akqüst said:
Bu adamın kim olduğunu bilen var mı?
Saydıkları eksi yönler, Türkiye'deki kurumsal hayatın özeti gibi. Yazan kişi eski çalışan mı, palaşım gerçek mi, bunları bilemiyorum. Ama çok iyi analizlerde bulunmuş.
Bir kere patronu hakkında eleştiri getirmesinde bir yanlışlık olduğunu düşünmüyorum. Bir insanın iyi bir yazılımcı ya da iyi bir girişimci olması, aynı zamanda iyi bir yönetici de olacağı anlamına gelmez. Göz önünde olan kişiler genellikle girişimlerinin başında kalmayı başarmış iyi liderler olsa da, çoğu senaryoda kurumlar büyüdükçe daha profesyonel yöneticilerle çalışılır.
Eksi yön olarak belirttiği maddelerden en vurucu olanı da, çok çalışan kişiyle, işini savsaklayan kişinin ayrımını firmanın yapamadığını belirtmesi. Bunu, İstanbul'da beyaz yakalı olarak çalışanlar çok iyi bileceklerdir. Aşağı yukarı hepimizin başına gelmiş bir durum. İşe girerken oluşturduğunuz kariyer hedefiniz ve hevesiniz ile çok çalışırsınız. Fakat görürsünüz ki, sizinle aynı pozisyonda olan biri günün yarısını "Çalışır" gibi yaparak geçiriyordur. Maalesef bu konudaki mantalite, hem vasıfsız yöneticiler hem de etik bilmeyen çalışanlar sayesinde yıllardır süregeliyor. Verim kavramına herhangi bir değerin atfedilmemesi, yaratıcılık gerektiren işlerde dahi 9-6 çalıştırmasa ölecek hastalığında olan yöneticiler; çalışanların mesailerinin büyük bölümünde kendi işlerine odaklanmamasına ve hatta freelancer iş alıp mesai saatlerinde ilgilenmesine kadar gidiyor.
Tabi işin bu kısmı bizi ne kadar ilgilendirir dersek, konuyu Bannerlord özelinde ele almaya çalışalım.
Ortada "Denenmemiş müthiş bir fikir" yok. Daha önce denenmiş ve başarı sağlanmış bir serinin devamı yapılıyor. Teorik olarak bunda hiçbir sorun yok. Sorunun başladığı yer, geliştirme sürecine başlanan tarihten bugüne gelene kadar geçen zamanda, demolarından görmüş olduğumuz üründen daha iyi bir ürün çıkmasını beklerdim. Animasyon geliştirmeleri, grafik geliştirmeleri, oyuna eklenen sistemler; hiçbiri, bunca yıllık geliştirmenin sonucunda gururla sunulacak şeyler değil. Önceki ürünümüzü, daha iyi haline getiriyoruz demek için de, bu kadar zamana ihtiyaç var mıydı, bilemiyorum.
Kaldı ki, internete düşen oynanış videolarında, hala çok "majör" hatalar göze çarpıyor. Örnek vermek gerekirse, yapay zeka hala çok kötü, görev sistemi kendini tekrar eden ve eğlenceli olmaktan çok uzak bir konumda, dövüş sistemi animasyonların biraz "modlanmış" hali. Dikkatli inceleyen insanlar, eminim ki daha fazla detay yakalamışlardır.
Başarı sağlamış ve sevilen bir serinin devam oyunu iyi mi olur, kötü mü olur, bunu bekleyip göreceğiz. Fakat geliştirme sürecinde bir problem olduğu artık herkesin malumu olmaya başladı. Topluluk için oyunun alay konusu olması, seriyi seven herkesi üzüyordur eminim ki.
Yabancı topluluğun "Overdosed Meme" kültürü mide bulandırsa da, daha beteri yine bizden çıkıyor. Beylerin, hanımlarla ilgili tartışmalarını noktalayan o kutsal cümleler, bu oyun için de çokca kullanılıyor. "Oyun çıksa, oynamaz mısın?". Oynarım. Warband da kusursuz bir oyun değildi. Fakat eksikler karşısında aynı anlayışı göstereceğimi zannetmiyorum.
"Bu ne tantana kardeşim, beğenmezseniz almazsınız" tayfası için de söyleyeceğim şu: Sevdiğim bir yönetmen, kötü bir filme imza atınca onu da çokca eleştiriyorum, hayal kırıklığı yaşıyorum. Eğer yapımcılar da bu şekilde düşünüyorlarsa onlara önerim, Kadıköy'de bir kafe açsınlar Bannerlord'tan gelen parayla, yormasınlar kendilerini.
Ha gerçi tavşan dağa küsmüş, dağın geliştirme süreci sekteye uğramamış tabi.