Yaratılışcılık Üniversitelerde

Users who are viewing this thread

fikir bu fikir, sadece iki gerçek (bir kısım insanlara göre) olayı bağdaştırınca bir birleriyle örtüştüğünü söylüyorum. Astrolojiye göre 2012 balık burcundan kova burcuna geçiş sürecenin başladığı zaman, hadisle sayısal bir analiz yaptığımızda birbirleriyle örtüşüyor ve bu fikrimi beyan ettim. Ne de olsa O hadisi söyleyen kişi , sizin gibi ölümü bir yok oluş değil bir geçiş sebebi olarak görüyor (ahiret).
 
astrolojinin hicbir gercek, pratik sonucu yok ki.

mulanist said:
sizin gibi ölümü bir yok oluş değil bir geçiş sebebi olarak görüyor (ahiret).

ahiret mi? bence degil
http://www.youtube.com/watch?v=v50wkoofl-4 \m/
 
Burçlarla din birbirini bağdaştırıyor diye bir şey olamaz. Dinde burçlara yer yoktur bir kere. Burçlar insanları birkaç gruba ayırıyor.
Burçlara inanan bi arkadaşımın burcunda "ikiyüzlü" olduğu yazıyor. Adam da kendisini gerçekten ikiyüzlü olduğuna inandırmış, bunun kaderi olduğunu, değişemeyeceğini sanıyor.                                                                                                                                       
 
