dameci16
Banned

hikayeler
Kör adamın gördükleri
Demek afeti ve getirdiklerini soruyorsun bana genç kişi. Dinle öyleyse, sana en başından anlatayım ortak kaderimizi
1956 yılının 25 Aralık' ında dünyanın yörüngesi güneş sistemi dışından gelen bir asteroid kümesiyle kesişti. Dünyanın her yanında büyük bir yıkım gerçekleşti. Sadece gökyüzünde asılı kalan toz bulutları bile milyonlarca insanın ölümü için yeterliydi. Fakat meteorların ortaya çıkardığı tek gerçek, yıkım ve ölüm olmamıştı.
Asıl açığa çıkanın yüz binlerce yıldır yer kabuğunu bizlerle paylaşmış, kimilerinin canavarlar kimilerininse saklı türler olarak adlandırdığı, arzın bilinmeyen derinliklerindeki komşularımız olduğunu öğrendik. Çok sıra dışı tesadüfler sonucu kimi insanlarla karşılaşmış ve masal diye adlandırdığımız hikayelere konu olmuş varlıklar!
Afetten birkaç yıl sonra, daha insanlık kozmik yıkımın yaralarını yeni sarmaya başlamışken, meteorların açtığı derin yarıklardan yollarını buldular yeryüzünün yabancı ortamına. İlk kim saldırdı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olamayacağıdır.
5 milyar yaşındaki yerkürenin üzerinde yalnızca birkaç yüz bin yıldır varolan bizlerin daha öğrenecek çok şeyi olduğu bir gerçekti. Element büyüsünü ilk kullanabilen insan, saklı türler 'den elde edilmiş bir kitabı deşifre edebilmiş yaşlı bir dil bilimciydi. Bugünün madde büyücüleri halen kitaplarının kapaklarına onun adının baş harflerini işlerler.
Ruh büyücülerinin namıdiğer şifacıların varlığı ise saklı türler den kimileriyle kurdukları bağlantı sonucu ruhun ve doğanın güçlerini harmanlamayı öğrenmiş küçük bir Mevlevi toplulukla başladı.
Eski usuller ile birlikte yeni keşfedilmiş güçlerin de kullanıldığı amansız bir savaş açıldı dünyanın dört bir yanında "Saklı Türler" 'e karşı!
Neredeyse yarım asırdır izliyorum bu savaşı ve çok şey gördü bu artık görmeyen gözlerim. Bir büyücünün sözüyle harekete geçip eti kavuran yıldırımları, bir şifacının dileğiyle canlanıp düşmanlarını sarmalayan zehirli sarmaşıkları, korkusuz bir savaşçının çığlığıyla düşmanlarının dizlerinin titrediğini gördüm...
Sayısız ölüm gördüm. Bunlar kimine keder getirdi, kimineyse yaşama sebebi ve insanoğlu her zaman yaptığı gibi yeni dünyaya uyum sağladı.
Fakat afetten sonra bile kişinin unutmadığı tek bir şey vardı ki o da insanın insana kıymasıdır. "Lodos" ve "Arzın Çocukları" işte bu anıların ürünüdür.
İnsanlık tarihi böylesine zıt görüşleri hiçbir zaman hoş görmemiştir ne yazık ki. İki topluluk arasındaki kanlı savaş otuz yıldır devam ediyor dünyanın birçok yerinde ve daha da devam edecek gibi görünüyor.
Bense insanın insana kıymaya tekrar başladığı gün kapadım gözlerimi ışığa.
Şimdi sen söyle genç kişi...
Bir zamanlar bir tablo kadar güzel olan İstanbul'da sen bu savaşın neresinde duruyorsun ?
1956 yılının 25 Aralık' ında dünyanın yörüngesi güneş sistemi dışından gelen bir asteroid kümesiyle kesişti. Dünyanın her yanında büyük bir yıkım gerçekleşti. Sadece gökyüzünde asılı kalan toz bulutları bile milyonlarca insanın ölümü için yeterliydi. Fakat meteorların ortaya çıkardığı tek gerçek, yıkım ve ölüm olmamıştı.
Asıl açığa çıkanın yüz binlerce yıldır yer kabuğunu bizlerle paylaşmış, kimilerinin canavarlar kimilerininse saklı türler olarak adlandırdığı, arzın bilinmeyen derinliklerindeki komşularımız olduğunu öğrendik. Çok sıra dışı tesadüfler sonucu kimi insanlarla karşılaşmış ve masal diye adlandırdığımız hikayelere konu olmuş varlıklar!
Afetten birkaç yıl sonra, daha insanlık kozmik yıkımın yaralarını yeni sarmaya başlamışken, meteorların açtığı derin yarıklardan yollarını buldular yeryüzünün yabancı ortamına. İlk kim saldırdı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olamayacağıdır.
5 milyar yaşındaki yerkürenin üzerinde yalnızca birkaç yüz bin yıldır varolan bizlerin daha öğrenecek çok şeyi olduğu bir gerçekti. Element büyüsünü ilk kullanabilen insan, saklı türler 'den elde edilmiş bir kitabı deşifre edebilmiş yaşlı bir dil bilimciydi. Bugünün madde büyücüleri halen kitaplarının kapaklarına onun adının baş harflerini işlerler.
