteği sonsuzdur.Bu durumda Hakim çok önemli bir müttefiki kaybediyor.Durum Hakim’in lehine dönebilir,bir iki adamı ile nasıl karşı koyabilir?
Pang Cheng:
-Civar köylerden adam toplaması onun yararına olur.Eğer Svadya’nın köhneliği tutarsa büyük bir ordu ile Zagal’ın saflarında yer alabilir.
Arkadina:
-Söylediklerine dikkat et Pang! Köhne Svadya dediğin kraldır,halk değil! Aptal herif..Svadya sürpriz yapmayacaktır buna emin ol.
Pang Cheng:
-Arkadian,canın cehenneme! Etrosq katlini nasıl unuttun?! Hatırlamazsın,Knıght of Swan’ın elit birlikleri nasıl Rodok halkını topluca katlettiğini..Ben o günü hiç unutmadım! Sen de hazır olsan iyi edersin! Vaegir,Jaquar’ları ile size konuk olacak!

Arkadian,bu hoş giden sohbetin en sonunda düelloya varacağını anladı.Muhafızlarına adamı almalarını istedi.Oysa karşılarında namı duyulmamış yer bırakmamış,meşhur suikastçinin olduğu bilmiyorlardı.Mızraklarına ve kalkanlarına dayanarak çadırdan içeri bir daha çıkmamak üzerine girdiler.

KOS Praven Reno Vadisi

-Sör Apox,bir ulak size haber getirmiş efendim.
-Çağır.
Mağaradan içeri çapulcu kılıklı bir adam girdi ve konuşmaya başladı,
-Efendim,beni Sör Arkadian gönderdi.Haberini Havaha’dan getiriyorum,size şunları nakletmemi istedi ‘’Yanımda ki kara kedi,farelerimi yedi ve ben sarı kediden  kaçıyorum’’
Apox,önce oturduğu tahta sıradan kalktı.Yumruklarını öylesine sıktı ki damarları fırlamış bekliyordu,yüzü kıpkırmızı olmuştu,
-Pang Cheng….

Ulağın ilettiği mesaj aynen şu idi ‘’Pang Cheng’i adamlarımı öldürdü,ve ben onun adamlarından kaçıyorum’’ anlaşılan o ki yanında bulundurduğu ulağı vardı ve nihayet iş görmüştü.Apox ise elinden değerli bir ganimeti kaçırmışçasına siniri elden bırakmıyordu.

Vaegir Shuri Castle 1258 Shuri Kuşatması

-Bu lanet olasıca kalası nasıl çökerteceğiz?
Sirius,sıcak çayından bir yudum aldı ve devam etti,
-Söylesene Aegean,nasıl çökerteceğiz?
Aegean ise kale kuşatmasını kalın bir ceylan derisine nakletmeye çalışıyordu.
-Nasıl Sirius,şuan kendime doğru gelen bir oku çiziyorum.Elimde ki zift çok açık yazıyor..
Sirius:
-Dikkat et postu deldirme.Sence Nordları geri çekmeli mi? Bizimkiler ile fazla kaynaşamadılar.
Aegean,çizmeyi bıraktı ve silahlarını kuşandı,Sirius’un yanına gitti,
-Hatırlıyormusun,Assuadi Muharebesi’nde..Emrimizde bulunan Vaegir Nişancılarını dörder gruba ayırmış daha sonra sağlam bir savunma hattı oluşturmuştun.Eğer şimdi saldırı yerine savunmaya geçersek bu bizim yararımıza olur.
Sirius:
-Şunun şurasında bir çapulcu arazisi ele geçireceğiz.Taktiğe gerek yok,hem Nord  dediğin taktik ile değil yüreği ile savaşır.Bırak kendi başlarının çaresine baksınlar…

O an  kale içinde şiddetli bir patlama meydana geldi.Humbaraların uçuştuğunu görmüştü ama bu derece etki edeceğini düşünmemişti Sirius.Aegean’a yöneldi,
-Halen yaşadığımızı bilen biri var mı?
Aegean ise az önce içtiği haşhaşlı çayın etkisindeydi,
-Bilemiyorum,Thermicias onun Veluca’da direnişe katıldığını duymuştum.Şimdi hangi cehennemdedir bilmem.
Sirius:
-Ther öldü aptal herif!
-O halde Yüküntür,hayır Walden evet Walden o halen yaşıyor lanet olasıcayı en son sarışın bir Curawlıyı becerirken görmüştüm.Hah ne sinsi adam ama,Sungetche Savaşı’nda üst kademe elit birlikleri yönetmişti…
Sirius:
-Yüküntür,öleli şunun şurasında iki sene oluyor.Walden biliyorsa,dediğin gibi çok kurnaz ve sinsi biridir o ağzını kapalı tutmasını bilir.Eğer işe Jaquarlar el koyarsa ki bizim yaşadığımızı onlar da biliyor..
-Evet?
-İşimiz bitiktir Aegean,eski gücümüz kalmadı bence Kalradya’dan bir süreliğine gitmeliyiz.
Aegean çayını sonuna kadar bitirdi,
-Ulağa haber vermeli.Nord birlikleri daha fazla dayanamaz,kuşatmayı kaldırmalıyız onun yerine Sarranid İç Savaşı’nda El Gahan’a yardım etmeliyiz.
Sirius:
-Mantıklı,alacakaranlığa kadar sonuç alınamazsa kuşatmayı bırakıyoruz sen adamlarını al ve Mawiti’ye doğru yola çık.
Aegean verilen Emire uydu ve hemen adamlarını alarak Sarranid’e doğru yola çıktı.