:arrow:
ahmetmaza12 said:
Laf yetiştirmeye çalışmakmı, sayfalardır laf yetiştiren sensin. Bulunan onca fosiller ve onlara göre yapılan insanın tarihi dönemleri yanlış senin yancıların doğru değilmi. Sonrada kıvır adamların ideolojisine bakıyon diye. Verdiğin adamlar bal gibide sağcının önde gidenidir(hele yılmaz öztuna). Bir iki kitap okumuşsun peki. Lan bulunan fosillerin adlarını sıralamaya kalksam oluşacak ciltleri bir ayda okuyamazsın. Birde o kadar eminsinki arkadaş sanki dediğinin her inciğını cıncığını biliyonda burda atar yapıyon. Hesaplama algoritmasını ver diyorum kitap adı veriyorsun. O zaman harun yahyanın cilt cilt kitaplarını okuyup okuyup Allah var evrim yok diyeyim o zaman kitapla oluyorsa.
  Tabi tabi. Aşağıda tekrar verdiğim gibi yaş tayinlerinde esas alınan metodlar ileri derecede doğruluk içermeyen metodlardır. Her ne kadar daha iyisini bulana kadar bunlarla idare edilecek olsa da bu metodların %100 güvenilir olmadığı gerçeğini değiştirmez. Bak aşağıda zamanın göreceliliğinden kaynaklanan zaman sapmalarıyla; paleontolojik, radyoaktif veya karbon14 gibi  yaş tayinindeki metodlardan kaynaklanan fosil yaşlarındaki zaman sapmaları hakkında bilgi veriliyor. Dahası yapılan araştırmaları referans alarak nüfus artış hızının bile insanlığa biçilen milyonlarca yıllık sürenin mümkün olamayacağını gösteriyor. Sen bunu bir paleontolojiste bile sorsan sana yaş saptamasında "kullandığımız yöntemler yüzde yüz doğrudur" demeyecektir. Şimdi ortaya birşeyler sunulmuş. Öte yandan sen adam gibi oturup bizimle bu verileri tartışmadığın, üzerinde düşünmeyip sorgulamadığın gibi bir de adamların kimliklerine bakıp kıvırıyorsun. Hayır bir kere sunduğum tezi desteklemek için Y. Öztuna'yı kullanmadım bile. Sadece bu konuda araştırmaları olması sebebiyle dünya nüfusunun bir kaç bin yıl önce ne kadar olduğunu anlatan bir yazısını koyduk. Tabi sen bir satır bile okumadan ismini görünce sensörlerin alert verip, gözlerin faltaşı gibi açıldı. Bilimsel geçindiğin halde bilimin en önemli şartlardan birini ihlal edip, bilimsel bilgiye değil ideolojiye bakıyorsun. Michael Duff ateist değil o zaman "ben onun söylediklerine de inanmam" mı diyeceksin? Bu ne biçim bir ezikliktir ki bir de kalkmışsın ortalıkta "biysüyü fosil bulundu ama" diye hödük hödük dolaşıyorsun. Biz orayı geçtik çoktan, fosillerin yaş saptamasındaki metodları tartışıyoruz adam dostlar alışverişte görsün kabilinden kendini bir şeyler yazmaya zorluyor. Sen kitap okuma zaten g.tünden uydurmaya devam et;
Bugünkü kabule göre, dünya beş milyar yıl önce sıcak ve yoğun bir gaz kümesi idi. Dört milyar yıl önce ise, koyu bir ateş topu halinde bulunuyordu. Hayat ise, tek hücrelilerin ortaya çıktığı bir milyar yıl öncesine dayanıyor.
  Bu tahmin, çağlar boyunca zamanın hep aynı aktığı ve sabit kaldığı düşünülerek yapılıyor. Halbuki zamanın değişken bir boyut olduğu ve onun, atomda, ışınlarda, olayların başında ve sonunda farklı bir seyir takip ettiği anlaşıldı. Bu durum, bir ırmağın yeryüzü şartlarına göre farklı hızlarda seyretmesi gibi zamanında çağlar boyunca aynı aktığını söylemek zor görünüyor.
  Zaman, mesela, ilk çağlarda genişleme gösterip durgun akabildiği gibi, asrımızdaki şekliyle de daha hızlı bir seyir takip edebiliyor. İlk çağlardaki iri hayvan ve bitkilerin, şimdikilere oranla on kat daha fazla yaşadıklarına bakılacak olursa, o çağlarda zamanın on kat daha yavaş aktığı söylenebilir. Bu durumda yaş hesaplamalarını, şimdiki zaman akışına göre yaklaşık (1/10) onda bir ölçüsünde küçültmek mantıklı olur. Buna göre Güneş Sisteminin dört milyar değil dört yüz milyon, hayat başlangıcının bir milyar yıl değil yüz milyon yıl önce ortaya çıktığı ve yüz bin yıl olduğu farz edilen insanlık tarihinin on bin yıl olduğu sonucu ortaya çıkar.