Ruh büyücülerinin namıdiğer şifacıların varlığı ise saklı türler den kimileriyle kurdukları bağlantı sonucu ruhun ve doğanın güçlerini harmanlamayı öğrenmiş küçük bir Mevlevi toplulukla başladı.
Eski usuller ile birlikte yeni keşfedilmiş güçlerin de kullanıldığı amansız bir savaş açıldı dünyanın dört bir yanında "Saklı Türler" 'e karşı!
Neredeyse yarım asırdır izliyorum bu savaşı ve çok şey gördü bu artık görmeyen gözlerim. Bir büyücünün sözüyle harekete geçip eti kavuran yıldırımları, bir şifacının dileğiyle canlanıp düşmanlarını sarmalayan zehirli sarmaşıkları, korkusuz bir savaşçının çığlığıyla düşmanlarının dizlerinin titrediğini gördüm...
Sayısız ölüm gördüm. Bunlar kimine keder getirdi, kimineyse yaşama sebebi ve insanoğlu her zaman yaptığı gibi yeni dünyaya uyum sağladı.
Fakat afetten sonra bile kişinin unutmadığı tek bir şey vardı ki o da insanın insana kıymasıdır. "Lodos" ve "Arzın Çocukları" işte bu anıların ürünüdür.
İnsanlık tarihi böylesine zıt görüşleri hiçbir zaman hoş görmemiştir ne yazık ki. İki topluluk arasındaki kanlı savaş otuz yıldır devam ediyor dünyanın birçok yerinde ve daha da devam edecek gibi görünüyor.
Bense insanın insana kıymaya tekrar başladığı gün kapadım gözlerimi ışığa.
Şimdi sen söyle genç kişi...
Bir zamanlar bir tablo kadar güzel olan İstanbul'da sen bu savaşın neresinde duruyorsun ?
hançer diş çatal ve kuyruk
Ağır adımlarla yürüyordu. Islak ve kararmış parke taşlarda önüne düşen gölgesini izliyordu. Yıkımın üzerinden onca zaman geçmesine rağmen hala her yerin soba bacasına batıp çıkmışçasına isle kaplı olmasına şaşırdı bir kez daha.
Temiz kaldırımları görmemişti hiç, ya da çocuk sesleriyle çınlayan sokakları ve iskeleye yanaşan ada vapurunun düdüğünü duymamıştı; yıkımdan sonra doğanlardandı o. Kim kalmıştı ki zaten yıkımdan önce doğmuş olan.
Bacağı sızlamaya başladı. İksirlerini düşüp bayılacak gibi olana kadar kullanmamayı öğretmişti ilk hocası ona ama bu ağrının canını epey sıkacağını anlayınca inat etmeyi bırakıp, klanın baş şifacısının hazırladığı iksiri içti. Bir saniye içinde cinin açtığı yaradan iz bile kalmadı.
Antreponun batı girişine on kişilik deneyimli bir grup olarak saldırmışlardı. Girişi koruyan cinleri aşıp içeri girmek gibi bir planları yoktu zaten. Amaç cinlere rahat vermemekti sadece. Kendisi klanın tüm gücünü toplayıp tek ve sağlam bir darbeyle işlerini bitirmenin gerektiğini düşünse de klanın baş savaşçısı Balyoz Nazım 'ın tecrübesine güvenirdi. Nazım, cinlerin tek bir saldırıyla alt edilemeyecek kadar kalabalık ve daha da önemlisi korkak olduklarını söylemiş ve fazla kaynak harcamadan ufak saldırılarla cesaretlerini kırmanın zararsız kalmaları için yeterli olacağını da eklemişti.
Kendini bildi bileli bir savaşçıydı. Yaşını bilmiyordu ama orta yaşı geçmişti. Lodos'a katılalı yedi yıl olmuştu, tam yedi yorucu yıl. Onu yoran klanın ağır yükümlülükleri miydi yoksa Arzın Çocuklarıyla yaptığı savaşlar mıydı işte bunu tam kestiremiyordu. Kahrolası meran uşakları. Yaratıklar çocuklarımızı boğazlarken onlar hala yaratıklardan medet umabiliyorlardı. 'Meran büyüsünden sakının.', demişti klanının baş büyücüleri, 'Yoksa sizlerin de aklınızı ayartırlar ve o yaratık sevicilerden biri olursunuz. ' Öfkenin bir an için damarlarında gezdiğini duyumsadı; sıcak, heyecan verici bir his. Arzın piçlerinden nefret ediyordu! "Zayıf ahmak hergeleler!". Yine de onca yaratık dururken o piçlerden birini öldürmek ona anlayamadığı bir rahatsızlık veriyordu.
Karanlık dar sokağa doğru dönerken, çocukları geldi bir an aklına. Anneleri dokuz yıl önce katledilmişti bir kurtadamın pençeleriyle. Kendi kendine "Klan binasında onlara iyi bakılıyor çıkar onları aklından" diyerek, asker disiplininin verdiği oto kontrolü sağlamaya çalıştı.
Adımları savaşçı içgüdüsüyle yavaşladı ama o, bunun bir an sonra farkına varabildi.
"Lanet olası bu sokak da neresi böyle!"
