İlişki Konusu - "Seviyosan bence git konuş abi"

Users who are viewing this thread

Valla ben de anlayamadım, yeni forumdan beri nickim resetlendiği için Kaptan nicki boştaydı onu da fark etmemiş muhtemelen. :grin:

O bahsettiğin değer vermek ve değerli hissettirmek iki farklı boyut tabii.. Hatta biraz kafanızı karıştırayım, aşırı değer verdiğini kendine hissettirmek de eklensin buna. Çünkü ne olursa olsun birine değer vermek yanlış değildir, hatta çevrenize bolca değer dağıtmanız bir bakıma değerli insanlarla bezeli bir çevreye sahip olduğunuzu gösterir. Ama değer vermek bayağı davranışlara gösterilere dönüşüp somutlaşınca ne yazık ki beyin bunları hiç bilmediği yeni verilermiş gibi tekrar ve daha farklı yorumluyor. Artık yorumlama sürecini ben bilemiyorum, ama sonuç kısmında değer verdiğimizi hunharca göstermeye çalıştığımız kişi hafızada kimlik değişimine uğrayıp bir ihtiyaca dönüşüyor.
Hatta cinsel ilişkileri bir kenara koyup bunu erken yaş arkadaş ilişkilerine oturtmaya çalışırsanız, lise-üni dönemlerinde kankalıkla başlayıp düşmanlığa dönüşen arkadaş gruplarının da temelinde bu muhabbetin etkili olduğunu görebilirsiniz. Başta iki taraf da ölçülü saygılıdır, sonra bir taraf kendi ilgisi arttığı için aynı şekilde karşıdakinin gözünde büyümek ister. “Wpde geç yazmalar”, “görüldüler”, “buluşmalara çağırılmamalar”, “projelerde takımına davet etmemeler”e takılmaya başladıkça bu davranışlarını referans alarak beyin muhatabında kimlik değişikliğine başlar. Ama muhatabının sana dönütleri artan kuruntularınla paralel olmadığı için beyinde tutarsızlıklar başlar. Beyin tabii bundan kendini suçlu tutarak kişilik sendromunu değil, karşıdakini suçlu tutarak somut bir lise kavgasını tercih eder. Hatta neden olduğu bu iç savaşımdan dolayı muhatap(lar)a karşı içsel bir kızgınlık büyümeye başlar. Bu yüzden düşmanlıklar çoğunlukla “Manitasına yazma” “dedikodusunu etme” “sırrını millete anlatma” “arkasından ****** deme” “ifşalarını paylaşma” gibi belirgin ve cezalandırmaya yönelik olaylarla başlar.
 
Yaklaşık 1,5 aydır bir ilişkim var. Aramız güzel,şakalar göndermeler falan 40 yıllık karı-koca gibi hallerimiz oluyor bazen. Ama şimdi bunun muhafazakar bir ailesi var yazın buluşma imkanımız yok (bknz. abisi olan kız). Ayrıca çok aşırı aşırı inek. Ben geçen dönem okul 2.siydim, o da geçen dönem böyle çalışıyordu ama derece yapamadı. Bu dönem de daha da arttırdı; çıkmaya başlayınca azalttı ama yanına gidiyorum uyuyor,sonraki teneffüs gidiyorum "neden uyudun?" diyorum enerji toplamam lazım diyor falan. Ne yapayım?

not: duygusuz tekliflere açığım
burada hayatımın en tatlı hatasını yapmıştım, forumu karıştırırken denk geldim lol
 
Çünkü sevdiler, gidip konuştular ve o güzel atlara binip gittiler. Muhtemelen sonra ayrıldılar, depresyona girdiler ve kendilerini erdoğan mitinglerine verdiler.

Burada sevdiği insana açılamayan arkadaşlara da bi tavsiyede bulunmuş olayım madem. Arkadaşlar sevdiğiniz kız erkek artık kimse sırf komik olmak ilgi çekici olmak adına, kur yapmak adına ortak tanıdıklarınızı hor görmeyin şebekleşmeyin. Reddedilirseniz pişman olursunuz ama kabul edilirseniz de pişman olursunuz çünkü artık bir role girmişsinizdir, çıkmak yürek ister.
 
Bir kız var. Hayatımda ilk defa aşık etti beni kendine. Yaklaşık 2-2.5 ay boyunca çıktık kendisiyle sonra, kendisinin biraz zamana ve mesafeye ihtiyacı olduğu gerekçesiyle ayrıldık çünkü uzun ilişkisinden sonra yeni bir ilişkiye hazır olmadığını fark ettiğini söyledi.