Cisimler hızlandığında ve ışık hızına yaklaştığında, mutlak sandığımız değerlerin bir bir değiştiğini gözleriz. Mesela ışık hızına çok yaklaşan birinin zamandaki seyri, bize göre on dört defa daha yavaştır. Yani o kişi bir yıl yaşadığında, biz on dört yaş almış oluruz. Bu hızda seyreden birinin sadece zamanı değil, boyu da değişikliğe uğrayarak yarıya iner. Ağırlığı ise üç misli artar. Diğer bir ifadeyle, ağırlığı 70 kg'dan 210 kg'a yükselen o kişinin elindeki metre yarı yarıya kısalmış, kolundaki saat ise yerdeki bir insana göre on dört defa daha yavaşlamıştır. O kişinin böyle bir saatle kainatın geçmişini ve insanlığın tarihini ölçmesi halinde ulaştığı sonuçlar doğru olabilir mi?
  Aynı şekilde yerdeki biri de, enerji dünyasını normal saat ve cetvelle ölçmeye teşebbüs ederse başarı elde edebilir mi? Maddi alemin çapını, kütle hesabını ve zamanını bu ölçülerle incelersek doğru sonuçlara ulaşamayız.
  Radyoaktif elementler, “yarı ömür” denen bir olayla, belli bir zaman sonra, tam bilemediğimiz bir şekilde enerji denen mahiyete çevrilir. Mesela bir kg. Uranyum, 1620 sene sonra yarım kiloya iner. Bu süre Uranyumun yarı ömrüdür. Maddenin bir şekli ve boyutu varken onun hamuru ve aslı olan enerjinin, boyutsuz ve zamansız dünyasının sırlarına henüz vakıf değiliz. Bildiğimiz bir şey, enerjinin ışık hızında olduğu ve maddeden tamamen farklı özellikler sergilediğidir.
  Radyoaktif elementlerin belli bir zaman sonra yarıya inmesi, canlıların özellikle yakın geçmişleri ile ilgili ipuçları vermektedir. Ne var ki, biz, hesaplamaları hep madde konusuyla ele alıyoruz. Bu hesabı enerjinin ölçülerine göre yaparsak: Yani neredeyse ışık hızı dediğimiz ışık hızının yüzde doksan dokuz küsuru ile ele alırsak (Elektron gibi birçok atomaltı ve kozmik parçacıklar bu hızda seyrederler. Tabii ki bu hızda parçacık değil ışın halindedirler), hesaplarımızda düzeltme yapmak zorunda kalır ve kainatın yaşının on altı-yirmi milyar yıl değil, bunun on dörtte biri olduğu sonucuyla karşılaşırız. Dünyanın yaşı ise dört milyar yıl yerine üç yüz milyon yıl bulunur. Yüz bin yıl önce ortaya çıktığına inandığımız insanlık tarihi ise, aniden yedi bin yıla iniverir.
Bu anlatılanları destekleyen meselenin bir başka yönü de, ivmeli bir artış gösteren dünyanın şu andaki nüfus miktarıdır. Eğer insanlık tarihinin on beş bin yıldan bu yana devam ettiği ve bu tarih boyunca ortalama ömrün hep yetmiş yıl olduğu kabul edilirse, dünya nüfusu yapılan hesaplamalara göre şimdi bir trilyon civarında olmalıydı. Şu andaki teorik anlayışa göre yüz binler yıl olduğu ileri sürülen insanlık tarihinin on beş bin yıldan daha kısa olması gerekiyor. Bu da kafi gelmemekte, atalarımızın ilk zamanlar 600-1000 yıl gibi daha uzun ömürlü olduklarını kabul etmek durumundayız. (zamanın göreceliliği sebebiyle) Yüz  sene sonra dünya nüfusunun ne kadar olacağını tahmin edebileceğimiz gibi, aynı tahmini geriye doğru gittiğimizde, Hz. İsa (as) döneminde dünya nüfusunun iki yüz elli milyon kadar olduğu hesaplanıyor (Miller, C.Tyler. “Living In the Environment” Kaliforniya A.B.D. 1975). Dünya nüfusuna tesir eden veba gibi salgınlar ve savaşlarda ölenlerin ancak nüfusun yüzde bir buçuğuna tekabül ettiğini belirtelim.. Bu durumda insanlığın ömrünün yüz binler yıl olduğu iddiası da geçerliliğini kaybediyor. Sadece nüfus artış hızı bile insanlığın ömrünün on bin bin yılı geçemeyeceğini gösteriyor. Bugünkü tarih hesaplamalarında kullanılan metot, termodinamik soğuma gibi kaba bir metottur. Radyoaktif yarılanmaya dayanan hesaplama metodu ise, uzak zamanlar için doğru sonuçlar vermemektedir.
  Bu yaş tayinleri günümüzde, paleontolojik, radyoaktif veya karbon on dört metotlarıyla, ya da ışık tayflarından faydalanarak yapılır. Hepsinin de sıhhat derecesi tartışmalıdır. Geçmişle alâkalı bu yaş tayinlerinin gerçek değerleri değil, nispi bir değeri verdiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla, gerek insanın geçmişi, gerekse diğer canlıların, ya da kâinatın yaşı hakkında ileri sürülen değerlerin hakiki yaşı göstermediği bilinmektedir....