"Ahşap evden sonra yanlış bir dönüş yaptım sanırım." Düşünce akışını gözüne ilişen bir kıpırtı kesti aniden. Adımları sokağın girişine doğru gerilemeye başlamıştı bile. Kanlı gürzünü almak için eli sırtına uzanırken sağ taraftan bir patlama duydu. Küçük bir duman bulutu ve barut kokusu...
Gürzünü kavramak için kolunu kaldıramadığını farketti. Kurşun sağ omzuna gömülüp kaslarını parçalamıştı ve belki de iki dakika içinde ölümünü getirecek olan zehrini yayıyordu. Boğazı sıkılmış gibi ciyaklayan bir insanın sesini andıran bir narayla fareadam elinde tabancayla belirdi. Sol eliyle gürzünü kaptığı gibi fareadam üzerine atıldı. "Et! Kemik! Kan!" diye bağırarak savurdu gürzünü.
Ciyaklayan çarpık yaratık, ucu kesik kuyruğu havada kalacak şekilde yere attı kendini. Tam gürzünü tekrar sefil yaratığın üzerine indirecekken omurgasını yaran felç edici bir darbeyle olduğu yerde kalakaldı. Bir yandan adamın sırtına sapladığı hançerini tutarken bir yandan da avının şah damarını keskin dişleriyle parçalayan arkasındaki ikinci fareadamı hiç göremedi.
Yüzünde çarpık bir ifadeyle yere yığıldı. Parıldayan sarı güneş şeklindeki klan sembolü kana bulanıp kızıl bir gün batımına benzedi.
Ciyaklayarak ayağa kalktı Çatal Kuyruk;
"Az daha kafamı patlatacaktı! Neden o kadar bekledin seni aptal?"
"Bir kurşunla adamın işini bitirseydin sen de o zaman!", dedi ağzından kanlar akan Hançer Diş.
"O kurşun adamın içini parça parça etti. Patlayan zehirli kurşunlarımdandı o. Yere yıkılmalıydı aşağılık herif. Yine de beklememeliydin kardeşim."
"Ben de yıkılır sanmıştım işin aslı. Her neyse uzatma. Gidip paramızı isteyelim hanımdan."
"Tabii önce üzerindekileri alacağız değil mi kardeşim?" diyerek pis pis sırıttı Çatal Kuyruk.
Kanlı hançerini adamın üstünde temizleyen fareadam da benzer bir sırıtışla cevap verdi; "Elbette kardeşim!" Lağımda ciyaklayan yüzlerce farenin sesini andıran kahkahaları Fındıkçı Remzi Sokağı'nı doldurdu.
Temiz kaldırımları görmemişti hiç, ya da çocuk sesleriyle çınlayan sokakları ve iskeleye yanaşan ada vapurunun düdüğünü duymamıştı; yıkımdan sonra doğanlardandı o. Kim kalmıştı ki zaten yıkımdan önce doğmuş olan.
Bacağı sızlamaya başladı. İksirlerini düşüp bayılacak gibi olana kadar kullanmamayı öğretmişti ilk hocası ona ama bu ağrının canını epey sıkacağını anlayınca inat etmeyi bırakıp, klanın baş şifacısının hazırladığı iksiri içti. Bir saniye içinde cinin açtığı yaradan iz bile kalmadı.
Antreponun batı girişine on kişilik deneyimli bir grup olarak saldırmışlardı. Girişi koruyan cinleri aşıp içeri girmek gibi bir planları yoktu zaten. Amaç cinlere rahat vermemekti sadece. Kendisi klanın tüm gücünü toplayıp tek ve sağlam bir darbeyle işlerini bitirmenin gerektiğini düşünse de klanın baş savaşçısı Balyoz Nazım 'ın tecrübesine güvenirdi. Nazım, cinlerin tek bir saldırıyla alt edilemeyecek kadar kalabalık ve daha da önemlisi korkak olduklarını söylemiş ve fazla kaynak harcamadan ufak saldırılarla cesaretlerini kırmanın zararsız kalmaları için yeterli olacağını da eklemişti.
Kendini bildi bileli bir savaşçıydı. Yaşını bilmiyordu ama orta yaşı geçmişti. Lodos'a katılalı yedi yıl olmuştu, tam yedi yorucu yıl. Onu yoran klanın ağır yükümlülükleri miydi yoksa Arzın Çocuklarıyla yaptığı savaşlar mıydı işte bunu tam kestiremiyordu. Kahrolası meran uşakları. Yaratıklar çocuklarımızı boğazlarken onlar hala yaratıklardan medet umabiliyorlardı. 'Meran büyüsünden sakının.', demişti klanının baş büyücüleri, 'Yoksa sizlerin de aklınızı ayartırlar ve o yaratık sevicilerden biri olursunuz. ' Öfkenin bir an için damarlarında gezdiğini duyumsadı; sıcak, heyecan verici bir his. Arzın piçlerinden nefret ediyordu! "Zayıf ahmak hergeleler!". Yine de onca yaratık dururken o piçlerden birini öldürmek ona anlayamadığı bir rahatsızlık veriyordu.
Karanlık dar sokağa doğru dönerken, çocukları geldi bir an aklına. Anneleri dokuz yıl önce katledilmişti bir kurtadamın pençeleriyle. Kendi kendine "Klan binasında onlara iyi bakılıyor çıkar onları aklından" diyerek, asker disiplininin verdiği oto kontrolü sağlamaya çalıştı.