İlk flörtleşmeye başladığımız zaman bana inanılmaz ilgiliydi, bazen çok saçma şeylerimi bile kıskanıyordu aslında ( herhangi bir toksinlik yaratmadan ). Hayatında daha önce kimse için bu kadar heyecanlanmadığını veya kimseyi bu kadar arzulamadığı gibi klişe yalanları da söyledi tabii ki. (yani en azından yalanmış). Ayrılalı 1 ay oldu, 2.5 ay çok kısa bir süre olsa da bir ilişki için aşık olduğumu fark etmem benim, ayrıldıktan sonra bir ortak arkadaş buluşmasından sonra gerçekleşti. O buluşmaya kadar ayrıldıktan sonra hiç görüşmemiştik. O görüşmeden sonraki günün akşamında beni aradı ve biz tekrar düzenli olarak görüşmeye başladık. Neredeyse her gün konuşuyoruz, hatta ayrıldıktan sonra 4-5 kez buluştuk bile. Tekrar barışma olasılığımız olduğunu pek düşünmüyorum açıkçası, (her ne kadar çok istesem de). Yine de elimden geleni yapıyorum.

Neyse bu da benim çok kısa da olsa ilk aşık olma hikayem oldu, onu da burada anlatmak istedim.
 
Bir kız var. Hayatımda ilk defa aşık etti beni kendine. Yaklaşık 2-2.5 ay boyunca çıktık kendisiyle sonra, kendisinin biraz zamana ve mesafeye ihtiyacı olduğu gerekçesiyle ayrıldık çünkü uzun ilişkisinden sonra yeni bir ilişkiye hazır olmadığını fark ettiğini söyledi.

İlk flörtleşmeye başladığımız zaman bana inanılmaz ilgiliydi, bazen çok saçma şeylerimi bile kıskanıyordu aslında ( herhangi bir toksinlik yaratmadan ). Hayatında daha önce kimse için bu kadar heyecanlanmadığını veya kimseyi bu kadar arzulamadığı gibi klişe yalanları da söyledi tabii ki. (yani en azından yalanmış). Ayrılalı 1 ay oldu, 2.5 ay çok kısa bir süre olsa da bir ilişki için aşık olduğumu fark etmem benim, ayrıldıktan sonra bir ortak arkadaş buluşmasından sonra gerçekleşti. O buluşmaya kadar ayrıldıktan sonra hiç görüşmemiştik. O görüşmeden sonraki günün akşamında beni aradı ve biz tekrar düzenli olarak görüşmeye başladık. Neredeyse her gün konuşuyoruz, hatta ayrıldıktan sonra 4-5 kez buluştuk bile. Tekrar barışma olasılığımız olduğunu pek düşünmüyorum açıkçası, (her ne kadar çok istesem de). Yine de elimden geleni yapıyorum.

Neyse bu da benim çok kısa da olsa ilk aşık olma hikayem oldu, onu da burada anlatmak istedim.
Ben sezdim bu maçın ilk yarısıydı ikinci yarı gelecek
 
Bir kız var. Hayatımda ilk defa aşık etti beni kendine. Yaklaşık 2-2.5 ay boyunca çıktık kendisiyle sonra, kendisinin biraz zamana ve mesafeye ihtiyacı olduğu gerekçesiyle ayrıldık çünkü uzun ilişkisinden sonra yeni bir ilişkiye hazır olmadığını fark ettiğini söyledi.

İlk flörtleşmeye başladığımız zaman bana inanılmaz ilgiliydi, bazen çok saçma şeylerimi bile kıskanıyordu aslında ( herhangi bir toksinlik yaratmadan ). Hayatında daha önce kimse için bu kadar heyecanlanmadığını veya kimseyi bu kadar arzulamadığı gibi klişe yalanları da söyledi tabii ki. (yani en azından yalanmış). Ayrılalı 1 ay oldu, 2.5 ay çok kısa bir süre olsa da bir ilişki için aşık olduğumu fark etmem benim, ayrıldıktan sonra bir ortak arkadaş buluşmasından sonra gerçekleşti. O buluşmaya kadar ayrıldıktan sonra hiç görüşmemiştik. O görüşmeden sonraki günün akşamında beni aradı ve biz tekrar düzenli olarak görüşmeye başladık. Neredeyse her gün konuşuyoruz, hatta ayrıldıktan sonra 4-5 kez buluştuk bile. Tekrar barışma olasılığımız olduğunu pek düşünmüyorum açıkçası, (her ne kadar çok istesem de). Yine de elimden geleni yapıyorum.

Neyse bu da benim çok kısa da olsa ilk aşık olma hikayem oldu, onu da burada anlatmak istedim.

flec son durum?
 
Hala aynı. Arkadaş olarak görüşüyoruz ama fazlası yok. Kötü var mı dersen; kıza kanser teşhisi kondu.
Geçmiş olsun Flecha aradan aylar geçmiş bir şey değişti mi bilmiyorum ama umarım iyidir.

Ayrıyeten yazdığın tarihe baktım da o tarihten üç gün sonra hayatımda ilk kez aşık olduğumu hissettiğim bir kıza aşkımı ilan etmişim. İyi veya kötü baya zaman geçirdik onunla şimdiyi soran olursa birbirimizi ailelerimizden ve arkadaşlarımızdan daha iyi tanıyan iki yabancıyız. Böyle duygusal durumlarda insan tarihe dikkat ediyor sanırım ya da bana özel bir şeydir bilmiyorum. Belli başlı tarihler aklımdan çıkmıyor bir şekilde unutamıyorum. Belki hatırlanacak başka tarihler bir gün karşımıza çıkar.
 
Back
Top Bottom