İlişki Konusu - "Seviyosan bence git konuş abi"

Users who are viewing this thread

YusufPasha said:
Aşk yoktur, libido vardır.
-Sigmund Freud
İnsan seviyorsa iki şeyi asla yapmaz. Aldatmaz ve ağlatmaz. Çünkü aldatmak insan onuruna; ağlatmak ise insan yüreğine yapılmış en çirkin saldırıdır
-Erich Fromm


Hadi bilim kapışsın
Bilime göre konuyu ele almak biraz saçma çünkü süreç o kadar kaotik ki bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında hiç.Daha en basit acıkma/tokluk duyusunu bile tam olarak açıklayamıyorken bu aşk konusunu bilimle açıklamak zor
 
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Tam bir şerefsizim. Yaşadıklarımı buraya yazarsam benden tiksinirsiniz.
ben sende sezmek yüksek bir jigololuk
Hayır saçmalama. Etik olmayan durumlar yaşadım. İnsanlara yaşamayı haketmedikleri durumları yaşattım falan
-Aldatmak
efenim sizde az şerefsiz değilmişsiniz
Gerçek sevgiyi hissedene kadar böyle devam edeceğim valla
 
Ordulu said:
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Tam bir şerefsizim. Yaşadıklarımı buraya yazarsam benden tiksinirsiniz.
ben sende sezmek yüksek bir jigololuk
Hayır saçmalama. Etik olmayan durumlar yaşadım. İnsanlara yaşamayı haketmedikleri durumları yaşattım falan
-Aldatmak
efenim sizde az şerefsiz değilmişsiniz
Gerçek sevgiyi hissedene kadar böyle devam edeceğim valla

arkandayım kardeşim devam
 
Ordulu said:
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Tam bir şerefsizim. Yaşadıklarımı buraya yazarsam benden tiksinirsiniz.
ben sende sezmek yüksek bir jigololuk
Hayır saçmalama. Etik olmayan durumlar yaşadım. İnsanlara yaşamayı haketmedikleri durumları yaşattım falan
-Aldatmak
efenim sizde az şerefsiz değilmişsiniz
Gerçek sevgiyi hissedene kadar böyle devam edeceğim valla
Boynuzlarınız bir gün arşa değerse gerçek sevgiyi o zaman hissedersiniz efem.
 
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Turkish Cavalry said:
Ordulu said:
Tam bir şerefsizim. Yaşadıklarımı buraya yazarsam benden tiksinirsiniz.
ben sende sezmek yüksek bir jigololuk
Hayır saçmalama. Etik olmayan durumlar yaşadım. İnsanlara yaşamayı haketmedikleri durumları yaşattım falan
-Aldatmak
efenim sizde az şerefsiz değilmişsiniz
Gerçek sevgiyi hissedene kadar böyle devam edeceğim valla
Boynuzlarınız bir gün arşa değerse gerçek sevgiyi o zaman hissedersiniz efem.
Boynuz falan yok
 
kesinlikle katılıyorum arkadaşlar. bi yere kapatın kendinizi ve bekleyin. o sizi kesinlikle bulacak. siz rahat olun. okul-ev veya ev-iş yapın sadece sorun yok. gün yüzü görmeseniz de olur, sonuçta; o sizi bulacak!
 
Nadir Şah said:
Gerçek sevgiyi şıkları tek tek eleyerek bulamazsın. Onun senin karşına çıkması gerek.
Bir şeyi aramadan bulamazsın.

Sevgi basit bir hormon eyleminden başka bir şey değil a dostlar. Deli divane, şiir aşkı, masal aşkı arıyorsanız ömrü 1 hafta.

Aşkı aramayın.

Sizi ancak size benzeyen biri tatmin edebilir, hobileri, zevkleri benzer kişileri "sevdiğinizi" düşünebilirsiniz. Bu yüzden kodumun uzmanları en iyi karşı cins arkadaşınla evlenin diyor ya. Saf mısınız? En iyi anlaşabildiğiniz insan sizi en iyi şekilde tatmin eder, en rahat davranabildiğiniz kişi sizi en rahat harekete geçirir. Sevgiliyi arayın, arkadaşı olun,yaşça abisi olun (18'e varmadan, vardıktan sonrada maks 2 olun),yaşça kardeşi olun, patronu olun, çalışanı olun.