Adımları savaşçı içgüdüsüyle yavaşladı ama o, bunun bir an sonra farkına varabildi.
"Lanet olası bu sokak da neresi böyle!"
"Ahşap evden sonra yanlış bir dönüş yaptım sanırım." Düşünce akışını gözüne ilişen bir kıpırtı kesti aniden. Adımları sokağın girişine doğru gerilemeye başlamıştı bile. Kanlı gürzünü almak için eli sırtına uzanırken sağ taraftan bir patlama duydu. Küçük bir duman bulutu ve barut kokusu...
Gürzünü kavramak için kolunu kaldıramadığını farketti. Kurşun sağ omzuna gömülüp kaslarını parçalamıştı ve belki de iki dakika içinde ölümünü getirecek olan zehrini yayıyordu. Boğazı sıkılmış gibi ciyaklayan bir insanın sesini andıran bir narayla fareadam elinde tabancayla belirdi. Sol eliyle gürzünü kaptığı gibi fareadam üzerine atıldı. "Et! Kemik! Kan!" diye bağırarak savurdu gürzünü.
Ciyaklayan çarpık yaratık, ucu kesik kuyruğu havada kalacak şekilde yere attı kendini. Tam gürzünü tekrar sefil yaratığın üzerine indirecekken omurgasını yaran felç edici bir darbeyle olduğu yerde kalakaldı. Bir yandan adamın sırtına sapladığı hançerini tutarken bir yandan da avının şah damarını keskin dişleriyle parçalayan arkasındaki ikinci fareadamı hiç göremedi.
Yüzünde çarpık bir ifadeyle yere yığıldı. Parıldayan sarı güneş şeklindeki klan sembolü kana bulanıp kızıl bir gün batımına benzedi.
Ciyaklayarak ayağa kalktı Çatal Kuyruk;
"Az daha kafamı patlatacaktı! Neden o kadar bekledin seni aptal?"
"Bir kurşunla adamın işini bitirseydin sen de o zaman!", dedi ağzından kanlar akan Hançer Diş.
"O kurşun adamın içini parça parça etti. Patlayan zehirli kurşunlarımdandı o. Yere yıkılmalıydı aşağılık herif. Yine de beklememeliydin kardeşim."
"Ben de yıkılır sanmıştım işin aslı. Her neyse uzatma. Gidip paramızı isteyelim hanımdan."
"Tabii önce üzerindekileri alacağız değil mi kardeşim?" diyerek pis pis sırıttı Çatal Kuyruk.
Kanlı hançerini adamın üstünde temizleyen fareadam da benzer bir sırıtışla cevap verdi; "Elbette kardeşim!" Lağımda ciyaklayan yüzlerce farenin sesini andıran kahkahaları Fındıkçı Remzi Sokağı'nı doldurdu.
bazı eşyalar
Yakın Dövüş Silahları
Ağır güçlü balyozlar, hızlı ve keskin palalar, hançerler, baltalar gibi birçok çeşit mevcuttur.
Farklı silahlar farklı şekillerde hasar verirler. Kesici, Delici ve Ezici olmak üzere üç tip hasar farklı kombinasyonlarda değişik silahlarda bulunabilir. Kimi düşmanlar, zırhları veya fiziksel yapıları yüzünden bunların bazılarına çok dirençli olabilirken, bazılarından ise çok daha fazla etkilenir.
Örneğin iskeletlerin delici ve kesici tipteki silahlardan ezici silahlara oranla çok daha az etkilendiği iyi bilinen bir gerçektir.
Bu nedenlerden ötürü bir savaşçının yanında farklı tipte silahlar taşıması oldukça yaygın bir alışkanlıktır.
Menzilli Silahlar
Tümü delici tiptedir ve verdikleri zarar yakın dövüş silahlarından düşüktür. Güvenli bir mesafeden ilk darbeyi indirme şansı vermesi açısından tercih edilirler. Çoğu tecrübeli savaşçı düşman yakına gelene kadar menzilli silahlarıyla düşmanı yaralar ve yanına gelince asıl silahlarını devreye sokar.
Asalar
Büyücü ve şifacıların vazgeçilmez silahları ve prestij sembolleridir. Çoğu büyücü asasını darbe indirmek için değil üzerine yüklenmiş efsunlar için yanında taşır.
Kıyafetler ve Zırhlar
Ne kadar kaliteli malzeme ile giyinmişseniz o kadar iyi korunuyorsunuz demektir. Kıyamet sonrası dünyada bazı dayanıklı materyalleri bulmak zorlaşmış olmasına karşın Teşkilat ve bazı diğer gruplar üyelerini en iyi şekilde giydirmeye gayret etmiştir.
Her kıyafet, darbelerden daha az etkilenmeyi sağlayacak ve kimilerinin üzerindeki efsunlar ise herhangi bir savaşın gidişatını değiştirebilecek farklar yaratacaktır.
Ağır güçlü balyozlar, hızlı ve keskin palalar, hançerler, baltalar gibi birçok çeşit mevcuttur.
Farklı silahlar farklı şekillerde hasar verirler. Kesici, Delici ve Ezici olmak üzere üç tip hasar farklı kombinasyonlarda değişik silahlarda bulunabilir. Kimi düşmanlar, zırhları veya fiziksel yapıları yüzünden bunların bazılarına çok dirençli olabilirken, bazılarından ise çok daha fazla etkilenir.
