.. ile başlayan-biten kelimeler ile ilgili bir online sözlük?

Users who are viewing this thread

Arkadaşlar, bir kaç gündür arıyorum ancak böyle bir sözlük bulamadım.

İnglizce kelimeler için olanını buldum ancak Türkçe için olan bir tane bulamadım.

Bakınız:
http://www.wordbyletter.com/

Örneğin, yapmak istediğim şey sözlüğe "uç" "aş" "aç" ile biten sözcükleri göster diye aratma yapmak ve karşılığında uç, sonuç, yurtdaş, arkadaş, yoldaş, sırdaş, aş, kaş, haç, ayıraç, kulaç, ...  gibi kelimeleri bana sıralaması.
 
ancalimon said:
Örneğin, yapmak istediğim şey sözlüğe "uç" "aş" "aç" ile biten sözcükleri göster diye aratma yapmak ve karşılığında uç, sonuç, yurtdaş, arkadaş, yoldaş, sırdaş, aş, kaş, haç, ayıraç, kulaç, ...  gibi kelimeleri bana sıralaması.

Acaba o programı ne için istiyorsun  :lol:
İnşallah bulamazsın, yoksa yine bir sürü millet kendini bir anda Türk olarak bulacak.
 
Léon said:
ancalimon said:
Örneğin, yapmak istediğim şey sözlüğe "uç" "aş" "aç" ile biten sözcükleri göster diye aratma yapmak ve karşılığında uç, sonuç, yurtdaş, arkadaş, yoldaş, sırdaş, aş, kaş, haç, ayıraç, kulaç, ...  gibi kelimeleri bana sıralaması.

Acaba o programı ne için istiyorsun  :lol:
İnşallah bulamazsın, yoksa yine bir sürü millet kendini bir anda Türk olarak bulacak.

Merak etme. Seni uzaktan yakından ilgilendiren bir şey değil.

Boşu boşuna aramışım.

http://www.tdkterim.gov.tr/ttas/

Bu da yazım kılavuzu: http://www.tdk.org.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF9DAC10DE3DF29AC6
 
Şiir mi yazacaksın? Ben de şiir için arıyordum...
Aslında PHP ile yapabilirsin bilmiyorum denemiştim becerememiştim.
Bilirsin PHP nin sonu yok...
 
Zamanı gelince yazarım. Daha çok müziğimde kullanmak istediğim henüz keşfedilmemiş (veya insanların varlığını bilmediği) bir teknik var onun için çabalıyorum.
Bir örnek vereyim:

YAP ABİL (ABLE to do) - ATLA Y ABİL (ABLE to jump) - BİL EBİL (ABLE to know) - AL ABİL (ABLE to take) - TUT ABİL (ABLE to hold)

ABIL ve EBIL açıkça gördüğünüz gibi içerisinde bil-mek (to know) fiilini taşıyor. Ancak "BİL" sözcüğünün başında A ve E var.

burada A ve E sesi aslında EYİ anlamı taşıdığını çözdüğüme dair şüphelerim var.
Sırada çözmeye çalıştığım BİL sözcüğü kendi içinde hangi anlamları taşıyor. İşte asıl dert burda başlıyor.
B-(İ)L

ARKA D AŞ (friend) - YOL D AŞ (comrade) ÖZ D EŞ herbiri içerisinde (a,e)Ş sözcüğünü barındırıyor.

Burada DAŞ içinde D sesinin bağlayıcı gücü nedir Benzer olan Ş ve Ç seslerinin barındırdığı anlam ve ne durumda kullanıldığında nasıl bir anlam taşıyor?
Mesela D sesi burada ebediyet anlamımı taşıyor? Örneğin bir TAŞ-DAŞ gibi. Ayrıca D sesinden sonra Ş ve Ç sesi geldiğinde burada bir özdeşlik (birbirinin aynı ancak mizaç olarak farklılık taşıyan "iki" olgu, nesne) anlamı mı ortaya çıkıyor?


Emin olduğum şey her bir frekans dizisinin bir etkisinin olduğu ve beynimizdeki belli başlı kavrayış öğelerini harekete geçirdiği.

-----------------------------------------------------

Bir İnglizce Etimoloji profesörüne Türkçe'deki ABİL, EBİL ile İngilizce'deki ABLE arasındaki çarpıcı frekans ve yazılım benzerliğini sorduğumda bana bunun Türkçe'ye ara bir dil vasıtasıyla geçmesinden başka açıklaması olmadığını söyledi ve İngilizce ABLE kelimesinin kökünün Fransızca'dan İngilizceye geçtiğini söyledi. Ben de ona Fransızca'ya OQ dilinden (Evrensel Dil anlamına gelen dil) geçtiğini söyledim. (Hala varolan bir dil) Bir şey diyemedi.