Arayın, bulamazsanız etrafta karpuz çok. Vura vura tadına bakın. Relaks yaa ohh, dünya bekara ya da flörtleşene güzel.
 
Jacques Collin said:
kesinlikle katılıyorum arkadaşlar. bi yere kapatın kendinizi ve bekleyin. o sizi kesinlikle bulacak. siz rahat olun. okul-ev veya ev-iş yapın sadece sorun yok. gün yüzü görmeseniz de olur, sonuçta; o sizi bulacak!

Öyle değil. Hücreye kapatın kendinizi ve hiç çıkmayın o sizi bulur zaten.

Şaka maka bir  yana aşk ne ya öyle yeniliyor mu?
 
Bugün uzun zaman sonra hesabıma giriş yapıp eski mesajlarımı okurken zamanın nasıl da su gibi aktığını anladım. Hoşlandığım kıza açılmak için sizden nasıl da gaz aldığımı ama yine de başarısız olduğumu yeniden hatırladım. Bir kere olsa anlarım da defalarca olmuş bu ve hep başarısız olmuşum. Bir insan ceaaret nedir hiç mi bilmez? Şimdi Lise 1'de aylarca açılamadığım o kızı görüyorum hâlâ okulda. Halen çok güzel. Seneler nasıl da geçti ben içimde ona karşı büyük bir sevgi beslerken o onlarca erkekle konuşmuştu da en sonunda birini bulmuştu Lise 1'in ilk döneminin sonlarında. Ben karşısında eli ayağı dolaşan , kalbi küt küt atan, heyecandan ne yaptığını bilmeyen beni değil de sırf güzelliği için ve ortam için sevgili arayan o oğlanı seçmişti. Haklıydı da çünkü şimdi hatırlıyorum da benim sevgim hiçbir yarar sağlamazdı ona. Ve onla konuşan diğer erkekler... Nasıl oluyor da bu kadar önyargılı olabiliyorum? O erkeklerin de ondan deliler gibi hoşlanmadığını nerden biliyordum? Halbuki onları da rahatlıkla etkilemiştir onun güzelliği.
Günlerim, haftalarım onun hayali ile geçerdi. Yürüyüşü , gülüşü ve onu birkaç saniye görebilmek için sınıf kapısının önünde dikildiğim günler. Belki geçerken görürüm de bi nebze mutlu olurum diye düşünürdüm. Günlerim onu gördüğüm ve görmediğim günler diye ayrılmıştı.Hani o içimizde hissettiğimiz o güzel duygu var ya işte o bir aldatmaca. Ama pişman değilim hayatın kuralı budur ve böyle ilerler. Ona layık bir erkek değildim. Bu yüzden utanmam veya üzülmem gereken bir şey yok diye düşünüyorum çoğu zaman. Ve diğer kadınlar , onlar bana uygun değillerdi. Yani karşıma yanında mutlu olduğum birinin çıkmasını çok isterdim ama çıkmadı. Hayırlısı olmuş diyorum çoğu zaman ve bu güçlü tutuyor beni. Hayat hep istediğiniz gibi gitmeyebilir ama en azında siz kendi bedeninizi istediğiniz doğrultuda ilerletmeye çalışın. Ben bu güzelliklerin farkına geç vardım. Hayattan beklentilerim yıllar içinde çok değişti ve tabii görüşlerim de. Bu kadar şeyi neden yazdım bilmiyorum ama anlayış gösterin. Bilirsiniz bazen satılarca yazmak istersiniz de yazarsınız böyle. Sebepsiz bazen de sonra silersiniz ben ise bu sefer silmeyeceğim ve ileride tekrar tekrar gelip okuyacağım mesajlarımı çünkü biraz da bu yüzden yazar insan. Ölümsüz olduğunu bir saniye bile olsa hissetmek için.
 
