sınıfça ve dışarıdan ufak göçlerle beraber ufak bi geziye gittik. aramın pek iyi olmadığı müdür yardımcısı saldı bizi, saat 14:30'da burada olun dedi. arkadaşla dolandık falan derken son yarım saat kala ikimizde de kondisyon kalmadı. gittik oturduk bi yere. son beş dakika kala kalktık, son dört dakika kala hocanın bahsettiği yere gittik bekliyoruz. ama çevreye az bakınca, ulan hiç bizden biri yok. içeriyi falan tekrar gezdik yok arkadaş bizden hiç kimse yok. çare yok, tek yol otostop.
güneşin altında, kaldırımda bekliyoruz. yirmi dakika kimse durmadı. sonra baktık böyle olmayacak, güneşten uzaklaşmamız gerek. gölgeye geçene kadar eller sabit yürüdük. o ara biri durdu, attı bizi arabaya. coğrafya öğretmeniymiş. biz de kendisine coğrafya dersi için okula yetişmeye çalıştığımızı söyleyince, sohbet başladı oradan. sonra sağ olsun taa okula kadar bıraktı. kendi okulu bizim okula yakındı.
okula gidince ilk işim o müdür yardımcısına hesap sormaktı. arkadaş kem küm edince bari rehber hocası aklı alalım dedik ve konuştuk. yorumsuz. hal böyle olunca ben doğru mudur yardımcısının yanına. yol boyunca adamın ters köşe yapabileceği her yere bir yanıt buldum. bütün olasılıkları düşündüm. arkadaş şoförü konuştururken ben düşündüm. o ara öğretmenler odasından çıkınca müdür yardımcısını odasından çıkarken gördüm. doğru yanına gittim. arkadaş da istemeyerek geldi.
bu müdür yardımcısı ile benim aram kötü, arkadaş ise nötr. hoca egoist biri. kesinlikle kendisini haklı göreceği için ben hazırlık yapmıştım. amacım hocayla konuştuktan sonra gidip okulda yakınıp hocaya karşı propaganda yapmaktı. bu nasıl beceriksiz bir organizasyon, kim bunu yönetmiş tarzında. ben terslenmeye o kadar hazırlıklıydım ki, kendimi iyice gaza getirdim hocanın yanına varana kadar geçen her saniyede.
hocayı durdurdum, hocam dedim, hayır dedi. zaten sevmiyorum herifi, daha baslamadan soğuttu. ne diyeceğimi biliyor musunuz ki hayır diyorsunuz hocam dedim. biliyorum dedi, söyleyin dedim, bir şeyler geveledi. hayır dedim. tamam hadi söyleyin deyince okul servisinin neden erken kalktığını sordum. o da her yeri gezip herkesi topladığını bizim muhtemelen kuytu bir köşede olduğumuz için haber alamadığımızı söyledi. ben de oturduğumuz yeri söyleyip düzgün bakamamışsınız dedim. sonra da olanları ekledim.
peki çocuklar oruçlu musunuz dedi. ben ne önemi var hocam dedim. sonra evet deyince bu adamdan asla beklemediğim bir eylemi yaptı. helallik istedi kusura bakmayın dedi sonra hocayla sarıldık falan. ben bu adamla tartışmıştım zamanında yav. beni gayette hatırlıyor, eminim. ben tabii iptal oldum o an. yirmi saniye öyle sarılmış pozisyonda kaldık. arkadaş olay boyu izleyici bu arada. ardından tekrar kusura bakmayın çocuklar sizi uğraştırdığım için falan dedi, sonra ayrıldı. şok etkisi bir saat sürdü.
öyle işte.