ahmetmaza12 said:
Tamam arkadaşım sana çok mantıklı geliyor olabilir, kitapta mantıklı olabilir fakat bu birşeyi değiştirmiyor. 'trilyonlara nereye gitti''.
Bari git tarafsız birilerini örnek ver. Hoş otuz tane kitap versen gene gerçekler değişmeyecek. Sen istediğin kadar eşek de bende istediğim kadar cevap vereyim bilim dünyası hayla insan tarihinin 7000 yıllık olmadığı(cro magnon fosillerinin en yakını milattan önce 10000e dayanıyor yuh be arkadaş) sabunuyor..
  Hangi bilim dünyasıymış bu hayla insan tarihinin 7k yıllık olmadığını sabunan.  :lol: Böyle veletleri tolere ediyorum sonra kendimden tiksiniyorum. Şimdi meseleyi genel anlamda kısaca özetleyelim;
  Einstein'ın genel görecelilik teoremine göre zaman 3 boyutlu evrenimizin alternatif 4. boyutudur. Bu yüzden zamandan bağımsız değiliz. Mesela biriyle buluşurken buluşacağınız yerin koordinatlarını verirsiniz. (nerede olduğunu) Lakin bu yeterli olmaz, çünkü buluşacağınız zamanı da saptamanız gerekir. Şimdi zamanın değişken olduğunu, olayların başında-sonunda ya da evrenin çeşitli yerlerinde farklı hızlarda aktığını biliyoruz. Ve meseleyi açıklayan prof diyor ki yaş tayinlerinde, misal yarı ömür ile yaş tayininde, hep maddi olarak saptamalar yapılıyor, enerji boyutuna girdiğimiz zaman iş çok farklı bir hal alır. Bugün biliyoruz ki atomaltı dünyada zaman vs. kavramlarda değişiyor. Burada enerji hesaplamaları çoğu parçacık ışık hızının % 99.9'unda hareket ettiği için aynı hız baz alınarak yapılıyor. Einstein'ın meşhur formülünde bunları yerine yazdığımız zaman çıkan sonuçta ilk çağlarda zaman şimdikinden 14 kat yavaş akıyordu. Astronot kardeşler örneğini bilirsiniz, zamanın değişkenliğine çok güzel bir örnektir. Şimdi ilk çağlarda zamanın etkisiyle, yerçekimi, ışınlar vs. yaşayan uzun ömürlü ve cüsseli canlıları biliyoruz. Mesela Hz. Adem'in 1000 yıl yaşadığı, Hz. Nuh'un 950 sene insanları imana davet ettiği söylenir. Zamanın göreceli olmasından kaynaklanan bu sapmayı düzeltip yaşları 14'te 1'ine indirdiğimizde 71,42 ve 67,85 sayılarını elde ederiz. 71 yıl bir insan için normal bir ömür. Eğer zamanın sabit akmadığı kabul edilirse-ki sabit değil- verilen tüm sürelerin 1/14'ünü almalıyız. Kısaca ifade ettiğimiz bu meseleyi üzerinde düşünülmeye değer buluyorum. Eğer konu hakkında derin bilgisi olanlar varsa katkıda bulunarak bize yardımcı olabilirler.