Last edited:
hacı "ona layık değilim" derken neye göre diyosun? kızla tanıştın mı gerçekten? yanılmıyorsam sen kızı tanımıyorsun ki. dolayısıyla şuan en fazla hoşlanarak yazıyosun. belki kız kafa olarak çöp aga ne biliyosun ki yav? belki daha iyisine layıksındır alla alla. yav bi insan kendini bu kadar yeremez. arkadaşlarının da ta ağzına o nası arkadaşlık be. tamam dost acı söyler de dalga geçmez. benim suan bi arkadas var. yakışıklı biri değil ve güzel bi kızı seviyo. çocuk zeki değil ama kız zeki falan. düşün bu çocukla kızı tanıştırmaya çalışıyoruz. çocuk biraz değişik. kızı öküz gibi dikizledigi için kendisinin bilindiğini düşünüyor. kızı görünce kaçıyor falan ama her şeye rağmen hani bi umut basıyoz tuşlara. hani şuna bakıp azıcık kendi pozisyonunu görsen?
 
Sertity said:
Bugün uzun zaman sonra hesabıma giriş yapıp eski mesajlarımı okurken zamanın nasıl da su gibi aktığını anladım. Hoşlandığım kıza açılmak için sizden nasıl da gaz aldığımı ama yine de başarısız olduğumu yeniden hatırladım. Bir kere olsa anlarım da defalarca olmuş bu ve hep başarısız olmuşum. Bir insan ceaaret nedir hiç mi bilmez? Şimdi Lise 1'de aylarca açılamadığım o kızı görüyorum hâlâ okulda. Halen çok güzel halen uğruna ölmeyi göze alacak binlerce erkeği etkileyebilecek güzellikte. Seneler nasıl da geçti ben içimde ona karşı büyük bir sevgi beslerken o onlarca erkekle konuşmuştu da en sonunda birini bulmuştu Lise 1'in ilk döneminin sonlarında. Ben karşısında eli ayağı dolaşan , kalbi küt küt atan, heyecandan ne yaptığını bilmeyen beni değil de sırf güzelliği için ve ortam için sevgili arayan erkekleri seçmişti. Haklıydı da çünkü şimdi hatırlıyorum da benim sevgim hiçbir yarar sağlamazdı ona. Ve onla konuşan diğer erkekler... Nasıl oluyor da bu kadar önyargılı olabiliyorum? O erkeklerin de ondan deliler gibi hoşlanmadığını nerden biliyordum? Halbuki onları da rahatlıkla etkilemiştir onun güzelliği.
      Günlerim, haftalarım onun hayali ile geçerdi. Gittiğim her yer özellikle doğanın içine ve ağaçların altında gelirdi aklımda. İnsan o ağaçların altında başını yaslayabileceği bir omuz arıyor çoğu zaman. Bazıları bulabiliyor ben ise değil bir yâr bir dost bile bulamazdım o zamanlar. Hep ayakta durmak zorunda olan ama kamburlaşmış bir eşyaydım ben. Yürüyüşü , gülüşü ve onu birkaç saniye görebilmek için sınıf kapısının önünde dikildiğim günler. Belki geçerken görürüm de bi nebze mutlu olurum diye düşünürdüm. Günlerim onu gördüğüm ve görmediğim günler diye ayrılmıştı. Ve arkadaşlarımın bu gizli aşkımı öğrendikleri gün, dalga konusu olmuştum çünkü ben şu fani evrende güçsüz bir canlı türüyken o birçok güzel gen ile doğmuş kaliteli bir canlının net bir örneğiydi. Dalga geçildim çünkü mantıklı olmamak komikti onlar için ve ben fazlasıyla mantıktan uzaktım. Hani o içimizde hissettiğimiz o güzel duygu var ya işte o bir aldatmaca. Benim gibi zayıfları mutlu etmek için söylenmiş bir yalan. Eğer bu yalan olmasaydı kendimiz öldürür de bütün işleri üstümüzdekilere bırakırız diye bizi hayatta tutmak için uydurulmuş bir yalan. Tarih boyunca binlerce insan inandı buna Mısırlı köle , toplama kampındaki Yahudi ve sahibin zülümüne maruz kalan siyahi hepsi inanmışlardı buna ve inançları boşa çıktı. Ama