Bahsettiğin kişinin dürüst olduğunu iddia eden insanlar yalancıysa? Bu yüzden spekülasyon kelimesini kullandım. İnsan kendi kendine bir kişinin ne kadar dürüst olduğunu söylese bile kendi gözleriyle görse bile gerçeği bilememesi mümkün. Bu noktada zaten inanç devreye giriyor. Kişi bunun üstüne kafa yormadan rahatlıkla güvenilir bi veri aldığına dolayısıyla bunun gerçekliğinden şüphe duymamaya başlıyor.
Günümüz şartlarında kimse gerçek anlamda inanmıyor zaten, özellikle dinin içine bilimi sokmaya çalışan insanlar bunun başını çekiyor. Bir şeyden şüphe duyduğunuz anda inanç yok oluyor. Bu sizin kendi bilincinizle çözebileceğiniz bi ikilem de değil, doğal insan davranışı. İnsanlar geçmişte cevaplandıramadıkları sorunlara yanıt olarak inancı kullanıyordu ancak zaman içinde özellikle evrene dair bilmediklerimiz azaldıkça inancın yeri de insanın hayatında giderek daha az yer kaplamaya başladı. Bugün insanlar büyük bi hevesle din üstüne tartışıyorlar ancak farkına varılmayan şey söz konusu inancın eski inançla hiçbir bağı olmaması.
İşin içine olasılık veya bilimi sokmak zaten inancı kendi başına yok eden bi davranış. Nietzsche'nin "Tanrı'nın Ölümü"nden kastettiği de budur. İnsanlar bildiklerinden ötürü artık gerçek anlamda inanmıyorlar, eskiden inandıkları şeylerin yerine yine farklı fenomenler yerleştirmeye çalışıyorlar. Ama bi yandan aynı fenomenden şüphe duyuyorlar. Bu noktadan sonra inanç mümkün değil. Eğer ille işin içine olasılık bilim ve fiziksel evren girecekse geriye yine tanrısal özellik atfedebileceğimiz bir varlık kalmıyor.
Günümüz şartlarında kimse gerçek anlamda inanmıyor zaten, özellikle dinin içine bilimi sokmaya çalışan insanlar bunun başını çekiyor. Bir şeyden şüphe duyduğunuz anda inanç yok oluyor. Bu sizin kendi bilincinizle çözebileceğiniz bi ikilem de değil, doğal insan davranışı. İnsanlar geçmişte cevaplandıramadıkları sorunlara yanıt olarak inancı kullanıyordu ancak zaman içinde özellikle evrene dair bilmediklerimiz azaldıkça inancın yeri de insanın hayatında giderek daha az yer kaplamaya başladı. Bugün insanlar büyük bi hevesle din üstüne tartışıyorlar ancak farkına varılmayan şey söz konusu inancın eski inançla hiçbir bağı olmaması.
İşin içine olasılık veya bilimi sokmak zaten inancı kendi başına yok eden bi davranış. Nietzsche'nin "Tanrı'nın Ölümü"nden kastettiği de budur. İnsanlar bildiklerinden ötürü artık gerçek anlamda inanmıyorlar, eskiden inandıkları şeylerin yerine yine farklı fenomenler yerleştirmeye çalışıyorlar. Ama bi yandan aynı fenomenden şüphe duyuyorlar. Bu noktadan sonra inanç mümkün değil. Eğer ille işin içine olasılık bilim ve fiziksel evren girecekse geriye yine tanrısal özellik atfedebileceğimiz bir varlık kalmıyor.