Örneğin iskeletlerin delici ve kesici tipteki silahlardan ezici silahlara oranla çok daha az etkilendiği iyi bilinen bir gerçektir.
Bu nedenlerden ötürü bir savaşçının yanında farklı tipte silahlar taşıması oldukça yaygın bir alışkanlıktır.

Menzilli Silahlar
Tümü delici tiptedir ve verdikleri zarar yakın dövüş silahlarından düşüktür. Güvenli bir mesafeden ilk darbeyi indirme şansı vermesi açısından tercih edilirler. Çoğu tecrübeli savaşçı düşman yakına gelene kadar menzilli silahlarıyla düşmanı yaralar ve yanına gelince asıl silahlarını devreye sokar.

Asalar
Büyücü ve şifacıların vazgeçilmez silahları ve prestij sembolleridir. Çoğu büyücü asasını darbe indirmek için değil üzerine yüklenmiş efsunlar için yanında taşır.

Kıyafetler ve Zırhlar
Ne kadar kaliteli malzeme ile giyinmişseniz o kadar iyi korunuyorsunuz demektir. Kıyamet sonrası dünyada bazı dayanıklı materyalleri bulmak zorlaşmış olmasına karşın Teşkilat ve bazı diğer gruplar üyelerini en iyi şekilde giydirmeye gayret etmiştir.
Her kıyafet, darbelerden daha az etkilenmeyi sağlayacak ve kimilerinin üzerindeki efsunlar ise herhangi bir savaşın gidişatını değiştirebilecek farklar yaratacaktır.

Karakterler:
savaşçı
Savaşçılar, yakın dövüş silahları ile düşmanlarına çok yüksek hasarlar verebilirler. En dayanıklı zırhları giyerler. Yüksek sağlık puanları nedeniyle oldukça zor ölürler. Aynı zamanda yakın dövüş silahlarına göre daha az hasar veren menzilli silahları da başarıyla kullanırlar. Yetenekleri dövüş, korunma ve yaratık hiddetlendirme üzerine yoğunlaşır.
Savaşçı yetenekleri:
1 seviye : Depar, Ofansif dövüşme, Sert vuruş
10 seviye: Defansif dövüşme, Kışkırtma, Dikkat dağıtma
20 seviye: Durdurma, Sakınma, Kanatma
30 seviye: Savaş narası, Zihin toplama, Sarsılmaz
40 seviye: Süpürme saldırısı, Hedef saptırma, Ağır vuruş
SVH(Saniyede verilen hasar) savaşçılar, özelliklerini yüksek hasar verme üzerine yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, düşman yaratıkların en çabuk şekilde ölmesini sağlamaktır. SVH savaşçılar, İKV’de kısa sürelerde çok yüksek hasar değerlerine ulaşabilirler. Ancak zırhları ve savunmaları diğer bir grup olan Tank savaşçılara nazaran oldukça düşüktür.
SVH savaşçı yetenekleri: Ofansif dövüşme, Sert vuruş, Ağır vuruş, Dikkat dağıtma.
2)TANK savaşçı:Tank savaşçılarözelliklerini, yüksek enerji, yüksek zırh ve hiddet toplayan yeteneklere yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, rakip yaratıkların hiddetini üzerinde toplamak ve yüksek zırh, enerji ve savunma özellikleri ile ayakta kalmaktır.
Tank savaşçı yetenekleri: Defansif dövüşme, Sakınma, Kışkırtma, Savaş Narası, Hedef saptırma.

Savaşçı yetenekleri:
1 seviye : Depar, Ofansif dövüşme, Sert vuruş
10 seviye: Defansif dövüşme, Kışkırtma, Dikkat dağıtma
20 seviye: Durdurma, Sakınma, Kanatma
30 seviye: Savaş narası, Zihin toplama, Sarsılmaz
40 seviye: Süpürme saldırısı, Hedef saptırma, Ağır vuruş
SVH(Saniyede verilen hasar) savaşçılar, özelliklerini yüksek hasar verme üzerine yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, düşman yaratıkların en çabuk şekilde ölmesini sağlamaktır. SVH savaşçılar, İKV’de kısa sürelerde çok yüksek hasar değerlerine ulaşabilirler. Ancak zırhları ve savunmaları diğer bir grup olan Tank savaşçılara nazaran oldukça düşüktür.
SVH savaşçı yetenekleri: Ofansif dövüşme, Sert vuruş, Ağır vuruş, Dikkat dağıtma.
2)TANK savaşçı:Tank savaşçılarözelliklerini, yüksek enerji, yüksek zırh ve hiddet toplayan yeteneklere yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, rakip yaratıkların hiddetini üzerinde toplamak ve yüksek zırh, enerji ve savunma özellikleri ile ayakta kalmaktır.
Tank savaşçı yetenekleri: Defansif dövüşme, Sakınma, Kışkırtma, Savaş Narası, Hedef saptırma.
büyücü
Büyücüler,menzilli savaşta, uzun mesafeden etkili büyüleri ile oldukça tehlikelidirler. Büyüleri çok çeşitli tiplerde hasar verebilir. Oyunda birim zamanda en büyük hasarı büyücüler verir. Dinlenmeden çok sayıda büyü atabilirler. Ayrıca, büyücüler “kalabalık kontrol etme” yetenekleri ile grupların başını derde sokan yaratıkları belli süreler içinde saf dışı bırakabilirler.