Fransızca HABILE (to have (sahip olmak: Türkçesi (İ)M dir ancak bu işin adı Türkçe'nin özünde yok olduğu düşnülür. Bence bu ilişikliktir. ve "İL" yakınlık beraberlik anlamı taşıdığı için bir objenin sana olan yakınlığını temsil eder). Örneğin: Benim çantam), to hold (tutmak) anlamına geliyormuş.
Yani benim anladığım able to run dediğinde "koşmaya sahip olmak", "koşmaya tutmak" gibi saçma bir eylem ortaya çıkıyor.

Ancak aynı mantıkla Türkçe düşündüğümüz zaman;
KOŞABİLMEK: KOŞ - (A)BİL - MEK  Koşma işini (İYİ-EYİ) BİLMEK  (İYİ-EYİ kısmıyla ilgili şüpheliyim o kısım özünde "O" olabilir. (açıklaması çok zor))
Koşma becerisine sahip olmak

Etrüsklerin'de Avrupa'ya göç ettiklerinde Türkler varolmadığı için bu benzerliğin başka açıklaması olması gerektiğini muhtemelen bir Hint-Avrupa köküle Türkçe'ye geçtiğini söyledi. Görmezden geldiği şey tabi ki Türkçe'de BİL diye bir kelimenin varlığı.

Aynı BOĞUL (drown, strangle) gibi harfler değişebiliyor.

BOĞ - OL (strangle - befall)

Yeterince açıklayıcı olmadı biliyorum. Kendinizi bunun için şanslı sayın.  :lol:
 
http://dictionary.reference.com/browse/able

Aralarında bir bağlantı olması gerekmiyor, senin danıştığın adam da sen de hatalısınız bence. Türkçe'de bariz bir şekilde bilmekten türüyorken herhangi bir dilden geçmiş olabileceğini düşünmüyorum. Senin Oq dili dediğin şey zaten götten uydurma.

Latinler'in, onların (o adamlar her kimse artık, Etrüsk olmadıkları kesin çünkü Etrüskler öyle konuşmuyor) "gidebilirim, gelebilirim" diye konuştuğunu görüp o aradaki "ebil, abil"i seçip ondan "habilis" diye bir sıfat türetmiş olmaları gerekiyor.

Türkçe'deki "ebil, abil" ekinin ingilizce'deki karşılığı "can"dir. İkisi de yeterlilik ve olaslık anlamı taşır ve etkendir. Able ise sadece yeterlilik anlamı taşırken sonuna eklendiği fiili edilgen yapar.
 
ancalimon said:
Örneğin, yapmak istediğim şey sözlüğe "uç" "aş" "aç" ile biten sözcükleri göster diye aratma yapmak ve karşılığında uç, sonuç, yurtdaş, arkadaş, yoldaş, sırdaş, aş, kaş, haç, ayıraç, kulaç, ...  gibi kelimeleri bana sıralaması.

hani la programı dünyayı türk yapmak için kullanmayacaktın. yazık değil mi elin fransızına, italyanına, grekine, persine.. Adamları alıp alıp türk yapıyorsun, günah olm.
 
Tur ve OK boylarının Akdeniz kıyılarına yerleştiklerini söyledim. Fransa’nın güney bölgesine Langue D’Oc adı verilir. Bunun anlamı /OK dili/ olup o bölgede konuşulan dilin farklı olduğuna işarettir. Zaten Fransızca sözü dahi /Lingua Franca/ sözünden türer ki Latince “Ortak Dil” demektir. Demek ki, Fransa birleşip tek bir ülke olunca ortak bir anlaşma dili gerektiğinden Latin kökenli Fransızca kabul edilmiştir.
  Fransa’nın güneyinde birçok mahalli dil konuşulurdu. Bunlar OK dili, Provensal, Overnya, Gaskon, Limuzin ve Alp dilleridir.

m20.JPG


OGH veya OKH sözü /biz/ (yüksek olan yönetici ben) demek olduğundan bu sözün değişimlerine değinmek isterim.
  Türk boyları zamanla bu sözü OĞ şeklinde telaffuz etmişler ve oradan OĞUZ adı gelişmiştir. OGH-UZ
sözünün anlamı /biz yönetici olanlarız/ demektir. Diğer dönüşümü de EĞO şeklindedir. Eğo sözünü bugün Ego olarak kullanıyoruz. OĞ sözünün yunanca'ya geçmiş halidir EĞO. Macarlar da “ben” için EGİM derler.