ahmetmaza12 said:
Biliyorum dahada hayla öteceksin. Çok güzel laf ebeliği yapıyorsun hakkını vermeliyim ama forumda mesleği bu olmayan insanlara bilgiyi eveleyip gevelemekten başka bir halt yapabileceğin yok. Okuduğun adamlarda öyle zaten.
biliyoyum hayla sen biy meleksin, seni sevmem icin göndeyildin  :lol:
----------
  Millet de salgın başladı artık işlerine gelmediğinden kimya, tıp vs bilimum profesörleri de reddediyorlar. Bilim adamı beğendiremiyorsunuz. Ağa sıkıldım ya, tatile gitsem ya da şöyle güzel bir oyun çıksa da onu oynasam biraz.  :lol:

Artizan said:
insan çamurdan geliyorsa niye hala çamur var!? niye bugün çamur insana dönüşmüyor!!!1! dini çürüttüm beyler dağılın.
  Çamur evrimleşmiyor, yoğun bir işlemden geçerek ilk insanı oluşturuyor. Dialektik yapalım derken b.kunu çıkartmak diye buna deniyor herhalde...
------------------
Kahretsin, 3 temmuz tarihli mesajımdan alıntı yaparken sildim yanlışlıkla  :lol:
 
Biliyom şu insan maymundan geldiyse şimdiki maymunlar neden insan olmuyor diyenlerin bir başka versiyonu, işin kötüsü artık komik bile gelmiyor. Foruma yeni gelen iki günlük veletler bile haçını ateistin kafasına indiren inanan'ın karikatürünü koyuyor. Yaratıcı olsalar ya biraz( tövbe tövbe, ne diyom ben )  :lol:
 
1000 yıl değil bizim gibi normal yaşıyorlar, zamanın değişmesinden dolayı 1000 yıl görünüyor. Bölsene şunu 14'e. Yukarıda hesapladık bakmadın mı? Hayır tamam bana inanmayın gidin de kaynakları bari inceleyin. Hanginiz "zarif evren" belgeselini izledi? Hiç kimse mi? Tahmin ettiğim gibi...
 
Tabi yavrum 14e böl. 1000 yıl yemeyince nerden kıvıralım; zaman yavaş falan aksın, nehirler falan olsun, 14e bölelim; herşey güllük gülistanlık olsun. nuh tufanı aslında küçük olsun, gemide de tüm hayvanlardan iki tane olmasın zaten. enerjiler, ışıklar, einsteinlar falan da koyalım, kafaları karıştıralım, görecelik mörecelik de olsun.
 
Bizce nuh tufanı olmuştur, kendisi bin yıl yaşamıştır. Arkadaşta bunun ilimsel açıklamasını yapmış.
1000 yıl veya 70 yıl. senin için bir şey değişmeyecek. Ne diye kurcalayıp duruyorsun. Ne yazılsa bi tarafından uydurduğun enteran kelime oyunları oynuyorsun.
 
E adam nuh tufanı küçük bi bölgede oldu diyor. 1000 yıl yaşamadı, eskiden zaman daha yavaş akıyodu diyo; 70 yıl yaşadı aslında diyo.
Bilimsel falan bişey anlattığı yok, kaba etlerden sallıyor.
Kurcalayan sizsiniz; adam gibi çıkın diyin; evet 1000 yıl yaşadı arkadaş deyin, canımı yiyin. ne diye quantumlar nehirler bilmemnelerle konuyu karıştırıyorsunuz?
 
Fusuy said:
war300 said:
Bölsene şunu 14'e.
40 yapar!
:lol:
Kleidophoros said:
Tabi yavrum 14e böl. 1000 yıl yemeyince nerden kıvıralım; zaman yavaş falan aksın, nehirler falan olsun, 14e bölelim; herşey güllük gülistanlık olsun. nuh tufanı aslında küçük olsun, gemide de tüm hayvanlardan iki tane olmasın zaten. enerjiler, ışıklar, einsteinlar falan da koyalım, kafaları karıştıralım, görecelik mörecelik de olsun.
Bu Hz. Adem'in yaşına özgü bir şey değil. Fosillerin, dünyanın ve dahi evrenin yaşının saptamasında dikkate alınması gereken bir gerçek. Yazdıklarımın hangi kısmını anlamadın acep? Siz zamanın tarih boyunca hep aynı hızda mı aktığını zannediyorsunuz? Zaman izafidir. 14'ün nereden geldiğini de mi okumuyorsun muhterem? Bir düşün bize göre 14 yıl geçiyor ama onlar için 1 yıl. Adam için, çevresi ve yaşadığı dünya gayet normal. Zamanın akış hızı öyle çünkü. Biz şimdi bakıyoruz vay be adam 1000 yıl yaşamış diyoruz, halbuki o da bizim gibi değişken zamandan bağımsız düşündüğümüzde normal bir süre olan 71 yıl yaşamış. Bak arkadaşım, bana diyorsun ama kendin kıvırıyorsun. Açıkça konuşalım, burada ucube anlatmıyoruz. Şu forumda yazılanları okuyup anlayan ve adam gibi yorumlayabilen yok mu yahu? Neden üzerinde düşünmek yerine okumadan reddediyorsunuz. Ezberlerinizi bozulur diye mi korkuyorsunuz? Adam gibi "bak kardeş şurası mantıklı, burası böyle değil, bu budur, şu şudur" diye düzgünce konuşan birini bulamayacak mıyız? Zamanın değişken olduğunu, her yerde aynı olmadığını sen de biliyorsun. Bunu kullanarak üretilen ciddi bir teori üzerinde durulduğunda oturup konuşmak yerine alaya almak cahilliktir. Hayır zamanı akan bir nehire benzeten örneği bile alaya alıyor adam anlayamadığı için. Şurada biri çıkıp zaman sabittir, her yerde aynıdır, evrenin her yerinde aynı algılarız diyebilir mi? Hayır gerçekliği kesindir. Değişmeyen tek şey de değişimin kendisidir. (iyy iğrenç oldu, neyse) Tufan'a gelince Kuran'da evrensel olduğunu gösteren bir ayet var mı gösterin tamam kabul edelim diyoruz, yok. Söylüyoruz işte tufanın tüm dünyayı kapladığı hurafesi muharref tevrattan vb gelmiştir. İşinize gelince bunu söylemeyi biliyorsunuz, bak bunu size söylüyorum; İslamda evrimin olduğunu ve evrim karşıtlığının katoliklerden falan geçtiğini söylüyorsunuz güzel, işinize gelmeyince de bizim söylediğimizi kabul etmiyorsunuz. Neyse fazla üzerine gitmeyeceğim; inceden alaycı bir üsluba sahip olduğunu ve bunun bu forumla sınırlı kalmadığını biliyorum, bu yüzden celallenip patlayacak değilim.