pişman değilim hayatın kuralı budur ve böyle ilerler. Ona layık bir erkek değildim. Bu yüzden utanmam veya üzülmem gereken bir şey yok diye düşünüyorum çoğu zaman. Ve diğer kadınlar , onlar bana uygun değillerdi. Yani karşıma yanında mutlu olduğum birinin çıkmasını çok isterdim ama çıkmadı. Hayırlısı olmuş diyorum çoğu zaman ve bu güçlü tutuyor beni. Ve mesajımı okuyan genç arkadaşlarım aşka inanın ama olmayabileceğine de inanın. Hayat hep istediğiniz gibi gitmeyebilir ama en azında siz kendi bedeninizi istediğiniz doğrultuda ilerletmeye çalışın. Okuyun , öğrenin,  pinti olmayın , yiyin , için , gezin ve anı yaşamaya devam edin. Ben bu güzelliklerin farkına geç vardım. Hayattan beklentilerim yıllar içinde çok değişti ve tabii görüşlerim de. Bu kadar şeyi neden yazdım bilmiyorum ama anlayış gösterin. Bilirsiniz bazen satılarca yazmak istersiniz de yazarsınız böyle. Sebepsiz bazen de sonra silersiniz ben ise bu sefer silmeyeceğim ve ileride tekrar tekrar gelip okuyacağım mesajlarımı çünkü biraz da bu yüzden yazar insan. Ölümsüz olduğunu bir saniye bile olsa hissetmek için...
Kardeş yazdıklarına neredeyse üzülecektim ama üzülecek bir şey yok, daha 17 yaşındasın üstelik ne demek ''layık bir erkek değildim'' kim lan bu kız ? Kraliçe elizabeth'in torunu mu nedir yani ? Muhtemelen ortalama veya ortalamanın bir tık üstünde tipte bir kız, ülkede onlardan zibille var ne demek lan diğer kadınlar bana uygun değildi. Sormazlar mı ''kaç kadın tanıdın aslanım'' diye ? Layık değilim dediğine çok takıldım ben, nedir yani fiziken cılız bir tip misin, git spor yap zaten öz güven getirir fitness yapmak, güzel giyin bunları maddi olarak şuan karşılayamıyor olabilirsin buda öncelikle para kazanman demek oluyor. Saçını sakalını suratına uygun şekilde kestir bakımlı ol ne bileyim bak yani kendine. Çok oku, çok izle, çok dinle, çok konuş ve geliştir kendini. Kendine güvenmeyene kimse güvenmez. Benzer bir durum bir kaç sene önce benimde başıma geldi uzun yıllarca çekingen biriydim ve kimseye sadece bir kere görüşle gidip ''ben seninle irtibatımı koparmak istemem'' diyerek numarasını isteyecek kadar tutulmamıştım, numarasını aldım sonra konuştum ettim tanımaya çalıştım ama muhabbeti ben diri tutuyordum meğerse uzun süredir sevgilisi varmış ve bunu benden gizlemedi hatta sormak benim aklıma bile gelmemişti o kadar tutulmuştum ve sevgilisi olsaydı konuşmayacağını düşünüyordum. Ancak yüz yüze 2 kere falan konuşmuştuk ikisinde de inanılmaz rahattım ikincisinde numarasını alabilmem bu yüzden mesela. Belki senin durumdan bundan ibaret tanısan konuşsan hiçte hoşlanacağın birisi değil, yani tanımadığın için büyülü geliyor, uzaktan davulun sesi hoş gelir derler ya o hesap veyahut araya girmek istemeyeceğin kadar başka birini seviyor. İçinde tuttukça başını tutarsın kardeşim o yüzden git başlıktaki taktiği uygula inan bana bi bok olmaz. 
 
:lol: :lol: :lol: :lol:

Olum belki kız eve gidince zart zurt osuruyor, tuvaletten ellerini yıkamadan falan çıkıyor... Yani nerden vardın layık olup olmamaya bu derece uzun paragraf yazacak existential krizlere...

35 yaşımıza kadar yiyip içip sıçacak vaktimiz var beyler, kebab yiyip, şarap için, karpuzlara vurucaz. Bu nedir ya, allah allah.
 
Back
Top Bottom