  Ayrıca, OĞ sözünden üçüncü şahıs için kullanılan O ortaya çıkmıştır. Bu işaret de aslında Tengri damgasındaki daireden türer ve /yüksek benlik/ anlamını içerir. Ayrıca O sesinin ortaya çıkışında dudakların yuvarlak bir şekil alışı da etkin olmuştur. OĞLAN sözü de “yüksek benliğe ulaş” demek olmaktadır. Savaşçı ve yönetici kişinin taşıdığı
silah olan ok da aynı kök sözcükten türer.
  Ural Dillerinde "tek" anlamını veren sözcüğün OK’tan türediği anlaşılıyor. OK güneşin yer yüzündeki temsilcisi olduğundan birliğin de simgesi olmaktadır. Ural dilerinde ise BİR veya TEK kavramı ile OK kök sözünün ilişkilerini gösteren örnekler:

Fince 1: Üksi (OĞ’uz => Oksi => Üksi);  Estonya dilinde 1 : Üks;  Macarca 1: Egi (OĞ => OG =>EG => EEGİ)

Diğer Ön-Türkçeden türeyen dillerde: Keşmirce 1 : Akh (Okh => Akh), Gucarati 1 : Ek, Hindu 1 : Ek, Bengali 1 : Aek (Okh =>Akh => Aek), Dravidian 1 : Okko ve Okur, Farsça 1 : Yek, Ermenice 1 : Yergu., örnekleri vardır.

  Anadolu’ya yerleşmiş olan Ön-Türk OK boyları bugünkü Göreme bölgesindeki peri bacalarını oymuşlardır. Anadolu’nun merkezindeki Kapadokya adının ne anlama geldiği tam olarak bilinmemektedir. Pek çok fikir üretilmiştir bu konuda. Benim görüşüm KAPADOKYA şu şekilde ayrılabilir.

  KAPA-D-OKYA. Son sözcük OKYA, OK’ların ülkesi OK-ÖYÜ olup aynen Türkiya gibidir. KAPA sözü ise “küçük kapalı barınak, küçük kapalı yer” anlamındadır ki bu sözcüğü halen kullanıyoruz. Ortadaki D ‘ait’ anlamında olup Türkçe ‘-dır’ takısının yer değiştirmiş şeklidir. Yani peri bacalarının (kayalara oyulmuş küçük barınakların) bulunduğu
Kapadokya bölgesi “OK’lara ait kapalı barınakların bulunduğu bölge ” anlamındadır. Demek oluyor ki ilk Hıristiyanlar bu bölgeye gelmeden çok önce OK’lar bu kaya evleri oyup yerleşmişlerdi.

  OK’ların simgesi olan ve Tengri damgasında bulunan daire içindeki eşit kollu haç (+) orada Hıristiyanlar gelmeden önce bile bulunuyordu, duvarlara kazılmıştı. Hıristiyan dininin simgesi olan haçın aslında bir ön-Türk simgesi ile ilişkili olduğu anlaşılıyor.

m21.JPG


Eğer Göreme ve civar bölgeye gittiyseniz o kadar çok oyulmuş kaya evi görürsünüz ki bunların Romalılardan kaçıp sığınmış birkaç Hıristiyan tarafından oyulmuş olamayacaklarını hemen anlarsınız. Hatta o bölgede yer altında 8 katlı yaklaşık 4000 odalı koca bir yer altı şehri bulunmaktadır. Bu odalara 15,000 kişinin sığabileceğinden söz edilmektedir.

m22.JPG

Fransa OK Halkının Sitesinden

Kanıt olarak yukarıdaki resimde Fransa Oklarının gelişimi ve simgeleri olan eşit kollu haçı görebilirsiniz.
  Demek ki Ön-Türk boyları çok eski dönemlerde Anadolu’ya gelip yerleşmişler, şehirler kurmuşlardır. Tur ve Ok boyları akraba olup aynı dili konuştuklarından ortak merkezler de oluşturmuşlardır.
TRAKYA bölgesi de bunlardan biridir. Çünkü: Trakya sözü TUR-OK-ÖYÜ (Tur ve Ok’ların bölgesi) demektir. ÖYÜ sözü Yunan diline –YA takısı olarak geçmiştir. Böylece ülke adları Alman-ya, İtal-ya, Polon-ya yerleşmiştir.