Kont Sirius,zırhını giydi ardından çiftelli çelik baltasını sırtına astı.Şemşirini kınına geçirdi ve orada bulunan güçlü adamlarına emir verdi,
-Dotrakan,süvari birlikleri ile kale kapısına yüklen! Matrusqa okçularını al ve Heros Tepesi’nde savunma hattı kur.Diğerleri benim emrimde olacak! Hadi davranın!

Sirius,yanında bulunan 700 kişilik bir Vaegir Birliği’ni komuta ediyordu.Bunun dışında ise iki düzine elit birliği vardı ki bunu kendi yanında tutuyordu.Kale kapısına doğru ilerliyorlardı,haydutlar sur mazgallarından uzun yayları ile Vaegir birliklerini ok yağmuruna tutuyordu.Kale de deniz yağmacıları ve birkaç yüz tundra haydutu vardı,humbara ve diğer patlayıcı malzemeleri bitmiş bulunuyordu.Bu yüzden ellerinde ne kadar alet ve edevat varsa hepsini surların aşağısında bulunan düşmanlarına karşı kullanıyorlardı.Sirius zaten yeterince adam kaybetmişti çareyi hücum etmekte buldu,
-Hücum! Hücum edin!
Matrusqa ise bulunduğu yüksek konumdan sonuna kadar yararlanmaya çalışıyordu,
-Okçu ateşi! Hücum!
Yüzlerce Vaegir Okçusu ağır yaylarını sonuna kadar gerdiler ardından serbest bıraktılar.Kaleye doğru gelen,gökyüzünü karartan büyük sadak oklar en sonunda hedeflerini buldular.
Sirius,elinde bulunan ağır şahmerdan ile tek başına kapıya yüklendi,kalın yarı cevizden yarı çelikten oluşma kapı korkunç bir şekilde kalenin içine doğru düştü.İçeri Vaegirliler hücum etti,Nordlar ise çoktan burçlara çıkmış haydutlar ile çarpışıyorlardı.Sancak Dotrakan’da bulunuyordu,Sirius önüne gelen haydutları teker teker yere seriyordu.Dotrakan’dan sancağı aldı ve kalenin önüne dikti.Aynı anda siyah beyaz kumaşın üstüne işlenmiş şemşirli sancak kalenin tüm burçlarına dikildi.Shuri Kalesi,Vaegir Krallığı’nın eline geçmiş,Kont Sirius fethetmişti.

Sirius,askerlerini yanına çağırdı.Tüm Vaegir ve Nord askerleri büyük kurdun etrafında toplandılar.Sirius yüksekçe bir tepeye çıktı ve konuşmaya başladı,
-Cesur askerlerim! Bir senedir içinde bulunduğumuz bu kanlı dava nihayet son bulmuştur! Bizim için bugün kutlama ve şenlik günü olabilir.Fakat Sarranid’de her gün yüzlerce masum insan ölmekte,kutlamak yerine bu insanlara yardım etmeliyiz! Eğer bugün bu kararı verirsek ilerde adımız anılır ve bizde kutsal askerler oluruz! Şimdi eğlenmek değil yola çıkma vaktidir.Hedefimiz,çöl kaplanı ‘’El Gahan’’ ile buluşmak ve sultanlığa son darbeyi vurmaktır.Sarranid’in asıl sultanı El Zagal’dır,şimdi kim benimle ?! Ya korkaklar gibi geride kalırsınız yada cesurca peşimden gelirsiniz!

Tüm askerler ellerindeki silahları göğe kaldırdılar ve önderlerine bu yolda eşlik edeceklerine yemin ettiler.

2000’e yakın Vaegir ve Nord’dan oluşan büyük birlik,Mawiti’ye doğru yola çıktı.Sirius önünde ne varsa yakıp yıktı,Svadya köylerine baskın düzenledi en sonunda çöle geldiğinde asıl savaşın başlıyordu,atını Mawiti’ye doğru çevirdi.El Gahan orduları ile onu bekliyor olacaktı.
''Güneyliler''
Suno Güneyliler Hanı

Bir grup Nordlu tüccar,sedir ağacından yapılmış ince işlemeli bir masanın etrafında sohbet ediyorlardı.Havanın sıcak olması nedeni ile hanın en katındaki mahzene inmişlerdi,asıl amaçları devletin siyasi yönlerine tartışmak ve çözüm bulmaktı.Bunlara Nordlular kendi dillerinde ‘’Mahzen’’ diyorlardı.Toplantılarını tenha ve gizli yerlerde yapar,önemli kararlar bu mekanlarda alınır ve birkaç jurnal ile kral bunları onaylardı.İşin garip yanı şudur ki kimse bu tarikata ses çıkarmaz,faaliyetlerine diyarın her yerinde duraksamadan devam ederlerdi.

