Ee yerini kimlerle dolduracaksın bu İslamcı Ülkücü kadroları. Yeni bakanlar yeni bakan yardımcıları geldiğinde, birçok kamu kuruluşunun genel müdürlük mevkisinde çalışan idari personelini hadi sizi tafsiye ettik diye mi yollayacaksın? Ee kimleri getireceksin yerine, mesela DSİ'deki idari kadroları IZSU'dakilerle mi dolduracaksın? Evet birçok mevkiye maalesef torpilsiz gelmek çok zor fakat bu demek değildir ki o mevkilerde bulunan insanlar vasıfsız, kalifiyesiz. Dönemimizde yaşadığımız sorun bir partinin bürokrasi üzerindeki tartışılmaz denetimi ve yetkisi. Tabii ki de bürökratik ast üst ilişkisinden bahsetmiyorum. Bir milletvekilinin veya bir il/ilçe başkanının sahip olduğu güçten behsediyorum. Yoksa yeni gelecek bakanlar, genel müdür ve yardımcılarını belirleyip dönemin Cumhurbaşkanına sunduktan sonra yoluna bakacak herhangi bir tasfiye işlemine başlamayacak, başlamaları imkansız zaten.Bana göre yapılması gereken tek şey var, o da özellikle tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşlarının daha sıkı ve objektif denetlenmesi ve mülakatların kökten kaldırılması.
Ayrıca, bir milletvekilinden bir partinin milletvekilinden dikkat edin, sözcüsü veya genel başkan yardımcısı veya grupbaşkan vekili bile demiyorum milletvekilinden tüm partisi adına hassas bir konuda konuşmasını beklemek.. Meral Akşener yanlış hatırlamıyorsam Temel Bey ile yaptığı basın toplantısında Hdp'ye gayet güzel bir cevap vermişti, fakat kendini Ak Partinin mirasçısı olarak konuşlandırmak isteyen bir partiden bu kadar keskin açıklamaların kolay kolay gelmeyeceği aşikar ki Akşener Kürt çoğunluktaki illerde dahi karşılık bulan bir lider. Ve ayrıca yanlış hatırlamıyorsam İyi Partinin tüzüklerinde Hdp'ye ve söylevlerine karşı tweet atmak, Hdp'yi ana odağına koymak gibi ifadeler yoktu. Sözde Ermeni Soykırımının tanınması, Tam Kapanma, C.Başkanının açıklamalar gibi daha hayati konular varken, düşmanımın düşmanı mantığıyla dost olan bir partiye ve kitlesine saldırmak çok akıl karı gözükmüyor.