Kleidophoros said:
E adam nuh tufanı küçük bi bölgede oldu diyor. 1000 yıl yaşamadı, eskiden zaman daha yavaş akıyodu diyo; 70 yıl yaşadı aslında diyo.
Bilimsel falan bişey anlattığı yok, kaba etlerden sallıyor.
Kurcalayan sizsiniz; adam gibi çıkın diyin; evet 1000 yıl yaşadı arkadaş deyin, canımı yiyin. ne diye quantumlar nehirler bilmemnelerle konuyu karıştırıyorsunuz?
Yav arkadaşım karıştırmıyoruz, biz zaten aksi birşey söylemedik. Bak biz zamandan bağımsız değiliz, o yüzden zaman algımız da değişkendir. Yukarıda verdiğimiz gibi biz adamların 1000 yıl gibi bize abarık gelen seneler boyunca yaşadığını sanıyoruz ama bütün bunları tarih boyunca zaman hep aynı kalmış gibi hesap ediyoruz. Bize 14 sene geliyor ama adam aslında 1 sene yaşıyor. Bu tamamen bizim zaman algımızla ilgili birşey. Benzer şekilde şu anki yaş hesaplamaları da tarihleri hesaplarken enerjiyi değil sadece maddeyi hesapladığı için büyük sapmalar meydana geliyor. Tam ve doğru bir yaş belirleme yok yani meydanda. Atom-altı parçacıklara dayalı enerji hesaplarında ise durumun değiştiğini anlatıyor zaten. "the elegant universe" belgeselinde mesela Hilbert uzayında zamanın etkisiz bir kavram olduğunu, kimi uzaylarda zamanın geriye doğru aktığı, kimilerinde durduğu vs. anlatılıyordu. Olgularda değişen bir şey yok, tamamiyle senin perception'ınla ilgili bir şey.
 
Doğru söylüyorsun. Misal dünyanın yörüngesinde bir sapma ile dünyanın güneş çevresindeki gezinti süresi uzayıp kısalabilir.
nasa 2012 de dünyanın yörüngesinde sapma olacağını söylüyordu.  sadece dünyanın değil diğer gezegen ve sistemlerinde.
Misal Risalei Nur da Saidi Nursi kıyamet tarihini ebcet ile yakın bir tarihle hesaplıyordu. Allahu Teala gaybı yalnız ben bilirim ve dilediğime bildiririm diyor. Yani 100 yıl süre kaldı zannedersin bir yörünge sapması ile 10 senede kıyamet patlayabilir.