Büyücü Yetenekleri:
1 seviye : Meteorit, Konsantrasyon, Fiziksel bilgi
10 seviye: Buz oku, Direnç kırma, Buz bilgisi
20 seviye: Ateş çemberi, Ateş bilgisi, Meditasyon
30 seviye: Yıldırım, Yıldırım bilgisi, Büyü bozma
40 seviye: Tesla küresi, Kutup rüzgarı, Zihin saldırısı
Büyücülerin 3 ana görevi ve yüzlerce yetenek kombinasyonu vardır.
1)SVH(DPS) Büyücü: SVH(Saniyede verilen hasar) büyücüler, özelliklerini yüksek hasar verme üzerine yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, düşman yaratıkların en çabuk şekilde ölmesini sağlamaktır.
SVH büyücülerin, SVH savaşçılardan farkı, menzilli olarak ve SVH savaşçıya göre daha uzun süre yüksek hasarlar verebilmeleridir.
SVH Büyücü Yetenekleri: Meteorit, Konsantrasyon, Fiziksel bilgi, Buz oku, Direnç kırma, Buz bilgisi, Yıldırım, Yıldırım bilgisi, Tesla küresi
2)AHV(AOE) Büyücüsü: AHV(Alan hasarı veren) büyücüler, sadece tek bir hedefe değil, çevresindeki belirli bir alana hasar veren büyücülerdir. Aynı anda bir çok hedefi saf dışı bırakabilirler. Düşmanlara daha yakın bir oyun oynamak zorunda olduklarından, daha çok tehlikeye atılırlar.
AHV Büyücü Yetenekleri: Ateş çemberi, Ateş bilgisi, Direnç kırma
3)KK (CC) Büyücüsü: KK(Kalabalık kontrolü) büyücüleri, etraflarındaki 1 veya daha fazla rakibini, kalabalık kontrolü yeteneklerini kullanarak etkisiz hale getirirler ve grubun hedef sayısını azaltırlar. KK Büyücü Yetenekleri: Kutup rüzgarı, Zihin tutulması

Büyücü Yetenekleri:
1 seviye : Meteorit, Konsantrasyon, Fiziksel bilgi
10 seviye: Buz oku, Direnç kırma, Buz bilgisi
20 seviye: Ateş çemberi, Ateş bilgisi, Meditasyon
30 seviye: Yıldırım, Yıldırım bilgisi, Büyü bozma
40 seviye: Tesla küresi, Kutup rüzgarı, Zihin saldırısı
Büyücülerin 3 ana görevi ve yüzlerce yetenek kombinasyonu vardır.
1)SVH(DPS) Büyücü: SVH(Saniyede verilen hasar) büyücüler, özelliklerini yüksek hasar verme üzerine yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, düşman yaratıkların en çabuk şekilde ölmesini sağlamaktır.
SVH büyücülerin, SVH savaşçılardan farkı, menzilli olarak ve SVH savaşçıya göre daha uzun süre yüksek hasarlar verebilmeleridir.
SVH Büyücü Yetenekleri: Meteorit, Konsantrasyon, Fiziksel bilgi, Buz oku, Direnç kırma, Buz bilgisi, Yıldırım, Yıldırım bilgisi, Tesla küresi
2)AHV(AOE) Büyücüsü: AHV(Alan hasarı veren) büyücüler, sadece tek bir hedefe değil, çevresindeki belirli bir alana hasar veren büyücülerdir. Aynı anda bir çok hedefi saf dışı bırakabilirler. Düşmanlara daha yakın bir oyun oynamak zorunda olduklarından, daha çok tehlikeye atılırlar.
AHV Büyücü Yetenekleri: Ateş çemberi, Ateş bilgisi, Direnç kırma
3)KK (CC) Büyücüsü: KK(Kalabalık kontrolü) büyücüleri, etraflarındaki 1 veya daha fazla rakibini, kalabalık kontrolü yeteneklerini kullanarak etkisiz hale getirirler ve grubun hedef sayısını azaltırlar. KK Büyücü Yetenekleri: Kutup rüzgarı, Zihin tutulması
şifacı
Yakın dövüştesavaşçılar kadar olmasa da oldukça etkililerdir. Ancak asıl özellikleri iyileştirme yeteneklerindedir. Başka bir sınıfta olmayan bu yetenekler yardımıyla bir grubun vazgeçilmezi olurlar. Zamana yayılmış hasar veren zehirleme gibi büyüleri oldukça etkilidir. Aynı zamanda ölen bir arkadaşlarını yeniden diriltebilirler.
Şifacı Yetenekleri:
1 seviye : İyileştirme, Zehirleme, İyileştirme bilgisi
10 seviye: Can verme, Ruh kalkanı, Meditasyon
20 seviye: Asit saldırısı, Asit bilgisi, Büyü bozma
30 seviye: Fiziksel direnç alanı, Element direnç alanı, Sakinleştirme
40 seviye: Çağrı, Cankurtaran, İyileştirme çemberi
Şifacıların 3 ana görevi ve yüzlerce yetenek kombinasyonu vardır.