  Keza TROİA sözü de TUR-ÖYÜ sözünden türer ve Truva halkının Ön-Türk halkı olduğu anlaşılır. İtalya’nın doğusundaki TYREN denizi de TUR-an (Tur halkına ait olan) demektir. İtalya’da Toskana bölgesi de keza TUR-OSK halkalarına ait bir bölge idi. Trakya’daki TIRNOVA şehri de TUR’ların ovası anlamını taşır. Asya kıtasında ise TURAN bölgesi vardır ki bu da dediklerime kanıt olarak görülebilir. Nihayet, Türk adı da TUR-OK sözlerinden türemiş olup, zamanla Türük, Török, Türk şekillerine dönüşmüştür.

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/kadim/k6.htm

http://en.wikipedia.org/wiki/Occitania

http://en.wikipedia.org/wiki/Occitan_language

http://www.beyond.fr/history/oc.html

http://www.infoplease.com/ce6/society/A0828822.html

http://en.wikipedia.org/wiki/Languedoc

http://about-france.com/regions/languedoc.htm

http://www.languedoc-france.info/190313_suppression.htm


Apparently these guys were "probably" Proto-Turks or highly under their influence.

4tstx0.jpg
 
KAPA-D-OKYA. Son sözcük OKYA, OK’ların ülkesi OK-ÖYÜ olup aynen Türkiya gibidir. KAPA sözü ise “küçük kapalı barınak, küçük kapalı yer” anlamındadır ki bu sözcüğü halen kullanıyoruz. Ortadaki D ‘ait’ anlamında olup Türkçe ‘-dır’ takısının yer değiştirmiş şeklidir. Yani peri bacalarının (kayalara oyulmuş küçük barınakların) bulunduğu
Kapadokya bölgesi “OK’lara ait kapalı barınakların bulunduğu bölge ” anlamındadır. Demek oluyor ki ilk Hıristiyanlar bu bölgeye gelmeden çok önce OK’lar bu kaya evleri oyup yerleşmişlerdi.

Kapadokya, persçe Katpatuka'dan gelmiştir. Anlamı da "güzel atlar ülkesi" gibi bir şey. Gidipte saçma sapan hecelere ayırarak nasıl oldu da "oklara ait kapalı barınakların bulunduğu alan" anlamına getirdin, vallahi pes.

Ben de bi şeyler deniycem anasını satayım; Ardahan

Ardahan kelimesini ayırırsak; "Ar" şu anda da kullanıyoruz namus manasındadır. "Da" dağ kelimesi zamanla kullana kullana düşmüş o hale gelmiş. "Han" da hepinizin bildiği gibi bizans ve osmanlı filmlerindeki otellere deniyor. Yani hepsini bir araya getirirsek Ardahan "Namuslu Dağ Oteli". Bu da demek oluyor ki Ardahan'da o dönemde yaşayanlar muhtemelen rizelilermiş.

Seninki olduysa benimki de oldu bence.
 
Léon said:
KAPA-D-OKYA. Son sözcük OKYA, OK’ların ülkesi OK-ÖYÜ olup aynen Türkiya gibidir. KAPA sözü ise “küçük kapalı barınak, küçük kapalı yer” anlamındadır ki bu sözcüğü halen kullanıyoruz. Ortadaki D ‘ait’ anlamında olup Türkçe ‘-dır’ takısının yer değiştirmiş şeklidir. Yani peri bacalarının (kayalara oyulmuş küçük barınakların) bulunduğu
Kapadokya bölgesi “OK’lara ait kapalı barınakların bulunduğu bölge ” anlamındadır. Demek oluyor ki ilk Hıristiyanlar bu bölgeye gelmeden çok önce OK’lar bu kaya evleri oyup yerleşmişlerdi.

Kapadokya, persçe Katpatuka'dan gelmiştir. Anlamı da "güzel atlar ülkesi" gibi bir şey. Gidipte saçma sapan hecelere ayırarak nasıl oldu da "oklara ait kapalı barınakların bulunduğu alan" anlamına getirdin, vallahi pes.

Ben de bi şeyler deniycem anasını satayım; Ardahan

Ardahan kelimesini ayırırsak; "Ar" şu anda da kullanıyoruz namus manasındadır. "Da" dağ kelimesi zamanla kullana kullana düşmüş o hale gelmiş. "Han" da hepinizin bildiği gibi bizans ve osmanlı filmlerindeki otellere deniyor. Yani hepsini bir araya getirirsek Ardahan "Namuslu Dağ Oteli". Bu da demek oluyor ki Ardahan'da o dönemde yaşayanlar muhtemelen rizelilermiş.