 
Kleidophoros said:
Yaratıcı olsunlar evet, 1000 yıl yaşayan insanlar, 4., 5. boyutlar, yavaş zamanlar, mekanlar, quantumlar, 7000 yıllar, nehirlerin akmaları zamanların kaymaları, yavaş yavaş geçmelerini falan koysunlar.

Tabi yavrum 14e böl. 1000 yıl yemeyince nerden kıvıralım; zaman yavaş falan aksın, nehirler falan olsun, 14e bölelim; herşey güllük gülistanlık olsun. nuh tufanı aslında küçük olsun, gemide de tüm hayvanlardan iki tane olmasın zaten. enerjiler, ışıklar, einsteinlar falan da koyalım, kafaları karıştıralım, görecelik mörecelik de olsun.

Sanırım yazdığım ve yazacağım esajların özetini geçmişsin, eyvallah.



Yılmaz öztunayı bonusta koyan adam sen değilmisin, ayrıca dediğim verdiğim prof içinde geçerli. Daha ayla bana ideolojinden dolayı adam beğenmiyorsun diyorsun. Adam gibi adamlar koydunda biz beğenmedik, newtonda ateistti zaten o yüzden koyduğu kuramları kabul ediyorum. Ayrıca benim o çalışmayı kabul etmem için gerçekten de sonuca ulaşıp ulaşmadığını görmem lazım, ortada gerçekten bir matematik hesaplama varmı, yok. Anca araya birkaç sayı sıkıştırmışlar birazda laf salatası... tamam.



 
  Kuş beyinlisin, adamların neden bahsettiğini bile bilmediğini geçtim, burada sana birşeyleri kesin doğrular olarak kabul ettirmeye çalışmıyoruz, konu açılır yorum yapılır tartışılır, biter. Tartışmak için gerekli kabiliyetlere sahip olmadığın için beni suçlama. Sanki konuya herhangi bir katkıda bulunup, daha iyisini sunmuşsun gibi olanı da beğenmeyip burun kıvırman harika.
  Son olarak saat 22:45, senin yatma saatin geçmedi mi?
 
Ovvv güzel laf sokmuşsun adamım, hemen yatağa girip utanıyorum. Ortaya birşey sundunda tartışacaz arkadaş. Ortaya birşeyler sallayıp, hayatları boyunca sallamış, siyasilerden medet uman adamların dediklerini sanki gerçek bilim adamları sunmuş gibi konuşuyorsun, kabul etmeyincede ''burada sana birşeyleri kesin doğrular olarak kabul ettirmeye çalışmıyoruz'' diyosun hoş, etrafta bu saçmalıkları zırvalayan senden başka ''Kuş beyinli''. Burası kalitesiz bir muhitin sokakları değil, ortaya bir şey atınca herkes sazan gibi atlamaz. Dediğine benzer bir çalışmayı zaten okudum, 71 yıl makul bir  ömür ha :grin: Herşeyi 21. yüyıldaki gibi zannediyorlar herhal.
 
war300 said:
  Kuş beyinlisin

war300, arasira kendini beyefendi gibi gostermeye ugrastigin kadar diline de dikkat etsen. ne zaman biri karsit fikir sunra hakaret ediyorsun.
 
Fusuy said:
war300 said:
  Kuş beyinlisin

war300, arasira kendini beyefendi gibi gostermeye ugrastigin kadar diline de dikkat etsen. ne zaman biri karsit fikir sunra hakaret ediyorsun.

Dediğim dedik insanların genel huyu, o kadar temiz konuşuyoruz ama gördüğümüğz muamele. Tabi desteksiz atınca insan biraz sertleşiyor, tam bilen insan şüphelidir çünkü. Birde çok bilmiş havası yokmu, adama hesaplama algoritması diyoruz kuş beyinli diye cevap geliyor.
 
Benim de bildiğim kadarıyla o eski zamanlarda her "dolunay" (tam olarak bilmiyorum) bir yaş olarak geçiyordu, yani 1000 yaşında olan birisi aslında yaklaşık 80 yaşında oluyor.
 
Back
Top Bottom