1)İyileştirme şifacısı: Özelliklerini iyileştirme büyüleri üzerine yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, tank savaşçıları ve grup elemanlarını hayatta tutmaktır. Yüksek kudrete sahiptirler ve iyileştirme dışında kudret harcayan yetenekleri minimumda kullanırlar.
İyileştirme şifacısı yetenekleri: İyileştirme, Meditasyon, İyileştirme bilgisi, İyileştirme çemberi, Can verme,Sakinleştirme
2)Koruma şifacısı: Koruma şifacıları, diğer grup üyelerini ayakta tutacak zaman etkili destek büyülerini sıklıkla uygulayarak, gruplarının aldıkları hasarı azaltırlar. Ayrıca grubu, çok büyük hasarlardan koruyan anlık yetenekleri de uygularlar.
Koruma şifacısı yetenekleri: Element direnci, Fiziksel direnç, Can kurtaran, Büyü bozma
3)Yardımcı hasar şifacısı: Şifacıların hasar yetenekleri, diğer sınıflara nazaran daha mütevazı olsa da, bazı durumlarda şifacıların değişik tiplerde verdiği hasarlar gruplar için oldukça faydalı olur. Yardımcı hasar şifacıları,asit saldırısı ile rakip şifacılara hem hasar verirler, hem de iyileştirme yeteneklerini kötüleştirirler, rakibi zehirleyerek yavaşlatırlar, yaratık celp ederek oyalarlar.
Yardımcı hasar şifacısı yetenekleri: Meditasyon, Zehirleme, Asit saldırısı, Asit bilgisi, Çağrı

Şifacı Yetenekleri:
1 seviye : İyileştirme, Zehirleme, İyileştirme bilgisi
10 seviye: Can verme, Ruh kalkanı, Meditasyon
20 seviye: Asit saldırısı, Asit bilgisi, Büyü bozma
30 seviye: Fiziksel direnç alanı, Element direnç alanı, Sakinleştirme
40 seviye: Çağrı, Cankurtaran, İyileştirme çemberi
Şifacıların 3 ana görevi ve yüzlerce yetenek kombinasyonu vardır.
1)İyileştirme şifacısı: Özelliklerini iyileştirme büyüleri üzerine yoğunlaştırmışlardır. Gruptaki görevleri, tank savaşçıları ve grup elemanlarını hayatta tutmaktır. Yüksek kudrete sahiptirler ve iyileştirme dışında kudret harcayan yetenekleri minimumda kullanırlar.
İyileştirme şifacısı yetenekleri: İyileştirme, Meditasyon, İyileştirme bilgisi, İyileştirme çemberi, Can verme,Sakinleştirme
2)Koruma şifacısı: Koruma şifacıları, diğer grup üyelerini ayakta tutacak zaman etkili destek büyülerini sıklıkla uygulayarak, gruplarının aldıkları hasarı azaltırlar. Ayrıca grubu, çok büyük hasarlardan koruyan anlık yetenekleri de uygularlar.
Koruma şifacısı yetenekleri: Element direnci, Fiziksel direnç, Can kurtaran, Büyü bozma
3)Yardımcı hasar şifacısı: Şifacıların hasar yetenekleri, diğer sınıflara nazaran daha mütevazı olsa da, bazı durumlarda şifacıların değişik tiplerde verdiği hasarlar gruplar için oldukça faydalı olur. Yardımcı hasar şifacıları,asit saldırısı ile rakip şifacılara hem hasar verirler, hem de iyileştirme yeteneklerini kötüleştirirler, rakibi zehirleyerek yavaşlatırlar, yaratık celp ederek oyalarlar.
Yardımcı hasar şifacısı yetenekleri: Meditasyon, Zehirleme, Asit saldırısı, Asit bilgisi, Çağrı
ikv soru cevap
"İstanbul Kıyamet Vakti" nedir?
"İstanbul Kıyamet Vakti" internet üzerinden oynanan, bir Devasa Online Rol Yapma Oyunudur.
Devasa Online Rol Yapma Oyunu nedir?
DORYO, internet üzerinde aynı anda binlerce kişinin bir arada oynayabildiği bir oyun türüdür. Oyuncular, bir oyunun dünyası üzerinde çeşitli karakterler yaratırlar ve karakterlerinin gerektirdiği şekilde rol yaparlar.
İstanbul Kıyamet Vakti'nin oyun tarzı nasıldır
İstanbul Kıyamet Vakti oyununda oyuncular, karakter yaratarak oyuna başlarlar. Oyuncular karakterleriyle düşman yaratıkları öldürerek veya verilen değişik görevleri tamamlayarak deneyim puanı kazanırlar. Bu deneyim puanları karakterlerinin gelişmesine ve özelliklerinin artmasına imkan verir. Oyuncular oyunda buldukları, ürettikleri ve satın aldıkları eşyaları kullanarak karakterlerini daha da güçlendirebilir. Oyuncular seviye atladıkça; alabilecekleri görevler ve yapabilecekleri işlerin sayısı artar.
Zorlu görevlerde birbirleriyle gruplar kurarak daha rahat ilerleyebilirler. Veya birbirlerine karşı savaşarak; birbirleriyle yarışabilirler.
İstanbul Kıyamet Vakti'nin oyun süresi nedir? Oyun ne zaman bitiyor?