Seninki olduysa benimki de oldu bence.

http://en.wikipedia.org/wiki/Capadocia

Yanlış çevirmiş olmalısın. Kapadokya ya da Katpatuka Persçe bir kelime değildir. Ayrıca Han otel değil yüksek, kutlu, ulu olan ya da "yukarıda on (örneğin İngilizce'ye on the ground geçmiştir)" her şeye verilebilen bir lakaptır.

Örneği Tengri Han Dağı.

http://en.wikipedia.org/wiki/Khan_Tengri

Kapa D Okya ile ilgili fikrim şu: Aradaki D harfi ile ilgili benim şimdiye kadar çözebildiğim kadarıyla, kendinden önceki ve kendinden sonraki kavramları birbirine bir şekilde bağlıyor ve aralarında güçlü bir bağ oluşturuyor D sesi. Örneğin İngilizce'de "Richard The Strong" daki gibi.

Ama zaten Kapadokya konumuzla alakasız. Sadece OK diliyle bağlantısı olduğu için yazmış olmalı.

http://www.languedoc-france.info/  bi de bu siteyi aç ve resimlere bi göz at. 7. resim tanıdık gelecek gezmeyi seviyorsan.

http://en.wikipedia.org/wiki/Megalith  burda gösterilen yerlere bak. Müthiş.

http://en.wikipedia.org/wiki/Torii bi de bunlara karşılaştır.
 
Benim çözümlemem niye yanlışmış yea. Bence seninki yanlış, ben gayet bilimsel açıkladım. Han otelmiş demiyorum, Kartal Tibet ile Cüneyt Arkın'ın döneminde otel benzeri, tavuk budundan bi kere ısırıp köşeye atma imkanı sunan ve şarabı testiden dökerek içmenin serbest olduğu butik otellere "han" deniyormuş.

ancalimon said:
http://www.languedoc-france.info/  bi de bu siteyi aç ve resimlere bi göz at. 7. resim tanıdık gelecek gezmeyi seviyorsan.

http://en.wikipedia.org/wiki/Megalith  burda gösterilen yerlere bak. Müthiş.

http://en.wikipedia.org/wiki/Torii bi de bunlara karşılaştır.

wtf
 
Léon said:
Benim çözümlemem niye yanlışmış yea. Bence seninki yanlış, ben gayet bilimsel açıkladım. Han otelmiş demiyorum, Kartal Tibet ile Cüneyt Arkın'ın döneminde otel benzeri, tavuk budundan bi kere ısırıp köşeye atma imkanı sunan ve şarabı testiden dökerek içmenin serbest olduğu butik otellere "han" deniyormuş.

ancalimon said:
http://www.languedoc-france.info/  bi de bu siteyi aç ve resimlere bi göz at. 7. resim tanıdık gelecek gezmeyi seviyorsan.

http://en.wikipedia.org/wiki/Megalith  burda gösterilen yerlere bak. Müthiş.

http://en.wikipedia.org/wiki/Torii bi de bunlara karşılaştır.

wtf

Tümden gelim. Her birine ayrı ayrı bakarsan bir şey anlayamazsın.

Türkçe töre
Torah, Tarih, story

Torii denen şekiller Japonlar'ın Kutsal teslis işaretleri. (Ainu'ların) http://en.wikipedia.org/wiki/Ainu_people

Torii denen şekilleri megalitlerle karşılaştır.

Türkçe Açi yani işaret, aynı zamanda büyük insan gruplarının tamgaları anlamına gelir. Aşiret kelimesi de burdan gelir. Hepsi "HAÇ"ta birleşir.

Güney Fransa'daki OK halkının sembollerine bak. Peri bacaları denen yapılarını karşılaştır bizdekilerle karşılaştır.

Her birini açıklaması çok uzun sürer.

Bayrak renkleri olarak: Batının rengi kırmızı, doğunun rengi mavi, kuzeyin rengi siyah, güneyin rengi sarıdır.
 
The Conspirator said:
Japonya ada değil mi?
Civarlarda birkaç bin yıllık tarihi gemiler var da bizim mi haberimiz yok?

Hayır bu adamların kökeni'de, Anadolu'ya göç edenlerin kökeni de ortak. Etrüsklerin kökeni de Anadolu. Hepsi'nin kökeni Altay, Sibirya arası bölgelerde yaşamış halklar. ÖnTürkler yani
 
Back
Top Bottom