Sayısız mahzen toplantılarından sonra en önemli toplantılardan biriydi ‘’Güneyliler Hanı Mahzen Toplantısı’’…

Tarikatın yandaşları birçok taraftan oluşuyordu;Varyag Yırtmaçı,Ragnar Kürkü ve diğerleri..
Şimdiki toplantıda herkes yerini almıştı.Söze en önce Varyag’ın tarafından başlandı;
-Sözü önce almak gerekirse Sarranid’in iç halini konuşmak gerekir.Son alınan haberlere göre ‘’Sirius’’…
Orada bulunan herkes o ismi duyunca korkarak lanet etti,uğultu sona erince konuşmacı tekrar anlatmaya başladı;
-Herneyse –ah lanet olasıca herif-siz onu iyi bilirsiniz,ordusu ile El Gahan’ın birlikleri ile buluşacakmış.Şayet böyle bir vaka olursa halimiz haraptır…
-Elbette harap değil! Bir avuç Vaegirli bizi yok edecek! Ah siz Varyaglar korkağın tekisiniz!
Ragnar ve Varyag tarafları birbirlerine patlamaya hazır barut gibi bakıyorlardı.Henüz eller beldeki kına gitmemişti,baş efendi ortalığı yatıştırmaya çalıştı:
-Yeter! Kesin sesinizi! Daha birbirinize,karşınızda duran kardeşinize dahi güvemezken,elin Sarranidlisine nasıl güvenerek yardım edelim! Kendinize gelin münakaşa vakti değildir.Atı alan bozkırı geçti bile! Siz halen sulak topraklarda ekin arıyorsunuz.Marifet verimli toprakta değil kurak toprakta ot yetiştirmektir.Siz bunu becerinceye kadar ne toplantı olacaktır ne de ittifak! Mahzen toplantısı sona ermiştir!
Konuşmaları kaydeden yazıcıya ise durmasını ve jurnalleri imha etmesini istedi.İlk adım başarılı olmuştu;toplantı engellenmişti…

-Ümit El Gahan! Eski dostum bu çöllerde ne arıyorsun böyle!
El Gahan ve El Erat birlikte kucaklaştılar.El Gahan,muharebe çadırına eski dostunu davet ettiği için keyfi yerindeydi.El Erat’ı kardeşi olarak bilirdi,kaç savaşta yanında omuz omuza savaştığı gözünün önünden geçiyordu.
Hal hatırını sorarak hemen konuya girdi,
-Erat,sende biliyorsun ki Hakim denilen sağir Zumr Mezhebi’ni yaymaya çalışıyor.Bunlar ile kalmayıp civar köylerimize baskın düzenleyerek insanlarımızı,hayvanlarımızı ondan öte kadınlarımızı ve çocuklarımızı kılıçtan geçiyor kimisini ise mal alır gibi alıyor.Buna bir son vermeli,durumumuz bitiktir.O büyük köpek gelmekte,eğer aklından bir delilik dahi geçecek olursa halimizin bu dünyada son buluşudur.Sen ne çare önerirsin?
El Erat:
-Sirius’u iyi tanırım Gahan.Ne zaman ne yapacağını ancak Tanrı bilir,iradesini son derece kuvvetlendirmiş biri olmasına karşın yarı kaçık olduğuna delilimiz fazladır,buna göre kararını hemen düşünmeden verektir.Yapacağın ilk iş zihnini yormak olsun,böyleleri agresif ve sadist bir yapıda olduğundan zihinleri daha çabuk yorulmaya elverişlidir.Savaşçı biri olmasına karşın tahsil etmediği merkez kalmamıştır,bunu kendi aleyhine çevirmek istiyorsan…
El Gahan:
-Evet,bir nevi yalancı kişilikler ortaya koymamı bekliyorsun.Erat, ben daha henüz o kadar küçülmedim!
El Erat:
-Sabır varsa selamet vardır! İman varsa imkan vardır! Sabırlı ol ve Tanrı’ya güven,önünde sana yardım eli uzatacak biri geliyor olabilir.Ama dediğin insan tam bir deli,hayatını kan içmeye ve harf okumaya adamış birinden ne beklenir? Söyle ey Gahan,bunu ancak zekan ile altüst edersin.Şimdi kol kuvveti değil zihin kuvveti gerekir.Ve senin bu yönün ondan daha çok daha ötedir…Kararını sen ver….
 
Back
Top Bottom