DORYO'ların genel bir özelliği olan, oyunun asla bitmemesi; İstanbul oyunu için de geçerlidir. Her zaman daha iyi bir silah bulunabilir; daha güçlü bir karakter yapılabilir. Veya keşfedilecek yeni şeyler, tanışılacak yeni insanlar çıkabilir.
İstanbul Kıyamet Vakti Oyunu'nun oyun dünyası nasıldır?
İstanbul Kıyamet Vakti, 1956 yılında meteor felaketine uğramış bir dünyada; İstanbul'un geleceğinde geçer. Felaketin üzerinden 51 yıl geçmiştir. Ve 2007 yılında, İstanbul günümüzde olduğundan bambaşka bir hal almıştır.
"İstanbul Kıyamet Vakti" internet üzerinden oynanan, bir Devasa Online Rol Yapma Oyunudur.
Devasa Online Rol Yapma Oyunu nedir?
DORYO, internet üzerinde aynı anda binlerce kişinin bir arada oynayabildiği bir oyun türüdür. Oyuncular, bir oyunun dünyası üzerinde çeşitli karakterler yaratırlar ve karakterlerinin gerektirdiği şekilde rol yaparlar.
İstanbul Kıyamet Vakti'nin oyun tarzı nasıldır
İstanbul Kıyamet Vakti oyununda oyuncular, karakter yaratarak oyuna başlarlar. Oyuncular karakterleriyle düşman yaratıkları öldürerek veya verilen değişik görevleri tamamlayarak deneyim puanı kazanırlar. Bu deneyim puanları karakterlerinin gelişmesine ve özelliklerinin artmasına imkan verir. Oyuncular oyunda buldukları, ürettikleri ve satın aldıkları eşyaları kullanarak karakterlerini daha da güçlendirebilir. Oyuncular seviye atladıkça; alabilecekleri görevler ve yapabilecekleri işlerin sayısı artar.
Zorlu görevlerde birbirleriyle gruplar kurarak daha rahat ilerleyebilirler. Veya birbirlerine karşı savaşarak; birbirleriyle yarışabilirler.
İstanbul Kıyamet Vakti'nin oyun süresi nedir? Oyun ne zaman bitiyor?
DORYO'ların genel bir özelliği olan, oyunun asla bitmemesi; İstanbul oyunu için de geçerlidir. Her zaman daha iyi bir silah bulunabilir; daha güçlü bir karakter yapılabilir. Veya keşfedilecek yeni şeyler, tanışılacak yeni insanlar çıkabilir.
İstanbul Kıyamet Vakti Oyunu'nun oyun dünyası nasıldır?
İstanbul Kıyamet Vakti, 1956 yılında meteor felaketine uğramış bir dünyada; İstanbul'un geleceğinde geçer. Felaketin üzerinden 51 yıl geçmiştir. Ve 2007 yılında, İstanbul günümüzde olduğundan bambaşka bir hal almıştır.
taraflar:
lodos
Kurucuları:ismet bey
Kale Konumu:Eminönü
Askerleri:Lodos muhafızı
arzın çocukları
Oyun içi Resimler
oyunun resmi sitesi:
indirme adresi
sistem gereksimleri
ilk oyun tanıtımım eksiklikler olabilir
beğenmeseniz bile emeğe saygı

Kale Konumu:Eminönü
Askerleri:Lodos muhafızı

arzın çocukları
Kurucuları:handan hanım
Kale Konumu:Meteor Bölgesi
Askerleri:Arz Muhafızı

Kale Konumu:Meteor Bölgesi
Askerleri:Arz Muhafızı

Oyun içi Resimler




oyunun resmi sitesi:
Code:
http://www.istanbuloyun.com/
indirme adresi
Code:
http://www.istanbuloyun.com/download.aspx
sistem gereksimleri
İstanbul Kıyamet Vakti - Derindeki Sır 3.3'ı indirdikten sonra eskisini sisteminizden tamamıyla kaldırıp bu sürümü kurmalısınız. Eskisini kaldırmadan bu sürümü kurarsanız veya eski sürümle oyuna girmeye çalışırsanız güncelleme yapılmasına rağmen oyun hatalı açılacaktır.
Sistem gereksinimleri :
- P4 1.5 GHz/ Celeron 1.8 GHz / AMD XP 2200+ veya üzeri işlemci
- Windows XP
- 512 MB veya üzeri RAM
- 1.2 GB boş harddisk alanı
- DirectX 9.0.c
- Pixel Shader & Vertex Shader destekli grafik kartı
Örnek : ATI Radeon 9500 veya üzeri / GeForce FX 5200 veya üzeri
- 1024x768 minimum ekran kartı çözünürlüğü
- DirectX destekli ses kartı
- Internet Bağlantısı
Sistem gereksinimleri :
- P4 1.5 GHz/ Celeron 1.8 GHz / AMD XP 2200+ veya üzeri işlemci
- Windows XP
- 512 MB veya üzeri RAM
- 1.2 GB boş harddisk alanı
- DirectX 9.0.c
- Pixel Shader & Vertex Shader destekli grafik kartı
Örnek : ATI Radeon 9500 veya üzeri / GeForce FX 5200 veya üzeri
- 1024x768 minimum ekran kartı çözünürlüğü
- DirectX destekli ses kartı
- Internet Bağlantısı
ilk oyun tanıtımım eksiklikler olabilir
beğenmeseniz bile emeğe saygı